Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/715 E. 2021/933 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/06/2016 tarihinde, saat 23:20 sıralarında, … Ayaş Yolu üzerinde, Ankara istikametine seyretmekte olan davalı sürücü …’nin yönetimindeki aracıyla … Caddesi bağlantı yoluna yaklaştığında, orta refüj üzerinde bulunan ve bağlantı yolu istikametine doğru yolun solundan sağına karşıya geçmek isteyen … ile davacı … isimli yayalara aracının ön kısmı ile çarptığını, çarpmanın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek sağa doğru manevra yaptığı sırada akaryakıt istasyonu yakınında park halinde bulunan … plakalı araca çarpması sonrasında savrularak akaryakıt istasyonu içerisinde durabildiğini, meydana gelen kazada davacı …’ın yaralandığını ve malul kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi (sürekli iş göremezlik) tazminatının olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı … ile davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
… Sigorta A.Ş. vekilinin husumet itirazında bulunması üzerine davacı vekili tarafından sunulan 16/11/2016 havale tarihli dilekçe ile; husumet itirazının yerinde olduğunu, dosyaya sunulan tramer kaydına göre kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsayan trafik sigorta poliçesinin … Sigorta A.Ş’ye ait olduğunu, davalı sigorta şirketine husumetin sehven yönlendirildiğini, dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu halin göz önüne alınarak, HMK 124. maddesi kapsamında taraf değişikliği yapılması gerektiğini beyan etmesi üzerine 24/11/2016 tarihli ara kararı ile talebin kabulüne, … Sigorta A.Ş.’nin davanın tarafı olmaktan çıkarılmasına, … Sigorta A.Ş.’nin davalı olarak dosyaya eklenmesine karar verilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın davacı M. … ile dava dışı …’un yola atlamaları sonucunda, davacı yanın kusuruyla meydana geldiğini, davalının, davacının yola atladığını görmesi üzerine kornaya bastığını, bu uyarıyı dikkate almamaları üzerine frene bastığını ve aynı zamanda yolun ortasında bulunan davacıya çarpmamak için direksiyonu sağa doğru kırdığını ancak orta refüjde yeşil alan sulaması olduğundan yolun ıslak olması nedeniyle aracın kaymasını engelleyemediğini ve tüm çabalarına rağmen kazanın meydana geldiğini, davacının diğer dava dışı arkadaşıyla 120 metre kadar uzaklıkta olan yaya üst geçini kullanmayarak yola atlamaları, alınması gereken tedbirleri almamaları, gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle asli kusurlu olmalarına rağmen davalı aleyhine dava açılmasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuş, kazanın oluşumunda davacı yanın asli kusurlu olduğunu, davacı karşı davalı tarafın trafik güvenliğini tehlikeye sokarak işlediği haksız fiil sonucu kazaya sebebiyet verdiğini ve davalıya ait araçta yaklaşık 42.000,00 TL maddi hasara neden olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.500,00 TL araç hasar bedeli, 1.500,00 TL araç değer kaybı olmak üzere toplam 3.000,00 TL’lik maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’tan tahsilini talep etmiş ise de usulüne uygun olarak süresi içerisinde harçlandırılarak açılan bir karşı dava olmadığı anlaşıldığından bu hususta herhangi bir karar verilmemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce KTK’nın 97. Maddesi gereğince davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulması gerektiğini, davacının gerekli belgelerle birlikte davalı sigorta şirketine başvuru yapmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan aracın 08.02.2016/2017 vadeli poliçe ile davalıya sigortalı olduğunu, azami limitin kişi başına 310.000.00TL olduğunu, sigortalının kusuru oranında, tazminattan limitle sorumlu olduklarını, kusur ve zararın ispatlanması gerektiğini, özürlülük ölçütüne maluliyet raporu alınması, yine tazminat hesabının TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faiz uygulanarak tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi (sürekli iş göremezlik) tazminatı istemine ilişkin olduğu, iddia, savunma, benimsenen kusur durumuna, iş göremezlik durumuna ve tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporlarıyla tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 13/06/2016 tarihinde davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki, olay tarihi itibarıyla diğer davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı otomobille tek yönlü yol olan Ayaş yolunu takiben, … istikametinden Ankara istikametine doğru seyir halinde iken, … Caddesi bağlantı yoluna yaklaştığında, orta refüj üzerinde bulunan ve bağlantı yolu istikametine doğru yolun solundan sağına karşıya geçiş yapmak isteyen … ile davacı yayaya aracının ön kısmı ile çarpması ile davaya konu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü davalı …’nin % 35, davacı yayanın ise % 65 oranında kusurunun bulunduğu, kaza nedeniyle yaralanan davacının vücut genel çalışma gücünden % 23,2 oranında kaybettiği ve 9 ay süreyle işgöremezlik halinde kaldığı, aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davacının 4.185,90 TL geçici, 48.693,49 TL sürekli işgöremezlik olmak üzere toplam 52.879,39 TL maddi zararının oluştuğu, davacı vekili tarafından harcı tamamlanarak maddi tazminat talebi 52.879,39 TL’ye (geçici ve sürekli işgöremezlik zararı toplamı) yükseltilmiş ise de, davacı vekilinin sunduğu 31/01/2018 tarihli dilekçeyle talep edilen maddi tazminatın sürekli iş göremezliğe ilişkin olduğunun açıklandığı, dolayısıyla geçici iş göremezlik tazminatı