Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1217 E. 2022/2076 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1217 – 2022/2076
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1217
KARAR NO : 2022/2076

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2020
NUMARASI : 2020/2 Esas 2020/90 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının annesi …’un vefat ettiğini, davalı tarafından düzenlenen poliçede ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında manevi tazminat klozu bulunduğunu, sigorta şirketine 10.000,00TL manevi tazminat ödenmesi için başvuru yapıldığını, ödeme yapılmadığını, kazada hatır taşıması bulunması, kusur durumu gibi bir kısım indirim sebepleri nazara alınarak, 6.500,00TL manevi tazminatın 25.01.2019 tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı tarafından düzenlenen ihtiyari mali sorumluluk sigortası kapsamında 20.000,00TL teminat bulunduğunu, poliçe özel şartlarında ihtiyari mali mesuliyet teminatına manevi tazminatında dahil edildiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, davacının manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, müteveffanın emniyet kemeri takmadığı için müterafik kusuru bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; davalıya Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta yolcu olan …’nun vefat ettiği, mirasçılık belgesine göre davacının müteveffanın mirasçısı olduğu, sigortalı aracın…’nun sevk ve idaresinde iken kazanın meydana geldiği, İMSS’nin amacının trafik kazaları sonucunda üçüncü kişilere verilecek zararların güvence altına alınması olduğu, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/19455 Esas 2019/7429 Karar ) İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının 3. Maddesinin (c) bendinde açıkça ”işletenin veya aracı sevk edenin eşinin, usul ve füruunun ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin uğrayacağı zararların teminat dışında kaldığı” düzenlemesinin bulunduğu, davacı ile sigortalı aracın sürücüsünün kardeş olduğu, kazada annelerinin vefat ettiği, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının 3. Maddesinin (c) bendi gereğince davacının talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; HMK 25. Maddesinde “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.” şeklinde olduğunu, davalının gerek davadan önce yapılan başvuruya gerekse eldeki davaya verdiği cevabında davaya konu edilen olayın poliçe kapsamında olmadığı yönünde hiç bir savunması olmadığını, Hakimin sanki davalı tarafından böyle bir savunma defi ileri sürülmüş gibi ilk celsede davayı ret etmesinin yerinde olmadığını,
İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları 3/c bendinde “işletenin veya aracı sevk edenin eşinin, usul ve füruunun ve birlikte yasadığı kardeşlerinin uğrayacağı zararların teminat dışında kaldığı” düzenlemesinin bu hali ile her ne kadar dava dışı sürücü ile davacı, kardeş olsalar bile; dosyada bu iki kişinin genel şartlarda ifade edildiği gibi birlikte yaşadıklarına dair hiç bir delil bulunmadığını, kaldı ki hakim HMK 31. Maddesi kapsamında açıklama yaptırsa, soru sorsa veya bu konuda delil gösterilmesini istese kardeşlerin birlikte yaşamadıklarını somut deliller ile ispat edilebileceklerini, ilk celsede verilen kararın HMK 27/2.b Maddesi kapsamında hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, davacının adresinin ……iken sürücü…’nun adresinin … …olduğunu, gerek dava dışı sürücü gerek ise davacının TC kimlik numaraları UYAP’a girilerek MERNİS adreslerinin temin edilebileceğini, HMK 325/2 Maddesi gereğince davalıya dava öncesinde yapılan başvuruda veraset ilamı tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapmadığının ancak davalı kazanın Genel Şartlar 3/c maddesi uyarınca poliçe kapsamında olmadığını savunmayarak, davada sıfatı olmadığı halde kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verdiğini, davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının annesi …’un vefat ettiğini belirterek manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu kaza 15.07.2018 tarihinde meydana geldiği, kaza tespit tutanağında, …’nun idaresinde bulunan … plakalı araç ile seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüje çarpması sonucu meydana gelen tek taraflı kazada sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu belirtilmiş, araçta yolcu olarak bulunan …’nun vefat ettiği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından … plakalı aracın ihtiyari mali sorumluluk sigortası 01.08.2017-18 tarihlerinde geçerli olmak üzere düzenlenmiş, sigortalının …A.Ş. olduğu, poliçe özel şartlarında ihtiyari mali mesuliyet teminatına manevi tazminatında dahil edildiği ve teminat limitinin 20.000,00 TL olduğu görülmüştür.
Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının sigorta teminatının kapsamı başlıklı 1. maddesinde sigortacı aracın işletenine yükletilebilecek hukuki sorumluluğu poliçe teminatı kapsamında olmak şartıyla zorunlu mali sorumluluk sigortası haddi üstünde kalan kısmını poliçede yazılı azami miktara kadar temin edeceği düzenlenmiştir. İhtiyari mali sorumluluk sigortası bir sorumluluk sigortası türü olup sorumluluk sigortaları sigortalının üçüncü şahıslara vereceği zararlar sonucu, ödemekle yükümlü olacağı tazminatların güvence altına alındığı sigortalardır. Başka bir deyişle sorumluluk sigortası sigorta ettirene sorumluluk hukuku hükümlerinden doğan tazminat taleplerine karşı koruma sağlar.
İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 3. Maddesinde sigorta teminatı dışında kalan haller sayılmış;
a-Sigortalının kendisinin uğrayacağı zararlar, b) Aracı sevk ve idare edenin, aracı sevk ve idare ederken uğrayacağı zararlar dolayısıyla ileri sürülen talepler,
c) İşletenin veya aracı sevkedenin eşinin, usul ve füruunun (kendisi ile evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların) ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin uğrayacağı zararlar dolayısıyla ileri sürülen talepler,
d) Araç sahibi ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlar dolayısıyla ileri sürülen talepler,
e) Poliçede gösterilen aracın ve bu araç ile taşınan malların (yolcu bagajı ve benzeri eşya teminat dahilindedir) veya çekilen şeylerin bozulması zarar ve ziyaa uğraması yüzünden ileri sürülen talepler,
f) Çalınan veya gaspedilen aracın sebep olduğu ve Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletenin sorumlu olmadığı zararlar ile aracın çalındığını ve/veya gaspedildiğini bilerek binen yolcuların zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülen talepler,
g) Sürat yarışlarına iştirak ve yarış güzergahında yapılan antremanlar sırasında meydana gelebilecek zarar ve ziyan nedeniyle ileri sürülen talepler,
h) Aracın gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla faaliyette bulunan teşebbüslere bırakılmasından sonra aracın sebep olduğu zararlara ilişkin her türlü talepler,
i) Patlayıcı ve parlayıcı maddeler taşınması (yedek akaryakıt hariç) sebebiyle meydana gelen zarar ve ziyanlardan dolayı ileri sürülen talepler.
j) 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletenin sorumlu olmadığı zararlar ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürecekleri talepler, aracı terör ve buna bağlı sabotaj eylemlerinde kullanan kişilerin taleplerinin teminat kapsamında olmadığı” belirtilmiştir.
Mahkemece ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartlarının teminat dışında kalan haller bölümünün 3/ c bendinde “İşletenin veya aracı sevkedenin eşinin, usul ve füruunun (kendisi ile evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların) ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin uğrayacağı zararlar dolayısıyla ileri sürülen talepleri” teminat kapsamında sayılmadığına ilişkin düzenlemenin yorumlanmasında araç sürücüsü ve davacının kardeş oldukları belirtilerek sigorta şirketinden tazminat talep edemeyeceği belirtilmiştir.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere işletenin veya sürücünün eşinin, usul ve füruunun ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin taleplerinin teminat kapsamında olmadığı yani ihtiyari mali sorumluluk sigortasının düzenleme amacına göre işleten ve sürücü dışındaki üçüncü kişilerin zararının karşılanacağını, eş, usul füruu ve kardeşlerin zararları yönünden sigortaya başvuru yapamayacağı belirtilmiş, ancak kardeşler yönünden birlikte yaşıyor olma şartı aranmıştır.
Sorumluluk sigortaları ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde sigorta ettirenin sorumluluk hukuku ilkelerine göre zarar görenlerin zararının karşılanması için yapılan sigorta türüdür. Sigorta şirketi sorumluluktan kurtulmak ya da sorumluluğunu azaltmak için isteğe bağlı sigortalarda sigortacı sigortalısına karşı ileri sürebileceği savunmalar ile kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan savunmaları zarar görene karşı da ileri sürebilir. Sigortacı sigortalının zarar görene karşı sorumluluğunun doğmadığını, zararın sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınmadığını ileri sürebilir. TTK.nın 1485. maddesi ile sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler arasında genel hükümlerinde uygulanacağına dair düzenlemenin atfıyla TTK.nın 1409. maddesi gereğince sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur ve sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. Başka bir deyişle sigortacı zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığını, sigorta ettiren ile yapılan sigorta sözleşmesi ile talep edilen zararı üstlenmediğini iddia etmesi halinde bu hususu ispat etmesi gerekir. İhtiyari mali sorumluluk sigortacısı sigortacı sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenen teminat dışı haller gibi diğer sözleşme hükümlerini zarar görene karşı ileri sürülebilir.
Dava konusu olayda kazada her ne kadar sürücü, davacının kardeşi olsa da davacı araçta yolcu olan annesinin vefatı nedeniyle tazminat talep ettiğinden davacı ve sürücünün birlikte yaşadıklarının davalı sigorta şirketi tarafından iddia ve ispat edilmediği, dosya kapsamına göre davacı ve sürücünün adreslerinin farklı olması nedeniyle birlikte yaşamadıklarının anlaşılmasına göre davacının talebi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2.maddesi gereğince 15.07.2018 tarihinde meydana gelen kazada olayın meydana geliş şekli, somut olayın özellikleri değerlendirildiğinde zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurularak TBK 56. Maddesi gereğince hak ve nesafet kuralları çerçevesinde 6.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1.b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre;
1-Davanın kabulü ile; 6.500,00 TL manevi tazminatın 25.01.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 444,01-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 111,01 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 333,00 TL . harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin başvuru harcı, 111,01 TL peşin harç ve 32,90 TL posta ve tebligat gideri ile olmak üzere toplam 198,31 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 6.500,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
III-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 148,60 TL başvuru harcı ve 40,00 TL tebligat gideri olmak üzere 188,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 20.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.