Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/117 E. 2022/1899 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/117
KARAR NO : 2022/1899

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2019
NUMARASI : 2017/522 Esas 2019/617 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … –
VEKİLLERİ :

BİRLEŞEN ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/645 E., 2018/676 K.
SAYILI DOSYASI

DAVACILAR :
DAVALI : … –
VEKİLLERİ :
İHBAR OLUNAN :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 23/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl dosya davacıları vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada, davacılar … ve … vekili dava dilekçesinde; 22/05/2017 tarihinde davacıların oğlu …’in yolcu konumunda bulunduğu, dava dışı …’in sevk ve idaresindeki aracın, sağ şeritte duran harfiyat yüklü kamyona arkadan çarpması sonucu davacıların oğlu …’in vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nın 56/1-A maddesini ihlal etmekten kusurlu bulunduğunu ve kaza tarihi itibariyle bu aracın davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar …-… için ayrı ayrı 2.500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100,00 TL cenaze giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş; 20/10/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile davacı … yönünden tazminat talebini 55.575,25 TL’ye, davacı … yönünden tazminat talebini 69.980,98 TL’sine ve her bir davacı yönünden defin gideri talebini ayrı ayrı 300,00 TL ye çıkarmış, 14/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden tazminat talebini 66.973,99 TL, … yönünden tazminat talebini 83.840,17 TL olarak ıslah etmiştir.
Asıl davada, davalı …. vekili cevap dilekçesinde; Davacının dava açmadan önce gerekli tüm evraklarla birlikte usulüne uygun yazılı başvuru yapması gerektiğini oysa davacının dava şartı olan bu hususu göz ardı ederek dava açtığını bu sebeple öncelikle davanın esasa girilmeden usulden reddi gerektiğini, teminat limitlerini belirtmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, davalı şirkete yazı yazılarak söz konusu kaza nedeniyle davacıya veya diğer hak sahiplerine veya kurumlara yapılan ödemelerin sorularak poliçe limitinin belirlenmesi ve ödemelerin poliçe limitinden indirilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı murisleri yönünden, davacılar tarafından destekten yoksun kaldıklarının makul ve muteber delillerle ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada, davacılar … ve … vekili dava dilekçesinde; 22.05.2017 tarihinde davacıların oğlu …’ın yolcu konumunda bulunduğu, dava dışı …’in sevk ve idaresindeki aracın, sağ şeritte duran harfiyat yüklü kamyona arkadan çarpması sonucu davacıların oğlu …’in vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nın 56/1-A maddesini ihlal etmekten kusurlu bulunduğunu ve kaza tarihi itibariyle bu aracın davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek davacı … ve … için maddi tazminat değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik her bir davacı için 2.500,00’er TL destek tazminatı ile 100,00 TL cenaze gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranları ile davalıdan tahsilini talep etmiş; 15/07/2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminat talebini … yönünden 87.977,57 TL ye, … yönünden 75.331,25 TL ye yükseltmiştir.
Birleşen davada, davalı …. vekili cevap dilekçesinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre davacının dava açmadan evvel davalı şirkete talebi ile ilgili gerekli tüm evraklarla birlikte usulüne uygun yazılı başvuru yapması gerektiğini, şirket tarafından istenilen evrakların temin edilmeden ve davalı şirkete iletilmeden doğrudan doğruya dava açmasının kanuna aykırı olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, teminat limitlerini belirtmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, davalı şirkete yazı yazılarak söz konusu kaza nedeniyle davacıya veya diğer hak sahiplerine veya kurumlara yapılan ödemelerin sorularak poliçe limitinin belirlenmesi ve ödemelerin poliçe limitinden indirilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacılar tarafından destekten yoksun kaldıklarının makul ve muteber delillerle ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, asıl ve birleşen davalarda davacıların çocuklarının meydana gelen trafik kazasında hayatlarını kaybettiği, desteklerin yolcu konumunda olduğu, kaza tespit tutanağında belirlendiği üzere sigortalı araç, sürücü …’in olayda tamamen kusurlu bulunduğu, mahkemece alınan 27/08/2018 tarihli raporda