Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/733 E. 2021/1203 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2018
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 17/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl dosya davacıları vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl dava dosyasında davacılar vekili, 17.10.2015 tarihinde, davalı … … A.Ş.nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, davalı …Ş.nin ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu davacıların desteği …’ün idaresinde bulunan aracın yoldan çıkarak kaza yaptığını, meydana gelen kaza sonucu araç sürücüsü … ve araçta yolcu olarak bulunan …. vefat ettiğini, yolcu küçük …’ün yaralandığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere …’ün ölüm nedeniyle davacı eş … için 20.000,00 TL, kızı … için 20.000,00 TL, oğlu … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 41.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … … A.Ş’den, müteveffa …,… vefatı nedeniyle davacılar …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 2.500,00’er TL olmak üzere toplam 12.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …Ş’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dava dosyasında davacı vekili, davacı küçük …’ün yaralanması nedeniyle 20.000,00 TL maddi tazminatın davalı … … A.Ş’den, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalı …Ş’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 290.000,00 TL işgöremezlik tazminatı ile 10.000,00 TL bakıcı gideri tazminatı olarak arttırmıştır.
Davalı … … A.Ş. vekili, davalının kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, talepte bulunanların sigortalı araç sürücüsünün mirasçıları olduklarını, davacı …’nın araç maliki olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …Ş. vekili, davalının kazaya karışan aracın İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğunu, talebin teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; kazanın oluşmasında…plakalı araç sürücüsü … %100 kusurlu olduğu, müteveffanın hayatını kaybetmesi sonucu davacılar destekten yoksun kaldığı, aracın davacı … adına kayıtlı olup, aracın zorunlu trafik sigortası davalı … … A.Ş tarafından kasko … poliçesi davalı …Ş. tarafından yapıldığı, davacı … işleten konumunda olduğu, zorunlu trafik sigortası işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığından işletenin uğradığı kayıplardan … şirketinin sorumlu olmadığı, ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartları’nın “Teminat dışı haller” başlıklı 3-c maddesi gereğince davacıların taleplerinin ihtiyari mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğu, asıl davada davacılar …, … ve …’ün manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamında olmadığı, birleştirilen davada davacı …’ün geçirdiği kaza nedeniyle çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %100 kaybettiği, tıbbi iyileşme süresi 24 ay olduğu, bilirkişi raporunda maluliyet tazminatı 546.315,43 TL, ömür boyu bakıcı gideri tazminatı 758.252,13 TL olarak hesaplandığı, … poliçesinde sakatlık halinde poliçe üst limiti 290.000,00 TL olduğu, davacının sürekli sakatlığı nedeniyle uğradığı zarar poliçe teminatını aştığından teminat limitinin tamamına hükmedilmesi gerektiği, davacının iyileşme süresi olan 24 aylık süredeki geçici bakıcı ihtiyacı poliçede teminatı kapsamında olduğu, … tarafından karşılanmayan bu giderinden de davacı tarafından talep edilebileceği, taleple bağlı kalınarak 24 aylık süredeki geçici bakıcı ihtiyacı için davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl dava dosyasında; davacıların maddi tazminat talebinin reddine, davacılar …, … ve …’ün manevi tazminat taleplerinin reddine, davacılar … ve …’ün manevi tazminat taleplerinin kabulü ile her bir davacı için 2.500,00’er TL manevi tazminatı davalı … A.Ş’den tahsiline, alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, birleştirilen dava dosyasında; davacı … için 290.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 10.000,00 TL geçici bakıcı gideri tazminatının davalı … … A.Ş’ten tahsiline alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalı …Ş. den tahsili ile davacıya ödenmesine alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, karar verilmiş, karara karşı asıl dosya davacıları vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 17.10.2015 tarihinde, destek …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, mahkemenin gerekçeli kararında, Trafik Sigortası Genel Şartları ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. Maddesinde değişiklik yapan düzenleme ile talebin teminat dışında kaldığından bahisle davanın reddine karar verdiğini, mahkemece karara gerekçe olarak gösterilen düzenlemenin gerek dava gerekse kaza tarihinde yürürlükte bulunmadığını, bu düzenlemenin eldeki dava bakımından uygulanmasının mümkün olmadığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. Maddesinde değişiklik yapan söz konusu değişiklikleri içeren 6704 sayılı kanun 26.04.2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığı ve söz konusu kanunun 31. Maddesinin “Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” hükmü uyarınca 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, trafik kazasının 17.10.2015 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 24.11.2015 tarihinde açıldığını, Hukuk sistemimizde ortaya çıkan yeni bir normun, ortaya çıktığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuracağını, kanunların geriye yürümesi veya yürümemesi konusunda mevzuatımızda genel bir hüküm olmadığını, ancak, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak ve hatta, kanun koyucunun keyfi hareketlerine engel olmak için, öğretide kanunların geriye yürümemesi esası kabul edildiğini, gerek özel hukuk ve gerekse kamu hukuku alanında, kural olarak her kanun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanacağını, o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmayacağını, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 26.03.2014 T.,… K. sayılı kararı) bu dosyada 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren hükümlerin uygulanmasına imkan bulunmadığını, yasal düzenlemenin henüz yürürlüğe girmediği tarih itibariyle, Yargıtay’ın kabullerine göre karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.02.2012 tarih ve… K. Sayılı kararında açıkça; “Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı … şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu ve davacıların davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, oyçokluğu ile kabul edilmiştir…” denilmekle mahkemenin aksi yöndeki kararının kaldırılması gerekliliğini ortaya koyduğunu, davalı … … A.Ş., dava konusu trafik kazasına karışan 06 BR 3227 plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortacısı olup davacıların dava konusu kazada desteğinin ölümü nedeniyle uğradığı maddi zararlarını tazmin ile yükümlü olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında davacıların desteğinin idaresinde bulunan araç ile neden olduğu kaza sonucu vefat ettiği belirtilerek desteğin idaresinde bulunan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu kaza 17.10.2015 tarihinde meydana gelmiş, davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk … poliçe 17.06.2015 tarihinde düzenlemiştir.
