Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1173 E. 2022/2149 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1173 – 2022/2149
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1173
KARAR NO : 2022/2149

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2020
NUMARASI : 2018/1000 Esas 2020/72 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30/11/2018 tarihinde davalılardan … Sigorta A.Ş.’ne zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, …’nun işleteni, …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla N. Erbakan Cad. Selimiye Cad. Kavşağından sola dönüş yaptığında direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüjden ters yöne girerek seyir halinde bulunan davacıya ait sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısmına kendi aracının ön kısmı ile çarptığını, kaza sonucunda polis olan davacı ile araçta yolcu olarak bulunan kızı … ve yeğeni…’ın yaralandığını, davacının yaralanması nedeniyle 5 gün işgöremezlik raporu düzenlendiğini, davacının kazada kusurunun bulunmadığını, davadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını 27/12/2018 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 19.500,00-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin davacının aracındaki hasarı, değer kaybını ve geçici iş göremezlik tazminatını karşılamaktan oldukça uzak olduğunu, davacının aracının değerinin kaza öncesi 40.000,00-TL’den fazla olduğunu, aracın hasarı karşılanmadığı için tamirinin yapılmadığını ve 1 ay kullanamadığını, davacının 26/12/2018 tarihinde aracını hasarlı olarak 12.000,00-TL’ye sattığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik hasar onarım masrafı için 200,00-TL, değer kaybı için 100,00-TL, geçici iş göremezlik tazminatı için 100,00-TL olmak üzere toplam 400,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, aracın kullanılamadığı süre boyunca yaşanan kazanç kaybı için şimdilik 50,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar araç sürücüsü ve malikinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 04/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 200,00-TL hasar bedelini 5.580,00-TL artırarak 5.780,00-TL’ye, 100,00-TL araç değer kaybını 2.512,41-TL artırarak 2.612,41-TL’ye yükselterek arttırılan kısımların ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili, … plakalı araç sürücüsü davalı …’nın Necmettin Erbakan Caddesi üzerinde ilerlerken belediye otobüsünün sıkıştırması sonucu can havliyle aracının istikametini değiştirmesi sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek kendi iradesi dışında ters istikamete girdiğini, dolasıyla kusuru bulunmadığını, davalı …’nın bir an için kusurlu olduğu düşünülse bile davacının meydana gelen kaza sebebiyle uğramış olduğu maddi zararların … Sigorta A.Ş tarafından sorumluluk ilkesince kaza tarihinde geçerli olan poliçe teminat limitleri dahilinde karşılanmasının gerektiğini, davacının kazanç kaybı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; davacı tarafça dava öncesi davalı şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın 11.02.2018 – 2019 tarihleri arasında davalı şirkete ZMMS ile sigortalı olup, sorumluluklarının gerçek zarar ,poliçe limiti ve sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, 27.12.2018 tarihinde davacıya 19.500,00-TL ödediklerinden sorumluluklarının bulunmadığını, davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, geçici iş gücü kaybının teminat dışı olduğunu, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan değerlendirme, toplanan deliller, hüküm kurmaya ve denetime elverişli kabul edilen bilirkişi raporu ile davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi doğrultusunda söz konusu, trafik kazası nedeni ile açılan değer kaybı, hasar bedeli, araç mahrumiyet bedeli tazminatına ilişkin olarak uzman heyetçe hazırlanan 