Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/668 E. 2021/1436 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 22/09/2012 tarihinde, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu minibüse, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu ve zararlarından sorumlu olduğunu, ceza dosyasında sigortalı araç sürücüsünün asli, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkili tarafından açılan manevi tazminat istemli davanın da, Ankara Bölge Adliye Hukuk Mahkemesi tarafından incelenerek lehine kesinleştiğini, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle çalışma gücünü %29 oranında kaybettiğini, müvekkilinin zararlarının karşılanması için davalıya müracaat etmiş ise de zararlarının karşılanmadığını, belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kalıcı sakatlığa ilişkin olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın 10/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 19/09/2018 tarihli dilekçesinde ise, çalışma gücü kaybına ilişkin talebini 2.236,81 TL olarak, dilekçelerinde talep ettikleri ekonomik geleceğin sarsılmasına ilişkin taleplerini 102.510,22 TL olarak, ek tedavi gideri olarak talep ettiği bakıcı giderini 1.266,10 TL olarak, ulaşım giderini ise 2.585,98 TL olarak 10/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının……alınan sağlık kurulu raporunda özürü olmadığını belirtildiğini, davacının sunduğu maluliyet raporunda ise %29 maluliyet belirlenmesinin kabul edilemeyeceğini, davayı kabul etmemekle birlikte sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediği için faiz talebinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının yolcu olduğu minibüs ile davalı tarafından sigortalanan aracın karıştığı kazada yaralandığından bahisle tazminat talep ettiği, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan aracın %75 oranında, davacının yolcu olarak bulunduğu minibüsün ise %25 oranda kusurlu olduğu, … alınan maluliyet raporunda ise davacının %29 oranında maluliyetinin meydana geldiğinin ve iyileşme süresinin 4 ay olduğunun bildirildiği, davacının yaralanması nedeniyle oluşan zararlarından davalının sorumlu olduğu, alınan hesap bilirkişi raporuna göre ise davacının geçici iş göremezlik zararının 2.236,81 TL, sürekli iş göremezlik zararının 102.510,22 TL olduğu, tedavi giderlerine ilişkin uzman hekimden alınan raporda ise davacının 4 ay bakıcı giderinin 1.266,10 TL, ulaşım giderlerinin ise 2.585,98 TL olduğu görüşünün bildirildiği, davacının sigorta şirketine davadan önce müracaatının olması nedeniyle temerrüt tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren, aracın ticari araç olmaması nedeniyle yasal faiz talep edebileceği, gerekçesi ile davanın kabulü ile 2.236,8 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 102.510,22 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.266,10 TL bakıcı gideri, 2.585,98 TL ulaşım giderinin 11/12/2015 tarihiden itibaren yasal faizi ile davalından tahsiline karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükme esas alınan maluliyet raporunun karar vermeye yeterli ve elverişli olmadığını, 23/01/2014 tarihli devlet hastanesinden alınan raporda davacının özür durumunun olmadığının belirtilmesine rağmen mahkemece hükme esas alınan rapordaki %29 maluliyetin kabulünün mümkün olmadığını, bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, raporu kabul etmemekle beraber, tespit edilen stres bozukluğunun kaza ile illiyetinin de belirlenmediği gibi kalıcı olup olmadığının da değerlendirilmediğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece hükmedilen tazminata yasal faiz hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise … bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Bu bağlamda, somut olayda haksız fiil tarihinin 22/09/2012 olmasına göre Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması, alınacak raporda, tespit edilen maluliyetin sürekli olup olmadığı, dava konusu kazadan kaynaklanıp kaynaklanıp kaynaklamadığı, özellikle kaza nedeniyle bir takım ruhsal problemlerin meydana geldiğinin iddia edilmesi halinde, ruhsal rahatsızlıkların kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, ruhsal sorunların kalıcı olup olmadığı, trafik kazasından kaynaklanması ve kalıcı olması halinde çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybına etkisinin hangi oranda olacağı, psikiyatrik takibinin yapılıp yapılmadığı, davacının tedavisini aksatıp aksatmadığı, aksatmışsa zararın artmasına etkili olup olmadığı, etkili olmuşsa ne kadar etkili olduğu, bu hususta kusurunun bulunup bulunmadığı, hususlarının ve bakıcı gideri talep edilmesi halinde geçici ve/veya sürekli bakıma muhtaç olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
