Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1011 E. 2022/2198 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1011
KARAR NO : 2022/2198

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2020
NUMARASI : 2017/608 Esas 2020/53 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 18/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/12/2022

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Genişletilmiş Kasko Poliçesi davalı … şirketince yapılan aracın 27/07/2017 tarihinde diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeyken yaya olan davacıya çarpmak suretiyle davacının maluliyetine neden olduğunu belirterek; 150.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ve davalı … şirketi poliçe limitiyle sorumlu olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Manevi tazminatın BK 56. maddesine göre hakim tarafından belirlenebileceğini, davalının direksiyon hakimiyetini kaybettiği için davacıya çarpmak zorunda kaldığını, davalının taksirli olarak kazaya karıştığını, kastının bulunmadığını, polis memuru ve iki çocuk babası olduğunu, davalının davacı ile kazadan sonra ilgilendiğini, ceza dava dosyasının ve davacının tedavisinin beklenmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … şirketi vekilince usulüne uygun tebligat neticesinde vekaletname dosyaya ibraz edilmiş ise de davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, somut olayın özelliklerine göre davacının kusurunun bulunmaması, davacının olay tarihindeki yaşı ve maluliyet miktarı, davacının geçirdiği trafik kazası nedeni ile manevi sarsıntı geçirmesi, maluliyetinin tüm ömre yayılacak etkileri, davalı asilin polis memuru olması nedeni ile ekonomik sosyal durumu göz önüne alınarak, davalının fakirleşmesi sonucu da doğurmayacak şekilde manevi tazminat takdir edildiğinden bahisle davacının davasının kısmen kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti dahilinde 12.500,00 TL ile sınırlı olması kaydı ile, davalı …’dan 27.07.2017 kaza tarihinden, davalı … şirketinden talep gibi 22.09.2017 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararı reddolunan kısım yönünden usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf ettiklerini, trafik kazası sebebiyle ağır şekilde yaralanan, hayati tehlike atlatan davacı …’ın, kafasında, omuzlarında, yüzünün çeşitli yerlerinde derin kesiler ve yaralanmalar, kalça kemiklerinde çoklu parçalı kırıklar, kaburgasında çoklu kırıklar, köprücük kemiklerinde ve omuz kemiklerinde kırıklar başta olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde çok sayıda kırık, yaralanma, ezilme ve berelenmeler meydana geldiğini, kazadan sonra Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan davacıya yapılan ilk müdahalenin ardından burada tedavi gördüğünü ve çeşitli cerrahi operasyonlar geçirdiğini, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını ve bakıcı ihtiyacı doğduğunu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca tanzim edilen, aleyhe hususların kabullerinde olmadığı 14.07.2018 tarihli adli tıp raporunda, davacı …’ın yaralanması sebebiyle “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümleri kapsamında özürlülük oranının % 13 (onüç) olduğu, kazadan sonra 12 ay süre ile geçici olarak iş göremez kaldığı ve 4 ay süre ile başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı yönünde görüş bildirildiğini,
Trafik kazasının meydana gelmesinde davacının hiçbir kusuru bulunmadığını, kaza tespit tutanağı ve dosyada mevcut Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından tanzim edilen 04.07.2019 tarihli kusur raporunda, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobili ile kaldırımda yürüyen davacı …’a çarpması şeklinde gerçekleşen trafik kazasında asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının kalçasında ve omzunda hareket kısıtlılığı meydana geldiğini, uzun süre yataktan dahi kalkamadığını, kazadan bu yana uzun süre geçmiş olmasına rağmen halen merdiven çıkamadığını, eğilip kalkmakta büyük zorluklar yaşadığını, hareketlerinde kısıtlılık bulunduğunu ve gündelik işlerini dahi büyük güçlükle yapabildiğini, uzun bir tedavi süreci geçiren, defalarca muayene ve işlemlere maruz kalan davacının manevi anlamda ciddi bir çöküntüye uğramış olup, hem fiziken hem de bedenen telafisi güç ve imkansız acı, elem ve üzüntü yaşadığını, trafik kazasının izlerini yaşamı boyunca taşıyacak olması da dikkate alındığında talep edilen manevi istinaf talebinin incelenmesinde; 6100 Sayılı HMK.nın 341/2 maddesinde miktar veya değeri 1.500,00-TL’sini geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş; 02.12.2016 tarihli RG de yayınlanan 24.11.2016 tarihli 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 41. Maddesi ile de, madde de yer alan “binbeşyüz” ibaresi “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, sözkonusu kesinlik sınırı 3.000,00-TL’sine çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması tazminat miktarının davacının uğramış olduğu manevi zarar karşısında son derece cüzi kaldığını, ortadadır. Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması, hükmedilecek tazminat miktarının zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırması aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesine katkısının olması gerektiğini, burada amaçlanan bir diğer hususun da zarar veren yanı dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmek olduğunu (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 16.08.2014 tarih, 2014/12985 E. ve 2014/11911 K. sayılı ilamı), manevi tazminata ilişkin kriterlerin somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiğinden davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerektiğini, hüküm altına alınan manevi tazminat tutarının manevi tazminatın caydırıcılık unsurunu taşımadığını, trafik kazasının medyana gelmesindeki kusurun ağırlığı ve davacının kaza nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğramış olduğu da dikkate alındığında hüküm altına alınan tutarın caydırıcı olmadığını, ayrıca kararın hüküm kısmında “Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan adli tıp gideri, başvurma harcı, bilirkişi masrafı, tebligat ve yazışma gideri toplam 652,24-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 216,70-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş olup