Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/807 E. 2021/1540 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2018
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 11/09/2009 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı bulunan araç ile seyrederken hayvan sürüsünün geçtiğini görmesi ve direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu hayvana çarparak yoldan çıktığını, takla attığını, olay nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in yaralanarak kalıcı sakatlığa maruz kaldığını, sürücü …’in asli kusurlu olduğunu, yolcu olan davacının kusursuz olduğunu, davalının sigortacısı olan araç sürücüsü ve işleteni tarafından davacının hiç bir zararının karşılanmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 8.000,00 TL daimi sakatlık nedeniyle maddi tazminatın davalıdan poliçe limiti içerisinde 21/04/2011 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde; aracın davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede sakatlık teminat tutarının 150.000,00 TL olduğunu, tedavi gideri ve geçici iş göremezlik gelir kaybının poliçe kapsamında bulunmadığını, aktüer hesaplaması doğrultusunda 35.805,11 TL tazminatın 07/07/2011 tarihinde davacı …’e ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası sebebi ile maddi tazminat talebine ilişkin olduğu, aracın davalı sigorta şirketince ZMMS poliçesinin yapıldığı, kazanın, aracın hayvan sürüsüne çarpması sonucu meydana geldiği, trafik kazası sonrasında araçta yolcu olarak bulunan davacı … …’ın yaralandığı, tazminat alacağının %15 lik kısmının davacı … … tarafından diğer davacı şirkete temlik edildiği, dava açılmadan önce iş güç kaybından kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin davalı şirket tarafından davacı … …’a 07/07/2011 tarihinde 35.805,11 TL ödeme yapıldığı konularında bir uyuşmazlık bulunmadığı, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda, davacı … …’ın vücut genel çalışma gücünden %4 oranında kaybettiği, 9 ay süre ile iş görmezlik halinde kaldığının belirlendiği, rapora davacı tarafça itiraz edilmiş ise de, raporun dosya kapsamı dikkate alınarak düzenlendiği ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla hüküm vermeye elverişli olduğu, … Asliye Ceza Mahkemesine ait….Karar sayılı dava dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamı ile davalı sigorta şirketince sigortalanan aracın 11/09/2009 tarihinde tek taraflı olarak yaptığı kaza sonucu davacının yaralandığının sabit olduğu, bu durumda sigorta şirketince ZMMS poliçesi yapılan araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, aktüer bilirkişi raporunda, davadan önce ödeme mevcut olduğundan, ödeme tarihine göre yapılan hesaplamada, davacının toplam zararının 31.171,65 TL,sigorta şirketince yapılan ödemenin 35.805,11 TL olduğu, davacı tarafın tüm zararının karşılandığının belirtildiği, rapora davacı tarafın itirazı nedeniyle,itirazın karşılanması amacıyla aynı bilirkişiden alınan ek raporda, rapordaki gerekçeler tekrar edilerek, davacının bir alacağının bulunmadığının beyan edildiği, ek rapora da itiraz edilmiş ise de, rapor ve ek raporun dosya kapsamı dikkate alınarak düzenlendiği, denetime elverişli olduğu anlaşılmakla itiraza itibar edilmediği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 11/09/2009 tarihinde, davalı sigorta şirketince ZMMS poliçesi yapılan …’in yönetimindeki aracın,önüne geçen hayvan sürüsüne çarpması sonucu yaptığı tek taraflı trafik kazası sonrasında araçta yolcu olarak bulunan … …’ın yaralandığı, araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacı … …’ın geçici ve sürekli iş güç kaybından kaynaklanan zararının 31.171,65 TL olduğu, sigorta şirketince 07/07/2011 tarihinde 35.805,11 TL ödeme yapıldığı, davacı … …’ın tüm zararının karşılandığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacı … …’ın davaya konu tek taraflı trafik kazası sonucu yaralanıp, kalıcı maluliyetinin oluştuğunu, davacının 24.06.1982 doğumlu olup, olay tarihinde 27 yaşında bulunduğunu, ….. bağlı olarak … ilçesi …… ‘sözleşmeli öğretmen’ olarak çalıştığını ve olay tarihinde aylık net 1.501,06 TL, Mayıs 2011 tarihinde ise aylık net 2.142,90 TL gelir elde ettiğini, Van Devlet Hastanesi’nin 09.03.2011 tarihli ….. sayılı özürlü sağlık kurulu raporuna göre kaza nedeniyle uğradığı cismani zarar nedeniyle tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %10 olarak tespit edildiğini, dava açılmadan önce, davalı sigorta şirketine 12.04.2011 tarihinde ödeme başvurusunda bulunulduğunu, ancak davalı sigorta şirketi tarafından yalnızca 35.805,00 TL ödeme yapıldığını ve bu ödemenin yetersiz oluğunu (Hasar dosya no:….), (harici olarak ve bağlayıcı olmamak üzere örnek olarak yaptıkları bir hesaplamada 121.442,84 TL tazminat hesaplandığını), hesap bilirkişisinin hatalı verilere dayanarak hesaplama yaptığını, bu hesaplamanın yanlış, hukuki bilgiden uzak ve kabul edilebilir olmadığını, KTK ve TTK gereği davalı tarafın temerrüde düşürüldüğünü, davacının gerçek kişi ve zarara doğrudan maruz kalan kişi konumunda olduğunu, daimi surette sakat kaldığını, davalının kazaya karışan aracın sigortacısı olduğu gözetildiğinde, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti sınırları içerisinde maddi tazminat