Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1145 E. 2022/2217 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1145 – 2022/2217
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1145
KARAR NO : 2022/2217

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2019
NUMARASI : 2017/401 Esas 2019/852 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 28.08.2016 tarihinde davalı … Sigorta AŞ.’ne zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, davacının annesi …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu, davacının babası …’ın sevk ve idarisindeki … plakalı araçla davalı … Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dış …’ün sevk ve idaresindeki… plakalı aracın karıştığı kazada davacının annesi … ile babası …’un vefat ettiğini, 11.11.2016 tarihinde davalı … Sigorta AŞ’ne, 05.01.2017 tarihinde davalı … Sigorta AŞ’ne başvurmalarına üzerine davalı sigorta şirketleri tarafından ödeme yapılmış ise de ödemelerin yetersiz olduğunu belirterek HMK’nun 107. maddesi gereğince davacının babasının ölümü nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL, annesinin ölümüm nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan poliçe limitiyle sınırı olarak müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 15.04.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesiyle, destek …’ın ölümü nedeniyle 1.000,00 TL olarak talep ettiği tazminatın 950,00 TL’sinin … Sigorta AŞ.’den, 50,00 TL’sinin … Sigorta AŞ’den tahsili şeklinde olup … Sigorta AŞ’den talep edilen miktarı 16.498,54 TL daha arttırarak 17.448,54 TL’ye; destek …’ın ölümü nedeniyle 1.000,00 TL olarak talep ettiği tazminatın 950,00 TL sinin … Sigorta AŞ’den, 50,00 TL sinin … Sigortadan tahsili şeklinde olup … Sigorta AŞ’den talep edilen miktarı 6.136,51 TL daha arttırarak 7.086,51 TL ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacının babasının sürücüsü, annesinin yolcu olduğu … plakalı aracın davalı şirkete 28.07.2016-28.07.2017 tarihleri arasında zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müteveffa … açısından alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğini, trafik kazası tespit tutanağına göre istiap haddinin aşıldığını ve istiap haddinin alışmasının rücu sebeplerinden olduğunu, bu nedenle sürücüye ve sigortalılarına dolayısıyla varislere yani davacıya rücu edileceğinden açılan davanın reddi gerektiğini, müteveffa kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğinden müteveffanın %100 kusuru ile işbu kazaya sebebiyet vermiş olması nedeni ile destek şahsın kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, müteveffa … açısından, davalı şirkete daha önce yapılan başvuru nedeni ile 278160 numaralı hasar dosyası açıldığını ve 25.947,00TL destekten yoksun kalma tazminatının 27.02.2017 tarihinde davacıya ödendiğini, söz konusu ödeme ile davacının zararının karşılandığını ve ibraname alındığından davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacı tarafın desteğinin istiap haddi aşılmış şekilde kamyonette yolculuk yaparak müterafik kusuru ile zarara uğradığından yapılacak hesaplamada müterafik kusur indirimi yapılmasını, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta AŞ. vekil, dava konusu kazaya karışan… plakalı aracın davalı şirkete 02.03.2016-02.03.2017 tarihleri arasında ZMMS poliçesiyle ile sigortalı olup sorumluluklarının sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davadan önce davacının başvurusu üzerine davacıya müteveffa baba …’ın ölümü nedeniyle 5.982,00 TL, müteveffa anne …’ın ölümü nedeniyle 5.982.00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını, söz konusu ödeme ile şirketin ibra edildiğini ve sorumluluğunun sona erdiğini, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, dava tarihinde yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamı dava, cevaplar, poliçeler, davadan