Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1180 E. 2021/549 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 18/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sürücüsü, diğer davalının maliki olduğu aracın davacıya ait araca çarpması sonucu davacının aracında maddi hasar oluştuğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, oluşan hasar nedeniyle davacıya ait araçta değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000,00 TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda davacı tarafın kusurlu olduğunu, haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (araç değer kaybı) talepli davanın 10/04/2019 tarihinde Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kayden açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin …-K sayılı ilamı ile “…dava konusu araçların maliklerinin tacir olduğu, konunun ticari işletmeleriyle ilgili olduğu, görevli mahkemenin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu…” belirtilerek 24/12/2019 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, akabinde davacı vekilince 25/12/2019 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu, arabuluculuk sürecinin 20/01/2020 tarihinde sonuçlandığı, arabuluculuk sürecinin sonuçlanmasına müteakip davacı vekilinin talebi üzerine dosyanın görevli Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, dolayısıyla arabuluculuk başvurusunun dava açıldıktan sonra yapıldığı gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvurusunda; Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyası üzerinden verilen görevsizlik kararı üzerine, süresinde, görevli mahkeme olan Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine dosya gönderilmeden önce kendileri tarafından 20.01.2020 tarihinde zorunlu ticari arabuluculuk dava şartının tamamlandığını belirterek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı tazmini istemine ilişkindir.
07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Somut olayda davacı vekili tarafından 10.04.2019 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açıldığı, yapılan yargılama sonucu 24.12.2019 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, akabinde davacı vekilince 25.12.2019 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığı, arabuluculuk sürecinin 21.01.2020 tarihinde sonuçlandığı, bunu takiben davacı vekilinin talebi üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderildiği, yerel mahkemece davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 17.Hukuk dairesinin…. Karar nolu 04.02.2021 tarihli emsal ilamında da belirtildiği üzere hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Bu itibarla, görevli mahkeme olan ticaret mahkemesine dosya gönderilmeden önce ve böylelikle görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden önce arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından, mahkecemece davanın esasına girilerek delillerin toplanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davalı sürücü …’a yönelik açılan davanın arabuluculuk şartına tabi olmadığı da gözetilmeden davanın dava şartı yokluğundan reddine kararı verilmesi doğru görülmemiş olup ,davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulü ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli …Karar Sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 54,40 istinaf karar harcının davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.