Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/725 E. 2021/1045 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

K A R A R

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 27/11/2018

NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 03/06/2021

GEREKÇELİ KARAR

YAZILMA TARİHİ : 16/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … A.Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/08/2011 tarihinde, davacının yolcu konumunda bulunduğu, davalı… A.Ş. nezdinde trafik sigortalı, dava dışı sürücü ….sevk ve idaresindeki araç ile davalı….rtalı ve dava dışı sürücü ….yönetimindeki ticari aracın çarpışmaları neticesinde, davacının ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, davalılara başvuruda bulunulduğunu, davalı… tarafından ödeme yapılmış ise de yapılan ödemenin eksik ve yetersiz olduğunu, davalı…. şirketinin 19/09/2017 tarihli e-mail yazısında %8 maluliyet oranına istinaden bakıcı gideri değerlendirilmesi yapılamayacağını bildirdiğini belirterek ve artırım hakkını saklı tutarak geçici ve kalıcı iş göremezliği nedeniyle 5.000,00 TL maddi tazminat ile şimdilik 100,00 TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 13/11/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini arttırarak sürekli iş görmezlik tazminatını 12.825,32 TL’ye, geçici iş görmezlik tazminatını 3.654,33 TL’ye, bakıcı gideri tazminatını 1.674,00 TL’ye çıkartarak, toplam tazminat miktarını 18.133,65 TL olarak belirlemiştir.

Davalı ….Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul … Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, kazaya karışan ticari aracın, davalı şirket tarafından tanzim edilen 06.02.2011/2012 ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı yana 09/02/2015 tarihinde 2.747,00 TL ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiğini ve ibraname alındığını, talebin zamanaşımına uğradığını, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, zararın kaza ile illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı …. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle;davacıya 04/05/2015 tarihinde 9.526,00 TL ödeme yapıldığını, davanın ispatı halinde belirlenecek tazminattan davalı şirket tarafından yapılan ödemenin güncellenerek düşürülmesi gerektiğini, faiz talep edilemeyeceğini, aksine karar verilmesi halinde ise en erken dava dilekçesinin kendilerine tebliğinden 8 işgünü sonrasından itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yerel mahkemece, kazaya sebebiyet veren araçların kaza tarihini kapsayacak şekilde davalı sigorta şirketlerine Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı olduğu, davalı sigorta şirketlerine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan araçların çarpışması sonucu meydana gelen kazada, araçta yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığı, davacı tarafından davalı sigorta şirketlerine karşı malul kaldığı iddiasıyla tazminat davası açıldığı, adli tıp raporuna göre davacının dava konusu kazadan dolayı %11 oranında malul ve 6 ay geçici iş göremezlik, 2 ay bakıcıya ihtiyacı olacak şekilde yaralandığı, kazada davalı sürücülerin kusurlu, davacının kusursuz olduğu, aktüer bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği tazminat miktarının 18.133,65 TL olduğu, bu zarardan davalı sigorta şirketlerinin ZMMS poliçesinden dolayı sorumlu olduğu anlaşıldığından davacının dava ve ıslah dilekçesinin kabulüne, 3.654,33-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 12.805,32-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.674,00-TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 18.133,65-TL’nin 24/09/2017 temerrüt tarihinden itibaren davalı … … Şti yönünden yasal, davalı … … … Sigorta Şti’nden avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketleri vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

