Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/677 E. 2021/993 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. Vekili ile davalı … vekili (25.12.2018 tarihli istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin ek karara karşı) tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 22/10/2014 tarihinde davalı …’nın idaresindeki araç ile dar olan kaldırımdan dolayı, yolda yürüyen yaya müteveffa …’ya çarpması sonucu …’nin hayatını kaybettiğini, davalı …’nın ise olay yerini terk ettiğini, kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsünün aşırı hızlı ve ehliyetsiz araç kullanarak kural ihlali yaptığını, müteveffanın kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ceza dosyasında yapılan yargılamada da sürücünün tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazaya karışan aracın malikinin … olduğunu, aracın ZMMS poliçesinin diğer davalı … … A.Ş. tarafından yapıldığını, davacı … … müteveffanın eşi, diğer davacıların da müteveffanın çocukları olduğunu belirterek şimdilik her bir davacı için 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan 22/10/2014 kaza tarihinden itibaren ticari faiziyle, davacı … için 20.000,00TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 30.000,00’er TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL manevi tazminatın davalı … hariç diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; 06/10/2016 tarihli bedel artırım dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebini toplamda 63.295,55 TL ye yükselterek bu miktarın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu,sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacılara toplam 110.799,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme ile davalı sigortacının ibra edildiğini, sorumluluğunun kalmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sürücünün kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, kaza tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamış, 20/04/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında davayı kabul etmediğini, kazaya karışan aracın davalı … tarafından çalındığını, bu konudaki şikayetini emniyete bildirdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, davalı …’nın sürücüsü, davalı …’un maliki olduğu, davalı … … A.Ş.’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın yaya olan …’ye çarpması sonucu …’nin hayatını kaybetmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, kazaya karışan kamyonetin davalı … … A.Ş.’ye ZMMS poliçe ile 12/05/2014-12/05/2015 tarihleri arasında sigortalı olduğu, kişi başı ölüm/sakatlık teminat limitinin 268.000,00 TL olduğu, davalı … şirketine 14/11/2014 tarihinde başvuru yapıldığı, davacılara 09/06/2015 tarihinde 110.799,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme nedeniyle 27/06/2015 tarihinde ibraname düzenlendiği, başvuru tarihine 8 iş günü ilavesi ile davalının 27/11/2014 tarihinde temerrüde düştüğü, kaza tespit tutanağının incelenmesinde, kazanın oluşumunda mahalli polis merkezince tespit edilen sürücü …’nın 2918 sayılı KTK’da belirtilen kusurlardan 52/1-B ve 81/3 maddesindeki kuralı ihlal ettiği, yaya …’nin yolun yaya kaldırımında yürüyemeyecek kadar dar olmasından dolayı yoldan yürüdüğü ve kural ihlalinin olmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtildiği, Ankara C.Başsavcılığı’nın…. soruşturma dosyasında alınan Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunda, kazanın yayanın yol içerisinde yürürken oluştuğunun kabulü halinde sürücü …’nın 2918 Sayılı KTK’nın 47/d ve 52/b maddeleri gereğince asli kusurlu, yaya …’nin ise koruma tedbiri almadan yürümesi nedeniyle tali kusurlu olduğu, kazanın yayanın karşıdan karşıya geçerken oluştuğunun kabulü halinde, sürücü …’nın 52/b maddesi gereğince tali kusurlu, yaya …’nin ise hızla gelen bir aracı görüp yol ortasında panikleyip geriye kaçıp çarpılmaya maruz kalması nedeniyle asli kusurlu olduğunun belirtildiği, Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Karar sayılı dosyasında, keşif yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporunda sürücü belgesiz sanığın seyir halinde iken kaza yerinde hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, kaza yerini terk ettiği, aşırı hızlı araç kullanarak yayaya çarptığı değerlendirilerek kazada sanığın KTK nın 51, 52/b, 81/d maddeleri ile TCK 179/2 maddesini ihlal ettiğinden tamamen kusurlu olduğu, yaya …’nin kusuru olmadığının belirtildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda trafik kazasında sanığın tam kusurlu olup bilinçli taksirle suçu işlediği kabul edilerek sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiği, hükmü temyiz eden sanık müdafiinin temyizden vazgeçmesi nedeniyle kararın 30/11/2016 tarihinde