Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/969 E. 2021/1696 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

E….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 17/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı …’nun sakatlanarak kısmi kalıcı şekilde iş göremez hale geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü…ile vefat eden motosiklet sürücüsü …’un kusurlu olduğunu, davacının motorsiklette yolcu konumunda olduğunu, motosikletin trafik sigortası poliçesi olmadığından … hakkında dava açıldığını, davalı … sigorta şirketinin dava dışı İlkay yönetimindeki aracın ZMSS şirketi olduğunu belirterek fazlaya dair talep ve dava hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik … yönünden 50,00-TL, … … … sigorta Şirketi yönünden 50,00-TL olmak üzere 100,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren, mahkeme aksi kanaatte ise davalı yanın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; 17/10/2018 tarihli dilekçesi ile davadaki taleplerini 159.765,48 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; 17/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin davacı tarafa 18/01/2016 tarihinde 13.461,00-TL miktarında ödeme yapıldığını, ibraname imzalandığını, ödeme tarihi nazara alınarak yapılacak hesaba göre davanın konusuz kaldığını, kusur oranı ile sorumlu olduğunu, zararın hesaplanması gerektiğini, dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın 27/03/2014-27/03/2015 vadeli zorunlu Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla poliçe teminat miktarı ile sınırlı olduğunu, teminatın kaza tarihi itibariyle maluliyet halinde şahıs başına azami 268.000-TL olduğunu, 3.450,00-TL gerçek maluliyet zararının 25/12/2015 tarihinde davacıya ödendiğini, maluliyetin İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak raporla belirlenmesi gerektiğini, tazminat hesabının aktüer bilirkişiye yaptırılması gerektiğini, şirketin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, KTK ve ZMMS poliçesinden kaynaklanan trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, … Sigorta A.Ş. tarafından, 28.04.2015 tarihinde başvuru üzerine hasar dosyası açıldığı ve 25.12.2015 tarihinde 3.450,00 TL ödeme yapıldığı, … tarafından; 18.01.2016 tarihinde 13.461,00 TL tazminat ödendiği, dosyada ki evraklardan Güvence Hesabına davacının başvurusunun 16.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, eksiklerin tamamlanmasına dair belgenin ise 23.12.2015 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, ……. alınan raporda; trafik kazasında yaralanan davacının vücut genel çalışma gücünden % 20,2 oranında kaybettiği, geçici iş göremezlik süresinin 15 ay, bakıcı ihtiyacının 5 ay olduğunun belirlendiği, uzman doktor ve aktüerya bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda; trafik kazası sebebiyle; % 20,2 oranında malul olan davacı adına maluliyet nispetinde 134.920,39 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 14.323,29 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.775,75 TL bakıcı gideri tazminatı, 4.846,05 TL … tarafından karşılanmayan giderlere ilişkin tazminat hesaplandığı, ATK raporunda her iki durumda da davacıya kusur atfedilmediğinden; kusurdan ötürü tazminattan herhangi bir indirime gidilmemiş olup hesaplanan tazminata ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi talep edilebileceğinin bildirildiği, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde: … … … Sigorta Şirketi tarafından ZMS ile sigortalı … plakalı araç ile motosiklet sürücüsü arasında gerçekleşen trafik kazasında davacının yolcu konumunda olduğu ve yaralandığı, yaralanması sonucu … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 21/02/2018 tarihli raporda belirtildiği şekilde iş göremez hale geldiği, dosyaya davacıya atfedilebilecek bir kusura ilişkin bilgi ve belge yansımadığı, kusurun her iki araç sürücüsünde olduğu, davacının kask ve koruyucu kıyafet giyip giymediğinin dosya kapsamından ve trafik kazası tespit tutanağından anlaşılamadığı, bu sebeple müterafık kusur indirimi yapılmasının hakkaniyete aykırı olacağı, hatır taşımacılığı indirimi yönünden talep bulunmadığı, … … … Sigorta Şirketine 28.04.2015 tarihinde, Güvence Hesabına eksikliklerde tamamlanarak 23.12.2015 tarihinde başvuruda bulunulduğu, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunduğundan … … … Sigorta Şirketi’nin 07/05/2015 günü, …’nın 01/01/2016 günü temerrüde düştüğü anlaşıldığından; açılan davanın kabulü ile, 134.920,39-TL daimi iş göremezlik tazminatı, 14.323,29-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.775,75-TL bakıcı ve 4.846,05-TL … tarafından karşılanmayan sağlık gideri toplamı olmak üzere toplam 159.865,48-TL’nin davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 01/01/2016 tarihinden itibaren, davalı Anadolu … … Sigorta Şirketi yönünden 07/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hatır taşımacılığı yönünden talep bulunmadığından indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacı için belirlenen %20.2 oranındaki maluliyetin olması gerekenden fazla olduğunu, kendilerince kurumun medical firması tarafından yapılan incelemede davacı için %5 oranında maluliyet