Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/853 E. 2021/1314 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/11/2012 tarihinde davalıya trafik sigortalı, sürücü …’in sevk ve idaresindeki araç ile Ankara ili istikametinden …. İlçesi istikametine doğru seyir halindeyken yolun virajlı olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve aracın yoldan çıkarak takla atması sonucu tek taraflı ve yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davacı …’in kaza anında söz konusu araçta yolcu olarak bulunduğunu, kazanın meydana gelmesinde bahse konu araç sürücüsü …’in asli ve tam kusurlu bulunduğunu, yolcu olan davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, söz konusu kaza nedeniyle tüm dava ve talep hakları saklı tutularak Ankara 11. ATM’nin…..E. sayılı dosyasında açılan tazminat davasında…… tarihli rapora göre davacının vücut genel çalışma gücünü % 100 oranında kaybettiği ve devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç kaldığı hususunun tespit edildiğini, söz konusu dosyanın yargılaması sırasında davalı tarafça davacıya ıslah dilekçesinde talep edilen 78.388,00-TL bakıcı gideri ödemesinin yapılması nedeniyle söz konusu dosyada davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, söz konusu dosyada belirsiz alacak davası açıldığını, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunu belirterek, yaralamalı trafik kazası nedeniyle ömür boyu bir başkasının bakımına muhtaç kalan davacı için şimdilik 10.000,00-TL ömür boyu bakıcı gideri zararının (Tedavi – Bakıcı – Giderleri teminat limitleri dahilinde) kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini talep etmiş; 20/04/2018 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesindeki talebini toplamda 104.514,42-TL olarak arttırmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; Ankara 11. ATM’nin …..E. sayılı dosyasında davacının bakıcı giderine ilişkin talebi hakkında mahkemece talebin karara bağlandığını, bu nedenle kesin hüküm dava şartının bulunduğunu, 11. ATM dosyası devam ederken tarafların sulh olduğunu, 13/08/2014 tarihinde 225.000,00-TL maluliyet tazminatı, 78.388,00-TL bakıcı gideri olmak üzere ferileri ile birlikte toplam 393.368,00-TL ödenerek kaza nedeniyle poliçe teminatından kaynaklanan sorumluluğun tamamen sona erdiğini, buna ilişkin ibraname düzenlendiğini, ibranamenin davacı tarafı tam olarak bağladığını, bu nedenle davalının sorumluluğunun sona erdiğini, öte yandan kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun kusura dayandığını ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının devamlı bakıma muhtaç olduğuna dair herhangi bir delilin bulunmadığını, davalı şirket temerrüte düşmediği gibi davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan ömür boyu bakıcı gideri tazminatına ilişkin olduğu, mahkemece yapılan yargılama, incelenen dosya, sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 03/11/2012 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki aracın tek taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası yaptığı, davacı …’in söz konusu araçta yolcu olarak bulunduğu, kazada davacının herhangi bir kusurunun olmadığı, araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle Ankara 11. ATM’nin söz konusu dosyası ile davacıya 78.388,00-TL ödeme yapıldığı, bu hususta ibraname düzenlendiği, incelenen dosyada alınan maluliyet raporuna göre davacının kaza nedeniyle vücut genel çalışma gücünden % 100 oranında kaybettiği, sürekli iş göremezlik halinde kalacağı, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin 12. Maddesine göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olduğunun belirlendiği, bu kapsamda davacının işleyecek dönem olarak 23 yıl 4 ay 11 gün daha bakıcı ihtiyacına ihtiyaç duyulduğu varsayılarak yapılan hesaba göre, davalı sigorta şirketinin, ZMMS poliçesi sağlık gideri teminatından dolayı bakiye bakıcı gideri olarak 104.514,42-TL daha bakıcı giderinden sorumluluğunun bulunduğu, bilirkişi raporunun bilimsel verileri içerdiği, denetime de elverişli bulunduğu görülmekle; davanın kabulü ile; toplam 104.514,42-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; İş bu dava açılmadan önce, davacı tarafça Ankara 11. ATM’nin …..Karar sayılı dosyasında davalı hakkında sürekli maluliyet tazminatı ve bakıcı giderinin tahsili istemi ile dava açıldığını, sürekli sakatlık yönünden 225.000,00-TL, bakıcı gideri yönünden 78.388,00-TL olmak üzere ferilerle birlikte toplam 393.368,00-TL tazminatın davacı tarafa ödendiğini, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında 23.07.2014 tarihli sulh-ibraname protokolü düzenlendiğini ve sulh olunduğunu, bu protokol ile davacının, davalı şirketi tazminat miktarı ve ferileri yönünden tamamen ibra ettiğini, başkaca hak ve alacağı kalmadığına dair ibra verdiğini, mahkemece kararın sulh ile sonuçlandırılıp, karara bağlandığını, HMK’nın 315. maddesi gereğince, sulh ibraname protokolü üzerine mahkemece verilen kararın, kesin hüküm gibi sonuç doğurduğunu, bu sebeple sulh ibraname protokolünde belirtilen sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderinin yeni bir davaya konu edilmesinin mümkün olmadığını, ancak davacı tarafça bakıcı giderinin iş bu davaya konu edildiğini ve mahkemece de davanın kabulüne karar verildiğini, mahkeme kararının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bakiye bakıcı gideri (ömür boyu) tazminatı istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 313. madde hükmüne göre “(1)Sulh görülmekte olan bir davada, tarafların aralarında ki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir
(2)Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulh kapsamına dahil edilebilir.