1-Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iş bu dava açılmadan önce kalıcı sakatlık tazminatı talebi ile davalı şirkete başvurduğunu, kendisine 04.05.2015 tarihinde 9.526.00 TL tazminat ödendiğini, davanın ödeme tarihinden 2 yıl geçtikten sonra 13.11.2017 tarihinde açıldığını, zmms genel şartları uyarınca davalı şirketin sorumluluğunun ödeme tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğradığını, bu itibarla davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki, ZMMS genel şartları uyarınca sigorta şirketinin sorumluluğunun sadece sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, iş bu davada kusur oranları ayrı ayrı tespit edilmiş olmasına rağmen, tazminat hesabı ve kararda kusur durumları hesaba katılmadan hüküm kurulduğunu, davalı şirketin kusur oranına isabet eden sorumluluğu net olarak tespit edilemediği gibi bu orana bağlı hesaplanan yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin de doğru olarak tespit edilemediğini, davalı sigortacının haksız olarak sorumluluğunu aşan tutarlarda tazminat ödemek zorunda kaldığını, her iki davalının kusur oranına denk gelen tazminat oranları ayrı ayrı tespit edilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının, Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatında yapılan yeni düzenleme ile sigorta şirketlerinin sorumluluğundan çıkarıldığını, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatı yönünden herhangi bir sorumlulukları olmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, hesaplanmış olan bakiye ilam harcının da hatalı ve fahiş olduğunu, zira 18.133,65 TL tazminata hükmedildiği halde, 11.238,70 TL neredeyse tüm tazminat miktarı kadar harç hesaplandığını, her yıl yayınlanan resmi ilam harçları mevzuatı uyarınca nispi harcın, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68,31″oranında tespit edilmesi gerektiğini, bu durumda 1157tl harca hükmedilmesi gerekirken, söz konusu tutarın 10 misli fazla bir harca karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2-Davalı … … … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu talebin, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 111. Maddesi gereğince ibra hak düşürücü süreden sonra ileri sürüldüğünü, davalı sigortacı tarafından Türkiye … Necatibey- Ankara Şubesi’nin … 09.02.2015 tarih, …. fiş sayılı işlemiyle davacı yana 2.747 TL ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiğini, davacı yan tarafından da bu ödemeleri takiben ibraname imzalandığını, Sorumluluğunu yerine getiren davalı sigortacıya karşı ikame edilen işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 2918 Sayılı KTK’nın 111. Maddesinde düzenlenen “Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmü uyarınca, davacının yapılan ödemenin eksik olduğunu iddia etmesi halinde, bu iddiasını iki yıl içerisinde ile sürmesi gerektiğini, ibraname 09.02.2015 tarihli olup huzurdaki davanın 13.11.2017 tarihinde açıldığını, İki yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazlarının dikkate alınmadığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, Bakiye tazminat talebi içeren davalarda; yerleşik Yargıtay kararları gereği, davanın esası incelenmeden önce ibranamenin iptaline ilişkin ktk md.111/2’de öngörülen 2 yıllık hak düşürücü süre’nin değerlendirilmesi gerektiğini, ibraname metni tetkik edildiğinde; davacı dava konusu olay için başkaca hak ve alacakları kalmadığını; davalı şirketi bu olay nedeniyle talep edilebilecek tazminatlar yönünden ibra