karşı araç sürücüsüne, aracın arkasına uyarı işareti koymadığından dolayı %20 oranında kusur izafe edildiğinden, çelişkinin giderilmesi için üçlü heyetten alınan 15/10/2018 tarihli raporda, kamyon sürücüsünün zorunlu nedenlerle sağ şeritte durduğu, dörtlü ikaz ışıklarını yakarak beklediği sırada yüksek oranda alkollü ve meskun mahal hız sınırının yaklaşık üç katı bir hızla seyreden ve kontrolsüzce şerit değiştiren sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, karşı araç şoförünün kusurlu olmadığının bildirildiği, Ankara 8. Ağır ceza mahkemesinin 2017/581 sayılı dosyasında düzenlenen 26/03/2018 tarihli raporda, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunması, karşı araç sürücüsünün kusursuz oluşu nedeniyle beraatine hükmedildiği, kazanın; alkol ve uyuşturucu madde kullanan sigortalı araç sürücüsünün ani şerit değiştirip sol şeritten sağ şeride geçmesi, aracın hızının çok fazla oluşu, öndeki araçların sağından geçmeye çalışması nedeniyle oluştuğu, karşı aracın zorunlu nedenle sağ şeritte park halinde olduğu, dörtlü flaşörlerinin açık olduğu gözetildiğinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun mahkemece de kabul edildiği, destek şahısların asgari ücret düzeyi üzerinde kazancı olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığından, desteğin yasal asgari ücret elde edeceğinin kabul edildiği, pasif dönem için asgari geçim indirimsiz asgari ücretin esas alındığı, ceza yargılaması nedeniyle alınan adli tıp kurumu Ankara Gurup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesinin 18/07/2017 tarihli raporunda, sürücü …’in 1.30 Promil alkollü olduğu, kanında uyarıcı madde bulunduğu destek …’in kanında alkol bulunmadığı ancak uyarıcı madde bulunduğu, destek …’ın kanında ise 1 Promil etanol ve uyarıcı madde bulunduğu belirlendiğinden, kazada ölenlerin yakınlarının alınan beyanlarına göre, araçtakilerin tamamının arkadaş oldukları, gezme amaçlı bir araya geldikleri anlaşıldığından olayda hatır taşıması ve destek şahısların şoförle birlikte alkol ve uyuşturucu madde kullanmış olmaları nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğinin kabul edildiği, ayrı ayrı %20 oranında, sırayla uygulanmak koşuluyla hesaplanan tazminattan bu nedenlerle indirim yapıldığı, davalı taraf emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle indirim yapılmasını da savunmuş ise de tanzim edilen tutanaklarda bu yönde herhangi bir tespit olmadığı, ölen kişilerin bulunduğu aracın önde park halinde ki kamyonun altına girdiği, bu durumda emniyet kemeri takılı olsa dahi ölümün engellenemeyeceği gözetildiğinde emniyet kemeri takılmamasına dayalı indirime gidilmediği, asıl davada ıslah, 22/02/2019 tarihli rapora göre yapılmış ise de davacılar vekili rapora beyanında aleyhteki hususları kabul etmediğinden hatır ve müterafik kusur indiriminin 24/06/2019 tarihli ek raporda belirlenen tazminat tutarları üzerinden yapıldığı, destek şahısların Karşıyaka Mezarlığına defnedildikleri ve cenaze giderinin 600,00 TL olduğu müzekkere cevabından anlaşıldığından, asıl dava yönünden 600,00 TL giderin davacılar arasında paylaştırıldığı, birleşen dosyada ise taleple bağlı kalınarak 100,00 TL’nin davacılar arasında paylaştırıldığı, 24/06/2019 tarihli ek rapor esas alınarak %20 oranında müterafik kusur ve %20 oranında hatır taşıması indirimi uygulanıp, cenaze gideri de eklenmek suretiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, asıl dava da sigorta şirketine 11/07/2017 tarihinde, birleşen dava da 24/08/2017 tarihinde müracaat edildiği gözetilip 8 iş günü eklendiğinde temerrüt tarihi belirlenerek ve sigortalı aracın ticari vasıfta olmadığı da gözetilerek yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği, hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle yapılan indirim takdire dayalı olup taraflarca öngörülemeyeceğinden, yapılan indirimler nedeniyle reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmediği gibi yargılama giderinin de paylaştırılmadığı, sadece davacı … yönünden hatır ve müterafik kusur indirimi dışında 66.973,99 TL talep edilen tazminat, bilirkişi ek raporuyla 61.423,32 TL olarak belirlendiğinden arada ki fark tutarınca bu davacı yönünden dava reddedildiğinden, reddedilen kısım itibariyle davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir olunduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davacı … için 73.280,91 TL tazminatın, davacı … için 39.610,93 TL tazminatın 22/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davacı … için 56.355,60 TL tazminatın, … için 48.262,00 TL