Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1183 E. 2022/2171 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/673
KARAR NO : 2022/2179

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2019
NUMARASI : 2012/666 Esas 2019/690 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/09/2011 tarihinde, davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan… plakalı araç sürücüsünün tam kusuru ile meydana gelen kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını, davalı … şirketine dava açılmadan önce yapılan başvuru üzerine 26/11/2012 tarihinde 62.403,72-TL ödeme yapılmış olsa da yapılan ödemenin davacının gerçek zararını karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı tarafın ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından verilen ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı talebi 111.463,58-TL’ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan… plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacı tarafça yapılan başvuru üzerine 26/11/2012 tarihinde 62.403,72-TL ödeme yapılarak davacının tüm zararının karşılandığını ve davalı … şirketinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, kaza sırasında davacının emniyet kemeri takıp takmadığının ve hatır taşıması bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde özetle; 16/09/2011 tarihine meydana gelen kaza nedeni ile davacının geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğradığını, sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin davanın Ankara 4. Ticaret Mahkemesi’nin 2012/666 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, davacının geçici maluliyet tazminatı ile bakım ve tedavi gidenin belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 21/10/2019 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile 1.347,55-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1,021,50-TL bakıcı gideri ve 6.056,75-TL tedavi gideri isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça yapılan başvuru üzerine 26/11/2012 tarihinde 62.403,72-TL ödeme yapılarak davacının tüm zararının karşılandığını ve davalı … şirketinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı … şirketinin geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri ve tedavi masraflarından sorumluluğunun bulunmadığını, kaza sırasında davacının emniyet kemeri takıp takmadığının ve hatır taşıması bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsünün ise kusurunun olmadığını, kazaya bağlı yaralanması nedeni ile davacının vücut genel çalışma gücünü %13 oranında kayıp edecek ve 1 ay süre ile iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığını, uzman bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamaya göre davacının 137.596,28-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.021,50-TL bakıcı gideri, 1.347,55-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 6.056,75-TL tedavi gideri hesaplandığını, ıslah dilekçesi doğrultusundaasıl davanın kabulü ile; 137.596,28-TL sürekli işgöremezlik tazminatı alacağının temerrüt tarihi olan 26/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulü ile; 1.347,55-TL geçici işgöremezlik tazminatı ve 1.021,50-TL bakıcı gideri ile 6.056,75-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 8.425,80-TL alacağın temerrüt tarihi olan 26/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden ıslah dilekçesi ile sadece 111.463,58-TL talepte bulunulmuş olmasına rağmen, yerel Mahkemece 137.596,28-TL olarak karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, asıl dava yönünden kararın ıslah dilekçesine uygun olarak düzeltilmesi gerektiğini belirterek kararın bu yönden kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya bağlı olarak davacının yaralanması nedeni ile 26/11/2012 tarihinde 62.403,72-TL ödeme yapıldığını, poliçe tarihi itibari ile poliçe limitinin 175.000,00-TL olmakla ödenen rakam dikkate alındığında limiti aşar şekilde 137.596,28-TL’ye hükmedilmesini usule aykırı olduğunu, kaza tarihi itibari ile tek limit olmasına ve asıl davada bu limitin tüketilmesine rağmen birleşen davada hükmedilen bedellerden davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığı gibi, davalı … şirketinin geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi giderlerinden sorumluluğunun bulunmadığını, mahkeme kararının gerekçe içermemesi nedeni ile de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı ve birleşen dava ise geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri istemine ilişkindir.
1- 6100 sayılı HMK’nun 294-297. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Davacı tarafça asıl davada sürekli iş göremezlik tazminatı ve birleşen davada ise geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi masrafı istenmiş olup, birleştirilen dava dosyalarının bağımsızlıklarını korudukları sabittir. Yerel Mahkemece, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulsa da; ilam başlığında asıl ve birleşen dosya bilgilerinin ayrı olarak gösterilmemesi usule aykırı olmuştur.
2-Bilindiği üzere HMK’nın 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda; taleple bağlılık ilkesi denilmektedir ve yargılamanın temel ilkelerinden biridir. Yargılama bu ve benzeri ilkeler ile şekillendirildiğinden, gerek taraflar gerekse hakim yargılamanın ilkelerini gözetmek durumundadır. Somut olayda; asıl dava yönünden davacı vekili ıslah dilekçesi ile sadece 111.463,58-TL tazminat talebinde bulunulmuş olmasına rağmen, yerel Mahkemenin talebi aşarak 137.596,28-TL sürekli iş göremezlik tazminatına hükmetmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
3-Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dâhilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Her ne kadar dava dilekçelerinde kaza tarihi, hatalı olarak 16/09/2011 şekilde yazılmış olsa da dava konusu kaza 16/09/2010 tarihinde meydana gelmiş olup, kaza tarihi itibari ile davalı … şirketinin sorumlu olduğu poliçe limiti 175.000,00-TL’dir. Eldeki dava ile davacıya ödenmesi gereken tazminat miktarı belirlenirken bu limitin dikkate alınması gerekirken, aksi yönde değerlendirme ile verilen karar usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
4-Davacının bakıcı giderine ilişkin olarak da talebi bulunmakta olup; uğranılan cismani zarar nedeniyle doğan bakım ihtiyacı ve yapılacak bakıcı giderinin doğru tespiti açısından, bakım ihtiyacının boyutunun belirlenmesi önem arz etmektedir. Somut olayda; davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle bakım ihtiyacı bulunup bulunmadığı, varsa bu ihtiyacın oranı ve süresi konusunda uzman doktordan rapor alınmadan bakıcı giderine hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.
5-Birleşen davada davacı tarafın SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine ilişkin talebi de bulunmakta olup, uygulamada bu zararın miktarı TBK 50/2.maddesinde belirlenen esaslara göre belirlenmektedir. Buna göre tedavi giderleri konusunda uzman doktor bilirkişiden, davacının kazadaki yaralanması ile tedavisinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak yapılabilmektedir.
Yerel Mahkemece belgelenemeyen tedavi giderlerine ilişkin olarak doktor bilirkişiden rapor alınmış olsa da; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu karar vermeye elverişli değildir. Öncelikle, tedavi giderleri içinde “refakatçi gideri” masrafına da yer verilmiş olup, davacı tarafın zaten bakıcı gideri istemi olduğundan, mükerrer nitelikteki refakatçi gideri adı altında bir tedavi masrafına hükmedilmesi yerinde değildir. Yerel Mahkemece, davacının talep ettiği tedavi giderlerine ilişkin olarak; konusunda uzman doktor bilirkişisinden, davacının kazadaki yaralanması ile tedavisinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel olan ve KTK’nun 98.maddesi kapsamında kalmayan, belgelendirilmiş ve/veya belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı ve diğer harcamaları konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak hüküm kurulması gerekmekte olup, eksik inceleme ile hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
Bu gerekçelerle, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, kazanılmış haklar korunarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/10/2019 tarih, 2012/666 Esas 2019/690 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Ankara 26. İcra Dairesinin 2019/15338 Esas sayılı dosyasına yatırılan 300.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.