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davacı sürücü …’in meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı, davalı sigortalı araç sürücüsü …’nın tamamen kusurlu olduğu, kaza nedeniyle …’in özür oranının sıfır olması ve 2 hafta süre ile geçici iş göremezlik halinde kaldığının rapor edildiği, araçtaki değer kaybı ve onarım bedelinin kaza tarihi itibariyle 27.892,41-TL olarak hesaplandığı fakat yapılan 19.500,00-TL ödemenin mahsubu sonrası 8.392,41-TL olduğunun tespit edildiği, davacının polis memuru olması nedeniyle, 2 haftalık geçici iş göremez süresi içerisinde 657 sayılı Kanun hükümlerinden faydalandığından bu süre içerisinde maaş almaya devam ettiği anlaşılmakla geçici iş göremezlik tazminatından faydalanamayacağı, davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi doğrultusunda, davacının 5.780,00-TL hasar bedeli, 2.612,41-TL değer kaybı olmak üzere toplam 8.542,41-TL alacaklı olduğu, 27/12/2018 tarihinde davacıya hasar bedeli kapsamında ödeme yapıldığı dikkate alınarak, 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek, aracın cinsi dikkate alınarak yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği kanısıyla davanın kısmen kabulü ile; geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, 5.780,00-TL hasar bedeli, 2.612,41-TL değer kaybı olmak üzere toplam 8.542,41-TL alacağın 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu kazada kusura, araç değerinin miktarına ve araç değer kaybı miktarına ilişkin yaptıkları itirazlar dikkate alınmadan, çekişmeli hususlar yeterince aydınlatılmadan maddi tazminat yönünden hüküm kurulduğunu,
Hükme esas bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin eksik ve yetersiz olduğunu, bilirkişi raporunda davalı …’nın %100 kusurlu olduğu, davacı taraf sürücüsü …’in olayda kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş ise de rapordaki kusur durumunun gerçeği yansıtmadığını, değer kaybı tespitinin yanlış esaslara göre yapıldığını; aracın değer kaybı tespitinde daha önce değişen ve boyanan parçaların dikkate alınmadığını, bilirkişinin bu hususu raporunda da açıkladığı halde davaya konu aracın daha önceden yaptığı iki kazası bulunmakta olup bu kazadan dolayı onarılan ve boyanan parçaları bulunduğunu, bilirkişi raporunda bu hususların göz önüne alınmamasının açıkça hukuka ve usule aykırı olup eksik ve yetersiz düzenlenen iş bu raporun hükme esas alınmasının kabulünün mümkün olmadığını,
Kaza tarihinde aracın değerinin 39.000,00-TL’nin oldukça altında bir değerde olduğunu, davacının aracı 9 yaşında olup oldukça yaşlı ve eski olduğundan tespit edilen miktarın aracın durumuna göre oldukça yüksek olduğunu, aracın modeli, yaşı, eskiliği, daha önce hasar alıp onarımın yapıldığı gibi faktörler göz önüne alındığında tespit edilen araç bedeli ve değer kaybının rayiç değerden oldukça yüksek belirlendiğini, tespit edilen araç değerinin miktarına ve araç değer kaybı miktarına olan itirazlarının mahkemece kabul görmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalıya ait … plaka sayılı araç kaza tarihinde davalı … Sigorta tarafından tarafından tanzim edilen … numara ile zorunlu mali mesuliyet sigortası ve kasko poliçesi ile sigortalı olduğundan bedensel ve maddi zararlardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; araç hasarı yönünden davacının gerçek zararı ispat ile yükümlü olduğunu, T.T.K.’nun 1299/2. maddesi hükmüne göre, sigortacı tarafından ödenecek tazminat miktarının, sigortalı malın menfaat değerinin rizikosunun gerçekleştiği andaki değeri dikkate alınarak tespit edilmesi gerektiğini, davacı ile … no’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … Plakalı aracın 30.11.2018 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonucunda … plakalı …Marka aracın trafik kazasında hasara uğraması nedeniyle 19.500,00-TL davacı tarafa ödenerek … Sigorta A.