Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/682 E. 2021/1676 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : ……. (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2018
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 09.08.2015 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyri sırasında direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi neticesinde ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, bu kaza neticesinde araç içerisinde yolcu konumunda bulunan müvekkilinin desteği …’ın hayatını kaybettiğini, davalının … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesi nedeniyle limiti kadar sorumlu olduğunu, müteveffanın uzun yılar dekorasyon işi ile uğraşmakta olup 5.000,00 TL. – 6.000,00 TL.civarında geliri bulunduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, destekten yoksunluk nedeniyle ölenin annesi … için 100,00 TL. maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, KTK 97 maddesi gereğince müvekkili şirkete başvuru yapılmaksızın açılan işbu davanın usulden reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kazaya karışan … plakalı saylı aracın müvekkili şirkete … numaralı ZMMS poliçesi ile sigorta olduğunu, poliçe limitini ölüm halinde kişi başına 268.000,00 TL. ile sınırlı olup, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacının müteveffanın ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, müteveffanın gelir durumunun ispatının ise davacıya düştüğünü, davacı tarafın faiz talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının murisi ve desteğinin 09/08/2015 günü meydana gelen trafik kazasında vefat ettiği, kazanın oluşumunda yolcu olarak bulunan müteveffaya izafe edilecek bir kusurun tespit olunamadığı, davalı tarafın hatır taşımacılığı yönünden süresinde bir itirazın bulunmadığı, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, davacının davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan sigorta şirketinin zararları teminat altına aldığı, davalı … şirketince müteveffanın dava dışı hak sahibi eşi ve çocuklarına toplam 164.041,64-TL.tazminat ödemesinde bulunulduğu, diğer yandan davalı vekilinin eş ve çocuklar yönünden sulh olunduğu belirtilen İstanbul 1. ATM’nin ….esas sayılı dosyasında bir kısım (86.958,36-TL) ödeme yapıldığı ve bu ödemenin düşülmesi gerektiği yönündeki itirazına davalı vekilince bu yönde ödemeye ilişkin bilgi-belge sunulmaması ve ilgili mahkemesine müzekkere yazıldığında dosyanın derdest olması ve ödemeye ilişkin bahse konu dosyada bilgi-belge bulunmaması nedeniyle mahkemece itibar olunmadığı, müteveffanın uyap sorgusunda mutfak tezgahı imalatı işinde çalıştığının görüldüğü, buna göre ilgili odaya yazılarak kaza tarihi itibarıyla müteveffanın olası gelir tespitinin yapıldığı, davacının denetime elverişli, Yargıtay içtihatlarına ve somut olayın koşullarına uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporuna göre poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere 125.700,17-TL destekten yoksun kalma tazminatı alabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile,125.700,17-TL.’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde, müteveffanın dekorasyon işiyle uğraşmış olduğuna ve 3.250,00-TL. emsal ücretle çalıştığına dair dosyada delil bulunmadığını, aylık gelirin somut olarak belgelendirilmediğini, eş ve çocuklar tarafından açılan davada ödenen miktarın mahsup edilmediğini, ödeme dekontunun yargılamanın her aşamasında ibraz edilebileceğini, hatır taşıması bulunduğunu ve avans faize hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı 6098 sayılı TBK. md. 53/1-3 maddelerinde düzenlenmiş olup yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 6098 sayılı TBK 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle desteğin kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, desteğin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer desteğin gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Davacı desteğin asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise …’dan trafik kazasının olduğu tarihteki desteğin ücret ve gelirlerini gösterir tüm belgeler getirtilmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise … kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla desteklenmesi gerekmektedir. Somut olayda, murise ait … kayıtları getirtilmeden emsal araştırma neticesinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yine, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, … ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17. HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında kaza tarihi itibarıyla PMF 1931 yaşam tablosunun uygulanması yerinde olmakla beraber, Yargıtay görüş değişikliği nedeniyle PMF 1931 Yaşam Tablosu tatbik edilmesi isabetsizdir.
Davalı … şirketi olay tarihinde geçerli olan kişi başı ölüm halinde ödenecek teminat limiti ile sorumlu olduğundan ve dosya kapsamında müteveffanın ölümü nedeni ile eşi ve çocuklarına ödeme yapıldığı iddia edildiğinden mahkemece öncelikle ödeme belgeleri, varsa icra dosyası ve hasar dosyası getirtilerek, müteveffanın eşi ve çocuklarına yapılan ana para ödemesinin belirlenmesi, müteveffanın davacı annesi ile eş ve çocuklar da dahil tüm hak sahipleri yönünden destekten yoksun kalma tazminatı miktarı hesaplanarak, her bir hak sahibi için hesaplanan miktarların sigorta şirketinin sorumlu olduğu toplam limite oranlanmak suretiyle hesaplama yapılması için ve ayrıca gelir durumuna ilişkin yöntemince araştırma yapıldıktan sonra TRH-2010 Yaşam Tablosu ile “muhtemel yaşam süresi” belirlendikten sonra “….” uygulanarak “1/kn” formülüne göre %10 artırım, %10 indirim yapılmak suretiyle tazminat hesaplanması yöntemine göre ve usuli kazanılmış haklar korunarak bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmediğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile, HMK.nın 353/1-a-6 maddesi hükmü gereğince, yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı …. vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 12. Asliye Ticaret Hukuk Mahkemesinin 10.12.2018 tarih ve…Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere delillerin toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davalıdan peşin olarak alınan 2.147,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde dikkate alınmasına,
5-Ankara 30. İcra Dairesinin 2019/185 sayılı dosyasına yatırılan 211.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.