Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/718 E. 2021/745 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03/11/2014 tarihinde, müvekkilinin sürücüsü olduğu araç ile davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan aracın kazası neticesinde, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusurlu olduğu ve davalının zararlarından sorumlu olduğunu, müvekkilinin davalıya müracaatı üzerine 13/01/2016 tarihinde 28.058,79 TL ödemede bulunmuş ise de, ödemenin yetersiz olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalından tahsilini istemiştir.
Davacı vekli ıslah dilekçesi ile dava değerini 174.205,62 TL’ye yükselterek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın, müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, müvekkili tarafından 13/01/2016 tarihinde davacıya %32 maluliyet oranına göre 28.058,79 TL ödemede bulunduğunu ve sorumluluğunun sona erdiğini, bu nedenle öncelikle ödeme tarihi itibariyle hesaplama yapılarak, ödemenin yetersiz olması halinde yapılan ödemenin güncellenerek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından davacının müracaatı üzerine ödeme yapıldığından, davadan önce temerrüt gerçekleşmediğini, bu nedenle dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini belirtilerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının sürücüsü olduğu araç ile davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kaza neticesinde davacının yaralandığı, kusur bilirkişisinden alınan rapora göre kazanın meydana gelmesinde davacının ve davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün eşit oranda kusurlu olduğunun anlaşıldığı,…… Başkanlığından alınan rapora göre de, davacının kaza nedeniyle %54 oranında maluliyetinin meydana geldiği ve geçici iş görmezlik süresinin 6 ay olduğunun tespit edildiği, aktüer bilirkişiden alınan rapora göre ise davacının maluliyet durumuna ve eşit kusur oranına göre davalından talep edebileceği geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı miktarının 207.398,02 TL olduğu, davalı tarafından yapılan ödeme güncellenerek mahsup edildiğinde bakiye tazminat alacağının 174.205,62 TL olarak hesap edildiği, alınan raporların dosya kapsamına uygun olduğu ve davacının bilirkişi tarafından hesap edilen tazminatı talep etmekte haklı olduğunun anlaşıldığı, gerekçesi ile davanın kabulü ile 174.205,62 TL’nin 13/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalından tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının, kaza sonrasında müvekkiline müracaatı nedeniyle müvekkili tarafından 13/01/2016 tarihinde 28.058,79 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin ödeme yaptığı tarih itibariyle yapılan ödeme ile sorumluluğunun sona erdiği halde mahkemece ödeme tarihi itibariyle sorumluluğu belirlemeden, tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tek bilirkişiden alınan kusur raporunu da kabul etmediklerini, kusur oranın hatalı ve fahiş olduğunu, kaza anında davacının yasal oranların 2,5 katı katı oranda alkollü olmasına göre bilirkişi tarafından müvekkiline verilen kusur oranın fahiş olduğunu, davacının maluliyet oranın da yüksek belirlendiğini, ayrıca geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığını, davacının emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece yapılan yargılamada kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece meydana gelen trafik kazasında,….Başkanlığından alınan raporda, 03/11/2014 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle sol göz görme p(-) olduğu, davacının 21/06/2016 tarihinde yapılan muayenesine ve öyküsüne göre hastada trafik kazası sonrasında orta derecede iş göremezliğe neden olacak düzeyde “depresyon” olduğunun kayıtlı olduğu, davacının trafik kazası nedeniyle orta derecede iş göremezliğe neden olan depresyon nedeniyle oranlama yapıldığında 2/3 oranına göre maluliyetinin %33 olduğu, sol göz görme kaybı nedeniyle maluliyetinin %39 olduğu, balthazard formülüne göre %59 saptandığı, 25 yaşına göre ise kazaya bağlı mağduriyetinin %54 olduğu ve 6 ay geçici iş göremez kaldığının tespit edilmesi üzerine, davalının maluliyet raporuna yönelik itirazı da yerinde görülmeyerek belirlenen maluliyet oranı ve geçici iş göremezlik süresine göre hesap edilen tazminat miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı maluliyetinin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunduğunun belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Diğer yönden kaza nedeniyle yaralanma meydana gelmiş olsa dahi, meydana gelen yaralanmamın kalıcı olup olmadığı, tedavi imkanın bulunup bulunmadığı, kalıcı olması halinde ne oranda maluliyetine etkisinin olduğunun doğru olarak belirlenmiş olması, tazminat sorumluluğunun belirlenmesi açısından önemlidir. Alınan maluliyet raporunda belirtilen hususlarda tereddüt oluşması halinde tereddüt giderilmeden eksik inceleme ile karar verilemez.
