Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1239 E. 2022/2238 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2020
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 16.11.2015 tarihinde davalıların zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve sürücüsü olduğu aracın davacıların murisi … idaresinde bulunan araca çarpması sonucu aracın hasar gördüğünü, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/73 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte aracın değerinin 40.000,00-TL sovtaj değerinin 5.000,00-TL olduğunun belirlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere araç hasar tazminatı karşılığı olarak şimdilik 20.000,00-TL’nin işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 25.500,00-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı duruşmalara katılmamış, savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; bilirkişi raporunda dava konusu trafik kazasının oluşumunda davacılar murisi …’in %25, davalı sürücü …’un ise % 75 oranında kusurlu olduğu, …. plakalı aracın trafik kazasından önceki değerinin 40.000,00-TL olup aracın sovtaj değeri olan 6.000,00-TL’nin düşülmesi sonucunda toplam hasar bedelinin 34.000,00-TL belirlendiği, Ankara Batı 10.ASCM’nin 2016/378 Esas sayılı dosyasında sanık sürücü….. üzerine atılı bilinçli taksir ile ölüme sebebiyet vermek suçundan kazanın oluşumunda asli kusurlu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, ancak istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12.C.D. Başkanlığı’nın 22.01.2019 tarih, 2017/3922 Esas, 2019/195 Karar sayılı ilamı ile istinaf kanun yolu aşamasında 3 kişilik uzman bilirkişi heyetinden alınan 24.04.2018 tarihli raporda dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde ….. plakalı araç sürücüsü ile ….plakalı araç sürücüsünün eşit derecede kusurlu olduklarının mütalaa edilmesi üzerine istinaf talebine konu kararın kaldırılarak her iki araç sürücüsünün eşit kusurlu olduğu kabul edilerek davalı sürücünün üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına dair kesin olarak hüküm kurulduğu, dosyada alınan bilirkişi raporunun ceza mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına ilişkin istinaf ilamında yer alan trafik kazasının oluşumuna ilişkin tespitlerle bağdaşmadığı, bu nedenle de dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki kusur tespiti kazanın oluşu ve dosya kapsamı ile uyumlu görülmemekle isabetli olmadığı, kesin nitelikteki istinaf ilamı ve istinaf ilamında kusur tespitine dayanak istinaf aşamasında alınan 3 kişilik kusur bilirkişi raporunun benimsenerek hükme esas almak gerektiği, bu durumda ise; dava konusu trafik kazasının oluşumunda her iki araç sürücüsü eşit kusurlu olduğundan, bilirkişi raporunda hesaplanan 34.000,00-TL hasarın davalı sürücünün %50 kusuruna karşılık olan 17.000,00-TL üzerinden davanın ıslah talebi gözetilerek kısmen kabulü karar vermek gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile; 17.000,00-TL araç hasar tazminatının davalılardan … yönünden trafik kazasının gerçekleştiği 16.11.2015, diğer davalı sigorta şirketi yönünden ise; dava tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin resen bilirkişi incelemesi yaptırdığını, verilen raporu kabul etmeyen davalının itirazlarını dikkate alarak ceza mahkemesince verilen kusur oranına göre karar verildiğini, mahkemenin davalıdan masrafı alınmak üzere yeniden rapor aldırması, ya da kendi yaptırdığı bilirkişi incelemesinde alınan rapora uygun karar vermesi gerektiğini, davanın ıslah ile 25.500-TL üzerinden açıldığını, mahkemece 17.000-TL’si kabul edildiğini ve 8.500-TL’si red edildiğini, davacı için takdir edilen davanın kabul ve red durumu da göz önüne alındığında davalı taraftan az olamayacağından bunun da göz önüne alınması gerektiğini, bilirkişi ücretleri ve harçlar dahil edilmeden dava giderlerinin de eksik hesaplandığını kabul red oranına göre davalıdan sorumlu olduğu giderlerin de eksik ve hatalı hesaplandığını, mahkemenin yaptırdığı bilirkişi incelemesinde verilen rapora göre davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurması gerektiğini, başvuru yapılmadan dava açıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesindeki ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının hukuk hakimini bağlamayacağı yönündeki açık ve emredici hükmüne rağmen ilk derece mahkemesince ceza yargılamasında hükme esas alınan bilirkişi raporunun somut davada hükme esas alınarak karar verildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarına, itiraz edilmiş olmasına rağmen mahkemece yargılamaya son verildiğini, ilk derece mahkemesince yeterince inceleme yapılmadan verilen kararın, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının %75 oranında asli kusurlu bulunması yönündeki rapora itiraz ettiklerini, olay yeri inceleme tutanağında davalının kaza ile ilgili herhangi bir kusurunun bulunmadığını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12.Ceza Dairesi’nin 2017/3922 Esas sayılı dosyası üzerinden alınan 02.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda davalının tali, müteveffa …’in asli kusurlu olduğu; aynı dosyası üzerinden İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/48 Talimat no’lu dosyası ile alınan 24.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise eşit kusurlu olarak tespit edildiğini, bilirkişi raporuna ceza yargılamasında itiraz etmelerine rağmen istinaf incelmesinde hükme esas alındığını, ceza yargılamasındaki sorumluluk ve hukuk yargılamasındaki sorumluluğun birbirinden farklı olduğunu, ceza yargılamasının bütünü kapsamında alınan bütün raporlar birbirinden farklı tespit ve kanaat içermekte olduğu gibi 24.08.2018 tarihli bilirkişi raporuna da itiraz edildiğini, ceza yargılamasında hükme esas alınan bilirkişi raporunun, somut olayda İlk Derece Mahkemesince de hükme esas alınmasının kanunun açık ve emredici hükmüne aykırı olduğunu, eksik ve hatalı incelemeyle, 6098 sayılı TBK’nın 74. Maddesinde yer alan açık ve emredici hükme, savunma hakkına, adil yargılanma hakkı ve hakkaniyete aykırı olarak verilen karar kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve sürücüsü olduğu aracın davacıların murisi … idaresinde bulunan araca çarpması sonucu aracın hasar gördüğünü belirterek araçta meydana gelen hasar bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
1-Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında davacı …’in idaresinde bulunan araç ile aynı istikamette seyreden … idaresinde bulunan aracın sol arka yan kısımlarına kendi aracının sağ ön kısımları ile çarptığı olayda davacının arkadan çarpma nedeniyle tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafından yapılan başvuru üzerine Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/73 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda araç üzerinde yapılan incelemede araç üzerindeki hasarlara göre kazanın kaza tespit tutanağında belirtildiği şekilde meydana gelmediği, …’in aracının sağ yan kısmında seyreden …’un aracı ile …’in aracına sürttüğünü, …’ın direksiyon hakimiyetini kaybederek sağa manevra ile şeridine dönmek isterken sağında bulunan aracın sol arka kısmına çarpması sonucu kazanın meydana geldiği belirtilmiştir.
