Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1161 E. 2022/2137 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1161 – 2022/2137
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1161
KARAR NO : 2022/2137

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2020
NUMARASI : 2018/349 Esas 2020/90 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLLERİ :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı… Sigorta Şirketi vekili ile davalı… Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 16.03.2017 tarihinde, davalı… Sigorta Anonim Şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, davalı …’ın idaresinde bulunan… plakalı minibüs ile davalı… Sigorta Şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı davalı … idaresinde bulunan … plakalı aracın karıştığı kazada… plakalı minibüsün tramvay yolu üzerinde yürümekte olan yaya …’ya çarptığını, meydana gelen kaza sonucu davacıların eşi ve babası olan …’nın vefat ettiğini, kazada araç sürücülerinin kusurlu olduğunu belirterek HMK.nın 107. maddesi gereğince her bir davacı için ayrı ayrı 500,00 TL maddi tazminatın davalılardan, her bir davacı için ayrı ayrı 60.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesinin talep etmiş, yargılama aşamasında davacı eş için maddi tazminat talebini 64.006,14 TL olarak belirlemiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili, davalının… plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalılarının kusuru oranında sorumlu olduklarını, ölenin destek olduğunun ispatlanmasının gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı… Sigorta Şirketi vekili, davalının … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, dava açılmadan önce yapılan başvuru üzerine kusur oranına göre 37.648,08 TL’nin 23.03.2018 tarihinde ödendiğini, ibraname alındığını, 2918 sayılı KTK.nın 111. maddesi gereğince 2 yıl içinde dava açılmadığını, kusurun adli tıp kurumu tarafından tespit edilmesini, ölenin destek olduğunun ispatlanmasının gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, kusur oranının kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, olayda… plakalı sayılı araç sürücüsünün % 25, … plakalı araç sürücüsünün % 55, müteveffanın ise % 20 oranında kusurlu olduğu, murisin ölüm tarihi itibari ile davacı …’nın 36, davacı …’nın ise 34 yaşında oldukları, davacı …’nın eşi olması nedeniyle destek olduğunun kabulünün gerektiği, davalı sigorta şirketlerinin destekten yoksun kalma tazminatından sigortalılarının kusurları oranında sorumluluklarının bulunduğu, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre davalı… Sigorta Şirketi tarafından dava öncesinde yapılan ödemenin yeterli olmadığı, ödemenin düşülmesi sonrasında davacı … için 64.006,14 TL destekten yoksun kalma zararının hesaplandığı, yapılan hesap sırasında ölenin davada taraf olmayan mirasçısı için de pay ayrıldığı, davalılar … ve …’nun haksız fiil nedeniyle manevi zarardan sorumlu olduğu, ölen ile davacılar arasında uzun süredir herhangi bir sosyal ilişki bulunmadığı, ancak ölenin davacı …’nın eşi, diğer davacıların babası olduğu hususu dikkate alındığında her zaman için manevi yönden destek olmasının mümkün olduğu, muris …’nın ölümü nedeniyle davacıların manevi yönden acı duydukları, meydana gelen acının dindirilebilmesi için tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihi itibari ile paranın satın alma gücü, olayın meydana geliş şekli, davacılar ile ölen arasındaki sosyal ve ailevi ilişki gibi hususlar gözetilerek ; davacılar … ve … tarafından açılan davanın reddine, davacı … tarafından açılan davanın kabulü ile 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar …, …’ndan kaza tarihinden,…Sigorta Anonim Şirketinden 26.01.2018 tarihinden,… Sigorta Şirketinden 23.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile; 63.506,14 TL destekten yoksun kalma tazminatının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı …’ya ödenmesine, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 10.000,00 TL davacı … için 5.000,00 TL ve davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı… Sigorta Şirketi vekili ve davalı… Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı… Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, mahkemece alınan kusur raporunda kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün %55 oranında,… plakalı araç sürücüsünün %25 oranına kusurlu bulunduğunu, yayanın kusuru mahsup edilerek yapılan hesaplamaya göre davalının %80 oranında kusura isabet eden tazminattan sorumlu tutulduğunu, kusursuz sorumluluk halleri ayrı olmak üzere başkasının kusurundan sorumlu olmadıklarını, TBK. 61. maddenin birlikte hareket etme niyetine sahip olanlar arasında uygulanacağını, davacının kusur açısından müteselsil sorumluluk hükümlerine dayanmadığını, vadesi gelmemiş borca bugünden faiz uygulanmasının da doğru olmadığını ileri sürmüştür.