Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/81 E. 2021/751 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, davacıların murisinin sevk ve idaresindeki ve davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacıların desteğinin vefat ettiğini, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için 1.000,00’er TL, ayrıca araçta yolcu olarak bulunan davacı…’in yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremezlik zararına uğradığını belirterek, iş göremezlik zararı sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı… için 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş;
Talep artırım dilekçesi ile davacı … için iş göremezlik tazminatını 214.739,83 TL’ye, destekten yoksun kalma tazminatını 161.743,07 TL’ye, davacı … için destekten yoksun kalma tazminatını 45.713,71 TL’ye, davacı… için destekten yoksun kalma tazminatını 42.340,21 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumluluklarının bulunduğunu, kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davacı…’in iş göremezlik zararı için açılan davanın kabulü ile 214.739,83 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıların destek zararına yönelik açılan davanın kısmen kabulü ile davacı… için 133.959,11 TL, davacı… için 37.096,63 TL, davacı … için 35.035,46 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; yargılamanın son aşamasında davalı tarafça dava dışı …’e kaza nedeniyle açılan hasar dosyasında ödeme yapıldığına dair belge sunulması sebebiyle, limitte düşüm gerçekleştiğini ve bu sebeple davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, davalının elinde olan belgeyi kötüniyetli olarak ıslaha kadar ibraz etmediğini, mahkemenin davalının elinde olup sunmadığı bu belgeyi dikkate alarak kararına gerekçe yaptığını ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru sonucu vefatı sebebiyle oluşan destekten yoksun kalma tazminatından sorumluluklarının bulunmadığını, poliçe teminatı kapsamında olmadığını, desteğin annesi hayatta olduğundan tüm destekler için hesaplama yapılmak suretiyle destek paylarının ve bu paylara isabet eden miktarın belirlenmesi gerekirken anne payı gözetilmeden sadece eş ve çocuklar yönünden hesaplama yapılması ve mahkemece sigorta şirketince anneye yapılan ödeme tutarı poliçe limitinden düşülerek karar verilmesinin isabetli olmadığını, sigortalı aracın kusuru %80 olmasına rağmen tazminatlardan kusur tenzili yapılmadığını, kazaya karışan aracın … adına tescilli olup, müteveffa …’in aracı hatır için kullanan olması nedeniyle hatır taşımacılığı indirimi ve müteveffanın emniyet kemeri takmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat dışı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle uğranılan destekten yoksun kalma zararı ve işgücü kaybı sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Somut olayda 26.08 2013 günü sürücü …’in, sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken sürücü… sevk ve idaresindeki araçla çarpışması neticesi kazanın meydana geldiği, kaza neticesi davacılar murisi sürücü …’in vefat ettiği ve davacı…’in yaralandığı, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün % 80, davacılar murisi araç sürücüsünün % 20 oranında kusurlu bulunduğu, sürücü … tarafından kullanılan aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS sigorta poliçesinin düzenlendiği, mahkemece 29.03.2018 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak ve davalı sigorta şirketi tarafından desteğin dava dışı annesine yapılan ödeme poliçe limitinden düşülmek ve davacılar açısından davada poliçe limiti aşıldığından kalan miktar üzerinden garamaten paylaştırma yapılmak suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, müteveffanın hak sahiplerine ödenmesi gereken destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için alınan aktüerya bilirkişi raporunda, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant tekniği uygulanmak suretiyle davacılar yönünden destekten yoksun kalma zararının hesap edildiği, maddi tazminat talepleri yönünden rapor doğrultusunda hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,…. Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … …, … Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, ….K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih…K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında progresif rant tekniği kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; PMF 1931 Yaşam Tablosu tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
6098 sayılı TBK’nun 53.maddesinde ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlanmış olup, bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96/1. maddesinde “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur” düzenlemesine yer verilmiştir.
KTK’nun 96. maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır. Zarar görenler arasında eşitlik esasını dikkate alan bu ilkenin, zorunlu mali mesuliyet sigortalarında da dikkate alınması gerekmektedir.
Destekten yoksun kalanların destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir kısmını kendisine bir kısmını da eş, çocukları ile ana ve babasına ayıracağı varsayılmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.
Somut olayda; desteğinin sürücüsü olduğu dava konusu kazayı yapan araç için, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi düzenlenmiştir. Poliçeye göre ölüm halinde kişi başına teminat limiti 250.000,00 TL’dir. Mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporunda müteveffanın eş ve çocukları olan davacıların destek göreceklerinin kabulü ile destek tazminatı hesaplaması yapıldığı, mahkemece davalı sigorta şirketi tarafından desteğin dava dışı annesine yapılan ödeme poliçe limitinden düşülmek ve davacılar açısından davada poliçe limiti aşıldığından kalan miktar üzerinden garamaten paylaştırma yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Murisin dosya içerisinde yer alan 10/10/2018 tarihli nüfus kayıt örneğine göre annesinin yaşadığı, eldeki davadaki davacıların ise desteğin eşi ve çocukları olduğu, bilirkişi raporunda annenin destek payları düşülerek hesaplama yapılması gerektiği halde desteğin annesinin durumunun değerlendirilmediği görülmektedir. Bu haliyle desteğin annesine ayıracağı destek payının davacılara dağıtılarak yapılan hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının amacına ters düşmektedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki ilkeler uyarınca yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece öncelikle murisin yeni tarihli nüfus kayıt örneği de dosya içerisine alınarak, hükme esas alınan raporu sunan aktüer bilirkişiden; yaşam süreleri TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmek, progresif rant tekniği uygulanarak, dava dışı anneye de destek payı ayrılmak suretiyle davacıların destekten yoksun kalma zararlarının hesabının yapılması, davalı sigorta şirketinin olayda zarar görenlere karşı sorumlu olduğu teminat limitinin garame hesabı ile zarar görenlere paylaştırılması, akabinde davalının, davacılara garameten ödemekle yükümlü olduğu tutarın hesabının yapılması amacıyla hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınması, ek raporun dosyaya sunulmasından sonra tüm deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden HMK’nun 355. Maddesi gereğince davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar vekilinin tüm ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/10/2018 tarihli …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar vekilinin ve davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf eden davacı tarafça yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının davacı tarafa iadesine,
3-İstinafa gelen davalı tarafça yatırılan 7.186,73 TL istinaf karar harcının davalı … Sigorta A.Ş.’ye iadesine,
4-İstinafa gelen taraflarca yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
6-Ankara 15. İcra Müdürlüğü, 25/12/2018 Tarih ve…. sayılı dosyasına yatırılan 646.663,87 TL teminat mektubunun davalıya iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.