Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/817 E. 2021/1217 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 10/09/2015 tarihinde davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olan aracın yolun karşısına geçmeye çalışan davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü kusurlu olduğundan davalı … şirketinin davacının zararından poliçe kapsamında sorumlu bulunduğunu belirterek şimdilik 5.000,00-TL geçici, 5.000,00-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 10.000,00-TL tazminatın 10/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06/06/2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile tazminat taleplerini toplam 45.226,81 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, ZMMS poliçesinden kaynaklanan iş göremezlik zararı tazminatı istemine ilişkin olduğu, kusur bilirkişisi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun bildirildiği, … Başkanlığından alınan raporda; davacının vücut çalışma gücünden %13,02 oranında kaybettiği, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının bildirildiği, hesap bilirkişi raporunda, davacı için 2.016,06-TL geçici iş göremezlik, 43.210,75-TL daimi iş göremezlik zararı tespit edildiği, bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun olduğundan mahkemece kabul edildiği, dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma ve bilirkişi raporlarına göre; 10/09/2015 tarihinde davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın, yolun karşısına geçmeye çalışan davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığı, vücut çalışma gücünden %13,02 oranında kaybettiği, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, davacının 2.016,06-TL geçici iş göremezlik, 43.210,75-TL daimi iş göremezlik zararının oluştuğu, kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsü kusurlu olduğundan davalı … şirketinin davacının zararından poliçe kapsamında sorumlu olduğu, davalı taraf davadan önce temerrüte düşürülmediğinden davacı tarafça dava tarihinden itibaren, aracın ticari olması nedeniyle avans faizi istenebileceği kanaatine varıldığından ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, 2.016,06 TL geçici, 43.201,75 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 45.226,81TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından, dava öncesi davalı şirkete başvuru şartının yerine getirilmediğini, bu suretle davalı şirketin temerrüde düşmesinin söz konusu olmayacağını, henüz miktarı ve niteliği belirlenmemiş bir alacağa dair talep hakkının borcu muaccel hale getirmesinin de imkânsız olduğunu, 6704 Sayılı Torba Yasanın 5.maddesi ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesine göre “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceğini veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceğini, anılan düzenleme ile başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarında belirtilen belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme için öngörülen sürenin dolmuş olması gerektiğini, somut olayda davacı tarafın dava yoluna gitmeden önce davalı şirkete başvurup gerekli belgeleri ibraz etmemekle, kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmediğini, bu nedenle dava ikame etme hakkı bulunmadığını, dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, bu husus incelenmeden davalı şirket aleyhine hüküm kurulmasını kabul etmediklerini, 19.07.2015 tanzim tarihli davaya konu poliçe ve 10.09.2015 tarihinde gerçekleşen dava konusu olay, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları ve 26.04.2016 tarihli KTK değişikliğinden sonra meydana geldiğinden maluliyetten kaynaklı tazminat istemlerinin de 01.06.2015 tarihinden sonra yürürlüğe giren Yeni Genel Şartların ilgili hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, yeni Genel Şartlar A. 5 maddesi, c bendi 2. Paragrafında “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır. Tazminat ödemesinde, ilgili sağlık hizmet sunucularınca tanzim edilecek trafik kazasına ilişkin belgelerde illiyet bağı ile ilgili tespitin yer alması durumunda bu tespitin aksini ispat sigorta şirketine aittir. Sigortacı söz konusu rapor hakkında ilgili mevzuat uyarınca itiraz usulüne başvurduğunda mağdurun itiraz üzerine yaptığı belgelenmiş harcamaları bu teminat kapsamında karşılamakla yükümlüdür.” hükmüne havi olup mahkeme tarafından, davacının maluliyeti yeni Genel Şartlar’a uygun bir biçimde, “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe” göre tespit edilmemiş olup, anılan düzenlemeye aykırı olarak 13.10.2017 tarihinde … Adli Tıp anabilimi tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak maluliyet oranı belirlendiğini ve bu oran üzerinden tazminat hesaplaması yaptırıldığını, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının işbu davaya konu kaza sebebi ile malul kalıp kalmadığının tespitinin yeni Genel Şartlara uygun olarak Özürlülük Ölçütü esas alınarak yapılması gerektiğini, poliçe başlangıç tarihi itibari ile yeni Genel Şartlara tabi olan dosyada verilen hükmün, bahsi geçen yeni Genel Şartlara aykırı olduğunu, her ne kadar mahkeme tarafından davacı yan lehine bakiye 2.016,06-TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmişse