Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/968 E. 2021/1453 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 26. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2018
NUMARASI : ….
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı – birleşen dava davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde; 12/11/2011 tarihinde, davacıların murisi …. idaresindeki … plakalı araç ile davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan ve dava dışı sürücü… idaresinde bulunan … plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda … ….. vefat ettiğini, kazanın oluşunda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile destekten yoksun kalan davacı eş ve çocuğunun tazminat istemi ile davalı … şirketine, 12/03/2015 tarihinde, yapmış oldukları başvuru sonrasında herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacılar için 50,00’şer TL destekten yoksun kalma tazminatının, olay tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı … vekili tarafından 05/10/2017 tarihinde Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…… esas dosyası ile açılan davada; 12/11/2011 tarihinde meydana gelen kaza sonucu vefat eden Ahmet Berberoğlu’nun annesi olan davacı için de 28.273,21 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinden tahsili isteminde bulunulmuş ve dava dosyası asıl dava ile birleştirilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinden itibaren iki yıllık sürenin geçmiş olması nedeni ile dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, kaza nedeni ile davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, kazanın oluşuna ilişkin olarak usulüne uygun kusur raporu ve tazminat hesabına ilişkin hesap raporu alınması gerektiğini, olay tarihinden avans faizi isteminin de usulüne uygun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacı …’nin eşi ve davacı …’nın babası olan…. sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda…. vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında, destek sürücünün ise %75 oranında kusurlu olduklarını, destekten yoksun kalan davacılar yönünden hesaplanan destekten tazminatının, kusur oranları dikkate alınarak indirim yapıldıktan sonra asıl ve birleşen davanın kabulü ile; asıl davada 147.931,30 TL destekten yoksun kalma tazminatının …’na, 23.795,49 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacı …’na, birleşen davada 28.273,21 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacı …’na verilmesine, davacı tarafın davalı … şirketine başvuru ve ekspertiz raporu düzenleme tarihi dikkate alınarak hükmedilen rakamlara 2/04/2015 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen dava davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olmaması nedeni ile davacı taraf lehine avans faizine hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu, dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına ve zamanaşımı itirazına rağmen davanın reddine karar verilmemesinin ve hükmedilen faize dava/ıslah tarihinden değil de 02/04/2015 tarihinden itibaren karar verilmesinin de usule aykırı olduğunu, hesap bilirkişisi raporunun hesaplamayı hangi metoda göre yaptığının belli olmadığını, Yargıtay’ca benimsemen yöntem ile hesaplama yapılmamasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı tarafın istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacıların desteği idaresinde bulunan araç ile davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan…. plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda destek… vefat etmiştir. Asıl davada, davacı eş ve çocuğun ve birleşen davada davacı annenin, destekten yoksun kalma tazminatı istemi ile açtıkları davaların kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Davalı tarafın yapmış olduğu zamanaşımına yönelik istinaf talebi bakımından; davanın, 2918 sayılı KTK’nun 109/2. maddesi yollaması ile 5237 sayılı TCK’nun 85, 66/ 1-d maddeleri gereğince 15 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması ve kaza tarihinden itibaren dava tarihine kadar 15 yıllık sürenini dolmamış olması nedeni ile yerinde değildir.
Davalının hesap raporuna ve hesaplama yöntemine ilişkin istinaf talepleri bakımından ise; mahkeme tarafından hükme dayanak alınan 13/09/2017 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, PMF yaşam tablosuna göre ve progressif rant yöntemi ile hesaplama yapıldığı, desteğin 39 yaşında olduğu, bir bankada müdür olarak çalıştığı ve asgari ücretin 6.22 katı maaş aldığı tespiti ile yapılan hesaplamada, pay dağılımı ve buna göre bulunan rakamlara açık bir itiraz bulunmamakla birlikte, raporda kullanılan hesap yöntemine itiraz edilmiştir. TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda …’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,…. ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih …. K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında progressif rant formülü kullanılmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, PMF 1931 Yaşam Tablosu tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de hükmün sadece davalı tarafça istinaf edilmiş olmasına göre davalı lehine oluşan müktesep haklar gözetilerek bu husus inceleme dışı bırakılmış, rapora yönelik itirazların yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalının faiz türü ve faiz başlangıç tarihine yaptığı istinaf talepleri bakımından ise; davalı … şirketi tarafından düzenlenmiş olan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesinde, sigortalı aracın ticari amaçla kullanılan kamyon olduğu sabit olmakla, alacağa avans faiz uygulanmasında bir usulsüzlük görülmemiştir. Yine, davacı taraf, davadan önce, 05/03/2015 tarihinde, davalı … şirketine başvuruda bulunduğu, sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açılıp, ekspertiz raporu düzenlettirildiği sabit olup, davalı … şirketi yönünden, eksper rapor tarihinden itibarin 8 iş günü geçmekle, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.2. maddesi uyarınca, temerrüt oluşacağından, tüm tazminat miktarı için, bu süreye uygun olarak faiz başlatılmasında da bir usulsüzlük görülmemiştir.
Tüm bu gerekçelerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı – birleşen dava davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK.nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 13.697,66 TL karar harcından peşin alınan 3.415,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.282,15 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.