ettiğini, üçüncü kişilere karşı dava ve talep haklarını davalı şirkete temlik ettiğini açıkça bildirdiğini, ibranamenin iptalinin de hak düşürücü süreye tabi olduğunu, ibranamelerin, gerek şekil şartları gerekse içerik olarak yasal şartları taşıdığını, mahkemenin, ibraname zamanaşımına yönelik savunmaları dikkate almadan hüküm kurduğunu(yargıtay 17. hukuk dairesi…. k), davayı kabul etmemekle birlikte; sigortalı araç sürücüsünün kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, kazada sigortalı sürücü açısından öngörülebilirlik ve önlenebilir uzaklığın mevcut olmadığını, Her şekilde davacı yanın müterafik kusurunun tespiti ile, davacı yanın kusurunun kabulünü talep ettiklerini, Zarar görenin müterafik kusurunun bulunması durumunda tazminattan uygun bir oranda indirim yapılması gerektiğini, Mahkemece sigortalı araç sürücüsünün %20 kusurlu olduğu (kabul anlamına gelmemekle birlikte) tespit edilmesine rağmen hesaplanan tüm zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulduklarını, hiç kimsenin kusursuz sorumluluk halleri ayrı olmak üzere başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamayacağını, sürücünün kusurundan fazlası ile davalı şirketin sorumlu tutulmasının açıkça anayasa’ya aykırılık teşkil edeceğini, kusur oranları ayrı ayrı tespit edilebilmekte olup taraflara düşen sorumluluğun da net olarak tespit edilebildiğini, sigortalı araç sürücüsünün fiili bir fiil, diğer araç sürücüsünün fiilinin ise ayrı bir fiil olduğunu, her iki fiilden doğan sorumluluğun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, TBK 61 madde hükmünün birlikte hareket etme niyetine sahip olarak kasten bir haksız fiil gerçekleştiren kimseler için uygulanması gerektiğini, bir kimsenin hiçbir fiili ve hukuki ilişkisi bulunmayan başka bir kimsenin kusurundan sorumlu tutulmasının beklenemeyeceğini, ancak sigortalının kusuru oranında sorumlulukları olduğunu, maluliyet raporunda kaza ile illiyeti bulunmayan arazlar da tespit edildiğini, mevcut arazların da olması gerekenin çok üzerinde tespit edildiğini, tespit edilen arazları ve arazların tespit edildiği meslek grubunu da kabul etmediklerini, maluliyet raporunun kabulünün mümkün olmadığını, Yargıtay 11. HD… K. Sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere, zarar gören davacının sağlığına kavuşabilmesi için bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, iyileşme süresi, bakıcıya ödemeleri gösterir makbuzların tarihleri de dikkate alınarak bu kalem zararının bulunup bulunmadığı, yapılan giderin kadri maruf olup olmadığı noktalarında uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, afaki bakıcı ücreti talebine itiraz ettiklerini, geçici iş göremezlik zararının, kendiliğinden bakıcı gideri zararı oluşturmadığını, bakıcıya ihtiyaç duyulmasının, çalışamamazlık durumundan daha ağır ve ileri derecede yaralanmaların sonucu olduğunu, davacı geçmiş döneme dair bakıcı gideri talep ettiğinden, bakıcı tuttuğunun ve ilgili giderlerin yapıldığının ispatı gerektiğini, ilgili hususlar ispat edilemediğinden afaki bakıcı giderinin reddinin gerektiğini, geçici iş göremezliğin dava konusu olmaması nedeniyle sorumlulukları olmadığını, herhalde geçici iş göremezlik zararının … tarafından karşılanma ihtimali mevcut olup, konu zararın karşılanıp karşılanmadığı bilgisinin …’ya sorularak, aydınlatılması gerektiğini, bu husus dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Davalı sigorta şirketi vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;