de, davaya konu poliçenin tabi olduğu ve talebin yapıldığı tarihte yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartları’nda Kapsama Giren Teminat Türleri başlığı altında düzenlenen A.5.maddesi b bendinde “Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin” sağlık giderleri teminatı kapsamında yer aldığı düzenlenmiş olup Sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğunu, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona erdiğinden davacı tarafça talep edilen geçici iş gücü kaybı tazminatı yönünden … sorumlu olup davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu da bulunmadığını, kaldı ki, dosyada da belirtildiği üzere … konuya ilişkin sorumluluğunu kabul etmiş olup, davacı yana geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak 2.178,54-TL ödeme yaptığını, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, yapılan ödeme yetersiz olup, hesaplanan bakiye 2.016,06-TL geçici iş göremezlik tazminatından da yine ….. sorumlu olacağını, bilirkişinin 21.05.2018 tarihli hesap raporunda, hesaplamanın kişi için terminal yaş olan 99 yaşa kadar yapıldığını, oysa kişinin bakiye ömrünün kişi rapor tarihinde halen hayatta olup, bilinen dönem raporda ayrı olarak incelenmiş olduğundan, süreç olarak mükerrerlik olmaması için, mağdurun, rapor tarihindeki 58 yaşı esas alınarak 19 yıl hesaplanması ve 77 yaşına kadar destek verilmesi gerektiğini, söz konusu itirazlarını mahkeme nezdinde de dosyaya sunduklarını ancak bu itiraz ve beyanları değerlendirilmeden davalı şirket aleyhine hüküm kurulmasının tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu yönüyle eksik inceleme yapıldığını, davalı şirkete sigortalı olan araç otomobil olup, hususi bir araç olduğunu, ticari bir araç olmadığında avans faiz işletilebileceği yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte aksi kanaatte olunması halinde, en fazla dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Somut olayda, 10.09.2015 günü davalıya sigortalı aracın, davacı yayaya çarpması neticesi kazanın meydana geldiği, kaza neticesi davacı …’un yaralandığı, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca kazanın oluşumunda davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu bulunduğu, davacının kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet veren aracın davalı … şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS sigorta poliçesinin düzenlendiği, mahkemece 21.05.2018 tarihli hesap bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edildiği görülmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunun incelenmesinde, tazminat hesabında ZMMS genel şartlar ekindeki hesaplama yönteminin kullanıldığı, TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faizin uygulanması ve davacının yaşam süresinin 99 yıl olacağı varsayımıyla yapılan hesaplama neticesi davacının geçici ve kalıcı işgöremezlik zararının toplam 45.226,81 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Davalı … şirketi vekili 07.06.2018 tarihli dilekçesinde, aktüer raporunda davacının terminal yaş olan 99 yaşına kadar tazminat hesabı yapıldığını, rapor tarihindeki 58 yaşı esas alınarak 77 yaşa kadar tazminat hesaplanması gerektiğini, raporu kabul etmediklerini belirterek itiraz etmiştir. Mahkemece 02.07.2018 tarihli oturumda gerekçe gösterilmeden davalı vekilinin rapora itirazının reddine karar verilmiş ve bedel artırım dilekçesi de gözetilerek bu rapora göre hüküm kurulmuştur. Kaldı ki tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, ….. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih …K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih ….sayılı kararı ile; KTK’nun 90.maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değil ise de istinaf talebinde bulunanın sıfatı ve istinaf sebeplerine göre bu hususa girilmemiştir. Ancak TRH 2010 Yaşam Tablosu gereğince tespit edilen Muhtemel Yaşam Süresi ve Beklenen Yaşam Süresi kavramları farklıdır. Uğranılan zarardan kaynaklı tazminat belirlenmesinde zarara uğrayanın, muhtemel yaşam süresi TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre tespit edilmek suretiyle bulunan bakiye ömrün esas alınması gerekirken, aktüer raporunda; TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin 99 yıl olacağı varsayımı altında erkek bireyler için muhtemel bakiye ömrün 71,93 yıl olduğu belirlenmiş, ancak tazminat hesabında bakiye ömür sonuna kadar hesaplama yerine muhtemel yaşam süresi olan 99 yaşına kadar hesaplama yapılan raporun mahkemece hükme esas alınması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile davalı lehine kazanılmış haklar gözetilerek, davacının muhtemel ve beklenen yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, bakiye ömrü esas alınarak talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.11.2018 tarihli….. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davalı tarafından yatırılan 775,00TL istinaf karar harcının talebi halinde davalı … şirketine iadesine,
3-İstinafa gelen davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Davalı tarafından yatırılan 100,00TL gider avansından, kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.