kesinleştiği, davalı …’un beyanında geçen şikayetle ilgili evrakların incelenmesinde, davalı … ve dava dışı … arasında işyeri devri ve dava konusu aracın devri konusunda adi yazılı sözleşme imzalandığı, aracı harici satışla alan …’run 21/10/2014 tarihinde işyerinde çalışan …’nın yemek dağıtımı yapmak için dava konusu aracı alarak işyerinden ayrıldığını, bir daha işyerine gelmediğini beyan ederek … hakkında şikayetçi olduğunun anlaşıldığı, kusur oranlarının tespiti ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda, kazanın oluşumunda davalı sürücü …’nın asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’nin ise kusursuz olduğu, davalı … tarafından ödeme yapıldığı, ödeme tarihine göre hesaplanan tazminat miktarına göre ödemenin davacıların zararını karşılamadığı,yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanan tazminat miktarından mahsubu sonucu davacı … yönünden 41.127,42 TL, davacı … yönünden 9.487,83 TL, davacı … yönünden 6.429,10 TL, davacı …ı yönünden 6.251,20 TL olmak üzere toplam 63.295,55 TL destekten yoksun kalma zararının bulunduğu, davacılar vekilinin 06/10/2016 tarihli dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebini toplamda 63.295,55 TL ye yükselttiği, tüm dosya kapsamına göre, davalı …’un maliki olduğu, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı …’nın sevk ve idaresindeki aracın yaya olan …’ye çarpması sonucu …’nin hayatını kaybettiği, kazanın oluşumunda davalı …’nın tam kusurlu olduğu, müteveffanın kusurunun bulunmadığı, davacıların müteveffanın eş ve çocukları oldukları ve ölümü ile destekten yoksun kaldıkları, davalıların sürücü, işleten ve zorunlu trafik sigortacı olarak destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu oldukları, aracın resmi satış işlemi yapılmadığından davalı …’un işleten sıfatının devam ettiği, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile davacı … yönünden 41.127,42 TL, davacı … yönünden 9.487,83 TL, davacı … yönünden 6.429,10 TL, davacı…yönünden 6.251,20 TL olmak üzere toplam 63.295,55 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … ve davalı …’tan 22/10/2014 kaza tarihinden itibaren, davalı … … A.Ş.’den 27/11/2014 temerrüt tarihinden itibaren, ıslah dilekçesinde yasal faiz talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, manevi tazminat yönünden olayın oluş şekli, kusur durumları, müteveffanın gelir durumu, davacıların ölüm nedeniyle duydukları elem ve ızdırap dikkate alınarak hak ve nefasete göre sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde davanın kısmen kabulü ile davacı … yönünden 7.500,00 TL, davacı … yönünden 5.000,00 TL, davacı … yönünden 5.000,00 TL, davacı … yönünden 5.000,00 TL olmak üzere toplam 22.500,00 TL manevi tazminatın davalı … ve davalı …’tan 22/10/2014 kaza tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, mahkemece davalı … vekili Av. … tarafından 18/07/2018 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulduğu, ancak nispi istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırılmadığı anlaşıldığından, yatırılması gereken 1.465,17 TL istinaf karar harcı ve 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içinde yatırılması, yatırılmadığı takdirde istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verileceği yönündeki muhtıranın davalı vekiline 10/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarlı tebligata rağmen davalı vekilinin 1.465,17.TL istinaf karar harcı ve 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcını yatırmadığı anlaşıldığından 25.12.2018 tarihli ek karar ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu kararın davalı vekiline 08.01.2019 tarihinde tebliği üzerine, süresi içinde 15.01.2019 havale tarihli istinaf dilekçesi ile ek karara karşı istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davalı … vekili ek kararı istinaf dilekçesinde özetle; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/12/2018 Tarihli … K. Sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin davalı … yönünden davayı kabul gerekçesinin “aracın resmi satış işlemi yapılmadığından davalı …’un işleten sıfatının devam ettiği, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu” şeklinde olduğunu, gerekçenin dosya kapsamı ile çeliştiğini, kararda “Davalı …’un beyanında geçen şikayetle ilgili evraklar getirtilmiş, yapılan incelemesinde, davalı … ve dava dışı … arasında işyeri devri ve dava konusu aracın devri konusunda adi yazılı sözleşme imzalandığı, aracı harici satışla alan …’run 21/10/2014 tarihinde işyerinde çalışan …’nın yemek dağıtımı yapmak için dava konusu aracı alarak işyerinden ayrıldığını, bir daha işyerine gelmediğini beyan ederek … hakkında şikayetçi olduğu anlaşmıştır. “ şeklinde tespit bulunduğunu, bu tespitin