Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1099 E. 2022/2139 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1099
KARAR NO : 2022/2139

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2020
NUMARASI : 2018/537 Esas 2020/143 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 11.05.2018 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiğini, davacıların müteveffanın annesi ve babası olduğunu belirterek, tazminat belirlenince artırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 35.000,00 TL, … için 51.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının17.07.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini davacı anne … için 118.505,53 TL, davacı baba … için 83.947,16 TL olarak belirlenmiştir.
Davalı vekili, davacılar tarafından davadan önce yapılan başvuru üzerine 10.07.2018 tarihinde 34.002,78 TL ödeme yapıldığını, ödemenin davacılar tarafından iade edildiğini, ödeme yeterli olduğundan davanın reddinin gerektiğini, ceza dava dosyasının celbini talep ettiklerini, müteveffanın desteğinden faydalanabilecek herkesin göz önüne alınması gerektiğini, tazminat hesabında gelirin asgari ücrete göre hesaplanmasını, kusur oranlarının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam ve asli kusurlu olduğu, vefat edenin yaralanma şekli ile emniyet kemeri takmamış olması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu, aktüer raporu ile davacı … yönünden 118.505,53 TL, davacı … yönünden 83.947,16 TL destekten yoksun kalma tazminatı belirlendiği, tazminat miktarından yerleşik içtihatlar doğrultusunda % 20 oranında müterafik kusur nedeniyle indirim yapıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile: davacı … için 94.804,42 TL, davacı … için 67.157,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının 17.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılmış olmasının hatalı olduğunu, kaza sonrası tanzim olunan trafik kazası tespit tutanağında araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle yolun sağ tarafından yoldan çıkıp aracının savrulması ve taklalar atarak yaklaşık 130 metre sonra durması sonucu meydana geldiğini, yolcu …’ın aracın sağ ön koltuğunda bulunduğunun belirtildiğini, kazanın oluş şekli göz önünde bulundurulduğunda, emniyet kemeri takılı olsa dahi yine de ölüm sonucunun gerçekleşebilme ihtimalinin yüksek olduğunu, müteveffanın araçtan fırlamadığını, sürücünün emniyet kemeri takılı olmamasına rağmen kazadan sağ kurtulduğunu, …’ın vefat etmesi sonucunun meydana gelmesi ile emniyet kemeri takmamış olması arasında illiyet bağı bulunmadığını, emniyet kemeri takılmamış olması nedeniyle resen %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, Refahiye Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/127E. Sayılı ceza dosyası kapsamında Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda yolcu …’ın ise emniyet kemeri takmadığından bahisle müterafik kusurlu olduğu yönünde hiçbir değerlendirme yapılmadığını, hiçbir şekilde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat miktarına uygulanan müterafik kusur indirimi nedeniyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, reddedilen kısım bakımından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı … vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiğini belirterek müteveffanın annesi ve babası olan davacılar için destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporlarına göre davacıların desteğinin araçta yolculuk yaparken emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek tazminattan %20 oranında yapılan indirime göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır. Müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması ve buna göre, zarar görenin zarara katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Yargıtay tarafından müterafik kusura ilişkin savunma olmasa dahi mahkemece resen araştırılması ve tartışılması gerektiği kabul edilmektedir.
Açıklanan nedenlerle davacıların desteği …’ın davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araçta sağ ön koltukta yolcu olarak bulunduğu, kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkan aracın savrulduğu ve taklalar atarak 130 metre sonra durabildiği, yolcu olan müteveffanın emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olduğu, ceza mahkemesi dosyasında bulunan otopsi tutanağında ölümün genel vücut travmasına bağlı kaburga kırıkları ve her iki akciğerde kanama, dalakta yırtık sebebi ile meydana geldiğinin belirtildiği, araç sürücüsünün beyanında kendisinin ve yolcu olan müteveffanın emniyet kemerlerinin takılı olmadığını, …’in başından darbe aldığını, suya düştüğünü, kafasını sudan kurtardığını, yardım etmeye gelenlere önce …’e yardım edin dediğini, belirtmiş olmasına göre müteveffanın araçtan fırlayarak araç dışına düştüğünün anlaşılmasına göre müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmamasının müterafik kusur olarak kabul edilmesinde ve tazminattan %20 oranında indirim yapılarak tazminatın belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak davacı lehine hesaplanan maddi tazminattan, müteveffanın müterafik kusuru nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de Yargıtay uygulamasına göre TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği göz önüne alınması gerekirken davalı yararına müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kesinleşmiş yönler korunarak HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE:
94.804,42 TL destekten yoksun kalma tazminatının 17.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … şirketinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müştereken ve müteselsilen alınmak suretiyle davacı …’a verilmesine,
67.157,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının 17.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … şirketinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müştereken ve müteselsilen alınmak suretiyle davacı …’a verilmesine,
Fazlaya ilişkin tüm istemlerin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 11.063,63 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 691,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.372,14 TL’nin davalıdan alınması ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından peşin ve ıslahla yatırılan 691,49 TL harcın davalıdan alınarak 377,44 TL’sinin davacı …’a, 314,05 TL’sinin davacı …’a iadesine,
4-Davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/1. maddesi gereğince 12.956,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
5-Davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/1. maddesi gereğince 9.530,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf lehine davacı … yönünden TBK’nın 51 ve 52. maddesi gereğince reddedilen dava değeri üzerinden vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı … yönünden reddedilen dava değeri üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/1. maddesi gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan başvurma harcı, bilirkişi masrafı, tebligat ve yazışma gideri toplam 1.476,25 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.181,00 TL’sinin davalıdan alınmasına, 590,50 TL’sinin davacı …’a, 590,50 TL’sinin davacı …’a verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran davacıya iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1- Davacı … tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı … tarafından yapılan 32,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 10.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.