Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1061 E. 2022/2073 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1061
KARAR NO : 2022/2073

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI : 2017/792 Esas 2019/841 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 25.09.2016 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca arkadan çarptığını, kazanın oluşumunda davalı …’ın tam ve asli kusurlu olduğunu, davacının aracının ticari araç olduğunu, on gün tamirde kalması nedeniyle çalışamadığını, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinde yaptırılan delil tespiti dosyasında alınan raporda 13.009,23 TL hasar ile 4.000,00 TL değer kaybı belirlendiğini belirterek 13.009,23 TL hasar bedeli ile 4.000,00 TL değer kaybı olmak üzere 17.009,23 TL’nin davalılardan tahsiline, kazanç kaybı için şimdilik 100,00 TL’nin davalı … ve davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacının iddialarının aksine kazanın oluşumunda davalıya ait aracın sürücüsünün kusursuz olduğunu, kazaya şahit olanların aniden çıkan bir ticari taksinin önlerine doğru kırdığını bu nedenle sol ön kısımdan bulundukları araca çarptığını, davacının sinyal vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamış, savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan raporda her iki sürücünün de farklı iddialarının olması, kamera kaydı bulunmaması ve olayın dışarıdan görgü tanığının da olmaması sebebiyle kazanın oluş şeklinde ilişkin kesin bir kanaate varılamadığı ve ikili bir değerlendirme yapıldığı, dosya kapsamına göre Ankara ili Çankaya ilçesi, Söğütözü mahallesinde Sabancı Bulvarını takiben Ümitköy istikametinden AŞTİ istikametine doğru seyretmekte olan davacıya ait… plakalı ticari taksi ile davalı … yönetimindeki … plakalı aracın çarpıştıkları, soruşturma dosyasında davalının idaresindeki araçta bulunan dava dışı şahısların aniden önlerine ticari bir taksinin çıktığını beyan ettikleri, davacı aracına ait fotoğrafların incelenmesinde davacı aracının sağ arka tampon köşe kesimi ile sağ arka çamurluk kesiminden hasarlandığı, araçların çarpışması sonucu yolda oluşan sürtünme izlerinin de sağ şerit ile orta şeridi ayıran şerit çizgileri hizasında başladığı, davacı aracının arka tampon sağ köşesi ve sağ arka çamurluk kesiminden hasarlandığı ve çarpışma sonucu yerde oluşan izlerin şerit çizgisi hizasında başladığı dikkate alındığında davacı aracının sağ şerit üzerinde seyretmediği, davalı sürücünün beyan ettiği üzere davacı aracının soldan sağa doğru geçmekte olduğunu gösterdiği, davacı taraf sürücüsünün iddia ettiği gibi arkadan çarpma olması durumunda hasarın arka tamponun sağ köşesinde olmaması gerektiği, bu bakımdan dava konusu kazanın davalı sürücünün beyanı doğrultusunda meydana geldiği, davalı sürücünün kusursuz olduğu, davacıya ait araç sürücünün tam kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararında tarafların kusurları eksik ve hatalı değerlendirildiğini, dosya içeriğinde mevcut bilirkişi raporlarına itibar edilmediğini, raporlar arasında çelişkinin giderilmediğini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/10126 E. sayılı dosyasında soruşta açıldığını, yapılan kusura ilişkin bilirkişi incelemesinde davalı …’ın kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davacı adına kayıtlı aracı kullanan …’nin ise kazanın meydana gelişinde kusursuz olduğunun tespit edildiğini, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/792 E sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda hatalı değerlendirme ile davalı …’ın kusursuz, dava dışı araç sürücüsünün ise kusurlu olduğuna ilişkin değerlendirme yapıldığını, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda ise kesin bir kanaat bildirilmediğini, kazanın oluş şekline göre araç sürücülerine kusur atfedildiğini, kazanın raporda birinci halde anlatıldığı şekliyle meydana gelmesinin mümkün olmadığını, davacının aracına sağ arka köşeden çarpıldığını, birinci haldeki gibi olsaydı davacının aracının hasarının meydana geldiği noktaların daha farklı olması gerektiğini, karşı araçtaki yolculardan …’in karakolda vermiş olduğu ifadesinde, araçla AŞTİ istikametine doğru seyir halinde olduklarını, bu esnada ön ileride bir ticari taksinin seyir halinde olduğunu söylediğini, Adli Tıp Raporuna itiraz ettiklerini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesi talep edilmişse de haksız ve gerekçesiz reddedildiğini, kaza sonrasında Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/200 D.iş sayılı dosyasında hasar tespiti yapılarak aracın hasarlı olduğu bölgelerin detaylı olarak gösterildiğini, aracın hasarlı fotoğraflarının dosyada mevcut olduğunu, aracın arka bagaj kapağı, arka sağ sol stoplar, arka panel, arka sağ sol çamurluk, stepne havuzu meydana gelen kaza neticesinde hasarlandığını, iddia edildiği gibi davalı … araca sağ köşeden vurmuş olsaydı solda meydana gelen hasarın bu denli ağır olmasının beklenmeyeceğini, meydana gelen kazada davalı … %100 kusurlu olduğunu, kararın gerekçesinde …’ın