Dairemizin daha önceki uygulamasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2019 tarih… K. sayılı ilamı ve 15.6.2011 gün ve… HGK’nun 22.2.2012 gün …, HGK’nun 16.01.2013 gün,… Karar sayılı ilamlarına göre desteğin işleteni ve sürücüsü olduğu araç ile tam kusurlu olarak neden olduğu kaza sonucu vefat etmesi halinde davacıların zarar gören üçüncü kişi sıfatıyla aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısından tazminat talep edebileceği, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartları ile getirilen değişikliklerin … sözleşmesinin tarafı olmayan destekten yoksun kalanlar yönünden hüküm ifade etmeyeceği, işleten ve sürücünün kusuru ile neden olduğu kazalar sonucu meydana gelen destekten yoksun kalma zararlarının teminat kapsamında olmamasına ilişkin düzenlemenin zarar gören üçüncü kişi sıfatı ile talepte bulunan davacılar yönünden TTK.nın 1486. maddesi 2918 sayılı KTK.nın 90 ve 95.maddelerine göre uygulanamayacağı, olay tarihinden sonra 26.04.2016 tarihinde 2918 sayılı KTK.nın 92. Maddesinde yapılan değişikliklerin olay tarihinde bütün hüküm ve sonuçlarını doğuran haksız fiiller yönünden hüküm ifade etmediği, kanun ile getirilen teminat dışı hallerinde ancak kanun değişikliğinden sonra meydana gelen olaylarda üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği belirtilerek karar verilmekteydi.
Ancak Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının uygulanmasına yönelik…. Sayılı ilamlarında “….Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre … poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve …. sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Yine sigortacılık yasası 11. madde hükmüne göre de aynı husus açıklanmıştır. Böylece Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu … genel şartlarını belirler. Bu nedenle zorunlu … genel şartlarını Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Bir sözleşmenin genel işlem koşulu kapsamında olması için sözleşme yapılırken taraflardan birinin önceden tek taraflı olarak sözleşme şartlarını hazırlayarak diğer tarafa sunması gerekir. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk … Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan aldığı yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel şartları, Türk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmek de mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi, hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde de bulunmamaktadır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen “tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesi”ne aykırı olduğunu söylemek de mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması ya da azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibari ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, … sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise, sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.
Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim dava tarihinde yürürlükte olan Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle zorunlu sigortacının kapsamındaki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu … limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.
Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında destekten yoksun kalınan zararın, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için şu şartların gerçekleşmesi gerektiği söylenebilir:
a)Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmayacaktır.
b)Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların dışında bir üçüncü kişinin ölümü neticesi, destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan işleten (sigortalı) ya da işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda, ölen kişi üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır.
c)Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, sürücü/desteğin sevk ve idaresindeki araç ile 10/09/2015 tarihinde kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kazada öldüğü, poliçenin düzenlenme tarihinin de 14.07.2015 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Davalının sorumluluğunun kapsamı 01.06.2015 yani davaya konu trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.
Genel Şartların “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6. maddesi (d) bendinde; “destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” teminat kapsamı dışında bırakılmış olup bu nedenle kendi ölümüne neden olan sürücünün(desteğin) tam kusuruna isabet eden destek tazminatı talebi ZMSS poliçe teminatı kapsamında değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davacının davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından” denilmiştir.
Dosya kapsamına göre destek …’ün vefatı nedeniyle eşi …, çocukları … ve … için aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … … A.Ş. den destekten yoksun kalma tazminatı, davalı …Ş. den ise manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece davacılar …, … ve …’ün maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, HMK.nın 355. Maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf taleplerinin destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olması nedeniyle istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda Yargıtay uygulamasına göre asıl dosya davacıları vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dosya davacıları vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL. nın mahsubu ile kalan 14,90 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRE İÇERİSİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere 17.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.