yargılama giderinin eksik ve hatalı hesaplandığını, verilen ara kararı uyarınca davacının yargılama konusu trafik kazası nedeniyle uğradığı geçici ve kalıcı iş göremezliği ile bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığının tespiti için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevk edildiğini, söz konusu rapor ücreti ve muayene ücreti olan 1.000,00-TL’nin taraflarınca elden ödendiğini, buna ilişkin 27.07.2018 tarihli dekontun 04.02.2019 tarihli dilekçe ile dosya kapsamına sunulduğunu, Yine, mahkemece verilen ara karar uyarınca tarafların kusur oranlarının tespiti amacıyla tanzim edilen Adli Tıp kurumu Ankara Trafik ihtisas Dairesi Başkanlığı’nın 07.07.2019 tarihli Adli Tıp Raporu ekinde dosyaya gönderilen 04.07.2019 tarih 6788527798 nolu fatura bedeli olan 314,50-TL’nin da kendileri tarafından ödendiğini, buna ilişkin dekontun da 16.07.2019 tarihli dilekçe ile dosyaya sunulduğunu, kararın yargılama gideri kısmında işbu hususlar dikkate alınmayarak eksik yargılama giderine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Davacının %13 oranında sürekli maluliyeti oluşacak, 12 ay geçici iş göremezliği olacak, 4 ay bakıcıya ihtiyacı olacak şekilde yaralandığı, davacı yayanın olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, yaya kaldırımında yürümekte iken davalı … yönetimindeki aracın hızla orta şeritten sağ şeride geçip sağ şeritte trafik yoğunluğu nedeniyle beklemekte olan dava dışı 3. Kişi yönetimindeki araca arkasından çarpması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybedip savrularak yaya kaldırımında bulunan davacı yayaya çarptığı olayda tamamen kusurlu bulunduğu, davacının 1986 doğumlu, bekar, lise mezunu olup inşaatlarda çalıştığı, davalı …’nin polis memuru, evli, iki çocuklu ve 1975 doğumlu olduğu, davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle geçici, sürekli maluliyeti ve geçici bakıcı ihtiyacı olduğu, yaralanması nedeniyle lehine manevi tazminat şartlarının oluştuğu, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu, davacı ve davalının kaza tarihindeki yaşları, davacının yaralanma durumu, tarafların SED, manevi tazminatın amacı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, davacıların yaralanmaları sebebiyle maruz kaldığı acı, ağrı, üzüntü, elem, ıstırap, keder, sıkıntı, manevi çöküntü, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, caydırıcı olması, özendirici olmaması ve 22.06.1966 tarih, 1966/ 7 Esas-7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde davacı için yerel mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun bulunduğu anlaşıldığından davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair istinaf talepleri yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin yargılama giderlerinin eksik hesaplandığına dair istinaf talebine gelince; yargılama giderleri HMK’nın 325 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bilirkişi ücreti de yargılama giderlerindendir. Aslında yargılama giderine ilişkin itiraz olduğunda denetlenebilmesi için mahkemece yargılama giderlerinin dökümünün gösterilmesi gerekmektedir. Davacı tarafça ibraz edilen dekont ve faturalara göre davacının maluliyeti hakkında HÜTF Hastanesi tarafından düzenlenen rapor için davacı tarafça 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ödendiği, yine kusur tespiti hususunda Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor içinde davacı tarafça 314,50 TL yargılama gideri ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece 314,50 TL adli tıp kurumuna ödenen ücret yargılama giderine dahil edilmiş ise de, 1.000,00 TL maluliyet raporu için davacı tarafça ödenen ücretin yargılama giderlerine dahil edilmediği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece tespit edilen ve hüküm altına alınan diğer yargılama giderlerine 1.000,00 TL maluliyet raporu tanzimi için ödenen bilirkişi ücretinin de eklenerek, HMK’nın 326. Maddesi gereği davanın kabul/red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekirken, yazılı olduğu gibi davacı tarafça yapılan bir kısım yargılama giderleri dahil edilmeden eksik yargılama gideri hesaplanması doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yerel mahkeme kararının, Dairemizce kaldırılan hükümleri dışında kalan kısımları, infazda tereddüt yaşanmaması için aynen yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.01.2020 tarih ve 2017/608 Esas-2020/53 Karar sayılı kararının Kaldırılmasına,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; 50.000,00 TL manevi tazminatın, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti dahilinde 12.500,00 TL ile sınırlı olması kaydı ile, davalı …’dan kaza tarihi olan 27.07.2017 tarihinden, davalı … şirketinden dava tarihi olan 22.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.903,17TL’nin davalı … şirketinin 725,80 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 512,33 TL harcın davalı … şirketinin 130,33 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınması ile davacıya iadesine,
4-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 3/2 ve 13/1. maddesi gereğince 7.300,00 TL vekalet ücretinin; davalı … şirketinin 1.462,50 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınması ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … şirketine sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak dava açıldığı, bu davalı yönünden davanın tam olarak kabul edildiği anlaşılmakla davalı … şirketi lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan 87,44 TL posta gideri, 42,90 TL müzekkere gideri, 174,00 TL tebligat gideri, 314,50 TL Ankara ATK rapor ücreti, (kusurla ilgili) 31,40 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL Hacettepe Ünv. Tıp Fak. Hastanesinden alınan maluliyet rapor ücreti olmak üzere toplam 1.650,24 TL yargılama giderinin (%33 kabul,%67 red oranına göre), 544,58 TL’sinin davalıdan tahsiline, davalı … şirketinin 136.15 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınması ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54.40 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 61.80 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı … şirketinin ¼’ü olan 15.45 TL’sinden diğer davalı ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu olmak üzere)
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.