Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/734 E. 2021/1564 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2018
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili … ve … adına açılan davada, dava dilekçesinde; 27/07/2015 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ tarafından ZMMS ile sigortalı, sürücüsü … olan aracın, davalı … … … Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı araca çarpması neticesinde, müvekkili …’nın imam nikahlı eşi, müvekkili …’ın ise babası olan …’ın vefat ettiğini, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını, davalıların müvekkilinin zararlarından sorumlu olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, müvekkili … için 100,00 TL, müvekkili … için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili; 21/03/2017 tarihli dilekçesi ile talebini davacı … için 256.796,12 TL, … … için 43.574,49 TL olarak belirlemiştir.
Davacı …’nın dava değerinin belirlenmesinden sonra 23/04/2017 tarihinde vefatı üzerine, …’nın mirasçılık belgesi dosyaya kazandırılarak, tek mirasçısı olan …’a vasi tayin edilerek taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı … …… vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının destek zararına uğradığını kanıtlaması gerektiğini, davacı ile ölenin boşanmış çift olduğunu, boşanma ile desteklik ilişkisinin kesildiğini, belirterek davanı reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta … Şirketi vekili; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu davacıların kusuru, zararı kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıların meydana gelen kazada desteklerini kaybettiklerinden bahisle destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat talep ettiği, yargılama sırasında vefat eden davacı …’nın, kazada vefat eden …’ın gayri resmi eşi, davacı …’ın ise kızı olduğu, ölenin sürücüsü olduğu aracın zorunlu sorumluluk sigortasının başlangıcının 01/06/2015 tarihinden önce olması ve her iki araç sürücüsünün de kusurlu olması nedeniyle, davacıların destek zararından sorumlu oldukları, yargılama sırasında, …’ın vefat etmiş olmasına göre, tek mirasçısı olan …’ın, …’nın ölüm tarihine kadar olan destek zararını talep edebileceği, bilirkişiden alınan rapora göre ise …’ın babasının vefatı nedeniyle destek zararının 25.135,26 TL, davacının mirasçı sıfatıyla talep edebileceği, …’nın destek zararının 17.585,41 TL olduğu, davacının zararını davalılardan müştereken ve müteselen talep edebileceği gerekçesi ile; Davanın toplam 42.720,67 TL yönünden kısmen kabulüne; … (…) yönünden 25.135,26 TL’nin (7.540,58 TL … … … Şirketi,17.594,68 TL’nin … Sigorta A.Ş. kendi iç ilişkilerindeki sorumlulukları saklı tutularak )dava tarihi 15/10/2015 tarihinden itibaren davalılardan müştereken müteselsilen yasal faizi ile tahsiline, … yönünden mirasçısının … (…) olduğu gözetilerek 17.585,41 TL’nin (5.275,62 TL’sinin … … … Şirketi,12.309,79 TL’nin … sigorta A.Ş’nin kendi iç ilişkilerindeki sorumlulukları saklı tutularak ) dava tarihi 15/10/2015 tarihinden yasal fazi ile müştereken müteselsilen davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacı …’ın kendisi adına açtığı davada ve mirasçı sıfatıyla taraf olduğu davada ayrı ayrı ret ve kabul edilen miktarlar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili …’ın imam nikahlı eşinin, müvekkili …’ın ise babasının trafik kazasında vefatı nedeniyle destek tazminatı talep ettiğini, müvekkili …’nın talep arttırım dilekçesinin verilmesinden yaklaşık bir ay sonra vefa ettiğini, meydana gelen ölüm sebebiyle yeniden alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ve reddedilen miktar üzerinden müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, müvekkili …’nın vefatının öngörülen bir durum olmadığını, yargılama sırasında gelişen durum karşısında müvekkili aleyhine 20.302,64 TL vekalet ücreti takdirine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda düzeltilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece yapılan yargılama sırasında … vefat ettiği halde verilen gerekçeli karar başlığında, … kendi adına asaleten ve …’a velayeten davacı olduğu gösterilmiştir. Yargılama sırasında vefat eden davacının karar başlığında taraf olarak gösterilmesi doğru değil ise de, yargılama aşmasında taraf teşkilinde eksiklik bulunmaması, hüküm fıkrasında … davacı kabul edilerek karar verilmiş olması nedeniyle, yapılan hatanın maddi hata niteliğinde olduğu ve Dairemizce verilecek kararda da, başlığın düzeltilmiş olması nedeniyle yapılan hata sonuca etkili görülmemiştir.