tazminatın 09/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı asıl dosya davacıları vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Asıl dosya davacıları … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Trafik kazası tespit tutanağı ve kusur raporları ile de trafik kazasının meydana gelmesinde müteveffa …’in hiçbir kusuru bulunmadığını, ilamın kısmen redde dair kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar kaza esnasında desteğin içerisinde yolcu olarak bulunduğu araçta “hatır için” taşındığından bahisle hatır taşıması indirimi yapıldığı belirtilmişse de dava konusu trafik kazasında hatır taşıması bulunmadığını, bu nedenle tazminattan indirim yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre; hatır taşımasının, maddi veya manevi bir menfaat sağlanmadan bir kimsenin araca alınması ve taşınması olduğunu, işleten veya araç işleticisinin, zarar gören yolcuyu, para kazanma veya başka bir menfaat için değil, sırf hatır için, herhangi bir karşılık almaksızın taşıması halinde hatır taşımasından söz edilebileceğini, hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanmasının önemli olduğunu, yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebileceğini, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, aralarında akrabalık bağı olmayan veya somut uyuşmazlıkta olduğu üzere, aracın sürücüsü ile araçta yolcu olan desteğin soy isimlerinin farklı olduğu her durumda taşınanın hatır için ücretsiz taşındığı gibi bir anlam çıkmaması gerektiğini, somut olayda trafik kazasına karışan, desteğin içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü … ile destek … ve arkadaşları birlikte eğlenmeye gitmiş oldukları için desteğin taşınmasında araç sürücüsünün de manevi bir menfaati olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, yine kararda destek …’in araç sürücü ile birlikte alkol ve uyuşturucu madde kullanmış olduğundan bahisle müterafik kusur indirimine gidilmesinin açıkça hatalı, usul ve yasaya aykırı olduğunu, ceza dosyası kapsamında mevcut Ankara Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi’nin 18.07.2019 tarihli raporu ile de tespit edildiği üzere …’in kanında alkol bulunamadığını, kaldı ki, …’in araç sürücüsü …’in alkollü olduğunu bildiği halde aracına bindiği iddiasının afaki olduğunu, dosya kapsamında bu hususu kanıtlayacak herhangi bir bilgi, belge ve delil bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Asıl ve birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Asıl davada, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hak sahibi anne ve baba için uygulanan destek oranlarının Yargıtay kararlarına göre toplamda daha yüksek olmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalarda müteveffanın kendisi ve hak sahibi eşi için 2, hak sahibi çocuklar ile anne ve babası için ise 1’er pay ayrıldığını, bu nedenle bilirkişi tarafından uygulanan destek oranlarının Yargıtay Kararlarına göre daha yüksek olduğunu (Yargıtay 17. HD 18/01/2016 Tarih ESAS NO: 2014/4903, KARAR NO: 2016/532,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5528 E., 2016/11500 K.),
Kararda hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılırken hesaplama hatası yapıldığını, her ne kadar hatır taşıması ve alkollü sürücünün aracına binilmesinden dolayı ayrı ayrı %20 indirim yapıldığı belirtilse de; indirim yapılırken her bir davacı yönünden bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat tutarından toplamda %40 indirim yapılması gerekirken; her bir davacı yönünden bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat tutarından önce %20 indirim yapıldığını, elde edilen tutar üzerinden tekrar %20 indirim yapılarak davacıların talep edebileceği tazminat tutarlarının hesaplandığını, konuya açıklık getirmek gerekirse; hatır taşıması ve alkollü sürücünün aracına binilmesinden dolayı ayrı ayrı %20 indirim yapıldığı belirtilerek; asıl dava yönünden … için hükmolunan tazminat miktarının 73.280,91 TL olarak belirtildiğini, aslında hükmolunan tutar hesaplanırken; (hükme esas bilirkişi raporunda istinaf incelemesini gerektiren hususlara ilişkin beyanları saklı kalmak kaydıyla) bilirkişi raporunda …’in talep edebileceği tazminat miktarının 114.032,68 TL hesaplandığını, hatır taşıması ve alkollü sürücünün aracına binilmesinden dolayı ayrı ayrı %20 indirim yapılması halinde; 114.032,68 TL’den toplamda %40 oranında indirim yapılarak 68.419,08TL olarak hesaplanması gerektiğini, ancak Mahkeme kararında hatalı olarak 114.032,68 TL den önce %20 indirim yapılarak 91.226,44 TL bulunduğunu, ardından 91.226,14 TL üzerinden %20 indirim yapılarak tazminat tutarı belirlendiğini, hesaplama hatası yapıldığını, aynı hesap hatasının Asıl Davada davacı … bakımından da yapıldığını,