aracın gerçek işletenin davalı olmadığını açıkça ortaya koyduğunu, davalı … tarafından aracın çalındığı hususunun sabit olduğunu ve davalı … ile kaza arasında illiyet bağı olmadığını,… aracın çalınmasında ve kazanın olmasında hiçbir kusuru bulunmadığını, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Sayılı dosyasında aracı işletenin … olduğu, katılan sıfatı ile davada karar verildiği ve aracın diğer davalı … tarafından çalındığı hususunun açıkça ortada olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından davalı sürücü …’nın “asli ve tam kusurlu”, müteveffa yaya …’nin ise kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varıldığını, bu değerlendirmenin eksik olduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20/11/2014 Tarihli Adli Tıp Raporunda açıkça; “kazanın yol içerisinde yürürken oluştuğunun kabulü halinde; sürücü …’nın 2918 S.KTK’nun 47/d ve 52/b maddeleri gereğince asli kusurlu, yaya …’nin ise koruma tedbiri almadan yürümesi nedeniyle tali kusurlu olduğu, kazanın yayanın karşıdan karşıya geçerken oluştuğunun kabulü halinde: sürücü …’nın 52/b maddesi gereğince tali kusurlu olduğu, yaya …’nin ise hızla gelen bir görüp yol ortasında panikleyip geriye kaçıp çarpılmaya maruz kalması nedeniyle asli kusurlu olduğu“na dair rapor tanzim edildiğini, bilirkişi heyeti tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20/11/2014 Tarihli Adli Tıp Raporundaki tespitlerin aksine rapor düzenlediklerini, Adli Tıp Raporundaki tespitlerin aksine yaptıkları değerlendirmeye dair “mevzuat tekrarı hariç” hiçbir açıklama ve somut bilgi sunmadan rapor hazırladıklarını, 14. Asliye Ceza Mahkemesinin kusur raporu ile işbu rapordaki kusur değerlendirmesinin nesnel değil tamamen yoruma dayalı olduğunu, sürücü …’nın ehliyetsiz oluşu gibi nedenlerden dolayı yayanın kusursuz olabileceğine dair kusur raporunun hükme esas alınamayacağını, …’nin karşıdan kaşıya geçip geçmediği hususunun kesin olarak belirlenmediğini, çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınmadan hüküm kurulduğunu, … aracın kayden maliki olup, aracın asıl işleteninin Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin… K. Sayılı dosyasında da açıkça sabit olduğu üzere … olduğunu, aracın sürücü … tarafından çalındığını, Buna dair belgelerin dikkate alınmadığını ve celp edilmeden rapor hazırlandığını, bilirkişiler tarafından bu hususta hiçbir şekilde raporda değerlendirme yapılmadığını, … sorumlu olabilmesi için kusurlu olması gerektiğini, araç işleteni ile kazanın oluşumu arasında illiyet bağını ortadan kaldıran sebepler olduğunda, araç işleteninin sorumlu olmayacağını (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin E…. 26.6.2012 sayılı kararı), hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … … A.Ş. Vekili asıl hükme karşı istinaf dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin meydana gelen kaza sebebiyle sorumluluğu bulunmamakla birlikte davacıların taleplerinin … teminatı dışında kaldığını,davalı sigortacının 2918 s. Kanunun 85. maddesine göre işletenin vermiş olduğu zararlara karşı poliçe limiti ve kusur oranında zarardan sorumlu tutulabileceğini, somut olayda işletenin değiştiğini, ayrıca ehliyetsiz sürücü tarafından çalıntı araçla söz konusu kazanın gerçekleştirildiğini, dava dışı … …’un kollukta verdiği ifadesinde, “Ben dükkanı daha önceden 8 gün önce…. isimli kişiden almıştım. Aldığım da araçları olan … plakalı beyaz renkli tam kapı … marka 2006 model aracı ve dükkanda kurye olarak çalışan … isimli çalışan ile birlikte almıştım. … isimli şahıs yemek servisi yapardı… ..siparişleri de alarak dükkandan ayrıldı… ancak şuan yanımda değildir…Aracımın bu şahıs tarafından çalındığını düşünüyorum. ” şeklinde suç duyurusunda bulunduğunu, Ayrıca diğer davalı …’un da aracının çalındığından bahisle suç duyurusunda bulunduğunu beyan ettiğini, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin….K. 21.10.2014 tarihli kararıyla; diğer davalı …’ya hapis ve para cezası verildiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının A.6.maddesinde teminat dışında kalan hallerin düzenlendiğini, çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin taleplerinin bir başka anlatımla çalınan araçların sebep olduğu zararlardan … şirketinin bir sorumluluğu bulunmadığını, bu sebeple davalı … aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, kazanın araç ehliyetsiz sürücünün sevk ve idaresindeyken meydana geldiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları B.4. zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı başlığındaki düzenlemeye göre ehliyetsiz sürücünün sebebiyet verdiği kazada meydana gelen zararları … şirketinin rücu hakkı bulunduğunu, bu kapsamda rücu hakkını saklı tuttuklarını, kazada