miktarını karşılamak zorunluluğu bulunduğunu, davalının tüm delillere vakıf olmasına rağmen ödemekten imtina edildiğini, yükümünü eksik olarak yerine getirdiğini, bilirkişi hesabının eksik ve hatalı olduğunu, … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınmış olan rapora itirazları sonucu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan raporda %4 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğunun tespit edildiğini, ancak bu değerlendirme yapılırken, davacının Van Devlet Hastanesinden almış olduğu Özürlü Sağlık Kurulu Raporuyla belirlenen %10’luk kaybın dikkate alınmadığını, bu konuya ilişkin çelişkinin giderilmediğini, hesap bilirkişisinin de Van Devlet Hastanesinden alınan Özürlü Sağlık Kurulu Raporunu dikkate almadan, yanlış yöntemlerle hesaplama yaptığını, ek raporun da aynı mahiyette düzenlendiğini, rapora itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı araçta yolcu konumunda olan davacının, tek taraflı trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle açılan sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir. Davacıya, başvurusu nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından iş bu dava açılmadan önce 07.07.2011 tarihinde 35.805,11TL iş göremezlik tazminatı ödenmiş olup, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, ödeme tarihindeki verilere göre davacının hak kazandığı tazminat miktarının 31.171,65TL olduğu, davalı tarafından yapılan ödeme ile davacının tüm zararının karşılandığı belirtildiğinden, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
1-Haksız fiil sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle cismani (sürekli iş göremezlik) tazminatı talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının ve tazminat miktarının doğru biçimde belirlenmesi açısından, çalışma gücü kaybı zararının hesabında, yaralanan veya malul olanın (zarar görenin) kaza anındaki gerçek gelirinin belirlenmesi, doğru biçimde saptanması, tazminatın doğru tespitinde büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin, mesleğinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle tespit edilmesi ve ortaya konulması gerekmektedir. Kural olarak davacının, gerçek gelirinin mevcut olduğu durumda, emsale göre gelir belirlenmez. Davacı gerçek gelirini ispatlamakla yükümlüdür. Gelirin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Ancak mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle mahkeme, zarar gören asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise …’dan trafik kazasının olduğu tarihteki zarar görenin ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücretlerini getirtmelidir.
Somut olayda, davaya konu kaza 11.09.2009 tarihinde meydana gelmiş, iş bu dava 29.09.2011 tarihinde açılmıştır. Davacı vekili davayı açarken, davacının …’na bağlı … ilçesi … Köyü ilköğretim okulunda sözleşmeli öğretmen olarak görev yaptığını belirtmiştir. Davacı yönünden yapılan … araştırmasına verilen 06.12.2011 tarihli cevapta, davacının … Endüstri Meslek lisesinde öğretmen olarak görev yaptığı ve aylık ortalama 2.200,00TL geliri olduğu belirtilmiştir. Dosyada mevcut … hizmet dökümünde davacının kazadan önce ve kaza tarihi itibari ile … nolu işyerinde çalıştığı, 2010 yılı Temmuz ayı itibari ile işyeri değişikliği olduğu ve 101617 nolu işyerinde çalışmaya başladığı anlaşılmıştır. Mahkemece … hizmet dökümünde belirtilen işyerlerinin ne olduğu, hangi tarihlerde hangi işyerlerinde çalıştığı, … araştırmasına verilen cevapta belirtilen … Endüstri meslek lisesinde kadrolu öğretmen olarak mı görev yaptığı, kadrolu ise ne zaman kadrolu olarak çalışmaya başladığı hususları hiç araştırılmamış ve bu dönemlere ait ücretine dair belge ve bilgiler ile varsa maaş bordroları getirilmemiştir. Hükme esas alınan aktüer raporunda davacının sözleşmeli öğretmen olarak çalıştığı döneme ait 2009 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim ayının maaş bordroları getirilip, bunların ortalaması alınıp, 2009 yılı ikinci altı ayındaki asgari ücrete oranlanarak, davacı gelirinin asgari ücretin 2.5211 katı olduğunun kabulü ile tazminat hesabı yapılmış (bir başka ifade ile davacının bakiye ömür sonuna kadar sözleşmeli öğretmen geliri kazandığının kabulü ile tazminat hesaplanmıştır), ödeme tarihindeki verilere göre davalı sigortacının davadan önce yaptığı ödeme ile davacı zararının karşılandığı kanaati ile tekrar rapor tarihindeki verilere göre de tazminat hesaplanmamıştır. Oysa dosyada mevcut … hizmet dökümü ve … araştırmasına göre davacının işyeri ve görev değişiklikleri mevcuttur. Hatta hesap bilirkişi raporunda bilinen dönem, ödemenin yapıldığı 2011 yılı olup, davacının bu dönem içinde dahi 2010 yılı Temmuz ayı itibariyle işyeri değişikliği bulunmaktadır. Buna göre davacının ilgili işyerinden gerçek geliri araştırılarak varsayıma göre değil gerçek gelirine göre tazminat hesabı yapılması gerektiği gibi kadrolu olarak öğretmenliğe başlamışsa, başlama tarihi belirlenip, maaş bordroları getirilerek yine gerçek gelire göre tazminatın hesaplanması gerekmektedir. Hesaplama yapılırken, davacının hesap tarihine kadar olan gelirini gösteren tüm belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son gelirinin esas alınması hususlarına dikkat edilmelidir.
