Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/759 E. 2021/1049 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/06/2021

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla, dosya incelendi;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20/02/2018 tarihinde davalı … adına trafikte kayıtlı, diğer davalı … yönetimindeki aracın, kontrolsüz ve çok hızlı bir şekilde kavşaktan geçmeye çalışırken, davacıların annesi yaya … …’a çarpması sonucu …’nın vefat ettiğini, aracın davalı … şirketine İMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza ile ilgili olarak Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin….Esas sayılı dosyasında dava açıldığını belirterek her bir davacı için 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … … şirketi vekili cevap dilekçesinde; başvuru şartı yerine getirilmediğinden HMK 115. maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminatın mağdur yönünden zenginleşme aracı olacak tutarda bulunmadığını, zenginleştirici ve özendirici olmaması gerektiğini, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için bilirkişi incelemesi talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek üzere kaza tarihinden itibaren faiz taleplerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılara tebligat yapılmış olup, gelmedikleri ve beyanda bulunmadıklarından yargılama yokluklarında sürdürülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, davacıların murisinin ölümüne neden olan trafik kazasında davalıların sorumlu olduğu iddiası ile manevi tazminat isteğine ilişkin olduğu, davacılar ile davalı şahısların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarının yapıldığı, davalı … şirketinden hasar dosyası ve poliçe örneğinin getirildiği, tarafların kusur durumlarına ilişkin davacı vekilince Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin…. esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan rapordan bir örnek sunulduğu, Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin karar örneğinde; davalılardan …’ın kısıtlanarak, …’ın vasi olarak atanmasına karar verildiği, Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin…. esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan raporda, 20/02/2018 günü meydana gelen kazada sürücü …’ın tam ve asli kusurlu olduğu, müteveffa yaya … … kusursuz olduğunun bildirildiği, davacılar vekilinin … … ölümü nedeniyle davacılar için 10.000,00’er TL. olmak üzere toplam 50.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunduğu, Borçlar Kanununun 56/2 maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, Borçlar Kanunu 56. maddesinde belirlenen ilkeler karşısında, ölenin davacılara olan yakınlığı, yaşı, olayın oluş şekli, özellikleri, kusur durumu ile tarafların ekonomik-sosyal durumları ve paranın satın alma gücüne göre davanın kabulü ile her bir davacı için 10.000,00 TL’den 50.000,00 TL tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (İMSS poliçesi limiti kapsamında kalmakla), alacağa davalı … şirketi yönünden 29/03/2018 dava, diğer davalılar yönünden 20/02/2018 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kusur dağılımına ilişkin itirazlarını değerlendirmeden hüküm kurduğunu, davacıya ceza dosyasına sunulacak bilirkişi raporunu işbu hukuk dosyasına sunmak üzere süre verildiğini ve davacı vekilinin süreye riayet etmeksizin son celse ceza bilirkişi raporunu dosyaya sunduğunu, süresinde ibraz edilmeyen bilirkişi raporunun dosyaya kabulüne muvafakat etmediklerini, davacının son celse yokluklarında dosyaya sunduğu bilirkişi raporu taraflarına tebliğ edilmeden, aynı celsede mahkemece tahkikatın sona erdirildiğini ve aleyhlerine hüküm kurulduğunu, cevap dilekçesi ile kusur hususunda itirazlarını bildirmelerine rağmen uyuşmazlık noktalarından en önemlisi olan kusur hususunun belirlenmesinde kendilerine savunma hakkı verilmediği gibi yokluklarında hüküm kurularak, açık ve net olarak bir Anayasal hak olan adil yargılama,savunma ve hukuki dinlenilme haklarının yok edildiğini, HMK 280 vd. maddeleri gereğince bilirkişi raporunun duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edilmesi, tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebileceklerini, mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebileceğini, mahkemenin, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceğini, mahkemenin açıkça kanun hükümlerine aykırı davranarak hükme esas aldığı ceza kusur bilirkişi raporunun taraflara tebliğini gerçekleştirmediğini, somut olayda başvuru şartının yerine getirilmediğini, HMK 115. maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle başvurunun reddinin gerektiğini, davacının talebinin İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına istinaden manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 100. maddesinde düzenlenen “Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi, doğrudan doğruya talep ve dava hakkına ilişkin 97 nci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır.”hükmü ile ihtiyari mali sorumluluk sigortasına uygulanacak hükümlerin belirlendiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97’nci maddesinde ise, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili … kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. … kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünün düzenlendiğini, dolayısıyla, zarar gören kişilerin … kuruluşuna başvurmadan, … kuruluşu aleyhine doğrudan doğruya dava yoluna gitme hakları bulunmadığını, kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacı talebinin; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin….K. sayılı ilamı), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesinin ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir” hükmüne amir olduğunu, somut olayda davacının işaret edilen düzenlemelerdeki yükümlülüklerini yerine getirmeden, dava yoluna gittiğini, bu nedenle HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerekirken mahkemece hatalı olarak davanın kabulüne karar verildiğini, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olarak kullanılmaması, tarafların zenginleşmesine neden olmaması gerektiğini (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.05.1992 tarih ve ….sayılı kararı,Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin E. …T. 17.11.1986 sayılı kararı,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E…., 02.03.2017 tarihli kararı ), davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat tutarı fahiş olduğunu, manevi tazminatın özendirici ve zenginleştirici olmaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; ölümle sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalılar davacıların murisi yaya … …’a çarparak ölümüne sebebiyet veren aracın işleteni, sürücüsü ve İMSS şirketidir. KTK’nın 97. maddesinde düzenlenen başvuru şartının, sonradan tamamlanabilir nitelikte olması, dava dilekçesinin tebliği ile davadan haberdar olan davalı … şirketinin davacıların zararını giderme hususunda her hangi bir girişiminin olmaması, kaldı ki davanın konusu manevi tazminata ilişkin olup, tarafların manevi tazminat tutarı üzerinde uzlaşmaları hali ayrık olmak üzere, manevi tazminatın somut olayın özelliği, tarafların SED, matematiksel anlamda olmamak kaydı ile kusur durumu, kazanın oluş şekli, ölenin davacılara yakınlığı, yaşı, davacıların yaşadığı acı, elem, keder, üzüntü vb. durumlar gözetilerek mahkemece tespit ve takdiri gerekir.