Birleşen davada (Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/645 Esas 2018/676 Karar), hükme esas alınan bilirkişi raporunda hak sahibi anne ve baba için gelecek dönem zarar tutarlarının olması gerekenden daha yüksek belirlendiğini, hak sahibi anne ve baba için hesaplanan gelecek dönem irat katsayıları toplamının olması gerekenden daha yüksek belirlendiğini, bilirkişi tarafından peşin değer formülasyonu doğru gösterilmesine rağmen gelecek dönem zarar tutarının olması gerekenden daha yüksek hesaplandığını (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2000/9-889 K. 2000/904 T. 17.5.2000), hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılırken hesaplama hatası yapıldığını, her ne kadar hatır taşıması ve alkollü sürücünün aracına binilmesinden dolayı ayrı ayrı %20 indirim yapıldığı belirtilse de; indirim yapılırken her bir davacı yönünden bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat tutarından toplamda %40 indirim yapılması gerekirken; her bir davacı yönünden bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat tutarından önce %20 indirim yapıldığını, elde edilen tutar üzerinden tekrar %20 indirim yapılarak davacıların talep edebileceği tazminat tutarlarının hesaplandığını, birleşen dava yönünden … için hükmolunan tazminat miktarının 56.355,60 TL olduğunu, (hükme esas bilirkişi raporunda istinaf incelemesini gerektiren hususlara ilişkin beyanları saklı kalmak kaydıyla)bilirkişi raporunda …’ın talep edebileceği tazminat miktarının 87.977,57 TL olarak hesaplandığını, hatır taşıması ve alkollü sürücünün aracına binilmesinden dolayı ayrı ayrı %20 indirim yapılması halinde; 87.977,57 TL den toplamda %40 oranında indirim yapılarak 52.786,42 TL olarak hesaplanması gerekirken, kararda hatalı olarak 87.977,57 TL’den önce %20 indirim yapılarak 70.382,56 TL bulunduğunu, ardından 70.382,56 TL üzerinden %20 indirim yapılarak tazminat tutarı belirlendiğini, aynı hesap hatasının davacı … bakımından da yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Asıl ve birleşen davalar, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, dava desteklerin yolcu konumunda bulunduğu aracın ZMMS şirketi aleyhinde açılmıştır. Asıl ve birleşen dosya davacıları, trafik kazası sonucu vefat eden … ve …’ın anne ve babalarıdır.
1-Asıl Dosya davacıları … ve … vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Hazırlık soruşturması evrakı, hazırlıkta alınan ifadeler, ceza mahkemesi dosyası ve iş bu tazminat dosyası kapsamına göre; asıl dosya davacılarının oğlu olan destek … ile dava dışı sigortalı aracın sürücüsü … ve araçta bulunan birleşen dosya davacıları … ve …’nin oğlu … arkadaş olup, hep birlikte gezme ve eğlenme amaçlı araçta oldukları anlaşılmıştır. Davalı … şirketine trafik sigortalı araç dava dışı … adına trafikte kayıtlı olup, poliçede sigortalı olarak ta … gösterilmiştir. Destekler ve araç sürücüsü arasında akrabalık ilişkisi bulunmamaktadır. Ücret karşılığı taşındıklarına dair somut belge ve bilgi de bulunmamaktadır. Zira araç sürücüsü …’in olay anında 1.30 promil alkollü ve uyuşturucu madde etkisi altında olduğu yine destekler … ve …’in de yapılan kan tahlillerinde uyarıcı, uyuşturucu madde olduğu, …’in kanında etanole de rastlandığı belirlenmiştir. Davaya konu kazanın 22.05.2017 tarihinde saat 02:20:45’te meydana geldiği, kazaya ilişkin CD görüntülerine ve aracın takılı kalan kadranına göre sürücü …’nin 140km hızla seyrettiğinin belirlendiği, tünele çok hızlı girdiği, önünde seyreden araçların sağından geçmek için şerit değiştirdiği bu sırada arıza nedeniyle sağ şeritte gerekli önlemleri alarak durmakta olan dava dışı … yönetimindeki kamyonun arkasına frensiz şekilde çarptığı ve kamyonun altına girdiği anlaşılmıştır. Olayda sigortalı araç sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucu dava dışı karşı araç sürücüsü … hakkında olayda kusuru bulunmadığından beraat kararı verildiği görülmüştür. Davaya konu trafik kazasında sürücü ile araçta bulunan … ve … vefat etmişlerdir. Bu durumda olayda hatır taşıması şartlarının oluştuğu, desteğin hatır için taşındığı, taşımanın bir menfaat karşılığı olmadığı anlaşılmakla mahkemece davacıların oğlu …’in sigortalı araçta hatır için taşındığının kabulü ile tazminatlardan hatır taşıması indirimi yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, sürücü … ile arkadaş olan, kendi kanında da uyarıcı madde