tespit edildiğini ve buna göre davacıya ödeme yapıldığını, raporlar arasındaki çelişki nedeniyle yeni bir maluliyet raporu alınması gerektiğini, seçenekli olarak düzenlenen kusur bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, motosikletin ışık donanımının faal olduğu ve olmadığı şeklinde olasılıklı kusur değerlendirilmesi yapıldığını, bu halde olasılık ve soyut değerlendirmeler üzerinden düzenlenen kusur raporuna göre davalı Kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kusur oranlarının kesinleşmesi ve denetime elverişli yeni bir kusur raporu alınması gerektiğini, davalı kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, 5684 sayılı yasanın 14. maddesi ve … yönetmeliği gereği Güvence Hesabının bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı dolaylı zarar kavramı içerisinde değerlendirilmekte olup gelir kaybına ilişkin davalı kurumun herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinin b bendi gereği sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun Sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğunun 2918 sayılı karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, yine aynı maddenin C bendi gereğince Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderlerinin bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğunu,bu nedenle bakıcı giderinin A.5/b maddesi gereği …’nın sorumluluğu bulunmadığını, 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ve geçici 1.maddesi düzenlemeleri uyarınca “tedavi gideri teminatı” artık sigorta şirketleri ve … Sorumluluğunda olmayıp, tedavi gideri teminatı kapsamında olan giderlerin … kapsamında olduğunu, Karayolu Trafik Kanunu 85. maddesi gereği işletenin sorumluluğunu üstlenen sigortacının İşletene ait tüm haklarından yararlanması gerektiğini, Karayolu Trafik Kanunu 87. maddesi gereğince …’nun, araçta hatır yolcusu olarak bulunması nedeniyle B.K. 51. Ve 52. Maddelerinin uygulanması ve tespit edilecek maddi tazminattan uygun bir miktar indirim yapılması gerektiğini, davacının yolcu olarak bulunduğu araçta koruyucu ekipman (. ) kullanmadığının anlaşıldığını, bu nedenle davacının müterafık kusurlu olduğunu kabul etmek gerektiğini, davacının Epikriz ve tedavi raporlarında “saçlı deride skalpr inen 10 ar cm lik iki adet kanamalı cilt laserasyonu, yüzde muhtelif sıyrıklar, sol yanak ve göz çevresinde dermabrazyonlar, sol ekstremit tibia kırığı” arazları tespit edildiğini, tüm bu arazlardan kask ve dizlik takılmadığının anlaşıldığını, bu kapsamda bilerek, kask ve koruyucu tertibat kullanmamış olan Şenol Babınaroğlu’nun kaza yapması halinde kendisinin zarar görebileceğini öngörmesinin beklendiğini, davacının ağır kusuru ile zarara rıza göstermiş olmakla illiyet bağını kestiğini, kimse kendi kusurundan istifade edemez ilkesine göre BK’nın 44. Maddesi gereğince tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davalı Kurumun, tacir niteliği taşımadığı gibi ticari işletme de olmadığını, aracın ticari olmadığını, zararın da ticari bir işten değil haksız fiilden kaynaklandığını, bu nedenle avans faizi istenemeyeceğini, 3095 sayılı yasanın 1.maddesi uyarınca ancak yasal faizden sorumlu tutulabileceklerini, temerrüde düşmediklerini dava tarihinden faiz verilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; seçenekli kusur raporu üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu, araçların kusur durumlarının tanık beyanları, kaza tutanağı ve sinyalizasyon sisteminin faal olduğuna dair bilgi de değerlendirilerek yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğini, mahkeme tarafından müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi hususlarının değerlendirilmediğini, davacının kaza esnasında bulunduğu motorsiklette hatır için taşındığını, keza motorsiklet üzerindeyken kask, koruyucu eldiven dizlik gibi ekipmanları kullanmadığını, hatır taşıması indiriminin tarafların talebine bağlı olmaksızın ilk derece mahkemesince re’sen incelenmesi gerektiğini, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas dairesi tarafından tespiti gerektiğini, karara esas alınan maluliyete ilişkin bilirkişi raporunun, davacı için daha önce alınmış olan 07/10/2015 tarihli %5 maluliyet gösterir Sağlık Bakanlığı Kırklareli Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporu ile açıkça çeliştiğini, çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne gönderilerek maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri taleplerinin poliçe kapsamında olmadığını, davacının talebinin Genel Şartlar kapsamında reddinin gerektiğini, Sağlık Giderleri teminatının tamamen …’na devredildiğini, sigorta şirketlerinin bu anlamda sorumluluğu bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf eden davalı taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle davalı … ve davalı sigorta şirketi aleyhine açılan cismani maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacının yolcu konumunda olduğu motosikletin, kaza tarihini kapsayan trafik sigortası olmadığından davalı … ile kazaya karışan karşı aracın ZMSS şirketi olan diğer davalı sigorta şirketinden, davacının olay sonucu yaralanması nedeniyle cismani tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.
