Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/848 E. 2021/1466 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2018
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 29/08/2011 tarihinde sürücü…’nün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … yönünden … yönüne giderken … Köyü mevkiine gelindiğinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, olay sonucunda davacının yaralanarak daimi sakat kaldığını, davacının kazada yolcu konumunda bulunup kusursuz olduğunu, davacının ev hanımı olduğunu kaza nedeniyle ….. gördüğünü, … plakalı aracın davalı … şirketine kaza dönemini kapsar ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle sigorta şirketine başvurduğunu, eksik ödeme gerçekleştiğini, daha fazla alacağın bulunduğunu, zararın gelişen bir durumdan ileri geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli iş göremezlik zararı nedeniyle şimdilik 4.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın başvurusu üzerine müvekkili şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını, alınan aktüerya tazminat raporu ile tespit ve tayin edilen zarar tutarı 27.000,00 TL’nin 14/11/2013 tarihinde davacıya ödendiğini, Karayolları Trafik Kanunu 111. maddesinde belirtilen 2 yıldan sonra dava açıldığından zamanaşımı def’inde bulunduğunu, belirterek zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının ödenen miktarın gerçek zararı karşılamadığı, süreç içerisinde iş göremezliğin arttığı iddiasında bulunmakta, davalının ödenen miktarın gerçek zararı karşıladığı gibi dava tarihi ile ödeme tarihi arasında 2 yıllık sürenin dolduğu ve geçtiği savunmasında bulunduğu, Karayolları Trafik Kanunu 111. maddesinde; Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar başlıklı olup;”Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.
Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, dava konusu kaza ile ilişkin olarak davalı … şirketine başvurulduğu ve 14/11/2013 tarihinde 27.000,00 TL ödendiği 11/11/2013 tarihli ibraname alındığı, dava tarihi itibariyle Karayolları Trafik Kanunu 111. maddesi’nde belirtilen 2 yıllık sürenin dolduğu ve geçtiği bu sürenin hak düşürücü süre olduğu anlaşıldığından davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin sakatlığının arttığını ve artan zarar için dava açılığını, davacının kaza nedeniyle sakatlığının… Kurumu ……. 25.10.2016 tarihli …… (Rapor No:2501 ) Raporuna göre %40 olarak arttığını, maluliyet oranında bir artma olduğu taktirde bu durumun yeni bir olgu olup artan bir miktar için ayrı bir dava açılmasının mümkün olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekir.
Ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler (zarardaki değişme) söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır.
Bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
Buna karşılık ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler (zarardaki değişme) söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır. (HGK, 15.11.2000 gün ve: 2000/21-1609 K: 2000/1699, 4.HD 13.05.1980 gün ve 1980/3493-6206 sayılı; 26.01.1987 gün, 1986/7532 esas, 1987/485 karar sayılı kararı) Yani tedavinin devam ediyor olması ve gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren 2918 sayılı Yasanın 109/1. maddesinde belirtilen 2 yıl içinde dava açılması gerekir. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Somut olayda, davacı kazaya bağlı olarak maluliyetinin arttığını ileri sürmektedir.Bu durumda mahkemece Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden alınacak raporla, kazaya bağlı olarak, artan maluliyetin, yani “gelişen durumun” bulunup bulunmadığı ile davacının talebi de göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7024 Esas, 2018/665 Karar; aynı daire 2014/13399 Esas, 2017/198 Karar sayılı ilamları)
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulü ile, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olmasına nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece yeniden yargılama yapılarak esas hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/6/2018 tarih … Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından İstinaf peşin harcı olarak yatırılan, istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.