Buna göre; Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan vefat nedeniyle, vefat edenin gayri resmi eşi ve kızı tarafından açılan destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından, müvekkili … hakkında davacı …’nın vefatı nedeniyle mirasçısı sıfatıyla takip edilen talep yönünden, aleyhinde hükmedilen vekalet ücretinin haksız olduğundan bahisle istinaf edilmiştir.
Uyuşmazlık, destekten mahrum kalma iddiası ile açılan davada, destekten mahrum kalma süresi yaşam tablosuna göre belirlenen destekten mahrum kalan eşin, dava sırasında muhtemel yaşam süresinden önce vefat etmesi halinde, gerçekleşen durum karşısında destek tazminatının kısmen reddedilmesi halinde, reddedilen kısım üzerinden davalı sigorta lehine vekalet ücreti takdir edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Destek tazminatı taleplerinde, hesap edilecek tazminat Yargıtay tarafından benimsenen yaşam tablosu çerçevesinde, desteğin kazada vefat etmemesi halinde muhtemel yaşam süresini geçmemek üzere, destekten mahrum kalanın ölenin desteğinden mahrum kaldığı süre sonuna kadar belirlenir. Eşin destekten mahrum kalması halinde bu süre desteğin muhtemel yaşam süresini geçmemek üzere, destekten mahrum kalanın muhtemel yaşam süresine göre belirlenir. Yargılama sırasında destekten mahrum kalanın vefatı halinde, gerçekleşen durum karşısında, mirasçılar tarafından talep edilecek tazminat miktarı, destekten yoksun kalanın gerçekleşen ölüm tarihine kadar destek zararları ile sınırlıdır. Bu açıdan, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat davalarında, destekten mahrum kalanın bizzat talep edebileceği miktar ile yargılama sırasında vefatı halinde mirasçı sıfatı ile mirasçısının talep edebileceği miktar, sırf sonradan ortaya çıkan durum nedeniyle farklılık gösterir. Davacının dava sırasında vefatı nedeniyle mirasçının talep edebileceği tazminat miktarının azalması ve bu nedenle davanın reddi halinde ölümden sonraki kısıma yönelik mirasçının açıkça talebi olmaması halinde, dahili davacı olan mirasçının, reddedilen bu kısıma ilişkin karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinden sorumlu olup olmayacağının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasanın 36. Maddesinde düzenlenen adli yargılama hakkı ve mahkemeye erişim hakkı çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından vekalet ücreti mahkemeye erişim hakkı içerisinde değerlendirilmiştir.
(B. No: 2013/1613, 2/10/2013, § 38 ve 39)”Vekâlet ücreti davaya hukuki katkıda bulunan ve davası kabul edilen lehine hükmedilen bir ücrettir. Dava aşamasında kimin leh ya da aleyhine olacağı önceden belli olmayan bu ücret yükümlülüğü bir usul kuralı olup, mahkemeye erişim hakkı ile de ilişkilidir. Yükletilen ücretin, bu hakkın özünü zedeleyecek şekilde kısıtlamaması, meşru bir amaç izlemesi, açık ve ölçülü olması ve başvurucu üzerinde ağır bir yük oluşturmaması gerekir.”
Vekalet ücreti, mahkemeye erişim hakkı olarak, adil yargılama hakkı kapsamında görülmekle birlikte Anayasal mutlak bir hak olarak görülmemiştir.
(B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 26, 28) kararında açıklandığı üzere ” Vekâlet ücreti bir yargılama gideri olup, kural olarak bu tür giderler mahkemeye erişim hakkına müdahale teşkil eder. Ancak, gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması ve böylece mahkemelerin fuzuli yere meşgul edilmeksizin uyuşmazlıkları makul sürede bitirebilmesi amacıyla başvuruculara belli yükümlülükler öngörülebilir. Bu yükümlülüklerin kapsamını belirlemek kamu otoritelerinin takdir yetkisi içindedir. Öngörülen yükümlülükler dava açmayı imkânsız hale getirmedikçe ya da aşırı derece zorlaştırmadıkça mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği söylenemez. Dolayısıyla davayı kaybetmesi halinde başvurucuya yüklenecek olan vekâlet ücreti bu çerçevede değerlendirilmelidir.”