Somut olayda, davacı 1,21 promil alkollü olarak araç kullandığı sırada, kendisinin de kusurlu bulunduğu kaza neticesinde, sol gözünün görme yetisini kaybettiği anlaşılmaktadır. Davacı bunun yanı sıra kaza nedeniyle psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, maluliyet raporu muayenesi sırasında belirtmiştir. Davacı 03/11/2014 tarihinde meydana gelen kaza sonrasında, davadan önce psikolojik bir rahatsızlık nedeniyle tedavisine ilişkin delil de sunmamıştır… alınan 26/10/2015 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporunda da, davacının “zihinsel, ruhsal, davranışsal bozukluğu” olduğuna ilişkin bir değerlendirme yapılmamış, kaza tarihinden bir yıldan fazla bir zaman geçmesinden sonra, davacı yargılama sırasında maluliyet durumunun tespiti için yapılan muayenesi sırasında şikayetleri olduğunun iddia edilmesi üzerine,….Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim dalında 12/10/2016 tarihinde muayenesi yapılarak ve ilaç önerilmesi sonrasında, 22/12/2016 tarihindeki yakını ile birlikte müracaatında yapılan kontrolünde, davacının moral bozukluğunun olmadığı, çok iyi göründüğünün, eski hale döndüğünün, uykusunun iyi olduğunun, unutkanlık fark etmediğini, ölüm düşüncesini söylemediğini ve sinirliliğinin de olmadığının söylendiği .. …. belirtilmesi üzerine, dosya içerisinde bulunmayan ancak maluliyet raporunda açıklanan Psikiyatri Anabilim Dalı tarafından hazırlanan Sağlık Kurulu Raporunda davacının orta derecede iş görmezliğe neden olacak düzeyde “depresyon” olduğunun belirtilmesi üzerine, düzenlenen maluliyet raporunda sol göz kaybı için %39 oranında, orta derecede iş görmezliğe neden olan depresyon nedeniyle de %33 oranında olamak üzere balthazard formülüne göre %59 oranında, yaşına göre ise %54 oranında maluliyetinin olduğu tespit edilmiştir.
Davacının, kazadan sonra psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle tedavi olduğuna dair dosyaya delil sunulmamış olması, davacının davadan çok kısa bir süre önce Sağlık Kurulundan alınan Engelli Raporunda da bu hususta bir şikayetinin bulunmaması ve bu hususta engelinin tespit edilmemiş olması, davacının yapılan muayenesinden bir buçuk ay sonra yapılan kontrolüne göre teşhisin konulması, söz konusu sürenin ilaç ile tedavi için yeterli süre olup olmadığının tereddüt oluşturması, davacı ve yakının kontrol muayenedeki beyanları nazara alındığında, davacının, kazaya bağlı “depresyon” geçirip geçirmediği, depresyonun kalıcı olup olmadığı, depresyonun çalışma gücü ve meslekte kazanma gücüne raporda belirtilen ölçüde etkisi olup olmayacağı tereddüt yarattığından … … Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan maluliyet raporu karar vermeye yeterli ve elverişli değildir. Davalı vekili tarafından da rapora itiraz edilmiş olmasına göre hükme esas alınan …. Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan maluliyet raporu ile… Hastanesi’den alınan 26/10/2015 tarihli engelli sağlık kurulu raporu arasındaki çelişkiyi giderecek, ayrıca davacının kazadan önceki ve sonraki öyküsü de değerlendirilerek, davacının trafik kazasına bağlı depresyon rahatsızlığı meydana gelip gelmediği, meydana gelmiş olması halinde söz konusu depresyonun kalıcı olup olmadığı, kalıcı olması halinde ne ölçüde olduğunun ve “çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü” açısından ne oranda maluliyet yaratacağı hususların değerlendirildiği, sonuç olarak kazaya bağlı sürekli iş göremezlik oranının tespit edildiği ve geçici iş göremezlik süresinin belirlendiği Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, denetime elverişli ve yeterli olmayan, …. Sağlık Kurulundan alınan raporla çelişki oluşturan rapora göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususta eksiklik ikmal edilerek, “hükmün davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklarda korunarak” ancak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi… sayılı kararı ile tazminat hesabında TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin belirlenerek “Progresif Rant Yöntemi” gereğince hesaplama yapılması gerektiğine ilişkin içtihat değişikliğine göre, bu çerçevede öncelikle sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile ödeme tarihi itibariyle sigortanın sorumluluğunun sona erip ermediğinin değerlendirildiği, sona ermemesi halinde mahkemece hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre hesaplamanın yapıldığı rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalının sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/12/2018 tarihli … Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 2975,00-TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü… E. sayılı icra dosyasına depo edilen 272.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.