…17/01/2018 tarihli raporuna göre Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği esas alınarak davacının sol diz eklem kısıtlılığı nedeniyle ve Travma sonrası gelişen anksiyete bozukluğu nedeniyle için vücut genel çalışma gücünden %29 oranında kaybettiği, 4 ay süre ile iş göremez halinde kaldığının bildirildiği, görülmüş, raporda anksiyete bozukluğuna ilişkin değerlendirmeye yönelik olarak davacının …. 04/03/2015 tarihli psikiyatri raporundaki “aknisyete bozukluğu tanısı düşünüldüğü, kaza sonrası başlayan semptomlara yönelik sertralin 50 g/gün reçete ediliği, psikiyatri poliklinik önerildi” ibaresinden hareketle, sürekli maluliyetinin bulunduğunun kabul ediliği anlaşılmaktadır. İlgili raporda, anksiyete bozukluğunun kaza ile illiyet bağı değerlendirilmediği, kazadan kaynaklanan bir rahatsızlığı söz konusu ise kalıcı olduğuna ilişkin bir değerlendirme de yer almadığı, ayrıca davacının kazadan sonra psikiyatri tedavisine devam edip etmediği husunda açıklık olmadığı gibi, kalıcı olduğunun kabul edilmesi halinde çalışma gücüne etkisi de, açık şekilde belirlenmemiştir.
Diğer yandan;…… tarafından tanzim edilen 23/01/2014 tarihli, …. sayılı Engelli Sağlık Kurulu Raporunda, davacının opera pattella kırığından bahsedilerek eklem hareket açıklığının tam olduğu belirtilerek, engel durumu olmadığı tespit edilmiş, söz konusu heyette nörolog da olmasına rağmen raporda davacının zihinsel ruhsal davranış bozukluğu olduğuna dair herhangi bir tespit yer almamıştır.
Cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilemez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması veya tespit edilen rahatsızlıkların çelişmesi durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/292 E. 2020/6372 K., 2019/3629 E. 2020/5191 K., 2016/13576 E. 2019/6279 K.)
Mahkemece alınan raporda eklem hareket kısıtlılığından, bahsedilmesine rağmen engelli sağlık kurulu raporunda eklem hareket açıklığının tam olduğu belirtilmesi nedeniyle raporlar arasında çelişki olduğu gibi, davadan önce alınan Engelli Sağlık Kurulu raporunda zihinsel ruhsal davranış bozukluğundan bahsedilmemiş iken, manevi tazminat istemli açılan davadan sonra ve kazadan 3 yıl sonra alınan kaza sonrası şikayetine ilişkin süregelen tedavisi olduğuna dair delilde sunulmamasına rağmen, raporda anksiyete bozukluğundan bahsedilmiş olması da çelişkili olduğundan, mahkemece hükme esas alınan rapor karar vermeye yeterli ve elverişli değildir. Kaldı ki alınan raporda bakıma muhtaçlık açısından bir tespitte yer almamaktadır. Davalının taraf olmadığı manevi tazminat davasında, davacının %29 maluliyetinin meydana geldiğine ilişkin tespit davada taraf olmayan davalı yönünden kesin delilde değildir. Mahkemece bu durumda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine uygun çelişkiyi giderecek, meydana gelen kaza nedeniyle davacının sürekli ve geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının maluliyeti bulunması halinde ise kaza ile maluliyeti arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, tedavi süresince iyileşme olup olmayacağı, özür oranının kalıcı olup olmadığı, davacının kaza sonrası tedaviye devam edip etmediği, psikiyatrik takibinin yapılıp yapılmadığı, davacının tedavisini aksatıp aksatmadığı, aksatmışsa zararın artmasına etkili olup olmadığı, etkili olmuşsa ne kadar etkili olduğu, bu hususta kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının değerlendirildiği ayrıca meydana gelen yaralanma nedeniyle sürekli yahut geçici bakıma muhtaç kalıp kalmadığı, kalmış ise süresinin tespitine ilişkin maluliyet raporu alınarak, bu çerçevede yapılacak hesaplama çerçevesinde davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklik ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin istinaf talepleri ile davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/11/2018 tarihli…. Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin tüm istinaf talepleri ile davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından İstinaf peşin harcı olarak yatırılan 1.854,60 TL İstinaf karar harcının ve davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.