KTT ve aynı kazaya ilişkin olarak Ankara 5. ACM’nin….Esas sayılı dava dosyasında Ankara … Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, davalı sürücü … yönetimindeki araçla çift yönlü caddeyi takiben seyredip, seyrettiği 1112. cadde ile 1134. caddenin kesiştiği olay mahalli kavşaktan sola, 1218. cadde istikametine dönüşü sırasında, kavşak başından yolun karşısına geçmekte olan yaya … …’a çarpması, çarptığı yayayı aracının ön kesimi ile taşıyıp, girdiği yolun solunda park halinde bulunan kamyonun sağ yan kesimine sıkıştırması sonucu yayanın ölümü ile sonuçlanan kazanın meydana gelmesi, kazanın meskun mahalde, çift yönlü iki caddenin kesiştiği, kuru ve asfalt zeminli, 4 yönlü kavşakta, açık havada meydana gelmesi, olayı görüntüleyen CD kaydı olması, davalı sürücünün yönetimindeki otomobil ile kavşakta kontrolsüzce sola dönüş yaparak, kavşak başından nizami olarak yolun karşısına geçmekte olan müteveffa yayaya durup ilk geçiş hakkını vermemesi, yolun solunda park halinde olan kamyon ile yönetimindeki araç arasına sıkıştırması şeklinde gerçekleşen kazada %100 oranında tamamen kusurlu bulunması, müteveffanın ise oluşa etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından, kazanın oluşumunda kusuru olmadığı belirlenmiştir.
Dosya kapsamından davalı sürücünün olay anında fren yerine gaza bastığının anlaşılması, oluş şekli aynen kabul edilerek davalı sürücü hakkında iddianame düzenlenmesi, maddi gerçeğin bu şekilde olduğunun tüm dosya kapsamı ile sabit hale gelmesi, KTT’nın CD kaydından yararlanılarak düzenlenmesi, benimsenen kusur durumunun kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunması, hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmaması, davalı tarafın kazanın başka şekilde gerçekleştiğine, kusurun değişebileceğine ilişkin somut bir belge, bilgi ve delil göstermemesi, davalı taraf ve davalı … şirketi vekilinin duruşmalara katılmadığının anlaşılması, davacılar vekilinin 05.10.2018 tarihli oturumda ceza dosyasında kusura ilişkin raporu sunmak için süre talep etmesi, mahkemece gelecek duruşma gününden 7 gün önce ilgili raporu sunması hususunda davacı tarafa süre verilmesi, bu sürenin kesin nitelikte olmaması ve duruşmanın 23.11.2018 tarihine ertelenmesi, ancak kusura ilişkin olarak Ankara … grup başkanlığınca düzenlenen raporun dahi 14.11.2018 tarihinde düzenlendiğinin dolayısı ile davacılar vekilinin iş bu manevi tazminat dosyasında raporun duruşmadan 7 gün önce ibrazına ilişkin ara kararını yerine getirmesinin, kusur raporunun ceza mahkemesine gelme süresi de dikkate alındığında, kendisinden kaynaklanmayan sebeple yerine getirilmesinin fiilen mümkün olmaması, bu nedenle davacılar vekilinin 23.11.2018 tarihli duruşmada raporu ibraz ettiğinin anlaşılması, feci şekilde gerçekleşen kaza sonucu davacıların annelerini kaybetmeleri, davacılar lehine manevi tazminat şartlarının oluşması, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, müteveffanın ve davacıların yaşı, müteveffanın her hangi bir kusurunun bulunmadığı kaza neticesi feci şekilde ölümü, davacılar ile yakınlığı, davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik şartları, paranın satın alma gücü, davacıların annelerinin ölümü nedeniyle maruz kaldıkları ve ömür boyu kalacakları acı, elem, üzüntü, ıstırap, keder, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, ceza ve mamelek hukukuna ilişkin tazmin amacının güdülmemesi, caydırıcı olması, özendirici olmaması, 22.06.1966 tarih…. Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler, manevi tazminatın amacı ve ölçütleri gözetilerek tayin ve takdir edilmiş olmasına, davalı … şirketi kazaya karışan aracın kasko şirketi olup, poliçe kapsamında bulunan İMSS klozu gereğince limiti dahilinde manevi tazminattan diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … şirketi vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 3415.50 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 854.00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2561.50 TL harcın davalı sigortacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan davalı … şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinafa gelen davalı … şirketi tarafından yatırılan 100.00 TL gider avansından kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.06.2021tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.