Davacı yolcu konumunda olduğundan kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmamakta ise de, araç sürücülerinin olaydaki kusur durumunun netleştirilmesi gerekmektedir. Zira davalı sigorta şirketi ve …, araç işleteninin hukuki sorumluluğunu üstlendiğinden, motosiklet sürücüsünün kusurunun olmaması halinde davalı …, karşı aracın sürücüsünün kusurunun olmaması halinde davalı sigorta şirketi tazminattan sorumlu tutulamaz. Olaya ilişkin KTT’da motosiklet ağır hasarlı olduğundan, kaza gerçekleşmeden önce stop lambasının yanıp yanmadığının tespit edilemediği, yaralılar hastaneye gönderildiğinden bilgi alınamadığı, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı aracın sürücüsü İlkay’ın normal şeridinde ve hız limitleri içinde seyrettiği, aksine bilgi, belge bulunmadığı, motosikletin 1.5 mt lastik sürtünme izi olduğu, İlkay’ın aynı istikamette önünde seyreden motosiklete arkasından çarptığı, motorun arka ışıklarının yanmadığını son anda farkedip duramayarak bu araca çarptığını beyan ettiği, motosikletin, İlkay yönetimindeki aracın altında 292 mt kadar sürüklendiği, kazanın sağ şeritte meydana geldiği, ancak motosikletin kazadan önce ışık donanımının yanıp yanmadığı tam olarak tespit edilemediğinden kusur dağılımının yapılamadığı belirtilmiştir. Olay nedeniyle motosiklet sürücüsü … vefat etmiştir. Aynı olayla ilgili olarak ceza mahkemesinde yapılan yargılamada dinlenen tanık … kaza gerçekleşmeden önce müteveffa …’ın motosiklet ile yanına geldiğinde aracın far ve ışıklarının yandığını gördüğünü ifade etmiş, tanık … …’da motosikleti olay günü sabah saatlerinde …’a teslim ettiğinde farlarının çalışır vaziyette olduğunu belirtmiştir. Ceza davasında İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 10.08.2015 tarihli raporda, motosikletin arka ışık donanımı faal ise sürücü İlkay’ın olayda tamamen kusurlu olduğu, müteveffa …’ın kusurunun bulunmadığı, ışık donanımı faal değilse sürücü İlkay’ın tali, …’ın asli kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı şeklinde terditli görüş bildirilmiştir. Yine Cumhuriyet Savcılığında trafik ve makine mühendisi bilirkişilerce düzenlenen 30.10.2014 tarihli raporda motosiklet kaza sonucu pert olduğundan, ışık donanımının kazadan önce faal olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. İlkay hakkında şüphe sanık lehine uygulanır ilkesi gereğince tali kusurlu olduğunun kabulü ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. İş bu tazminata konu davada mahkemece sürücülerin kusur durumunun tespiti yönünden her hangi bir inceleme yapılmamış, bu hususta bilirkişi raporu alınmamış, davacının olayda kusuru bulunmadığından bahisle davalıların tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda davalı tarafın tazminattan sorumluluklarına karar verilmesi için, kusur durumunun tespiti önem taşıdığından, mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı, ceza dosyası, ceza mahkemesinde düzenlenen bilirkişi raporu, KTT, tanık beyanları da birlikte değerlendirilerek sürücülerin kusur durumunun belirlenmesi hususunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre de, davalı … vekili 05.11.2018 tarihli dilekçesinde davacının yolcu olduğu motosiklette hatır için taşındığını ileri sürdüğünden, mahkemece bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak, davacının kaza tarihinde motosiklette ne amaçla taşındığının, hatır taşıması şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve hatır taşıması olduğunun kabulü halinde davalı … yönünden tazminattan hatır taşıması indiriminin uygulanması gerekirken, bu konuda talep olmadığı gerekçesi ile inceleme yapılmaması ve ayrıca motosiklet ticari araçlardan olmadığı halde davalı Güvence Hesabının avans faizi ile sorumluluğuna karar verilmesi de doğru görülmediğinden, davalı … vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin bu hususlara yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı taraf vekillerinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ ile; … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.01.2019 tarihli, ….Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalı … vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf başvurma harcı dışında, davalı … sigorta A.Ş. den alınan 44,40 TL maktu, 2.685,75 TL nispi istinaf karar harcı ile davalı güvence hesabından alınan 2.183,50 TL ve 547,00 TL istinaf karar harcının istek halinde ilgili taraflara iadesine,
3-Davalı … ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada ayrı ayrı gözetilmesine,
4-Davalı … Sigorta şirketi ve davalı … tarafından ayrı ayrı yatırılan 150.00’şer TL, gider avansından kullanılmayan kısmın ilgili taraflara iadesine,
5- … 26. İcra Dairesi 26/03/2019 tarih ve 2019/2618 sayılı dosyasına yatırılan 317.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6- … 26. İcra Müdürlüğü 11/03/2019 tarih 2019/2618 sayılı dosyasına yatırılan 275.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme,harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.