önce davalılara yapılan başvurular ve ödemeler, kusur ve hesap bilirkişilerinden alınan raporlar ile kesinleşen Gaziantep 1.Ağır Ceza Mahkemesi kararı hep birlikte değerlendirildiğinde; 28.08.2016 tarihinde gerçekleşen çift taraflı trafik kazasında davacının ölen annesi …’ın kazaya karışan davalı … Sigortaya ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç içinde yolcu olarak bulunduğu ve olayda kusurunun olmadığı, yine davadan önce yapılan başvuru üzerine her iki araç sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin, ödeme tarihi itibariyle hesaplanan, bu destek yönünden zararı karşıladığı anlaşılmakla bu destek yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, ancak ölen babası … yönünde ise; adı geçenin kullandığı ve ona ait aracın ZMMS poliçesini yaptıran … Sigortadan ölümü nedeniyle tazminat talep edemeyeceği, karşı araç ZMMS’ini yaptıran … Sigortadan ise karşı araç sürücüsünün %40 oranında kusuruna denk gelen ve davadan önce başvuru üzerine yapılan ödemenin destek zararını karşılamadığı nazara alınarak, ödemenin güncellenerek hesap edilen zarardan mahsubu sonucu bakiye 17.448,54 TL zararı isteyebileceği, kısmi ödeme tarihinde adı geçen sigortanın temerrüte düştüğü de nazara alınarak davacının davalı … Sigorta aleyhine açtığı davanın reddine, davacının davalı … Sigorta aleyhinde murisi … ölümü nedeniyle açtığı davanın (tazminat isteminin) reddine, davacının davalı … Sigorta aleyhinde murisi …’ın ölümü nedeniyle açtığı davanın (tazminat isteminin) kabulü ile; 17.448,54 TL.nin 02/05/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının eksik inceleme ve hatalı kabuller üzerinden verildiğini, …’ın aracın sadece sürücüsü olup işletenin farklı kişi olduğunu, …’ın hem sürücü hem işleten kabul edilmesinin hatalı olduğunu, araç içerisinde yolcu konumunda olan ve olayın gerçekleşmesinde kusuru bulunmayan annesi … için kusur indirimi yapılamayacağını, mahkemenin …’ın araç içerisinde yolcu olduğunu ve kusurunun bulunmadığını kabul etmiş olmasına rağmen kusur indirimi yapan bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, … Sigorta AŞ’nin 25.947,00 TL değil, sadece 5.982,00 TL ödeme yaptığını, hükme esas alınan 15/01/2019 tarihli aktüerya bilirkişi ek raporunda … bakımından 58.235,45 TL tazminat hesabı yapıldığını, karşı araç otobüs sürücüsü …’ün sorumluluğu oranında hesap edilen % 40’ı 23.294,18 TL olarak belirtildiğini, yapılan ödeme olan 6.900,93 TL düşülerek 16.393,25 TL‘nin nihai talep edilebilecek miktar olarak belirtildiğini, rapor doğrultusunda otobüsün sigorta şirketi olan … Sigorta yönünden arttırım yaptıklarını, … bakımından 35.093,98 TL tazminat hesabı yapıldığını, müteveffa …’ın yolcu olarak bulunduğu araçtaki şoförün kusuru oranında tazminattan indirim yapılarak ödemenin yeterli olduğunun belirtildiğini, itiraz dilekçesinde ödemenin yeterli olmadığı, yolcunun kusurdan ari olduğu belirtilmiş ise de Mahkemece itirazlarının dikkate alınmadığını, ancak gerekçeli kararda da “Davacının babasının kusuruna denk gelen kısmı için zararı talep edemeyeceğini; fakat araç içerisinde yolcu konumunda olan ve olayı gerçekleşmesinde kusuru bulunmayan annesi …’ın ölümü nedeniyle sigortalı aracın kusuruna denk gelen zararı talep edebileceğinin “belirtildiğini, mahkeme gerekçesinde müteveffanın kusurunun olmadığını belirtmiş olmasına rağmen kusur oranında indirim yapan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, yapılan hesap üzerinden karşı araç otobüs sürücüsü …’ün sorumluluğu oranında hesap olan % 40’ı 14.037,59 TL olduğunu, yani … Sigortanın sorumluluğunun 14.037,59 TL olduğunu, fakat … Sigorta, bilirkişi ek raporunda hatalı belirtildiği gibi 25.947,00 TL değil, sadece 5.982,00 TL ödeme yaptığını, dolayısıyla … Sigorta yönünden 14.037,59 TL’den 5.982,00 TL ve faizi düşülerek geri kalan bedel 7.086,51 TL için bedel