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı eş ve davacı …’nın polis karakolunda verdikleri ifadelerinde müteveffa ile 20-30 yıldır görüşmediklerini, nerede ikamet ettiği ve ne iş yaptığını bilmediklerini beyan ettiklerini, destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için müteveffa ile davacı yönünden düzenli ve eylemli yardımın varlığı gerektiğini, davacının gerçekten müteveffanın desteğine, yardımına ihtiyaç duyup duymadığının tespit edilmesi ve buna göre hüküm kurulması gerekirken, mahkeme tarafından gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığını, davacıların 30 yılı aşkın süredir müteveffa ile görüşmediğini, müteveffanın … isimli kişiden olan dava dışı 01.08.2001 doğumlu… adında kız çocuğu bulunduğunu, müteveffanın düzenli bir işi ve geliri bulunmadığı gibi düzenli olarak yaşamış olduğu bir yer de olmadığını, davacıların müteveffanın desteğine ve yardımına ihtiyaç duymadıklarının kanıtlandığını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmediğini, sigorta şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kaza tespit tutanağında davalıya sigortalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğunun belirtildiğini, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığını, kusur oranının kabul etmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı… Sigorta Şirketi vekili ve davalı… Sigorta A.Ş. vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı… Sigorta A.Ş.ne zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı davalı …’ın idaresinde bulunan… plakalı minibüs ile davalı… Sigorta Şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı davalı … idaresinde bulunan … plakalı aracın karıştığı kazada… plakalı minibüsün tramvay yolu üzerinde yürümekte olan yaya …’ya çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların eşi ve babası olan …’nın vefat ettiğini belirterek davacılar için destekten yoksun kalma tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan, manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu olay nedeniyle Konya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin2017/278 E-2018/134 K. Sayılı dosyasında sanıklar … ve … hakkında taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle yapılan yargılama sonunda davalı …’nun asli kusurlu, davalı …’ın ve ölen …’nın tali kusurlu olduğu tespit edilerek, sanıkların adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapılması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 2018/1556 E-2019/2201 K. Sayılı kararı ile sanıkların kusura yönelik itirazlarının reddi ile istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yaya müteveffanın yolun sağında bulunan yaya kaldırımından yürümesi gerekirken tramvay yolu üzerinden yürümesi nedeniyle %20 oranında, davalı …’ın seyrettiği yolun tramvay yolu olduğunun dikkate almadan önündeki seyir alanını yeterince kontrol etmemesi nedeniyle %25 oranında, davalı …’nun ise sola manevra yapmadan önce sol yanından gelen araçları kontrol etmeden ani olarak sola manevra yapması nedeniyle %55 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise davacı çocukların yaşları nedeniyle destek alamayacakları, davacı eşin destek zararının bulunduğu, dava açılmadan önce davalı… Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin zararı karşılamadığı, destek yayanın kusur oranına isabet eden miktara göre sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme mahsup edilerek kalan miktarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 53. maddesi gereğince, ölüm hâlinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpları zarar sorumlularından tahsilini talep edebilir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E.-412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Yargıtay kararlarına göre eşlerin birbirlerine, anne ve babanın çocuklarına, çocukların anne ve babaya destek olacağı karine olarak kabul edilmiştir. Dosya kapsamına göre davacı eş ve müteveffanın resmi olarak nikahlı oldukları ancak birlikte yaşamadıkları 30 yıldır görüşmedikleri, olay tarihinde davacıya müteveffa eşin destek olmadığı iddia edilmiş ise de eşlerin birbirlerine destek olacakları karine olarak kabul edilmiş olduğundan ölüm tarihinde fiili desteklik durumu bulunmasa da ileri destek olmayacağı kabul edilemeyeceğinden davacı eş için destekten yoksun kalma tazminatı belirlenmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında, davacılar tarafından dava dilekçesinde teselsül hükümlerine dayanılmış olması nedeniyle belirlenen tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve istinafa başvuran davalılar aleyhine değerlendirme yapılamamasına göre davalı… Sigorta Şirketi vekili ve davalı… Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı… Sigorta Şirketi vekilinin ve davalı… Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.372,25 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.093,07 TL +1.094,00 TL nın mahsubu ile kalan 2.185,18 TL. harcın davalılar… Sigorta Şirketi ve davalı… Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 10.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.