Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/800 E. 2021/1433 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI …….

DAVANIN KONUSU : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 08/09/2014 tarihinde, davalı tarafça sigortalanan aracın, yaya olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafça sigortalanan araç sürücüsü …..tam kusurlu olduğunu, olaya ilişkin olarak ……….. soruşturma numaralı dosyasında sürücü …’ın asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının kaza nedeniyle ağır yaralandığını ve oluşan maluliyeti nedeniyle aylarca bakıma muhtaç, yatağa bağlı yaşadığını belirterek fazlaya ilişkin ve manevi tazminata ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacının bakıcı gideri tazminatı alacağına ilişkin şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 08/09/2014 tarihinden itibaren T…… kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont faizi ile birlikte davalıdan poliçe limitleri dahilinde olmak kaydıyla tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16/06/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 132.533,97 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın davalı şirkete 01/04/2014-01/04/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS ile sigortalı olduğunu, trafik sigortacısı şirketin 3. Kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, dosyada öncelikle kusur tespitinin yapılması gerektiğini, dava öncesinde dava konusu kaza sebebi ile şirkete başvurulduğunu ve şirket tarafından davacıya maluliyeti nedeniyle, 15/06/2016 tarihinde % 75 kusur oranı esas alınarak davacının % 16 oranında maluliyeti için 14.828,41 TL ödeme yapıldığını, bakiye tazminat tespitinde ödeme tarihi verilerinin dikkate alınması gerektiğini, davacının trafik kazası nedeniyle maluliyetinin oluşup oluşmadığının tespiti için…… rapor alınmasını talep ettiklerini, davacı tarafın avans faizi talebinin, kazaya karışan sigortalı aracın ticari araç olmaması sebebi ile yerinde olmadığını, hükmedilecek faizin yasal faiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesi, davanın kısmen kabulüne,74.034,368.-TL’nin ilk ödeme tarihi 15/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bakıcı gideri tazminatından % 40 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasının fahiş olduğunu, indirim yapılsa bile reddedilen kısım üzerinden aleyhe vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkemece 30.11.2018 tarihli bilirkişi 2. ek raporuna karşı beyan ve itiraz süresi dolmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosya kapsamında yer alan maluliyete ve bakıcı giderine ilişkin raporların birbiri ile çeliştiğini, hükme esas alınan ve davacının sürekli bakıcı ihtiyacı olduğu yönünde hazırlanan raporun hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinin … tarafından karşılanması gerektiğini, davayı kabul etmemek kaydıyla, davacı yanın geçici iş göremezlik süresince bakıcı gideri yaptığını ispatlaması gerektiğini, davacı yanın geçici iş göremezlik süresince iddia ettiği bakıcı giderinden en az %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, yerel mahkemece hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ödeme tarihinden itibaren sigorta şirketinin temerrüde düştüğünün kabulünün mümkün olmadığını, temerrüdün dava tarihi olduğunun kabulü gerektiğini, davacının sadece yasal faiz talep edebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan tazminat ve bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Somut olayda, 08/09/2014 tarihinde davalı tarafça sigortalanan aracın, yaya olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı, mahkemece kusur durumuna ilişkin …’ndan alınan 12/06/2017 tarihli raporda kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücü …’ ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın kusursuz olduğunun belirlendiği, davacıya çarpan aracın 01.04.2014 tarihli poliçe ile davalı sigorta şirketi tarafından ZMM sigortasının yapıldığı, mahkemece …. ….. alınan 06/04/2017 tarihli rapor uyarınca davacının geçirdiği trafik kazası sonucu sol femur torakanterde kırık geliştiği ve opere edildiği ve … Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre, sol diz hareketlerindeki kısıtlılıkla ilgili olarak D cetveline göre düzeltme yapıldığında meslekte kazanma gücünün azalma oranının %19 olduğu, E cetvelinde yaşa göre düzeltme yapıldığında (73 yaş) meslekte kazanma gücü kaybının %25 olduğunun belirlendiği, dosyada …… hekim tarafından düzenlenen 29.11.2017 tarihli raporda davacının kaza neticesi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği ve bu süreçte % 100 malul sayılması gerektiğinin belirlendiği,……. alınan 13/07/2018 tarihli rapor uyarınca davacının geçirdiği trafik kazası sonucu sol femur torakanterde kırık geliştiği ve opere edildiği ve şahsın sürekli bakıcı ihtiyacının mevcut olduğunun belirlendiği, davalı tarafça, yargılamanın seyri sırasında bağımsız medikal firma olan … A.Ş. den alınan rapora göre ise davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması neticesi bir başkasının sürekli bakımına ihtiyaç duymayacağı, iyileşme sürecinin 3 ayında bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde davalının %75 kusurlu olduğu, davacının %25 maluliyetinin oluştuğu ve…. Başkanlığı’nın 13/07/2018 tarihli raporu ile belirlendiği üzere davacının sürekli bakıcı ihtiyacının bulunduğu ve sigortaca yapılan 14828,41 TL’lik ödeme de gözetilmek suretiyle davacı …’nın iş göremezlik zararının 6298,37 TL olduğu, bakıcı giderinin 122.494,97 TL olduğunun belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde;
1982 T.C. Anayasa’sının 36. Maddesi; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” hükmünü, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. Maddesi ise; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Başka bir deyişle taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez.” hükmünü içermektedir.