(4) Sulh şarta bağlı olarak da yapılabilir.
Madde 314-(1) Sulh hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Madde 315-(1) Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhun iptali istenebilir.”
Sulh görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olup, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Karar kesinleşinceye kadar yapılan her türlü sulh anlaşması mahkeme huzurunda yapılmış sulh olarak kabul edilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Somut olayda, davacı, davalıya trafik sigortalı araçta yolcu konumunda olup, tek taraflı olarak gerçekleşen kaza sonucu omurga arızası nedeniyle % 100 oranında kalıcı maluliyeti oluşmuştur. İş bu dosya davacısı tarafından, aynı davalı sigorta şirketi aleyhine Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin…..esasında şimdilik 1.000,00-TL sürekli maluliyet tazminatı ve 1.000,00-TL bakıcı gideri talep edilmiş, AÜTF Adli Tıp ABD Başkanlığı tarafından düzenlenen 27.02.2014 tarihli raporda, davacının omurga arızası nedeniyle vücut genel çalışma gücünden % 100 oranında kaybettiği, sürekli iş göremezlik halinde kalacağı, maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğinin 12. maddesi gereğince devamlı surette bir başkasının bakımına muhtaç olduğu belirtilmiştir. Aktüer bilirkişi raporunda 235.164,13 TL sürekli iş göremezlik tazminatı,78.388,04 TL bakıcı gideri tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından Ankara 10. ATM’nin ….. esasına kayıtlı birleşen dosyada ise, bakıcı gideri yönünden ek dava açılarak toplam 78.388,04 TL bakıcı giderinin tahsili istenmiştir. Davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen 10.05.2012/2013 vadeli ZMSS poliçesinde kaza tarihi itibari ile kişi başına 225.000,00 TL sakatlık, 225.000,00 TL sağlık gideri teminatı mevcuttur. Davacı vekili 10.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile iş gücü kaybı talebini 235.164,13 TL olarak artırmış, 15.09.2014 tarihli oturumda davalı ile anlaştıklarını, anlaşma uyarınca tazminat istemlerinin yerine getirildiğini, davanın konusuz kaldığını, davalı tarafça karşılanması nedeniyle, karşı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri de olmadığını, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 15.09.2014 tarihli,……karar sayılı karar ile davacı tarafın davalı tarafça sunulan sulh protokolünü kabul ettiği, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediği, taraflar arasındaki sözleşme, duruşmadaki beyanları ve dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde bunun bir sulh olduğu ve tarafların sulhe göre karar verilmesini istemedikleri anlaşılmakla, HMK’nın 315/1-son cümlesi gereğince asıl ve birleşen davaların konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; ve bu hüküm taraflarca temyiz edilmeyerek 17.04.2015 tarihinde kesinleşmiştir.