Ş ‘den başka hiçbir hak ve alacağı kalmadığının beyan edilerek imzasının alındığını, davacının … Sigorta’ya başvuru tarihi 2018 olup aracın hasar bedeli ve onarım tutarının tespitinin piyasa koşullarına göre yapıldığını, bu nedenle yapılan ödeme harici bakiye olan 5.780,00-TL tutarın haksız olduğunu, bu halde davacı, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin kendileri tarafından ödemeyi tam olarak karşılamadığını iddia etmekte ise de, kendileri tarafından yapılan ödemenin gerçek zararı karşılayıp karşılamadığı ispat edilememiş olup yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Davacının aracında değer kaybı meydana gelmediğini, aracın ilk hasarı olmadığından değer kaybı meydana gelmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından raporda da belirtildiği üzere, aracın değer düşümünde daha evvelden değişen ya da boyanan parçaların dikkate alınmadığı tespit edilmiş olup aynı şekilde hasar gören bir parça evvelce işlem gördü ise o parçanın hesaplamada dikkate alınmadığının tespit edildiğini, aracın daha önceden iki kazası mevcut olup değer kaybı tazminatı hesabında bu hususun göz önünde bulundurulmadığını, bilirkişi raporunda da açıkça yazıldığı üzere … plakalı aracın daha önceden değişen ve boyanan parçaları var ise tespit edilmesini gerekmekte olup değer kaybı tespitinin hesaplanmasında bu durumun dikkate alınması gerektiği, … plakalı aracın 22.11.2013 tarihinde olan kaza neticesinde, hasar raporunda sol ön kapı ve kapı çıtasının değiştiği, 18.09.2015 tarihinde olan kaza neticesinde ise hasar raporunda sol ön çamurluğun değiştiği belirlenmiş olup değer kaybı meydana gelebilmesi için aracın ilk hasarı olması gerekliliği Yargıtay kararları ile de sabit olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu, aracın rayiç değerinin fahiş hesaplandığını, bilirkişi raporunda, aracın sigorta bedelinin 31.500,00-TL olduğu belirtilmesine karşın rayiç bedel olarak 39.000,00-TL’nin esas alındığını, araç bedelinin bilirkişi tarafından yaklaşık 7.500,00-TL daha yüksek hesaplanmasının kabul edilmeyeceğini aracın değerinin tespit edilebilmesi için yeni bir rapor alınması gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan geçici işgöremezlik tazminatı, hasar bedeli, araç değer kaybı ve araç mahrumiyeti tazminatına ilişkindir.
Davalılar sürücü ve işleten vekili kusur oranına, hasar ve değer kaybına kabule göre de hasar ve değer kaybından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğuna ilişkin, davalı sigorta şirketi vekili de hasar ve değer kaybına yönelik olarak istinaf isteminde bulunmuştur.
HMK.nın taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26. maddesinde ise “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü gereğince “Hakim tarafların taleplerinin aşacak şekilde karar veremez” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda davacı vekili hasar, değer kaybı ve geçici işgöremezlik tazminatı dışında araç mahrumiyeti yönünden de talep de bulunduğu halde bu talebe ilişkin olumlu olumsuz karar verilmemesi; davacı vekilinin 04.01.2020 tarihli ıslah dilekçesinde hasar bedeline ilişkin olarak istediği 200,00-TL’yi 5.580,00-TL arttırarak 5.780,00-TL’ye, 100,00-TL değer kaybını 2.512,41-TL arttırarak 2.612,41-TL’ye yükselterek arttıran kısımlara yönelik ıslah tarihinde itibaren işleyecek avans faiz talep ettiği halde mahkemece kabul edilen tüm alacaklar yönünden 28.12.2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru görülmemiştir.
HMK’nın 266. maddesi uyarınca mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallere, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.
Trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen hasar, değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararının tespiti de özel ve teknik bilgi gerektiren hususlardandır. Bu nedenle gerçek zararın tespiti için seçilecek bilirkişinin bu konularda uzman olması gerekmektedir.