arttırımı yapıldığını, Mahkemenin kusur indirimi yapan hatalı raporu esas alarak hüküm kurduğunu, … sigortanın sorumluluğundan kurtulmadığını, sorumlu olduğu kısım olan 14.037,59 TL ödemesi gerekirken 5.982,00 TL ödeme yaparak eksik ödeme yaptığını, gerekçeli kararda, davacının babasının kusuruna denk gelen kısmı için zararı talep edemeyeceği; fakat araç içerisinde yolcu konumunda olan ve olayı gerçekleşmesinde kusuru bulunmayan annesi …’ın ölümü nedeniyle sigortalı aracın kusuruna denk gelen zararı talep edebileceğini belirtmiş olmakla gerekçenin aksi olan ve maddi hata yapılan bilirkişi raporu doğrultusunda karar vermesinin kararın açıkça mahkemenin kendi gerekçesiyle çeliştiğini ve hatalı olduğunu gösterdiğini, …’ın araç içerisinde yolcu konumunda olup destek …’a herhangi bir kusur yüklenemeyecek olup, desteğin kusurdan ari olduğunu, araç içerisinde yolcu konumunda bulunan desteğe kusur yüklenemeyeceği ve kusur indirimi yapılamayacağı Yargıtay’ın müstekar hale gelen içtihatlarından olup; aksinin kabul edilemeyeceğini, bilirkişi her ne kadar Karayolları Trafik Kanunu ve ZMSS Genel şartları gereğince kusur tenzili yapılması gerektiğini belirtmiş ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, gerek KTK’da gerekse ZMSS Genel Şartlarında yolcunun kusurdan ari olmadığına ilişkin bir husus bulunmadığını, Yargıtay İçtihatları ile de yolcunun kusurdan ari olduğu müstekar halde olduğunu, dosyanın bilirkişiye son kez tevdii ile kusur tenzili yapılmaksızın destek …’ın hesabının yapılması, özellikle … yönünden faiz hususunda davalı ödemesinin rapor tarihine göre güncellenmesi gerektiğini, eldeki davanın … yönünden 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsili, … yönünden 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsili olarak açıldığını, dava açılırken de 2.000,00 TL’nin harcının ödendiğini, sonrasında arttırım dilekçesi ile davadaki talepleri kuruşlandırarak “…Dava dilekçemizde … yönünden 1.000 TL maddi tazminat talebimizi şimdilik 950 TL … Sigorta, 50 TL … Sigorta olarak kuruşlandırıyoruz…. Dava dilekçemizde … yönünden 1.000 TL maddi tazminat talebimizi şimdilik 950 TL … Sigorta, 50 TL … Sigorta olarak kuruşlandırıyoruz.” Denildiğini, bu bakımdan … Sigorta yönünden 100 TL dava değeri bulunduğu için reddedilen kısmın vekalet ücreti de 100 TL değil; 2.000 TL olarak belirlendiğini, kararın bu bakımdan da hatalı olduğunu, harcın … Sigorta yönünden 2.000 TL, … Sigorta yönünden 2.000 TL olmak üzere 4.000 TL yatırılmadığını, dava değerinin başlangıçta 2.000 TL olduğunu kuruşlandırılarak … Sigorta yönünden 50+50 =100 TL olarak belirlendiğini, arttırım dilekçemizde de belirttiği gibi kuruşlandırma yapılarak dava değerinin … Sigorta yönünden 100 TL, … Sigorta yönünden 1.900 TL belirlendiğini toplamda arttırım dilekçesine kadar 2.000 TL’nin harcı yatırıldığı ortadayken; mahkemenin reddedilen kısım için … Sigorta yönünden 2.000 TL karşı vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 14/10/2019 tarihli 2014/401 E. Ve 2019/852 K. Sayılı kararının reddedilen kısmının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan bakiye destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Yerleşik Yargıtay uygulamalarında davadan önce yapılan ödemelerin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmekte, davadan önce yapılmış ödeme bulunması halinde ödeme tarihi itibariyle davalı tarafça gerçekleştirilen ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödemenin yeterli bulunması halinde davanın reddine karar verilmesi, şayet ödemenin yetersiz olduğu, bakiye tazminat alacağı olduğu anlaşılırsa, bu kez rapor tarihindeki veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması, hesaplanan tazminattan davalı tarafça yapılan ödemelerin güncellenmiş değerinin mahsubu ile davacının talep edebileceği bakiye tazminatın bulunması gerekmektedir.
