Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/960 E. 2021/1849 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2018
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı dava/birleşen dosya davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Dava/birleşen dosya davacı vekili dava dilekçelerinde;……. plakalı aracın davacı şirket nezdinde 29/11/2013 ile 29/11/2014 tarihleri arasında davalı … adına sigortalı bulunduğunu, sigortalı aracın 28/01/2014 tarihinde dava dışı sürücü … tarafından alkollü olarak kullanımı esnasında sürücünün kusuru nedeni ile kazaya sebebiyet vermesi sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu trafik kazası sonucu malul kalan …’ın şirkete yaptığı müracaat nedeniyle 46.644,00 TL maluliyet tazminatının şirket tarafından zarar görene ödendiğini, …… göre kaza anında sigortalı araç sürücüsünün 1.05 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, trafik kazası sonucu malul kalan …’ın maluliyet tazminatını ödeyen şirketin taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi uyarınca ödediği tazminatı davalı sigortalıdan rücu etme hakkına sahip bulunduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla toplam 46.644,00 TL tazminatın davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, birleşen ……. sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; aynı kazaya ilişkin olarak …’ın davacı aleyhine tazminat davası ikame ettiğini, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasında tarafların sulh olduğunu ve kazazede davacıya 04/03/2015 tarihinde 142.964,64 TL daha ödeme yapıldığını belirterek anılan ödemenin de davalıdan ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava/birleşen dosya davalı vekili; davalının oğlu …’ın davalıya ait aracı davalıdan habersiz olarak aldığını ve arkadaşı olan zarar gören …’ı da alarak birlikte arabada alkol aldıklarını, ilerleyen saatlerde tarafların diğer arkadaşlarıyla buluştuklarını ve ikisinin de alkollü olduğunu fark eden arkadaşlarının zarar göreni araçtan alıp eve götürmek istemelerine rağmen zarar görenin araçta kalmakta ısrar ettiğini, …’ın kaza esnasında ön koltukta yan oturması ve emniyet kemeri takmaması ve alkollü olması nedeniyle başını ön cama çarptığını ve kaza sonrasında sağ gözünün görme duyusunu önemli oranda kayıp ettiğini, davacı sigorta şirketi tarafından zarar görene maddi tazminatın ödendiğini, zarar gören ile davalının oğlunun arkadaş olduklarını ve zarar görenden bu gezinti karşılığında bir bedel alınmadığından hatır taşımasının mevcut olduğunu, hatır taşımasının yanında zarar gören ile araç sürücüsünün birlikte alkol aldıklarını ve zarar görenin sürücünün alkollü olduğunu bile bile araç kullanmasına rıza gösterdiğinden dolayı olayda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunduğunu, zarar görenin müterafîk kusuruyla maddi tazminattan indirim yapılması gerekirken davacı sigorta şirketi tarafından bu indirim yapılmadan ödeme yapıldığını, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerektiğini, sürücünün alkollü olmasının tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini, birleşen …… sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde; olayda hatır taşımasının mevcut bulunduğunu, kazazedenin sürücünün alkollü olduğunu bile bile araç kullanmasına müsaade ettiğini, kimsenin kendi kusurundan sorumlu tutulamayacağını, kazanın meydana gelmesinde alkolün münhasıran etkisinin saptanması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde; dava konusu trafik kazasında davacı yana sigortalı araç sürücüsünün olay günü alkollü olması, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşmiş olması nedeniyle davacının rücu talebinde haklı olduğu, ödeme yapılırken müterafik kusur hususunun gözetilmediği, olayda yolcu Yasin’in, şoförün alkollü olduğunu bilmesine rağmen araca binmesi nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu kanaatiyle belirlenen tazminattan %20 oranda indirim yapılarak davacı sigortanın bu kısım için fazla ödemesinden davalının sorumlu tutulamayacağı belirlemesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 46.644,00 TL nin ödeme tarihi olan 02/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, faize dair fazla istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne 134.213,13 TL nin 04/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; karara karşı dava/birleşen dosya davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Dava/birleşen dosya davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre alkollü sürücünün aracına binmenin tazminattan indirim sebebi olduğunu, ancak yerel mahkeme tarafından bu sebeple yapılan ikinci indirimin yasaya ve usule aykırı olduğunu, bu durumun davacı şirket tarafından maluliyet tazminatı hesabı yapılırken dikkate alındığını, yargılama sürecinde dava dilekçesi, beyan dilekçeleri, deliller ve kendileri tarafından gerçekleştirilen yargısal etkinliklerin değerlendirilmediğini, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sigorta şirketinin kendi sigortalısına yönelttiği rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda Kaza Tespit Tutanağı uyarınca, 28/01/2014 tarihinde, davalıya ait olan aracın dava dışı sürücü … tarafından sevk ve idare edilmesi sırasında sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle aracın orta refüje çarpması sonucunda tek yanlı trafik kazasının meydana geldiği, araçta yolcu olan …’ın yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde sürücünün dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanması nedeniyle kural ihlali bulunduğunun belirlendiği, taraflar arasında 29.11.2013 tarihli ZMM sigorta poliçesinin düzenlendiği, eldeki davada kaza nedeniyle sigortalı aracın 3.kişiye verdiği zararın sigorta şirketi tarafından ödenmesi nedeniyle sigorta şirketi tarafından sigortalıdan zararın rücuen tazmininin talep edildiği anlaşılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yapılması zorunlu olan sigortalardandır. Zorunlu sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir.
Dava tarihinden önce 28.11.2013 tarihli …… ….. yayımlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görenlere poliçe kapsamında ödeme yaptığını belirterek üçüncü şahsa yapılan ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalıdan tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki ilişki akde dayalı olup davalıların sorumluluğunun kaynağı sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1, 83/2 maddeleri uyarınca sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir.
Dosyada mevcut zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde ve araç mahrumiyet belgesinde sigortalının davalı … olduğu ve aracın kullanım amacının hususi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu hale göre dava konusu olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK.nun 16/1 maddesi gereğince tüzel kişi tacir olan davacı ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi ve hususi otomobil sahibi olan tüketici arasında yapılmış Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki ilişki akde dayalı olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1, 83/2 maddeleri uyarınca sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olması, HMK.nın 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece gözetilmesi gerektiğinden ve H.M.K.’nın 30. maddesi gereğince “Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesi ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” düzenlenmesi karşısında, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK.nın 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkemenin görevsizliği nedeniyle dosyanın Tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi için davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı-birleşen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin16/10/2018 tarih, …… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
2-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.