olduğu tespit edilen …’in, yine kanında 1.30 promil alkol olduğu, ayrıca uyuşturucu maddenin etkisi altında olduğu anlaşılan, aynı araçta birlikte gezmeye çıktıkları arkadaşı …’nin alkollü ve uyuşturucu maddenin etkisi altında olduğunu bilmediğini ve bu durumu bilmeden araca bindiğini kabul etmek hayatın olağan akışına aykırı olacağından (zira araçta bulunan diğer arkadaşları …’in kanında da etanol ve uyarıcı maddeye rastlanmakla) alkollü ve uyuşturucu madde aldığını bildiği sürücünün aracına binmesi nedeniyle olayda müterafik kusurlu olduğunun kabulü ile tazminatlardan bu nedenle indirim yapılmasında da bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenlerle asıl dosya davacıları vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf taleplerinin (HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf talepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve Birleşen Dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf taleplerine gelince; Asıl ve birleşen dava dosyalarında hükme esas alınan tazminat raporunda davacı anne ve babalara ayrılan destek paylarının yerleşik Yargıtay kararları ve uygulamalarına uygun bulunması, destek ve eşe 2’şer, anne, baba ve çocuklara 1’er pay ayrılmasında usulsüzlük olmaması, tazminat hesabında gelecek dönem zararlarının tespitinde hata bulunmaması, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği tazminat hesabının TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi uygulanarak yapılması gerekirken, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 ve 1.8 teknik faiz yöntemi uygulanarak tazminat hesaplanmış ise de, bu durumun istinaf talebinde bulunan davalı … lehine olması, davacı tarafın açıkça bu konuda istinaf talebi olmaması nedeniyle davalı taraf lehine oluşan usulü kazanılmış hakta gözetilerek inceleme konusu yapılmaması, olayda hatır taşıması ve müterafik kusur bulunduğunun tespiti ile hesaplanan tazminatlardan ayrı ayrı %20’şer oranında iki kez indirim yapılmasında isabetsizlik bulunmaması, somut olaydaki gibi hatır taşıması ve müterafik kusurun birlikte bulunması halinde tazminatlardan toplam %40 oranında indirim yapılması şeklinde bir uygulama bulunmaması, mahkemenin indirim yönteminin doğru olduğunun anklaşılmasına göre asıl ve birleşen dosya davalısı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Asıl ve birleşen dosya davalısı … sigorta AŞ. vekilinin hatır taşıması ve müterafik kusur indirimlerinde hesaplama hatası olduğuna dair istinaf talebinin incelenmesine gelince; Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Anılan madde kapsamında yer alan indirim sebeplerinden bir kısmı; zarar verici fiile rıza, ortak veya kişisel kusurdur. Zarar gören, zararlandırıcı olayın sebep olacağı zarara önceden razı olabilir. Zarar gören, zarara açık veya örtülü bir irade beyanıyla razı olabileceği gibi, rızanın, diğer bir takım olgulardan da çıkarılması mümkündür. Bu duruma yargısal kararlarda en sık rastlanılan örnek; ehliyetsiz sürücünün ve/veya içkili sürücünün arabasına, onun bu durumunu bilerek binen bir kişinin, meydana gelebilecek zarara önceden, kapalı bir şekilde razı olduğunun kabulü yönündedir. Yine zarar görenin emniyet kemeri takmaması nedeniyle araçtan fırlayarak zararın doğmasına ya da artmasına sebebiyet vermesi de örnekler arasındadır. Makul bir insanın aynı şartlarda kendi yararı gereğince yapmaması gereken harekette bulunması, zarar görenin ortak kusurunu ifade etmektedir. Zarar görenin bu kusuru, illiyet bağını kesmeyecek yoğunlukta ise tazminattan bir indirim sebebidir. Burada da hâkim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak, hakkaniyet düşüncesiyle indirim yapabilecektir. Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 51 ve 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hatır taşıması ise bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (Eren, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582)
Buna göre, hatır taşıması indirimi için kural olarak hatır taşıması şartlarının varlığı yeterli iken, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almaması, bu anlamda kusurlu olması gerekmektedir. Hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi farklı kaideler olup, her olayda bir arada bulunmayabilir. Yargıtay 17. HD’nin yerleşik uygulaması gereğince, hesaplanan tazminattan desteğin hatır için taşınması durumunda %20 oranında, birden fazla müterafik kusur durumunun birlikte bulunması halinde de ayrıca %20 oranını geçmeyecek şekilde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kabul edilmektedir.
