Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/766 E. 2021/1452 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…..

ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018
NUMARASI :…….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … … AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 26/10/2011 tarihinde, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı … … AŞ.’ye zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalı olan …. plakalı araç ile davalı … … AŞ.’ye zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalı olan …. plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda, davacının ağır şekilde yaralandığını, davacının çevre mühendisi olduğunu ve tazminat hesabı yapılırken gelirin buna göre belirlenmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, her bir davalıdan 5.000,00-TL maluliyet ve iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı … … … AŞ. vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, kazaya karışan ….. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sürücünün kusuru ile sınırlı olduğunu, … şirketinin geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığını, davacının maluliyet durumunun Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak rapor ile belirlenmesi gerektiğini, tazminat hesabının usulüne uygun ve asgari ücrete göre yapılması gerektiğini, davalı … şirketinin faiz sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Anonim … … AŞ. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan ve davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu …… plakalı aracın yolcu taşımacılığı yapan ticari araç olduğundan, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk … poliçesinin olması gerektiğini ve doğan zararın öncelikle bu … şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, aşan kısım olursa davalı … şirketinin sorumlu olacağını, tazminat hesabı bakımından davacının gelirinin belge ile saptanması gerektiğini, davadan önce talep olmadığından davalı … şirketinin faiz sorumluluğunun dava tarihinden başlaması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 26/10/2011 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile davacının %1,2 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğunu ve 60 gün süre ile iş ve gücünden kaldığı, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı … … AŞ.’ye ZMMS sigortalı aracı kullanan sürücü Serdar Baran’ın %80 oranında, davalı … … AŞ.’ye ZMMS ile sigortalı olan aracı kullanan sürücü …’nin ise %20 oranında kusurlu oldukları, davacının ise yolcu olması nedeni ile kusurunun bulunmadığını, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu minibüsün kaza tarihini kapsar şekilde Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası bulunması halinde dahi, bu durumun davacı yolcu yönünden aleyhe değerlendirilemeyeceğini, uzman bilirkişi tarafından yapılan tazminat hesabı doğrultusunda, kusur durumları da dikkate alınarak davanın kabulüne, 5.983,60-TL tazminatın davalı … … … AŞ.’den, 23.934,40-TL tazminatın davalı … Anonim … … AŞ.’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Anonim … … … AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan aracın ZMMS’nin davalı şirket tarafından yapıldığını, ancak aracın minibüs olduğunu ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası olması gerektiğini, davacının taleplerinin öncelikle bu … kolu tarafından karşılanması gerektiğini, taşımacılık sigortası olmaması halinde ise taleplerin Güvence Hesabı’na yöneltilmesi gerektiğini, bu husus dikkate alınmadan karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, tazminat hesabı yapılırken, dava dilekçesinde fazla gelir iddiası olmamasına rağmen asgari ücretin üzerinde gelir kabulünün fahiş ve usule aykırı olduğunu, bilinen dönem gelirinin dahi varsayımsal olarak hesaplanmasının da yerinde olmadığını, davacının maluliyeti bakımından ise Kahramanmaraş … Sağlık Kurulu’ndan alınan rapor ile Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … … … AŞ’nin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, dava konusu kazaya bağlı yaralanması nedeni ile oluşan sürekli ve geçici iş göremezliğinden dolayı 5.983,60-TL tazminatın davalı … … … AŞ.’den, 23.934,40-TL tazminatın davalı … Anonim … … AŞ.’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, karar davalı … Anonim … … AŞ. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf eden davalı vekilinin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’na dair istinaf talepleri bakımından; kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, yolcu taşımacılığı yapan araçlar bakımından, yolcuların uğradığı bedeni zararların öncelikle taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası tarafından karşılanması öngörülmüştür. 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu … teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, aracın taşımacılık sigortası bulunmadığı takdirde, Güvence Hesabı yönetmeliğine göre Güvence Hesabına başvuru zorunluluğunun olmadığı, sıralı sorumluluk uyarınca aracın trafik sigortacısı davalı … şirketine dava yöneltilebilecektir. (Yargıtay 17.HD 28/12/2017 tarih, 2017/414 esas, 2017/12307 karar sayılı kararı)
Somut olayda, kazaya karışan ve davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu 47 M 4303 plakalı aracın şehir içi yolcu taşımacılığı yapan araç olduğu, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’nın bulunmadığı, kaza nedeni ile doğan zarardan, karşı aracın Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını yapan davalı … Anonim … … AŞ.’nin de sorumlu olduğu açık olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının çevre mühendisi olduğunu ve tazminat hesabı yapılırken gelirin buna göre belirlenmesi gerektiğini belirtmiş, mahkeme tarafından emsal gelir araştırması yapılmıştır. Hükme dayanak alınan aktüer bilirkişi raporunda; davacının rapor tarihine kadar çalıştığının belgelenememesi nedeni ile mesleği ile ilgili iş bulma tarihi 01/01/2020 tarihi olarak kabul edilmiş, bu tarihe kadar yapılan hesaplama asgari ücret üzerinden yapılmıştır. 01/01/2020 tarihinden sonrası içinse, mesleği ile ilgili iş bulacağı varsayımı, diploması ve emsal gelir araştırması dikkate alınarak, asgari ücretin 3.765 katı üzerinden hesap yapılmıştır. Davacının hesaplamaya esas gelirinin tespitinde ve emsal gelirin başlama tarihinin belirlenmesinde bir usulsüzlük bulunmayıp, istinaf eden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talepleri red edilmiştir.
Davalının hesap raporuna ve hesaplama yöntemine ilişkin istinaf talepleri bakımından ise; mahkeme tarafından hükme dayanak alınan 01/11/2017 tarihli kök rapor ve 07/03/2018 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda, PMF yaşam tablosuna göre ve progressif rant yöntemi ile hesaplama yapılmış ve istinafa gelen davalı tarafça, raporda kullanılan hesap yöntemine itiraz edilmiştir. TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,….. hazırlanmış olup, …Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında progressif rant formülü kullanılmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, PMF 1931 Yaşam Tablosu tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de hükmün sadece davalı tarafça istinaf edilmiş olmasına göre davalı lehine oluşan müktesep haklar gözetilerek bu husus inceleme dışı bırakılmış, rapora yönelik itirazların reddine karar verilmiştir.
İstinafa gelen davalı vekilince, davacının maluliyetine ve hükme dayanak yapılan maluliyet raporuna yönelik istinaf talepleri bakımından ise; Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybına uğranıldığı iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkeme tarafından hükme dayanak yapılan maluliyet raporu bu esaslara uygun olarak …. Başkanlığı’nca düzenlenmiş olan 27/02/2017 tarihli rapordur. Dosya kapsamında çelişki oluşturur nitelikte başkaca rapor bulunmayıp, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunun da belirlenen bu esaslara, oluşa, usul ve yasaya uygun olması nedeni ile istinaf eden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.
Bu gerekçelerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı … Anonim … … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Anonim … … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.043,69-TL karar harcından peşin alınan 510,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.533,54-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.