6100 Sayılı HMK’nın 280. maddesi son cümlesi gereğince, bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1 maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri hususları düzenlenmiştir.
Somut olayda mahkemece, davacı yanın maluliyeti ile bakıcıya ihtiyaç duyduğu sürenin tespitini içeren raporu takiben 30.11.2018 tarihli olup aktüer bilirkişiden alınan ikinci ek raporun 12.12.2018 tarihinde davalı sigorta şirketi vekiline tebliğ edildiği, davalının rapora beyan ve itiraz süresinin 26.12.2018 tarihinde dolduğu, ancak yasal süre dolmadan mahkemece 25.12.2018 tarihli celsede davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulduğu, esasen anılan celsede davalı vekilinin, yokluğunda duruşma yapılarak yeni duruşma gününün belirlenmesi talebini içeren mazeret dilekçesi sunmuş olduğu, yasal sürenin son günü olan 26.12.2018 tarihinde de davalı vekili tarafından mahkemeye, rapora itiraz ve beyan dilekçesi gönderildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı dikkate alınmadan hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davalı sigorta vekiline yeniden 30.11.2018 tarihli bilirkişi 2.ek raporunun tebliğ edilmesi ve süresi içerisinde itiraz edilmesi halinde itirazları değerlendirilerek sonucuna göre yeniden hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Yine; davacı tarafın bakıcı giderine ilişkin olarak da talebi bulunmakta olup, uğranılan cismani zarar nedeniyle doğan bakım ihtiyacı ve yapılacak bakıcı giderinin doğru tespiti açısından, bakım ihtiyacının boyutunun belirlenmesi önem arz etmektedir. Mahkemece, ……. alınan 13/07/2018 tarihli rapor uyarınca davacının geçirdiği trafik kazası sonucu sol femur torakanterde kırık geliştiği ve opere edildiği ve şahsın sürekli bakıcı ihtiyacının mevcut olduğu, ….. tarafından düzenlenen 29.11.2017 tarihli rapor doğrultusunda davacının , kaza neticesi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği ve bu süreçte % 100 malul sayılması gerektiğinin kabulü ile bakıcı giderine hükmedilmiş ise de davalı tarafça bağımsız kuruluş olan … A.Ş. den alınan raporda davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması neticesi bir başkasının sürekli bakımına ihtiyaç duymayacağı, iyileşme sürecinin 3 ayında bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirlenmiş olması karşısında alınan raporlar arasında açıkça bir çelişki bulunmaktadır. Mahkemece davacının, işgöremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda usulüne uygun olarak rapor alınarak hasıl olacak sonucuna göre (usuli kazanılmış haklar gözetilerek) bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, 6704 Sayılı Yasa ile değişik KTK’nın 90. maddesinde düzenlen ZMMS kapsamında tazminatların ZMMS Genel Şartlarındaki usul ve esaslara tabi olacağına ilişkin, düzenleme ile KTK’nın 91/1-i maddesindeki ZMMS Genel Şartlarında belirlenen teminat içeriğinin dışında kalan taleplerin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna ilişkin düzenleme AYM’nin 17/07/2020 tarhi…….sayılı kararı ile iptal edildiğinden, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı devam eden uyuşmazlıklarda uygulanması gerektiğinden, davacının taleplerinin ve gerçek zararının TBK, KTK ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu durumda öncelikle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan, işgücü kaybı ve azalmasının tespitinde uygulanacak Yönetmelik hükümlerine uygun ve dosya kapsamında yer alan raporlar arasında çelişkiyi giderecek, davacının, işgöremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) hususlarının değerlendirildiği rapor alınmasını takiben, aktüer bilirkişiden, var ise bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik zararın kaza tarihinden itibaren, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/ 2598 E. 2021/34 K. Sayılı kararı ile içtihat değişikliğine giderek, tazminat hesaplanmasında TRH2010 Yaşam Tablosunun ve “progresif rant yöntemi” uygulanması gerektiğini kabul ettiğinden) TRH2010 Yaşam Tablosuna göre ve progresif rant yöntemi uygulanarak tazminat miktarının belirlendiği ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek dosya kapsamında yer alan 30.11.2018 tarihli aktüer 2.ek raporunun davalı vekiline tebliği ile bu tarafın rapora beyan ve itiraz süresi beklenerek, var ise itirazların değerlendirtilmesi, yukarıda açıklandığı üzere Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderildiği, davacının, işgöremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) hususlarının değerlendirildiği raporun alınması, akabinde aktüer bilirkişiden, var ise bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik zararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihat değişikliği nazara alınarak, TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre ve progresif rant yöntemi uygulanarak tazminat miktarının belirlendiği ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/12/2018 tarihli …… Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 1.265,00 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Eskişehir 8. İcra Müdürlüğünün 2019/546 esasına yatırılan 125.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.