Somut olayda 28.08.2016 tarihinde davalı … Sigorta AŞ.’ne zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, davacının annesi …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu, davacının babası …’ın sevk ve idarisindeki … plakalı araçla davalı … Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı dava dış …’ün sevk ve idaresindeki… plakalı aracın karıştığı kazada davacının annesi … ile babası …’un vefat ettiği, anılan kazada kesinleşmiş ceza dosyasındaki ve eldeki davada alınan bilirkişi raporları gereğince davacının babası …’un %60, diğer araç sürücüsü Uğur’un %40 oranında, yolcu …’ın kusursuz olduğu, …’un sürücüsü olduğu aracın davalı … Sigorta AŞ’ne dava dışı … adına 28.07.2016-28.07.2017 tarihleri arasında 310.000,00 TL limitle, …’un sürücüsü olduğu aracın davalı … Sigorta AŞ’ne … Ltd. Şti. adına 02.03.2016-02.03.2017 tarihleri arasında 310.000,00 TL limitle sigortalı olduğu, davacının anne-babasının ölümü üzerine eldeki dava açılmadan önce davalı … Sigorta AŞ’ne 02.01.2017 tarihinde başvurusu üzerine adı geçen davalı sigorta şirketi tarafından 02.05.2017 tarihinde davacıya annesinin ölümü nedeniyle 5.982,49 TL, babasının ölümü nedeniyle 5.982,49 TL ödeme yapıldığı, davacının 09.11.2016 tarihli başvurusu üzerine de davalı … Sigorta AŞ. tarafından 23.11.2016 tarihli cevabi yazı ile destek … yönünden talebin reddine karar verildiği, 27.02.2017 tarihinde de annesinin ölümüm nedeniyle davacıya 25.947,00 TL ödeme yapılarak ibraname (davacının ihtirazı kaydı ile) alındığı tartışmasızdır. Hükme esas alınan 21.03.2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunda ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapıldığında davalı sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemelerin destek anne yönünden yeterli olduğu, destek baba yönünden davacının bakiye 21.718,10 TL alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Anılan rapora davacı ve davalı … Sigorta AŞ. vekillerinin itirazı üzerine alınan 15.01.2019 tarihli ek raporda ödeme tarihindeki verilere göre davalı sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemelerin destek anne yönünden yeterli olduğu (anılan raporda … yönünden davacının isteyeceği tazminat miktarının 35.093,98 TL olduğu, içinde bulunduğu araç sürücüsü %60 kusurlu olduğundan karşı araç sürücüsünün %40 kusuruna tekabül eden miktar olan 14.037,59 TL’den, … Sigorta AŞ tarafından yapılan 25.947,00 TL mahsup edildiğinde bakiye alacağın kalmadığı belirlenmiş olmakla birlikte, … yolcu olup kusursuz olması nedeniyle kusur indirimi yapılmadan ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması, sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemlerin güncellenip mahsubu ile bakiye tazminatın tespiti gerekli olduğundan), destek baba yönünden davacının 16.393,25 TL bakiye alacağı olduğu belirlenmiştir. Anılan rapora da davacı ve davalı … Sigorta AŞ vekilince itiraz üzerine alınan hükme esas 19.03.2019 tarihli ek raporda davacının annesinin ölümü nedeniyle alacağı bulunmadığı (aynı gerekçe ile), babasının ölümü nedeniyle sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemenin güncellenip mahsubu sonucu bakiye zararının 17.448,54 TL TL olduğu belirlenmiş, mahkemece davacının davalı … Sigorta aleyhine açtığı davanın reddine, davacının davalı … Sigorta aleyhinde murisi …’ın ölümü nedeniyle açtığı davanın (tazminat isteminin) reddine, davacının davalı … Sigorta aleyhinde murisi …’ın ölümü nedeniyle açtığı davanın (tazminat isteminin) kabulü ile; 17.448,54 TL nin 02/05/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükme esas 19.03.2019 tarihli ek aktüer raporunda ödeme tarihindeki verilere göre davacının destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması denetime elverişli olarak yapılmadığından hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