kusur oranlarının belirlenmesinde hata yapıldığını, … Trafik İhtisas Dairesinin raporuna göre; kazanın meydana gelmesinde davacılar desteğinin kusuru olduğunu, kusur değerlendirilmesinin iki ihtimal üzerine yapıldığını ve kazanın karşıdan karşıya geçerken olduğunun kabulü halinde davacılar desteğinin asli kusurlu olacağını, hükme esas alınan raporda davacılar desteğinin, yaya kaldırımından giderken dikkatli tedbirli bir şekilde gitmesi, hareketini yaya kaldırımı üzerinde sürdürmesi gerekirken sürdürmediği, taşıt yoluna indiği sırada kazanın meydana geldiği tespit edilmesine rağmen kendisine kusur izafe edilmemesini kabul etmediklerini, raporda, sigortalı araç sürücüsüne aracının hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması taşıt yoluna inen yayaya çarpması nedeniyle %100 kusur izafe edilmesini de kabul etmediklerini, sigortalı araç sürücüsünün gerekli fren tertibatına başvurduğunu,kazanın, müteveffanın taşıt yoluna inmesiyle meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsüne %100 oranında kusur izafesinin fazla olduğunu, yeniden kusur raporu alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Hükme esas alınan kusur raporu hatalı olup hesap raporunun da hatalı olmasına sebebiyet verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
1-Davalı … vekilinin 25.12.2018 tarihli ek karara karşı istinaf talebinin incelenmesinde; Mahkemece maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı … … A.Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nın 344.maddesinde; ”İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde, 346.maddesi’nin 2.fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davalı … tarafından yapılan istinaf başvurusu sonucunda Dairemizin …. 16.11.2018 tarihli kararı ile istinaf kanun yoluna başvuran davalı …’un istinaf başvuru ve karar harcını hiç yatırmadığı anlaşılmakla davalı …’un 1.465,17TL nispi istinaf karar ve ilam harcı ile 98,10TL istinaf kanun yoluna başvuru harcını yatırması, yatırmadığı takdirde ilgili yasa maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği, geri çevirme kararı üzerine yerel mahkemece davalı … vekiline çıkarılan harç tamamlama muhtırasının usulüne uygun şekilde davalı vekiline tebliğ edildiği, ancak davalı … tarafından istinaf karar ve ilam harcının yatırılmadığı anlaşıldığından, mahkemece 25.12.2018 tarihli ek karar ile davalı … vekilince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu ek karara karşı adı geçen davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. HMK’nın 344. Maddesi gereğince, istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı, istinaf karar ve ilam harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödendiği sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması halinde, 346. Maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır. (HMK’nın 344/1)
Somut olayda, davalı … vekili tarafından mahkemenin 11.04.2018 tarihli ilk kararına karşı istinaf talebinde bulunulmuş, davalı … tarafından istinaf başvuru ve nispi karar harcı yatırılmadığından mahkemece bu konuda HMK’nın 344. maddesi gereğince davalı … vekiline muhtıra gönderilmiş, muhtıranın vekile 10.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin kesin süre içinde gerekli harçları yatırmadığı, bu nedenle mahkemece 25.12.2018 tarihli ek karar ile başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, davalı … vekili tarafından bu ek karara karşı istinaf talebinde bulunulduğu, davalı … vekiline usulüne uygun şekilde HMK’nın 344. Maddesi gereğince eksik harcın tamamlanması hususunda muhtıra çıkarıldığı ve usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, aksinin davalı tarafça somut belge ve bilgi ile ispatlanmadığı, mahkemece istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin 25.12.2018 tarihli ek kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin bu ek karara karşı yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı … vekilinin istinaf talebine gelince; Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
KTK’nın 20/d maddesi gereğince trafiğe tescil edilmiş motorlu araçların satış ve devir işlemleri noterlerce yapılması gerekir. Noter huzurunda yapılmayan araç devir ve satış işlemleri geçersiz dir. Bu nedenle aracın işleteninin değiştiğinden söz edilemez. Trafik kayıt malikinin araç işleteni sıfatı ile zarar görene karşı hukuki sorumluluğu bulunduğundan, dolayısıyla KTK’nın 85 ve 91. Maddeleri gereğince işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı … de zarardan sorumlu bulunmaktadır. Araç maliki dahi olmayan dava dışı …ile … arasında düzenlenen adi nitelikteki harici araç satış sözleşmesi kendi aralarındaki iç ilişkide geçerli olup, zarar gören davacılara karşı ileri sürülemez.