Davaya konu trafik kazası 30.11.2018 günü saat 18.50 de meydana gelmiştir. Davacının aracında kaza nedeniyle meydana gelen hasarın tespitinde öncelikle araçta kaza nedeniyle değişmesi gereken yedek parça ve işçilik ücretinin tespiti ile aracın kaza tarihindeki piyasadaki 2.el hasarsız rayiç değerinin belirlenerek aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının belirlenmesi; aracın tamirinin ekonomik olması halinde (yedek parça ve işçilik ücreti toplamı) tamir bedeli; tamirinin ekonomik olmaması halinde ise aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa rayiç değeri ile aracın kazalı haldeki sovtaj değerinin belirlenerek, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa rayiç değerinden sovtaj değerinin mahsubu ile hasarın belirlenmesi, aracın pert olması halinde değer kaybının oluşmayacağı; aracın tamirinin ekonomik olması halinde ise değer kaybı olup olmadığının tespitinde, öncelikle aracın onarım bedelinin tespitinden sonra, aracın hasarlanmadan önce olay tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değeri ile onarımından sonra ikinci el piyasa değerinin belirlenmesi ve aradaki farkın değer kaybı zararı olarak alınması gerekir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı Kararı ile, 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplama ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı), daha önce kazaya karışıp karışmadığı hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın kaza tarihindeki hasarsız hali piyasa rayiç değerinin tespiti ile davaya konu kaza sonucu hasarları onarıldıktan sonraki piyasa rayiç değeri tespit edilerek, aradaki farkın değer kaybı zararı olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Hükme esas alınan 11.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda gerek hasar bedeli gerekse değer kaybı zararının yukarıda açıklandığı şekilde belirlenmediği, rapor içeriğinde davacının aracının kaza tarihindeki hasarsız değerinin 39.000,00-TL olduğu, hasar miktarının malzeme ve işçilik toplamı olarak KDV’siz 25.280,00-TL olduğu, aracın daha önce iki kazaya karışmış olmasına rağmen yeni genel şartlara göre 2.612,41-TL değer kaybı oluştuğu, davacının hasar ve değer kaybı zararının toplam 27.892,14-TL olduğu, davadan önce davalı sigorta şirkete tarafından yapılan 19.500,00-TL ödemenin mahsubu ile bakiye zararın 8.392,41-TL olduğu belirlenmiş olup bu raporun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle araç hasarı ve değer kaybı konusunda uzman makine mühendisi bilirkişilerden oluşan heyetten davacının aracında meydana gelen hasarın tespitine yönelik olarak davalı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ve ödemeye konu sigorta hasar dosyası ve ekspertiz raporu (eksper raporunda 17.405,00-TL parça, 4.805,00-TL işçilik bedeli belirlenmiş olup, 2.720,00-TL parça sovtaj bedeli sonucu belirlenen 19.500,00-TL hasar bedeli 27.12.2018 tarihinde davacıya itirazı kayıtla ödenmiştir) da incelenmek suretiyle davacının aracının tamirinin ekonomik olup olmadığı; tamirin ekonomik olması halinde parça ve işçilik ücretine ilişkin hasar bedeli (bu şekilde belirlenecek hasar bedelinden davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile bakiye hasar miktarı); tamirin ekonomik olmaması halinde (pert olması) aracın belirlenecek kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa rayiç değerinden aracın kazalı haldeki belirlenecek sovtaj değerinin (davacı aracı 26.12.2018 tarihinde 12.000-TL’ye sattığı belirttiğinden satış sözleşmesi de istenerek) mahsubu ile (belirlenecek bu değerden sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme de mahsup edilmek suretiyle ) hasarın belirlenmesi, (aracın pert olması halinde de değer kaybının olmayacağı), değer kaybına ilişkin olarak da aracın tamirinin ekonomik olması halinde aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı), daha önceki iki kazası nedeniyle değişen parçalar gibi hususların değer kaybında göz önüne alındığı, aracın kaza tarihindeki hasarsız hali piyasa rayiç değerinin tespiti ile davaya konu kaza sonucu hasarları onarıldıktan sonraki piyasa rayiç değerinin tespit edilerek yukarıda açıklanan hususlarda, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasar bedeli ve değer kaybının tespiti konusunda ayrıntılı, açıklamalı, denetime ve hükme elverişli, önceki raporlarında irdelendiği bir rapor alınması, davacı ve istinaf talebinde bulunan davalılar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da göz önünde tutularak (davacı ve davalılar aleyhine hüküm kurulamayacağından) sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalılar vekillerinin bu hususa yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalılar … ve … vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş. vekillerinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.02.2020 Tarih 2018/1000 Esas ve 2020/72 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalılar … ve … vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalılar … ve … tarafından yatırılan 54,40-TL maktu karar harcı ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırlan 54,40-TL maktu + 145,00-TL nispi istinaf karar harcının talepleri halinde yatırdıkların oranda adı geçen davalılara iadesine,
4-İstinafa gelen davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
5-Ankara 5. İcra Dairesinin 2020/3104 sayılı dosyasına yatırılan 19.150,87-TL nakit teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin ilk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.