bakımından açılmış bir dava bulunmadığı, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan 48.693,49 TL (sürekli işgöremezlik) zararından, davalı …’nin 6098 sayılı TBK’nun 49/1 ve 2918 sayılı KTK’nun 85/1 maddeleri, davalı sigorta şirketinin ise 2918 sayılı KTK’nun 85/1 ve 91,ZMSS Genel Şartlarının A.3 maddeleri gereğince müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, Hüküm altına alınan maddi tazminata, dava öncesi müracaat yapılmayan davalı sigorta şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğü değerlendirilerek, davalı sigorta şirketi bakımından dava tarihinden, diğer davalı bakımından ise haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle Davanın KISMEN KABULÜ ile 48.693,49 TL maddi (sürekli iş göremezlik) tazminatın davalı sigorta şirketi bakımından dava tarihinden (22/08/2016), davalı … bakımından ise haksız fiil tarihinden (13/06/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; aktüer bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlik nedeniyle maddi zararının 4.185,90 TL, sürekli işgöremezlik nedeniyle zararının ise 48.693,49 TL olduğunun belirtildiğini, Bilirkişi raporunun dosyaya sunulması neticesi taraflarınca harcı yatırılarak ıslah yapıldığını ve dava değerinin yükseltildiğini, Her ne kadar maddi tazminat talebinin sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğuyla ilgili beyanları olsa da, bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasından sonra ıslahla hem geçici iş göremezlik, hem de sürekli iş göremezlik tazminatları talep edildiğini, Yükseltilen miktar oranında davanın harcının yatırıldığını, mahkemenin gerekçesine göre geçici iş göremezlik tazminatına da hak kazanan davacının ayrıca bir dava açması gibi bir durumun söz konusu olacağını, Medeni Yargılamaya egemen ilkelerden olan Usul Ekonomisi İlkesinin yargılamanın kolaylaştırılmasını, yargılamada öngörülen olağan zaman süresinin aşılmamasını ve gereksiz gider yapılmamasını amaçladığını, Bu ilkenin HMK 30.Madde’de düzenlendiğini, Hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğunu, Tüm beyanlarına rağmen davanın kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının maluliyet raporunun mevzuata uygun düzenlenmediğini, kazanın 13.06.2016 tarihinde meydana geldiğini, kazaya karışan aracın trafik poliçesinin 08.02.2016 tarihinde düzenlendiğini, kaza ve poliçe tanziminin genel şartların yürürlüğünden sonra olduğunu, genel şartların poliçelerin ayrılmaz parçaları olduğunu, poliçenin düzenlenmesi ile kaza tarihini kapsayan genel şartların sigortalı tarafından kabul edilmiş olacağını, sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS genel şartları gereğince maluliyet oranının özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik hükümleri kapsamında belirlenmesi gerektiğini, buna ilişkin itirazlarının reddedilerek meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmasının yasaya aykırı olduğunu, davanın açıldığı tarihte 6704 sayılı yasanın yürürlükte olduğunu, buna göre de maluliyet raporunun özürlülük ölçütü gereğince tespiti gerektiğini(Yargıtay 17. HD … karar sayılı ilamı) belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani (sürekli iş göremezlik tazminatı) tazminat istemine ilişkin olmasına, davacı vekilinin 31.01.2018 havale tarihli dilekçesinde açıkça dava dilekçesinde talep ettikleri tazminatın sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu beyan etmesine, dava dilekçesinde usulüne uygun şekilde talep edilmeyen tazminatın ıslah yada bedel artırım yolu ile talebinin mümkün olmamasına, hükme esas alınan AÜTF hastanesi tarafından düzenlenen maluliyete ilişkin raporda davacının muayenesi de yapılarak davaya konu kaza nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %23.2 oranında sürekli maluliyeti bulunduğunun, 9 ayda iyileşebileceğinin ve bu 9 aylık sürede bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirlenmesine, maluliyete ilişkin raporun davalı sigorta şirketi vekiline 27.03.2018 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine, davalı vekilinin rapora karşı itiraz ve beyanda bulunmadığının anlaşılmasına, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların istinaf sebebi yapılamamasına, Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde … K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin (2918 sayılı KTK’da değişiklik öngören 6704 Sayılı Yasa’nın genel şartlara atıfta bulunan maddelerinin) Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle, davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine göre belirlenmesinin gerekmesine,6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olmasına, hükme esas alınan raporların yöntemine ve usulüne uygun şekilde düzenlenmiş olmasına, denetime ve hükme elverişli olmasına ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin bu hususlara ilişkin ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. den alınması gereken 3326.28 TL istinaf karar harcından, peşin alınan toplam 831.57 TL maktu ve nispi istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 2494.71TL harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacıdan alınması gereken 59.30TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 35.90TL harcın mahsubu ile bakiye 23.40TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf talebinde bulunan davacı ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan 200.00TL gider avansından varsa kullanılmayan kısmın talebi halinde davalıya iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.