Dava trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.

1-Dava yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani (geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri) tazminat istemine ilişkindir.

Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerine zararının giderilmesi hususunda yapılan başvuru sonucunda, davalı sigorta şirketlerince ayrı ayrı davacı hesabına kendilerince belirlenen sürekli iş göremezlik tazminatının kısmen ödendiği, iş bu dava yapılan ödemelerin zararı tamamen karşılamadığı ileri sürülerek açılmış olup, davacı tarafça, ödeme nedeniyle davalı sigorta şirketlerinin ibra edildiğine dair dosyada her hangi bir belge ve bilgi bulunmamakta, ibra düzenlenmeksizin davalılarca tespit edilen tazminatların davacı hesabına yatırıldığı görülmüştür. Bu halde KTK’nın 111. Maddesinin uygulanmasının söz konusu olmadığı, davaya konu trafik kazasının 20.08.2011 tarihinde meydana geldiği, iş bu davanın 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.

… tarafından davacıya dava konusu kaza nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.

Davacının davalı … … A.Ş. nezdinde sigortalı araçta yolcu konumunda bulunması nedeniyle, kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmaması, kazaya karışan diğer ticari aracın davalı … … … Sigorta A.Ş.ne trafik sigortalı olması, davacının dava dilekçesinde zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmesi, davalılar arasında yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ilişkisi bulunması, davacıya karşı her birinin zararın tamamından sorumlu bulunması, sigortalılarının kusuruna isabet eden tazminattan fazlasını ödeyen davalı tarafın, fazla ödediği miktar yönünden diğerine rücu hakkının bulunması, aralarındaki iç ilişkiyi davalı sigorta şirketleri karşısında zarar gören 3. Kişi konumunda olan davacıya karşı ileri sürmelerinin mümkün olmaması, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının konusunda uzman kişiler ve kurumlarca düzenlenmesi, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun bulunması, davacının maluliyetinin davaya konu kaza sonucu meydana geldiğinin belirlenmesi, illiyet bağı bulunması, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yasal mevzuat, yerleşik Yargıtay kararları ve yöntemine uygun şekilde belirlenmiş olması, davacının pelvis kemiklerinden birinin kırığı sonucu oluşan deformite, kaza tarihindeki yaşı dikkate alınarak %11 oranında sürekli maluliyeti bulunduğu, 6 aya kadar iyileşebileceği, 2 ay süresince bir başkasının bakımına ihtiyacı olacağının tespit edilmesi, davacının fiilen emekli olması nedeniyle tazminat hesabının AGİ’siz net asgari ücret üzerinden tespit edilmesi, davalı sigorta şirketleri tarafından davadan önce yapılan tazminat ödemelerinin güncellenmiş değerlerinin hesaplanan tazminattan mahsup edilerek bakiye tazminat alacağının bulunması, davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesinin gerekmesi, 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketlerinden talep edebilmesi, kaldı ki davalı sigorta şirketlerinin dayanak gösterdiği ZMSS Genel Şartlarının, zararın gerçekleştiği tarih itibari ile yürürlükte dahi olmamasının yanında, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararlarının …’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması (Yargıtay 10.H.D.’nin….24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.), davacı tarafça dava açılmadan önce gerekli belgelerle birlikte davalılara dilekçe ile başvuruda bulunulduğunun ve davalıların temerrüde düştüğünün anlaşılması, davalılara sigortalı araçların niteliği gözetilerek temerrüt faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı sigorta şirketlerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2-Davalı … … A.Ş. vekilinin aleyhe hükmedilen harca ilişkin istinaf talebine gelince;Yargı harçları kamu düzenine ilişkin olmakla bu husus diğer davalı sigorta şirketi yönünden de resen incelenmiştir.

Harçlar tarifesi uyarınca nispi harç, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68,31 oranında tespit edilir.

Bu durumda mahkemece, kabul edilen 18.133,65TL tazminat üzerinden alınması gereken 1.238,70TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, sehven 11.238,70TL karar harcının davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı sigorta şirketi vekillerinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.(infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,

A-Yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … … A.Ş. vekili ile davalı … … … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.11.2018 tarihli, ….arar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;

1-Davacının dava ve ıslah dilekçesinin kabulüne, 3.654,33-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 12.805,32-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.674,00-TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 18.133,65-TL ‘nin temerrüt tarihi olan 24/09/2017 tarihinden itibaren davalı … … Şti yönünden yasal faiz, davalı … … … Sigorta Şti’nden avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,

2)-Davalılardan kabul edilen tazminat üzerinden alınması gereken 1.238,70TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harç ile 45,00 TL ıslah harcı olmak üzere 76,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.162.30TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,

3)-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç ve 45,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 107,80 TL harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,

4)-Davacı tarafından karşılanan 353,00TL tebligat,posta gideri ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.153,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,

5)-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

6)-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,

İstinaf Başvurusu Nedeniyle Yapılan Harç Ve Masraflar Yönünden;

1-Davalı … … A.Ş. tarafından yatırılan 290.00TL nispi, 44.40TL maktu istinaf karar harcı ile davalı … … … Sigorta A.Ş. Tarafından yatırılan 2.809.67TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili davalılara iadesine,

2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … … A.Ş. ve davalı … … … Sigorta A.Ş. tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, arta kalan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,

4-Karar tebliği, kesinleştirme ve harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi KESİN olmak üzere 03.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.