Bu durumda mahkemece öncelikle davacının hangi iş yerlerinde, ne kadar gelir karşılığı çalıştığı, kadrolu öğretmenliğe başlayıp, başlamadığı, başlamışsa hangi tarihte kadrolu öğretmenliğe geçtiği ve bu dönemdeki kazancına dair maaş bordroları ile maaşı dışında süreklilik arzeden ve düzenli şekilde ödenen ek ödeme şeklinde başkaca ödemeleri olup olmadığı hususlarının araştırılması, gelirine ilişkin tüm belge ve bilgilerin ilgili yerlerden temini ile davacının gerçek gelirinin tespitinden sonra tazminat raporu alınması gerekirken, bu hususlarda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Mahkemece, davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce davacı … …’a yapılan iş gücü kaybı tazminatı ödemesinin yeterli olup olmadığı, davacının bakiye işgücü kaybı tazminatı olup olmadığına ilişkin aktüerya bilirkişi raporunda, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve prograsif rant yöntemi uygulanarak düzenlenen rapor doğrultusunda, davacı …’e yapılan işgücü kaybı tazminatı ödemesinin zararı fazlası ile karşıladığının kabulü ile davanın reddine dair hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Davacılar vekili tazminat hesaplama yönteminin doğru olmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından iş bu dava açılmadan önce 07.07.2011 tarihinde davacı …’e 35.805,11TL iş gücü kaybı tazminatı ödenmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği, davalı sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın, ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan tazminat ile ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının, ödemenin zararı karşılayıp karşılamadığının saptanması; ödemenin zararı karşılamadığının tespiti halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince (sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi alan davacı, hesap tarihine kadar geçen sürede, aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmiş olacağından, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacı tarafa yapılan ödemenin, ödeme günü ile iş göremezlik tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan iş göremezlik zararından indirilmesi gerektiğinden), davadan önce sigortacının ödediği bedelin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken…..çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, …’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak davacının bakiye muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve buna göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, davacının 1931 tarihli “PMF” cetveline göre bakiye ömrünün tespiti ile tazminat hesabı yapılması doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle yukarıda 1 numaralı bentte açıklandığı üzere davacının gerçek gelirinin tespitinden sonra, dosyanın önceki aktüer bilirkişiye tevdi ile davacı taraf lehine kazanılmış usulü haklar da gözetilerek, davacı … …’ın yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, bakiye ömrün esas alınması ve yine progresif rant tekniği uygulanmak suretiyle (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı kararı ile içtihat değişikliğine gidilerek, TRH-2010 Yaşam Tablosu ile “muhtemel yaşam süresi” belirlendikten sonra “progresif Rant Yöntemi” uygulanarak “1/kn” formülüne göre %10 artırım, %10 indirim yapılmak suretiyle tazminat hesaplanması yöntemi benimsendiğinden), öncelikle davacıya, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere göre sürekli iş gücü kaybı tazminatı alacağı belirlenip, yapılan ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödemenin gerçek zararı karşılamadığının anlaşılması halinde, yerel mahkemece hükme esas alınan 19.12.2017 ek rapor tarihi itibari ile bilinen dönem sona erdirilerek, bu rapor tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılıp, davalı sigorta şirketi tarafından davacı … …’a yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin, adı geçen davacı yönünden hesaplanan tazminattan mahsubu ile bakiye iş gücü kaybı tazminatı olup olmadığının tespiti hususlarında ek rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi de isabetli görülmediğinden, yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın yeniden yargılama yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.07.2018 tarihli, …… Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf başvurma harcı dışında,davacı taraftan alınan 44.40TL maktu istinaf karar harcının isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 150.00TL istinaf gider avansından varsa, kullanılmayan kısmın davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.