kusursuzluğuna ilişkin kanaatin dayanağının belirtilmediğini, gerekçesi olmayan karar oluşturulduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca arkadan çarptığını belirterek araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı ve araç mahrumiyeti bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücü … idaresinde bulunan… plakalı araç ile seyrederken diğer aracın aracına arkadan çarptığını beyan ettiği, sürücü …’ın ise idaresinde bulunan … plakalı araçla sağ şerit üzerinde seyir halinde iken sol tarafında seyretmekte olan … plakalı aracın aniden sağ tarafa şerit değiştirerek aracına çarptığını iddia ettiği, sürücülerin kazanın oluşuna ilişkin farklı beyanda bulunması nedeniyle kusur oranlarının belirlenmediği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlık soruşturma dosyasında alınan raporda her iki aracında sağ şeritte seyrettiği, sürücü …’nın diğer araca arkadan çarptığı olayda tam kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece alınan 17.05.2019 tarihli raporda kaza tespit tutanağında sürücülerin kazanın oluşumuna ilişkin farklı beyanda bulundukları, kaza tutanağında çarpma noktasının belirtilmediği ancak zeminde sürtünme izlerinin sol şerit çizgisine yakın sağ şerit üzerinde başlayarak sağa doğru devam ettiği, yolda araçlara ait fren izi bulunmadığı, . … plakalı aracın 23,8 metre savrulma izi sonrasında, kavşak köşesindeki bariyer ve bilgi levhası ayağına çarparak durduğu, … plakalı aracın da izlerin başlangıcından 36,8 metre ileride Beştepe’ye giden yol içinde durduğu, … plakalı aracın ön kesiminden, … plakalı aracın sağ arka kesiminden hasarlı olduğu, araçların seyir halinde olduğu yolun; tek yönlü, aynı yönde üç şeritli, yatayda düz, düşeyde eğimsiz, asfalt ve kuru satıhlı bölünmüş yol olduğu, vaktin gece, aydınlatmanın mevcut olduğu, davacı tarafa ait aracın hasarlı halini gösteren fotoğraflarda davacı aracının sağ arka tampon köşe kesimi ile sağ arka çamurluk kesiminden hasarlandığı, araçların çarpışması sonucu yolda oluşan sürtünme izleri de sağ şerit ile orta şeridi ayıran şerit çizgileri hizasında başladığı, davacı aracının arka tampon sağ köşesi ve sağ arka çamurluk kesiminden hasarlandığı ve çarpışma sonucu yerde oluşan izlerin şerit çizgisi hizasında başladığı dikkate alındığında, davacı aracının sağ şerit üzerinde seyretmediği, aracın davalı sürücünün beyan ettiği üzere, bu aracın soldan sağa doğru geçmekte olduğunu gösterdiği, davacı taraf sürücüsünün iddia ettiği gibi arkadan çarpma olması durumunda hasarın arka tamponun sağ köşesinde olmaması gerektiğini, kazanın davalı sürücünün beyanı doğrultusunda meydana geldiği kanaatine varıldığı belirtilerek davacı taraf sürücüsü …’nin sağa dönüş yapmak istediği yol ayrımı yaklaşımında, sağ şeride girmediği, sağında seyretmekte olan davalı aracına rağmen, orta şerit üzerinden aniden sağa dönüş yapmaya çalışarak sağında seyretmekte olan davacı aracının sol ön kesimi ile, aracının sağ arka köşe kesimine çarpmasına neden olmakla tam kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusurunun bulunmadığı belirlenmiş, davacı vekilinin rapora itiraz etmesi üzerine Adli Tıp Kurumu, Ankara Grup Başkanlığından alınan 19.09.2019 tarihli raporda oluşa ilişkin her iki sürücünün de farklı iddialarının olması, olayın dışarıdan görgü tanığı ile kamera görüntüsünün de olmaması sebebiyle kazanın oluş şekline ilişkin kesin bir kanaate varılamadığı, takdiri Mahkeme’ye ait olmak üzere olay 2 hale göre değerlendirildiği, 1. halde kaza, sürücü …’nin kullandığı otomobil ile sağa, sürücü …’ın kullandığı aracın önüne kontrolsüzce doğrultu değiştirmesi sonucu meydana gelmiş ise; davalı sürücü …’ın kusurunun bulunmadığı, davacı taraf sürücüsü …, idaresindeki otomobil ile bölünmüş yolda seyredip, geldiği olay mahallinde, sağındaki trafiği kontrol etmeden, yakın mesafeden sağa hatalı biçimde doğrultu değiştirerek, o sırada sağında seyretmekte olan ve önüne manevra yaptığı diğer otomobilin aracına arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda, tamamen kusurlu olduğu, 2. halde ise kaza, davalı sürücü …’ın kullandığı otomobil ile önünde seyreden sürücü …’nin kullandığı araca arkadan çarpması sonucu meydana gelmiş ise; davalı sürücü …’ın davacı aracına arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda, tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece dosya kapsamı, araçların hasarlı bölümleri, bilirkişi raporlarına göre dava konusu olayın Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen birinci durumda belirtildiği şekilde meydana geldiği, davacı taraf sürücüsü …’nin idaresindeki otomobil ile sağındaki trafiği kontrol etmeden, yakın mesafeden sağa hatalı biçimde doğrultu değiştirerek, o sırada sağında seyretmekte olan ve önüne manevra yaptığı otomobil ile çarpışması sonucu meydana geldiği davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 73,04 TL.’nin mahsubu ile kalan 7,66 TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere 20.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.