Görülmekte olan davada, tarafın vefatı halinde mirasçısı sıfatı ile davanın takip edilmek istenmesi halinde, davaya dahil olan mirasçının da mahkemeye erişim hakkına müdahale edilmemeli, dolayısı ile davanın kaybı halinde hükmedilecek vekalet ücreti bu çerçevede ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde, değerlendirilmelidir.
Somut olayda, … belirsiz alacak davası olarak açtığı davada, alınan bilirkişi raporu ile talep edebileceği tazminat miktarı hesaplandıktan ve talep artırım dilekçesi ile dava değerini belirledikten sonra 23/04/2017 tarihide vefat etmiş, dava mirasçısı tarafından takip edilmiştir. Dahili davacının, vefat eden … için sağlığında tespit edilen tazminatın tamamının ödemesine yönelik iddiası ve talebi bulunmamaktadır. …’nın vefatı ile tazminat gerçekleşen duruma göre vefat tarihine göre hesap edileceğinden, dahili davacının tazminatın bu nedenle azalmış olmasında her hangi bir kusuru olmadığı gibi tazminatın azalması tarafların iradesi dışında kaynaklanan durumdan kaynaklanmaktadır. Bu durumda, davadan sonra gelişen durum nedeniyle davanın bir kısmının reddedilmiş olması, dahili davacının …’nın gerçekleşen ölüm tarihi ile bilirkişi tarafından daha önce tazminat hesabında nazara alınan muhtemel yaşam süresi arasında kalan kısma ilişkin tazminat ödenmesine ilişkin açıkça iddia ve talebi olmaması, sonradan gerçekleşen durumun tarafların iradesinden kaynaklanmamış olması nazara alındığında, davacı …’ın mirasçı sıfatıyla takip ettiği talep yönünden, davanın sırf davadan sonra meydana gelen ölüm sebebiyle reddedilmiş olmasına göre davacının reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken, mahkemece 20.302,64 TL vekalet ücreti takdir edilmiş olması, TMK’nın 4. maddesi, Anayasa’nın 36. Maddesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ve Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru kararları çerçevesinde isabetli görülmemiştir.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, mahkemece yapılan hatanın yeniden yargılamaya muhtaç olmamasına göre ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 352/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm fıkarasının ikinci maddesindeki “Davalılar kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 20.302,64 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ” şeklideki paragrafın çıkartılarak, yerine “Davanın ret sebebine göre davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cemlesi eklenerek, istinaf edilmeyerek kararda kesinleşen yönler korunarak, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 30/11/2018 tarihli…… Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
Davanın toplam 42.720,67 TL yönünden kısmen kabulüne;
1-… … yönünden 25.135,26 TL’nin (7540,58 TL … … … Şirketi,17.594,68 TL’nin … Sigorta A.Ş. kendi iç ilişkilerindeki sorumlulukları saklı tutularak )dava tarihi 15/10/2015 tarihinden davalılardan müştereken müteselsilen yasal faizi ile tahsiline,
Alınması gereken 1.716,98 TL harçtan peşin alınan 1.053,70 TL harcın düşümü ile eksik kalan 663,28 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan toplam 1.081,40 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 3.016,23 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.212,71 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan kabul ve redde göre hesaplanan taktiren (yapılan giderin yarısı üzerinden hesaplanan kabul ve redde göre) 536,94 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … … … Şirketi tarafından yapılan kabul ve redde göre hesaplanan takdiren 61,79 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan avansın iadesine,
2-…’ın mirasçısı davalı … … olduğu gözetilerek 17.585,41 TL’nin (5.275,62 TL’sinin … … … Şirketi,12.309,79 TL’nin … sigorta A:Ş’nin kendi iç ilişkilerindeki sorumlulukları saklı tutularak ) dava tarihi 15/10/2015 tarihinden yasal faizi ile müştereken müteselsilen davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Alınması gereken 1.201,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın ret sebebine göre davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan kabul ve redde göre hesaplanan takdiren (yapılan giderin yarısı üzerinden hesaplanan kabul ve redde göre) 0,56 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan avansın iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 121,30 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 42,88-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 164,18 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 23/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.