Mahkemece tayin edilen bilirkişiden alınan 05.04.2019 tarihli raporda davalının şerit değiştirmemesi gerekirken kontrolsüz şekilde solundaki şeride yanaşması ve alkollü olarak araç kullanması nedeniyle %75 oranında, davacılar murisinin ise yolun ilerisini kontrol etmeden hızlı araç kullanması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, davalı vekili tarafından rapora itiraz edilmiştir.
Dava konusu kaza nedeniyle görülmekte olan Ankara Batı 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/378 Esas sayılı dosyasında sanık sürücü … hakkında kamu davası açıldığı, sanığın bilinçli taksir ile ölüme sebebiyet vermek suçundan kazanın oluşumunda asli kusurlu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, karara karşı sanık ve katılanlar tarafından istinaf başvurusu yapılması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi’nin 22.01.2019 Tarih, 2017/3922 Esas, 2019/195 Karar sayılı dosyasında istinaf aşamasında üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiği, alınan 24.04.2018 tarihli raporda kaza yerinin hafif viraj olduğu, araçlarda meydana gelen hasarlara göre kazanın arkadan çarpma şeklinde meydana gelmediği, araçların komşu şeritlerde seyrettiği sırada sanığın idaresinde bulunan aracın solundaki şeride manevra yaptığı, arkadan gelen aracında aynı anda sağındaki şeride manevra yapması nedeniyle müteveffanın aracının sağ ön tarafı ile sanığın aracının sol arka kısmının temas ettiği, sanığın aracının tekerlekleri üzerinde direnme hareketi yapması sonucu jantının parçalandığı, müteveffanın ise direksiyon hakimiyetini kaybettiği, aracın bariyerlere çarptığı, olayda her iki sürücünün de eşit kusurlu olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, her iki araç sürücüsünün eşit kusurlu olduğu kabul edilerek sanık sürücünün üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına dair kesin olarak hüküm kurulmuştur.
Mahkemece ceza mahkemesi dosyasında belirlenen kusur oranlarına göre davalının ve davacılar murisinin eşit kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi gereğince Ceza hukuku ile ilişkisinde başlığı altında “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir.
Hukuk hakiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti, gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir.
Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 Esas, 2014/1091 Karar). Hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını belirleyen maddi olgularla ve ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı ile bağlıdır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu olayda olayın oluşuna ilişkin kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile belirlenen maddi vakıa, yani dava konusu olayda kazanın meydana geliş şekli ve bunun kusur oranlarına etkisi belirlenmiş olması nedeniyle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin diğer istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davacı vekili dava dilekçesi ile araçta meydana gelen 20.000,00-TL hasar bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiş, yargılama aşamasında ıslah dilekçesi ile talebini 25.500,00-TL olarak ıslah etmiş, mahkemece kusur oranlarına göre 17.000,00-TL hasar bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece hüküm fıkrasının 2. bendinde davacılar için 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiline, 4. bendinde ise 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine şeklinde hüküm kurulmuş ise de, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi gereğince davacılar yararına 3.400,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde düşük vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan, yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre davacılar tarafından ödenen peşin karar ilam harcı, başvuru harcı ve ıslah harcının tamamının, yapılan tüm yargılama giderlerinin kabul ve red oranına göre davalılardan tahsili gerekirken davacılar tarafından yatırılan harçlar ve bilirkişi ücretinin yargılama giderlerine dahil edilmemiş olması doğru görülmediğinden davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı … vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davacılar vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ İLE; dava konusu 17.000,00-TL araç hasar tazminatının davalılardan … yönünden trafik kazasının gerçekleştiği 16/11/2015, diğer davalı sigorta şirketi yönünden ise; dava tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-) Alınması gerekli karar ve ilam harcı nisbi 1.161,27-TL harçtan peşin yatırılan 341,55-TL ile 94,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 435,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 725,72-TL harcın davalılardan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
3-) Davacılar yargılamada vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/1. maddesi gereğince 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-) Davalı … yargılamada vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi gereğince 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-) Davacı tarafından yatırılan,31,40-TL başvuru harcı, 341,55-TL peşin karar ve ilam harcı, 94,00-TL ıslah harcı olmak üzere 466,95-TL.nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacı tarafından ödenen toplam 247,15-TL. posta gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti toplam 847,15-TL yargılama giderinin red-kabul oranına göre 559,11-TL’sının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-) HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince davalı …’tan alınması gereken 1.161,27-TL TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 235,92-TL.’nın mahsubu ile kalan 925,35-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
2-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 27,50-TL yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 24.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.