Taraf vekilleri arasında düzenlenen “sulh protokolü-ibraname” başlıklı 23.07.2014 tarihli belgede, ilgili dava dosyasının esas numarası da belirtilerek, taraflar arasında anlaşmaya varıldığı, davacı tarafa 225.000,00 TL sakatlık teminatının tamamı, 78.388,00 TL bakıcı gideri, 43.987,00 TL faiz, 23.403,00 TL dava vekalet ücreti, 2.005,00 TL masraf, 20.585,00 TL icra vekalet ücreti(%75) olmak üzere toplam 393.368,00 TL tazminatın, davacı vekilinin IBAN numaralı banka hesabına yatırılması halinde, davalı şirketten iş bu poliçe kapsamında her ne nam altında olursa olsun başkaca bir maddi tazminat, faiz vb. talepleri olmayacağı, ödemenin yapılması ile birlikte davacı vekilinin davalı aleyhinde açılan ve dosya esas numarası bildirilen davadan feragat edeceği, davanın feragatla sonuçlanacağı, tarafların birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyeceği, ödeme ile birlikte davacı vekilinin maddi tazminata yönelik asıl alacak ve tüm ferileri, yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere davaya konu talep nedeniyle … A.Ş.nı gayrikabili rücu ibra etmiş olacağı, başkaca alacağı kalmadığını ve HMK’nın 313. maddesi gereği hüküm doğuracağını beyan ettiği, beyanların imzalandığı görülmüştür. Bu belgede üzerinde anlaşılan tazminat tutarının tamamı 13.08.2014 tarihinde davacı vekilinin belirtilen IBAN numarası ile banka hesabına yatırılmıştır.
Davacı vekili tarafından 15.12.2016 tarihinde açılan eldeki davada ise, davacı vekili Ankara 11. ATM’nın….. esas sayılı dosyasında davalı sigorta şirketi aleyhinde belirsiz alacak davası açıldığını, ıslah dilekçesinde talep edilen 78.388,00 TL bakıcı giderinin davacıya ödendiğini, dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunu belirterek şimdilik 10.000,00 TL bakıcı giderinin davalıdan tahsilini talep etmiş; 20.04.2018 tarihli artırım dilekçesi ile talebini 104.514,42TL olarak artırmıştır. Davalı sigorta şirketi vekili ise taraflar arasında daha önce aynı konuda açılan davanın yargılaması sırasında sulh olunduğunu, davacı tarafa sulh gereği tazminat ödendiğini, ibraname alındığını, sulh nedeniyle poliçe teminatından kaynaklanan sorumluluklarının tamamen sona erdiğini, HMK’nın 315. maddesi gereği yargılama sırasında yapılan sulhun kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğunu belirterek HMK’nın 114/1-i bendi ve 115. maddeleri uyarınca davanın reddini savunmuştur.
Bu halde, Ankara 11. ATM’nın taraflar arasında sulh olduğunu kabul ile hüküm kurduğu, taraf vekilleri arasında düzenlenen “sulh protokolü- ibraname” başlıklı belge içeriğinden tarafların bu belgenin HMK’nın 313 vd. maddeleri gereğince hüküm doğuracağını imzalı beyanları ile kabul ettiği, sulhun ilgili bulunduğu davayı sona erdirdiği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu, davalı sigorta şirketince süresinde sulh nedeniyle kesin hüküm itirazında bulunulduğu, bu hususun dava şartlarından olup mahkemece de resen nazara alınması gerektiği, Ankara 11. ATM’nın … Karar sayılı dosyasının iş bu eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğu anlaşılmakla yerel mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 313 vd. maddeleri ile 114/1-i ve 115/2. maddeleri gereğince, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gibi, kabule göre de KTK’nın 111. maddesi gereğince ibraname tarihinden 2 yıl geçtikten sonra ödemenin yetersiz olduğundan bahisle dava açılamayacağından, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A- Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.11.2018 gün ve ….Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davacının bakıcı giderine ilişkin davasının HMK’nın 313 ve 315/1 maddeleri delaleti ile 114/1-i ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine,
2-Davacıdan peşin alınan 359,16 TL harçtan, alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 299,86 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davalı sigorta şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’nin 6.ve 13/4 maddesi hükmü gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı sigorta şirketine verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 705,40 TL ( başvurma harcı, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
İstinaf Başvurusu Nedeniyle Yapılan Harç Ve Masraflar Yönünden;
1-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan 1.785,00 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı sigorta şirketi tarafından istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan 100,00 TL gider avansından, kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere 01.07.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.