Somut olayda asıl ve birleşen dosya davalısı sigorta şirketi vekili, müteveffanın sigortalı araçta yolcu konumunda olup, desteğin araçta hatır için taşındığını, ayrıca müteveffanın alkollü ve uyuşturucu madde etkisi altında olan müteveffa sürücünün aracına binmesi sebebi ile müterafik kusuru ile zarara uğradığını belirterek tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, olayda hatır taşıması ve müterafik kusur şartlarının oluştuğunun kabulü ile davacılar için belirlenen tazminatlardan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılarak, sonuç tazminatlara hükmedilmiş ise de, özellikle asıl dava dosyasında davacı tarafın bedel artırım ve ıslah dilekçelerindeki talepleri dikkate alınmadan, davacıların ıslah dilekçesinden sonra alınan ek aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan destek tazminatları üzerinden indirim yapılarak davalı … aleyhine olacak şekilde fazla bakiye tazminata hükmedilmiştir. Şöyle ki; asıl ve birleşen davada davacılar vekili belirsiz alacak davası açarak, her bir davacı için 2.500,00’erTL destek tazminatı ve 50,00’şer TL cenaze gideri talep etmiş, 27.08.2018 tarihli aktüer bilirkişi raporu alındıktan sonra, davacılar vekili 20.10.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı anne için 69.980,98 TL destek, 300,00 TL cenaze gideri, davacı baba için 55.575,25 TL destek ve 300,00 TL cenaze gideri tazminatının tazminini istemiştir. Bu raporun yerleşik Yargıtay uygulamalarına uygun bulunmadığı, davacı anne ve baba için 99 yaşına kadar yaşama ihtimalleri esas alınarak hazırlandığı görülmüş, davacılar vekili ve davalı … vekilinin itirazları nedeniyle aynı aktüer bilirkişiden 27.02.2019 tarihli ek rapor alınmıştır. Söz konusu ek raporda davacı anne … için 83.840,17 TL destek, davacı baba … için 66.973,99 TL destek, birleşen dosya davacısı … için 82.453,15 TL destek, davacı baba … için 74.101,75 TL destek tazminatı hesaplanmıştır. Asıl davacılar vekili 14.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı anne için 83.840,17 TL ve baba için 66.973,99 TL belirlenen destek tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı … ek raporda davacıların destek tazminatlarının birer yıl fazla hesaplandığını, irat katsayısının hak sahiplerinin hesap tarihindeki yaşlarına göre belirlenmediğini ileri sürerek, davacılar vekili de birleşen dava dosyası yönünden tazminat hesabının hatalı olduğunu ileri sürerek itiraz etmişlerdir. Bunun üzerine aynı bilirkişice düzenlenen 24.06.2019 tarihli tazminat raporunda, asıl dosya davacıları … için 114.032,68 TL, … için 61.423,32 TL, birleşen dosya davacıları … için 87.977,57 TL, … için 75.331,25 TL destek tazminatı hesaplanmıştır. Raporlar arasındaki tazminat farkları bilinen dönemlerin rapor tarihine kadar hesaplanmasından kaynaklanmıştır. Birleşen dosya davacıları vekili 15.07.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile tazminat taleplerini davacı … için 87.977,57 TL’sine, … için 75.331,25 TL’sine çıkarmış, cenaze gideri yönünden talebini artırmamıştır.