O halde davalı sigorta şirketleri tarafından yapılan ödeme tarihlerindeki (davalı … Sigorta AŞ. tarafından …’un ölümü nedeniyle ödeme yapılmamış, …’ın ölümü nedeniyle davacıya 27.02.2017 tarihinde 25.947,00 TL, davalı … Sigorta AŞ tarafından 02.05.2017 tarihinde davacının annesi …’ın ölümü nedeniyle 5.982,49 TL, babası …’un ölümü nedeniyle 5.982,49 TL ödenmiş olup, (…’ın yolcu olması nedeniyle kusursuz, …’un %60 kusurlu olduğu da gözönüne alınarak) ödeme tarihindeki verilere göre davacı çocuk için anne ve babasının ölümü nedeniyle ödenen tazminatın yeterli olup olmadığının ayrıntılı olarak değerlendirilmesi, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılması halinde de, rapor tarihindeki verilere göre davacı çocuk için destek tazminatı (babasının %60, annesinin kusursuz olduğu) hesaplanması, davalı sigorta şirketleri tarafından davacıya ödenen tazminatların (sigorta şirketleri tarafından anne-baba için ayrı ayrı ödemeler yapıldığından bu hususta dikkate alınarak) ödeme tarihinden rapor tarihine kadar güncellenmiş değerinin bulunarak, hesaplanan tazminatlardan güncellenmiş değerin indirimi ile hak ettiği bakiye destek tazminatlarının belirlenmesi hususunda bir başka aktüer bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, denetime ve hükme elverişli olmadığı anlaşılan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Destekten yoksun kalanların destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir kısmını kendisine bir kısmını da eş ve çocukları ile anne ve babasına ayıracağı varsayılmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, destek payları doğru belirlenerek, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış/sağlayacak olduğu yardımın miktarı da doğru şekilde hesaplanmalıdır. Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesinde destekten yoksun kalanlara ayrılacak paylar Yargıtay uygulamaları ile kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe, %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanacaktır. Desteğin gelirinin 100 pay olduğunun kabulü ile bu 100 payın davacılar ile dava dışı hak sahiplerine dağıtılması, dağıtılan payların toplamının 100 olması gerekmektedir.
Somut olayda dosya kapsamına göre destek … vefat ettiği tarihte (dava konusu kazada eşi … ve davacı dışındaki diğer çocuğu…’de ölmüş olduğundan) bir çocuklu olduğu, davacı… ile annesi…’ın sağ olduğu, davacı destek …’ın vefat ettiği tarihte (dava konusu kazada eşi … ve davacı dışındaki diğer çocuğu…’de ölmüş olduğundan) bir çocuklu olduğu, davacı… ile …’ın annesi …ile babası…’in sağ olduğu anlaşılmaktadır. Gerçek durum ortada iken varsayıma dayalı tazminat hesabı yapılamaz. Bu durumda …’un ölümü nedeniyle desteğin çocuğu olan davacı ve annesi…’ye pay ayrılarak, …’ın ölümü nedeniyle desteğin çocuğu olan davacı ile annesi …, babası…’e pay ayrılması suretiyle destek payı dağılımı yapılarak tazminat hesaplanması gerekirken, hükme esas alınan raporda destek …’un annesine, destek …’ın anne –babasına pay ayrılmadan sadece davacı yönünden pay dağılımı yapılarak tazminat hesaplanması da doğru olmadığından, bu hali ile de aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, yeni bir aktüer bilirkişiden rapor alınarak usulü kazanılmış haklarda gözetilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.10.2019 tarihli, 2017/401 Esas 2019/852 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
2-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının istek davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansından artan kısmın davacıya iadesine,
5-Karar tebliğ ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.