Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/844 E. 2021/1598 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 08.08.2017 tarihinde, dava dışı…’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda aracın içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin kızı …’ın vefat ettiğini, kazaya ilişkin olarak Emirdağ Asliye Ceza Mahkemesinin ……Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, kazaya karışan aracın …. numaralı ZMMS poliçesi ile davalı … şirketine sigortalı olduğunu, davalı şirkete başvurduklarını, davalı şirketin müvekkiline 13.09.2017 tarihinde 14.135,91 TL ödeme yaptığını, ancak bu miktarın müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13.09.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili 27.11.2018 tarihli talep arttırım dilekçesinde, 26.210,86 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 18.06.2017 – 06.09.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı azami 330.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin, işletenin kusuru ve teminat limitleri dahilinde sorumlu tutulabileceğini, müvekkili şirket tarafından …’ın vefatı nedeniyle 13.09.2017 tarihinde davacıya 14.135,91 TL ödeme yapıldığını, kazada …’ın emniyet kemerinin takılmaması sebebiyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, hatır taşıması bulunduğunu, avans faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, destek …’ın içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın 08.08.2017 tarihinde tek taraflı trafik kazası sonucunda vefat ettiği, kazaya neden olan aracın davalı … … AŞ tarafından KTK ZMMS poliçesi ile sigortalandığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … şirketinin, işletenin 3. kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı, müteveffa …’ın hayatını kaybetmesi sonucu annesi davacı …’ın maddi destekten yoksun kaldığı, davadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan ödemenin ödeme tarihindeki verilere göre davacının maddi zararını karşılamadığı, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle Davanın KABULÜ ile,26.210,86 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13.09.2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … AŞ vekili istinaf dilekçesinde, 01.06.2015 yürürlük tarihli ZMMS Genel Şartlarının amir mevzuat olduğunu, ZMMS Genel Şartları’na göre tazminat hesaplamasının TRH-2010 Mortalite tablosuna göre yapılması gerektiğini, ilgili kaza neticesinde müvekkil şirkete başvuru yapılmasıyla müvekkil şirket tarafından davacıya %100 kusur ve TRH tablosu esas alınarak 13.09.2017 tarihinde 14.135,91 TL ödeme yapıldığını, ek tazminat ödenmesinin mümkün olmadığını, PMF tablosu esas alınarak hesaplama yapılamayacağını, bilirkişi Raporu’nda müteveffanın muhtemelen evlilik yaşının 25 olarak kabulü ile destek pay ve oranlarını belirterek destek vereceğinden bahisle; müteveffanın babasının destekten çıkması durumunda payın diğer ebeveyne geçeceği düşünülerek hesaplama yapıldığını, bu durumun hatalı olduğunu, muhtemel evlilik yaşının 26 olarak kabulü ile 30 yaşından sonra her ebeveynin muhtemel bakiye ömrüne kadar 1/8 oranda destek vereceği, anne ya da babanın destekten çıkması durumunda payın diğer ebeveyne geçeceği düşünülerek hesaplama yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle uğranılan destekten yoksun kalma zararı sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1) Mahkemece, müteveffanın hak sahiplerine ödenmesi gereken destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için alınan aktüerya bilirkişi raporunda, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak düzenlenen rapor doğrultusunda hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,….ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih…. sayılı kararı ile; KTK’nun 90.maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
2) Mahkemenin hükme esas aldığı aktüer bilirkişi raporunda müteveffanın evlenme yaşı 25 olarak kabul edilmek, 2 yıl sonra bir çocuğu, 2 yıl sonra ikinci çocuğu doğacağı varsayımı ile destek payları belirlenmek suretiyle tazminat hesabının yapıldığı anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olmakla, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esas olup, tazminata doğrudan etkili olan tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gereklidir. Zararın miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak belirleme yapabilmektedir. Bu bağlamda, destekten yoksun kalma zararının hesabında da, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarının belirlenmesi gerekli olup, hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale geldiğinden, destek pay oranları belirlenmesi farazi bazı kriterlere göre yapılmaktadır. Pay oranlarının belirlenmesinde dikkate alınması gereken hususlardan birisi olan, destek olan müteveffanın küçük çocuk/bekar olması halinde ileriki yıllarda evleneceği varsayımı da bu kriterlerdendir. Kız çocuklarının evlenme yaşlarının, aile bağlarına, ailenin dahil olduğu sosyal ve ekonomik durumuna, yaşam standartlarına, yaşadığı yöreye, yörenin töresel ve bölgesel koşullarına, sosyal çevreye, ülke şartlarına göre değişiklik arz etmekte olup, bu yönde elde edilecek veriler ve varsa Türkiye İstatistik Kurumunca bölgelere göre düzenlenen evlenme yaşı istatistiklerinden yararlanılarak evlenme yaşının belirlenmesi, tazminat hesap ilkelerine daha uygun görülmektedir. Somut olayda, mahkemece yukarıda anılan unsurlar yönünden bir araştırma ve belirleme yapılmaksızın, varsa … verileri celbedilip bir değerlendirme yapılmaksızın, eksik inceleme ile bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece öncelikle müteveffanın ailesinin sosyal ve ekonomik durumu, yaşam standartları, içinde bulundukları töresel ve bölgesel şartlar ile ülke şartları, ailedeki kız çocuklarının evlenme durumları ile evlilik yaşlarının ne olduğu hususlarında müteveffanın yaşadığı koşulların araştırılarak tespit edilmesi ve varsa … verilerinin de celbi suretiyle müteveffanın evlenme yaşının değerlendirilmesi, akabinde dosyanın önceki aktüer bilirkişiye tevdi ile davacının istinafa gelmemiş olması sebebiyle davalı lehine kazanılmış haklar gözetilerek, müteveffanın yukarıdaki şekilde belirlenecek evlenme yaşı nazara alınmak, yaşam süreleri TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmek, bakiye ömrü esas almak, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan progresif rant tekniği uygulanmak suretiyle belirlenmesi için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden HMK’nun 355. Maddesi gereğince davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/12/2018 tarihli ….. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından İstinaf peşin harcı olarak yatırılan 450,00 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Ankara 28. İcra Müdürlüğü 02/05/2019 tarih ve……sayılı dosyasına yatırılan 40.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 30/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.