Araç sürücüsünün ehliyetsiz olması nedeniyle davalı … KTK’nın 95. Maddesi gereğince, davacı tarafın zararını karşıladıktan sonra sigortalısına rücu hakkı bulunduğundan, bu hususta zarar gören 3. Kişi konumunda bulunan davacılara karşı ileri sürülemez. Kaldı ki araç sürücüsü hakkında araç hırsızlığı suçundan değil, güveni kötüye kullanmaktan mahkumiyet kararı verilmesi, sürücünün öncesinde davalı …’in, sonrasında ise aracı haricen satın aldığı öne sürülen …’ın iş yeri çalışanı olduğunun belirtilmesi, aracın çalınması halinde dahi araç işleteninin sorumluluktan kurtulabilmesi için hayatın olağan akışı içinde kendisinden beklenen objektif her türlü tedbiri alması gerekir.
Dosya kapsamından araç sürücüsüne siparişleri dağıtmak için aracın verildiğinin anlaşılması, davacıların eş ve anneleri olan yaya müteveffanın, davalı … adına trafikte kayıtlı, diğer davalı … yönetimindeki, davalı … şirketine trafik sigortalı aracın çarpması sonucu hayatını kaybetmesi, KTT’da davalı sürücünün yolun en sağını takiben okul geçidi yaklaşım levhasına geldiğinde, yürünmeyecek kadar dar olan kaldırım nedeniyle ön ilerisinde yoldan yürüyen yayaya 15 mt. frene rağmen arkasından çarpıp, 7 mt fırlatması, sonra frenle seyrine devam ederek yere düşen yayayı aracın altına alıp 11.4 mt sürükleyip, aracıyla kaçması nedeniyle tamamen kusurlu bulunması, müteveffa yayanın yaya kaldırımı yürünemeyecek kadar dar olması nedeniyle her hangi bir kusurunun bulunmadığının belirtilmesi, tarafsız ve olayı balkonundan bire bir gören tanık …’ın da ifadesinde kazanın bu şekilde gerçekleştiğini beyan etmesi, davalı sürücünün ceza mahkemesinde yapılan yargılaması sonucu olayda tamamen kusurlu bulunarak bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan mahkumiyetine karar verilmesi ve hükmün kesinleşmesi, müteveffanın yolun karşısına geçmediği, yolun sağından kenardan yürüdüğünün dosya kapsamı ile sabit olması, hükme esas alınan kusura dair raporda önceki tüm kusur raporlarının, tanık beyanlarının, KTT ve dosya kapsamının irdelenip değerlendirilmesi, aynı nedenlerle davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu olduğunun belirlenmesi, davalı sürücünün, kaza anında dava dışı …’ın aracı ile kendisini takip etmesi nedeniyle yönetimindeki araçla kaçmaya çalıştığı, hızlı olduğu, yaya ve trafiğe dikkat etmediğinin anlaşılması, hükme esas alınan kusur ve tazminata ilişkin raporların yöntemine uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması, davalı … şirketinin destek tazminatından sorumluluğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması, tazminatların trafik poliçesi teminatı kapsamında bulunması ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı … … A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin ek karara karşı istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … … A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı … şirketinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden alınması gereken 4323.72TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1081.00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3242.72TL harcın davalı … şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davalı …’tan ek kararın istinafı nedeniyle alınması gereken 59.30TL maktu istinaf karar harcından,peşin alınan 44.40TL’nın mahsubu ile bakiye 14.90TL harcın adı geçen davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davalı … … A.Ş. İle … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ayrı ayrı kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Karar tebliği ve harç ikmali işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.