Bu durumda mahkemece asıl dosya davacıları … için bedel artırım ve en son ıslah dilekçesi ile talep edilen 83.840,17 TL destek tazminatı ve 300,00 TL cenaze gideri toplamı 84.140,17 TL üzerinden %20 hatır taşıması ve daha sonra %20 müterafik kusur indirimi yapılarak neticeten 53.849,70 TL tazminata karar verilmesi gerekirken, davacılar vekilinin ıslah dilekçesinden sonra alınan 24.06.2019 tarihli tazminat raporunda tespit edilen ancak davacıların talep etmediği 114.032,68 TL tazminattan hatır ve müterafik kusur indirimi yapılarak fazla tazminata karar verilmesi doğru olmadığı gibi, hükme elverişli olduğu anlaşılan 24.06.2019 tarihli ek raporda davacı … için belirlenen 61.423,32 TL destek tazminatına 300,00 TL cenaze gideri eklenerek toplam 61.723,32 TL üzerinden yine %20’şer oranında ayrı ayrı indirim yapılarak 39.502,92 TL tazminata karar verilmesi gerekirken, hesap hatası sonucu 39.610,93 TL tazminata karar verilmesi, birleşen dosya davacısı … yönünden artırım dilekçesi ile talep edilen 87.977,57 TL destek tazminatına 50.00 TL cenaze gideri eklenerek toplam 88.027,57 TL üzerinden hatır ve müterafik kusur indirimi yapılarak 56.337,64 TL tazminata karar verilmesi gerekirken, hesap hatası sonucu 56.355,60 TL tazminata karar verilmesi, davacı … yönünden artırım dilekçesinde talep edilen 75.331,25 TL destek tazminatına 50.00 TL cenaze gideri eklenerek toplam 75.381,25 TL tazminat üzerinden hatır ve müterafik kusur indirimi yapılarak 48.244,00 TL tazminata karar verilmesi gerekirken, hesap hatası sonucu 48.262,00 TL tazminata karar verilmesi de doğru görülmediğinden, davalı … vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yerel mahkeme kararının, Dairemizce kaldırılan hükümleri dışında kalan kısımları, infazda tereddüt yaşanmaması için aynen yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dosya davacıları … ve … vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Yukarıda 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosya davalısı … Sigorta A,Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.09.2019 tarih ve 2017/522 Esas 2019/617 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
C) 1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile, davacı … için 53.849,70 TL tazminatın, davacı … için 39.502,92 TL tazminatın, 22/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.376,92 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin ve ıslah anında alınan harcın mahsubu ile bakiye 6.214,85 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan 193,40 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı … için taktir olunan 6.273,47 TL, davacı … için takdir olunan 4.695,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, (Davalı … lehine oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek,daha aleyhine karar verilemeyeceğinden hükmedilen tazminatlar üzerinden 2019 yılı AAÜT gereğince vekalet ücreti hesaplanmıştır.)
5-Dava sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 4.695,32 TL vekalet ücretinin davalı … … alınarak davalıya verilmesine, (AAÜT’nin 13/1-2-3 maddeleri gereğince)
D) 1-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile Davacı … için 56.337,64 TL tazminatın, … için 48.244,00 TL tazminatın 09/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.143,97 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin ve ıslah anında alınan harcın mahsubu ile kalan 6.571,14 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan 604,23 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı … için takdir olunan 6.547,14 TL vekalet ücretinin, davacı … için takdir olunan 5.656,84 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, (Davalı … lehine oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek, daha aleyhine karar verilemeyeceğinden hükmedilen tazminatlar üzerinden 2019 yılı AAÜT gereğince vekalet ücreti hesaplanmıştır.)
5-Davacılarca yapılan 91,90 TL dosya, tebligat ve posta gideri, 2.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.040,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak eşit oranda davacılara verilmesine,
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Asıl dosya davacılarından alınması gereken 80.70 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 44.40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 36.30 TL harcın asıl dosya davacılarından tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Asıl dosya davacıları tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
3-Asıl ve birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 3.715,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili sigorta şirketine iadesine,
4-Asıl ve birleşen dosya davalısı sigorta şirketi tarafından yatırılan 150,00 TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili sigorta şirketine iadesine,
5-Asıl ve birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan toplam 40,00 TL istinaf yargılama giderinin asıl ve birleşen dosya davacılarından alınarak, davalı … şirketine verilmesine,
6-İstnaf başvuru harçları peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç ikmali ve iadesi ile ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.