Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/764 E. 2021/1451 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 17/05/2015 tarihinde, davacıların oğulları …’in, idaresinde bulunan … plakalı araç ile yapmış olduğu tek yanlı kaza sonucu vefat ettiğini, destekten yoksun kalan davacıların zarar gören üçüncü kişi sıfatı ile davalı sigorta şirketinden tazminat talep edebileceklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 10.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, aynı kazaya ilişkin olarak Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile dava dosyasının birleştirilmesi gerektiğini, dava konusu kaza sırasında sürücünün alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığı, davacılara … tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sorumluluk Sigorta poliçesinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen faiz türü ve faiz başlangıç tarihlerinin yasal dayanağı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacıların oğulları olan …’in, idaresinde bulunan araç ile yaptığı tek yanlı kaza sonucu vefatı nedeni ile davacı anne ve babanın destekten yoksun kaldıklarını ve davalı sigorta şirketinden destek tazminatı talep edebileceklerini, bilirkişi tarafından yapılan tazminat hesabı doğrultusunda tazminat miktarlarının belirlendiğini, her ne kadar desteğin eşi ve çocukları tarafından Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile açılan davada, iş bu davanın davacıları dikkate alınmaksızın poliçe limiti olan 290.000,00-TL üzerinden hüküm kurulmuş ve bu karar kesinleşmiş olsa da, oluşan bu durumun davacılar yönünden aleyhe sonuç doğuramayacağı kabul edilerek, davanın kabulüne, davacı baba Metin … yönünden 19.528,19-TL, davacı anne … … yönünden 28.508,95-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların desteği olan …’in, idaresinde bulunan … plakalı araç ile yaptığı kaza sonucunda vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde desteğin tam kusurlu olduğunu, mahkemece, HGK’nun 01/11/2017 tarih….. sayılı içtihadı ve 6704 sayılı yasanın 3.maddesi ile değiştirilen 2918 sayalı yasanın 90.maddesi ve ZMMS Genel Şartları A.6.c ve d maddelerindeki düzenlemelere rağmen, sürücünün kendi kusurundan doğan zararın davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, aynı kaza nedeni ile desteğin eşi ve çocukları tarafından Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında poliçe limitinin tamamının hüküm altına alınmış olmasına ve iş bu dava için limit kalmamış olmasına rağmen, garame hesabı yapılmaksızın hüküm kurulmasının da usule aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı tarafın istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacının desteği …, kendi idaresindeki motosiklet ile yaptığı tek yanlı kaza sonucu 17/05/2015 tarihinde vefat etmiştir.
Kazanın meydana gelmesinde müteveffa sürücü tam kusurludur.
Kaza tarihi itibari ile, Yerleşik Yargıtay kararları ile kabul edildiği üzere; davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihi itibari ile uygulanması gereken Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarına göre, davalı sigorta şirketi zararın tamamından kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limiti dahilinde sorumlu olacağından, davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri sabittir. YHGK., 15.6.2011 gün ve ….. YHGK., 22.2.2012 gün …… esas, ….. karar; YHGK., 16.01.2013 gün, …… esas,…… karar sayılı kararları da bu yönde olup, bu kabul doğrultusunda dava dışı araç sürücüsünün dolayısıyla işletenin kusurlarının davacı aleyhine bir durum doğurmayacağı açıktır.
Netice olarak, kaza müteveffanın tam kusuru ile meydana gelmiş olup, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına dair HGK’nun 15/06/2011 gün ve…….kararı esasları ile yerleşik yargı uygulamaları doğrultusunda yapılan değerlendirme ile davacıların taleplerinin kabul edilmesinde bir usulsüzlük görülmemiştir.
Desteğin eşi … … ve çocukları … ve … … tarafından Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında düzenlenen aktüer bilirkişi raporunda, desteğin anne ve babası olan iş bu davanın davacıları dikkate alınmaksızın hesaplama yapılmış ve alınan rapor doğrultusunda 17/06/2016 tarihinde verilen karar ile teminat limitinin tamamı olan 290.000,00-TL’ye hükmedilmiş, karar taraflarca yasa yoluna başvurulmadığından kesinleşmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından Ankara 4.İcra Müdürlüğü’nün……sayılı dosyası ile hükmedilen tazminatlar ödenmiştir.
İstinaf eden davalı vekili, Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasında verilen karara istinaden, poliçe limiti ile yapılan ödeme nedeni ile sorumluluklarının kalmadığını savunmaktadır. Ancak, 2918 sayılı KTK’nun “Zarar görenlerin çokluğu” başlıklı 96.maddesinde; ” Zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.
Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birka-çına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.” düzenlenmesine yer verilmiştir.
Kanunun bu hükmüne göre; somut olayda, iş bu davanın açıldığı tarih olan 10/06/2015 tarihi itibari ile davalı sigorta şirketi, desteğin anne-babası olan davacıların da hak sahibi olarak talepte bulunduklarından haberdardır. Buna rağmen, sigorta limitinin tamamı üzerinden verilen Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin……. esas sayılı dosyası kararına karşı yasa yoluna başvurmayarak kesinleştirerek ödeme yapmıştır. Yapılan bu ödemenin, başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin yapılan bir ödeme olmaması nedeni ile davalı sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı açıktır. Davacılar yönünden usulüne uygun olarak -garame hesabı ile- belirlenen tazminat miktarlarından da davalı sigorta şirketi sorumlu olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Bu gerekçelerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.281,41-TL karar harcından peşin alınan 820,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.461,06-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.