Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/938 E. 2021/1456 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2018
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 31/05/2013 tarihinde, davacı …’e ait olan ve davacı … idaresinde bulunan…. plakalı aracın, davalı … idaresinde bulunan … plakalı araç ile karıştığı kaza sonucunda, davacı …’e ait aracın hasar gördüğünü ve araçta bulunan davacılar …, ….sürücünün kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacıların yaralanması nedeni ile davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacılar …. için 1.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsilini, kazaya karışan aracın hasarlanması nedeni ile 5.751,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacı sürücü …’in kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan ….. plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı … şirketinin kaza nedeni ile doğan zarardan poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kaza tarihinden faiz talebinin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı … … plakalı araç ile davalı sürücü … idaresindeki …..plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda davacıların yaralandıkları, …’e ait aracın hasar gördüğü, kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün %70 oranında, davalı sürücünün ise %30 oranında kusurlu oldukları, daha önce alınan raporlarla çelişkiyi giderir şekilde düzenlenen 11/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı aracındaki hasar miktarının 4.366,33 TL olduğu, kusur durumu dikkate alınarak hasar nedeni ile 1.309,89 TL’nin, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalı yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline ve davacı …’e ödenmesine, dava konusu kaza nedeni ile yaralanan davacıların yaralanma durumları ve manevi tazminatın belirlenmesine dair ilkeler dikkate alınarak, davacı … için 500,00 TL, davacı …… için 1.500,00 TL, davacı… için 250,00 TL ve davacı… için 250,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın oluşuna ilişkin olarak mahkemece benimsenen kusur durumunun oluşa uygun olmadığını, araç hasar bedeline ilişkin olarak, çelişki oluşturan ve daha düşük rakam belirleyen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dava konusu kaza nedeni ile yaralanan davacılar için belirlenen manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat ve araç hasar bedeli istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kusura yönelik istinaf talebi bakımından; somut olayda kaza, ışıklı kavşakta meydana gelmiştir. Kaza tespit tutanağında, her iki araç sürücüsünün de yeşil ışıkta geçtiğini beyan etmesi nedeni ile kusur tespiti yapılmamış, kazaya ilişkin yürütülen ceza soruşturmasında, kaza anına ilişin kamera kayıtlarının çözümleri yaptırılmıştır. Cumhuriyet Savcılığı aşamasında polis bilirkişiden alınan kusur raporunda, sürücü …’in, ışık ihlali yapması nedeni ile asli kusurlu, diğer sürücünün ise kavşağa kontrollü girmemesi nedeni ile tali kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, makine mühendisi bilirkişi ve polis bilirkişi eşliğinde keşif yapıldıktan sonra alınan 14/12/2016 tarihli raporda; sürücü …. kendine hitap eden kırmızı ışığa uymayarak ve sağ taraftan kavşağa yaklaşmış olan araca dikkat etmeden kavşağa giriş yapması nedeni ile %70 oranında, davalı sürücünün ise kendisine yanan ışık henüz yeşile geçmişken, sarı ışıkta kavşağa giren davacı aracına sol yan arkadan çarpması nedeni ile %30 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. İtiraz üzerine düzenlenen ek raporda ve mahkemece, trafik bilirkişisinden keşfen alınan tarihsiz kusur raporunda da aynı kusur oranları belirlenmiştir.
Tarafların itirazı üzerine, İlk Derece Mahkemesi tarafından, Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 15/03/2018 tarihli raporda ise; davacı sürücünün sarı ışığın kırımızı ışığa döndüğü sırada, ışık değişim periyodunun hemen sonrasında geçiş yaparak kural ihlalinde bulunması nedeni ile %70 oranında, davalı sürücünün ise ışık değişim periyotununu hemen sonrasında, araçların yeşil ışıkta kalktıkları anda, sol taraftan görüşü kapalı olduğu halde ve kontrolsüz şekilde kavşağa giriş yaparak kural ihlalinde bulunması nedeni ile %30 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak, ceza yargılaması dahil 4 kez bilirkişi raporu alınmıştır. Raporların tamamının aynı değerlendirmeleri içerir ve aynı yönde oldukları, dosya kapsamına ve mevcut delillere göre; dava konusu kazanın, davacı aracın sürücüsünün kendisine hitap eden ışığın kırmızıya döndüğü anda ve kırmızıya dönmesine rağmen kavşağa giriş yapması, davalı sürücünün ise kendisine hitap eden ışık yeşile döner dönmez, sol taraftan görüşü kapalı olmasına rağmen, kontrolsüz olarak kavşağa giriş yapması nedeni ile meydana geldiği, oluş itibari ile her iki araç sürücüsü de kusurlu olmakla birlikte, ışık ihlali yapan davacı araç sürücüsünün daha ağır kusurlu olduğu sabittir. Birbirini teyit eden kusur raporlarına uygun olarak, Yerel Mahkeme tarafından benimsenen kusur durumu ve kusur oranlarının oluşa, usul ve yasaya uygun olması nedeni ile davacılar vekilinin kusura dair istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin, belirlenen manevi tazminat miktarlarının çok az olduğununa dair istinaf istemi bakımından ise;
Davacıların tazminat istemleri BK 56.maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Somut olayda, kaza nedeni ile davacıların hayati tehlike yaşamayacak şekilde yaralandıkları, sadece davacı … …. yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücünün %30 oranında kusurlu bulunduğu sabittir. Davacıların yaralanmalarının boyutları, talep edilen tazminat miktarları ve kazadaki kusur durumu gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının; duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde ve tarafların mali ve sosyal durumlarına uygun olduğu görülerek, davacıların manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Bu gerekçelerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.