Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1007 E. 2022/2110 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1007 – 2022/2110
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1007
KARAR NO : 2022/2110

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2019
NUMARASI : 2015/648 Esas 2019/1070 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13.08.2015 tarihinde davacı …’ın, sevk ve idaresindeki aracı ile Tepecik köyü istikametinden TİGEM istikametine doğru seyir halinde iken, aynı istikamette seyir halinde bulunan dava dışı … yönetimindeki araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada ağır şekilde yaralandığını, iç kanama geçirdiğini, dalak ve bağırsağının alındığını, vücudunun çeşitli bölgelerinde kemik kırıkları meydana geldiğini, … Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi gördüğünü, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, kazaya sebep olan karşı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ye Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu belirterek, talep artırım hakları saklı kalmak üzere şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın (1.500,00 TL’si sürekli, 500,00 TL’si geçici iş göremezlik olmak üzere) kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 27.02.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatı talebini 1.316,84 TL’sine, sürekli iş göremezlik tazminatını 8.848,81 TL’sine yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş., davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, tüm deliller toplandıktan sonra davacının kazadan kaynaklanan maluliyet durumunun tespiti için Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan 05/11/2018 tarihli rapor ile geçici iş görmezlik süresinin 6 ay, sürekli iş görmezlik oranının % 5 olduğunun anlaşıldığı, kazada davacı motosiklet sürücüsü Vedat’ın % 80, davalı sigorta şirketince sigortalanan araç sürücüsünün % 20 oranda kusurlu olduklarının 20/02/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile anlaşıldığı, aynı raporda davacının kazadaki sürekli iş görmezlik oranı % 10 kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de itiraz üzerine alınan ve yukarıda ayrıntısı açıklanan Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan raporda tespit edilen % 5 maluliyet oranı doğrultusunda ek hesap bilirkişi raporu alındığı, raporda işleyecek aktif dönem tazminat miktarının 2.366,87 TL, işleyecek pasif dönem tazminat miktarının 1.955,58 TL olmak üzere toplam 4.322,45 TL olarak hesaplandığı, ayrıca 1.805,11 TL miktarlı tazminatın, geçici iş görmezlik tazminatına dahil edilen tazminat miktarı olduğunun görüldüğü, ancak bu konuda tekrar rapor alınmaksızın ve hesaplamaya dahil edilmeksizin ek raporun mahkemece değerlendirildiği, davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi ve tüm dosya kapsamı neticesinde davanın kısmen kabulü ile 1.316,84 TL geçici iş görmezlik, 4.322,45 TL sürekli iş görmezlik tazminatının dava tarihi olan 06/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin 4.526,36 TL’lik sürekli iş görmezlik talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Kararın kısmen redde ilişkin kısmının doğru olmadığını, kazanın 13.08.2015 tarihinde, davalıya sigortalı aracın, davacı yönetimindeki araca çarpması şeklinde gerçekleştiğini, kaza neticesinde davacının ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, dosya kapsamında mevcut Uludağ Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca tanzim edilen 01.08.2017 tarihli adli tıp raporu ile davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre meslekte kazanma gücünü %10 oranında kaybettiği, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiğini, işbu tespitler doğrultusunda davacının maluliyeti kapsamında sürekli ve geçici iş göremezliğine yönelik maddi tazminatın hesaplanması için alınan 20.02.2018 tarihli Aktüer Bilirkişi Raporu ile davacının uğramış olduğu maddi zararların tespit edildiğini, bu bilirkişi raporu doğrultusunda 27.02.2018 tarihli artırım dilekçesi ile taleplerini artırdıklarını, ancak mahkemece; davalı tarafın maluliyet raporuna haksız ve mesnetsiz itirazları üzerine davacının maluliyet oranının tespiti için Uludağ Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından “özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik” esas alınmak suretiyle rapor tanzimi istendiğini, bu hususta düzenlenen 05.11.2018 tarihli raporda, davacının özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre özür oranının %5 olduğu, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirildiği, bu maluliyete göre tazminatın hesaplanması hususunda ek rapor alındığını, trafik kazasının 13.08.2015 tarihinde meydana geldiğini, 01.06.2015 tarihli ZMSS Genel Şartlarının 6704 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, davalı yanın mesnetsiz itirazları gözetilerek kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan, yönetmelik yönünden hatalı özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre tanzim edilen 05.11.2018 tarihli adli tıp raporu hükme esas kılınarak davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılarak talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığını, Genel şartlar ile yapılan değişiklerin uygulanma zamanının; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “A.1. Amaç” başlıklı maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde; “Bu Genel Şartlar ekleriyle bir bütündür. Bu Genel Şartlar ve sigorta teminat limitleri kaza tarihi itibariyle uygulamaya esas alınır,” düzenlemesinin, 02.02.2016 tarihindeki değişiklik ile “Bu Genel Şartlar” kaza tarihi itibariyle uygulanır ibaresi çıkarılıp sadece” sigorta teminat limitleri kaza tarihi itibariyle uygulamaya esas alınır”olarak değiştirildiğini, 6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ile 3/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesinin değiştirildiğini,”zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı türk borçlar kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü ile de genel şartlara atıf yapıldığını,Davacının,davalı sigorta şirketine karşı zarar gören üçüncü kişi durumunda olduğunu, davacının, zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin tarafı olmaması ve üçüncü kişilerin haklarının korunması için 2918 sayılı KTK’nin 95.maddesi düzenlemesi karşısında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan davacı yönünden uygulanması mümkün olmadığı gibi kaza tarihinde geçerli genel düzenlemeye göre genel şartlara yapılmış bir atfın da olmadığını, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile yapılan düzenlemenin zarar gören üçüncü kişi sıfatı ile talepte bulunan davacı yönünden uygulanmasının, 2918 sayılı KTK.nın 90 ve 95.maddeleri ve 6102 sayılı TTK.nin 1484.maddesine göre mümkün görülmediğini, kaza tarihinden sonra 2918 sayılı KTK.nın 90 ve 92. maddelerinde yapılan değişikliklerin kaza tarihinde bütün hüküm ve sonuçlarını doğuran haksız fiiller yönünden uygulanamayacağını, ayrıca KTK.nin 95. maddesi ve ZMSS Genel Şartlarının B.4.maddesi gereğince zarar görenlere karşı tazminatın azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin hükümlerin zarar görenlere karşı ileri sürülememesi nedeniyle, haksız fiilin türü olan trafik kazalarına olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerinin uygulanması, haksız fiil tarihi ile işlemeye başlayan zamanaşımı, temerrüt tarihi ve diğer maddi hukuk kurallarının olay tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirlenmesi, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenen teminat dışı hallerin zarar görenlere karşı ileri sürülemeyeceğini, davacı yanın sigorta sözleşmesinin tarafı olmaması zarar gören üçüncü kişi olması nedeniyle zarar bedelinin olay tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, 01.06.2015 tarihli ZMSS Genel Şartlarının, 6704 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini,13.08.2015 kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan ZMSS Genel Şartları’nın uygulanmasının mümkün olmadığını, davalı yanın itirazları dikkate alınarak davacının maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan yönetmeliğe göre belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 2017/2139 E. 2019/389 K. 07.03.2019 tarihli kararı), davacının maluliyet oranının tespitinde “özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik” hükümleri çerçevesinde tanzim edilen adli tıp raporunu kabul etmediklerini, davacının maluliyetinin tespitinde kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak tanzim edilen 01.08.2017 tarih 11.13.2017-246 sayılı adli tıp raporunun hükme esas alınması ve 27.02.2018 tarihli artırım dilekçesi doğrultusunda davacı lehine davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. Maddesi gereğince sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile de 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11 maddesinde, Genel Şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı belirtilmiş, bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanının bulunmamaktadır.
Somut olayda davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen ZMMS poliçesinin 02.08.2015 tarihinde düzenlendiği, davaya konu kazanın 13.08.2015 tarihinde meydana geldiği, bu nedenle davalı sigortacının itirazı nedeniyle Uludağ Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Adli Tıp ABD Başkanlığınca düzenlenen ve hükme esas alınan 05.11.2018 tarihli raporda, davacının maluliyetinin genel şartlarda belirtilen yönetmelik hükümlerince belirlendiği, daha önce aynı sağlık kuruluşundan alınan 01.08.2017 tarihli maluliyete ilişkin raporla, 05.11.2018 tarihli raporda, maluliyet oranı farklı yönetmelik hükümlerince belirlendiğinden çelişkiden söz edilemeyeceğinden, Yargıtayca benimsenen ve poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan genel şartlarda düzenlenen yönetmelik gereği maluliyet tespitinde ve tespit edilen maluliyet oranı gözetilerek tazminat hesabı yapılmasında isabetsizlik olmadığından ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davacı vekilinin bu hususlara ilişkin ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.