Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/660 E. 2021/1561 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Araç Hasarından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … … AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06/02/2016 tarihinde, davalı … …’nun sevk ve idaresindeki, davalı …’ya ait, davalı … … AŞ tarafından ZMMS ile sigortalı aracın müvekkilinin aracına tam kusurlu olarak çarparak hasarlanmasına neden olduğu, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin……D. İş dosyasında hasar bedeli 3566,00 TL, kazanç kaybı 590,00 TL olarak hesap edilmiş ise de, hesaplanan miktara itiraz ettiklerini ve müvekkilinin aracını 6500,00 TL’ye yaptırdığını, zararlarından davalıların sorumlu olması nedeniyle davalılar hakkında Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, davalıların icra takibine itiraz ettiklerini, itirazlarının haksız olduğunu belirterek davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … cevap dilekçesinde; aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, bilirkişi tarafından hesap edilen hasar bedeli dahi yüksek iken, davacının söz konusu belirlenen miktara ekstra eklemeler yaparak icra takibinde bulunduğunu, bu durumun hakkaniyete uygun olmadığı gibi yasalara da aykırı olduğunu, bu nedenle kabul etmediklerini belirtmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; aleyine açılan davayı kabul etmediğini, aracını yaptırmak için sanayiye bıraktığını, davalı …’ın aracı evine gidip gelmede kullanıp kullanamayacağını sorduğunu, kendisinin de kullanabileceğini, ancak bundan başka kullanmasını istemediğini söylediğini, kaza yaptığı yerin evinin çevresi olmadığını, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumluluğunun olmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … AŞ (… … AŞ) vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın, müvekkili tarafından ZMMS le sigortalı olduğunu, ancak meydana gelen kazanın sorumluluklarında olmadığını, sigortalının aracı, tamir ve onarım için diğer davalı …’ın oto tamirhanesine bıraktığını, kazanın da aracın … …’nun emanetinde iken meydana geldiğini, bu süre içinde sigortalının araçta hakimiyetinin bulunmadığını, bu durumun davalı …’nın değişik iş dosyasına yaptığı itiraz ile de sabit olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının değişik iş dosyasında hasar bedeli 3.566,00 TL olarak tespit edilmiş iken, 6.500,00 TL hasar bedeli üzerinden icra takibinde bulunmasının ve 590,00 TL kazanç kaybı talebinin ve yargılama gideri talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan hasara ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacının 8.161,30 TL alacağın tahsili için icra takibinde bulunduğu ve davacının hasar bedeli, kazanç kaybı ve delil tespiti giderlerini talep ettiği, …..Kurumunda alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle davalıların davacının zararlarından sorumlu olduğu, bilirkişiden alınan rapora göre davacının araç hasarı nedeniyle zararının 5.065,00 TL olduğu ve aracın 8 gün içerisinde tamir olacağı kazanç kaybının ise 590,00 TL olacağının tespit edildiği, davacı tarafından aracın onarımı için 6.500,00 TL ödendiği belirtilmiş ise de, davacının ortalama onarım bedelini talep edebileceği, bu nedenle bilirkişi raporunun nazara alındığı, davacının talep ettiği 590,00 TL kazanç kaybının da makul olduğunu ve davalılardan talep edebileceğini, davacı tarafından talep edilen delil tespit giderinin ise icra takibinde davacı tarafından 677,90 TL alacak kalemi olarak talep edildiği, tespit giderinin yargılama gideri olarak talep edilebileceğinden, asıl alacağa ilave edilemeyeceği kanaatine varıldığı, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin de haksız olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davalıların icra takibine vaki itirazının kısmen iptali ile 5065,00 TL hasar bedeli, 590,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 5.655,00 TL üzerinden (davalı … şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydı ile ) icra takibinin devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, karar verilmiş hüküm davalı … vekili tarafından ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacının aracında meydana gelen hasar yönünden tespit edilen 5065,00 TL bedelin gerçeklerle uyuşmadığını, değişik iş dosyasında mahkemece tespit edilen hasar bedelinin 3.566,00 TL olduğunu, yargılama sırasında belirlenen bedelin ise 5.065,00 TL olduğunu, çelişki nedeniyle rapora itirazları üzerine, mahkemenin davacı tarafa bilirkişi ücretini yatırması için süre verdiğini ancak davacının ücreti yatırmadığını, bunun üzerine mahkemenin kendilerine ücreti yatırması hususunda süre verdiğini, ancak 1.300,00 TL giderin fahiş olması nedeniyle müvekkilinin de yatırmaması üzerine, mahkemece değişik iş raporu yerine itiraz edilen rapora göre karar verdiğini, hükme esas alınan raporun yeterli olmadığı, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğinden kararın hatalı olduğunu, diğer yandan KTK’nun 104/1 maddesi gereğince aracın tamir için bırakılması nedeniyle, bu aşamada oluşan zararlardan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin sorumluluğun ZMMS kapsamında olması nedeniyle araç mahrumiyetine ilişkin 590,00 TL … teminatı kapsamında olmamasına rağmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesinde; Araç hasar bedeli için müvekkilinin 6.500,00 TL ödediğini ve dosyaya faturayı ibraz ettiğini, fatura ile ispatlanan fatura bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından belirlenen işçilik bedellerinin piyasa koşullarına göre çok düşük belirlendiğini, parça bedellerini şahsi kanaatine göre belirlediğini hakkaniyete ve hukuka uygun olmadığını, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından parça bedeli 3.028,00 TL, işçilik bedeli 2.550,00 TL olmak üzere 5.578,00 TL olarak belirlenmiş, parça bedelinden yan sanayi olması halinde 513,00 TL düşülmesi gerektiği belirtilerek 5.065,00 TL hasar bedeli belirlendiğini, onarımda takılan parçaların orjinal olması nedeniyle yapılan indiriminde hukuka aykırı olduğunu, ayrıca mahkemece icra takibi ile talep edilen tespit giderinin, yargılama gideri kabul ederek hüküm oluşturmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ve araç mahrumiyeti zararının tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasında 8.161,30 TL toplam alacağın tahsili için giriştiği icra takibine davalılar tarafından itiraz edilmiş olması nedeniyle itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece 5.655,00 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi üzerine, karar davalı … Şirketi ve davacı tarafından istinaf edilmiş olduğundan öncelikle davacının kararı tüm davalılar yönünden istinaf etme hakkı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacı vekili, yasal süresi içerisinde 16/01/2019 tarihinde tüm davalılar hakkındaki karara yönelik istinaf dilekçesi vermiş, yine aynı tarihli, davalı … vekilinin istinafa cevap dilekçesi ile davalı sigortanın istinaf taleplerinin reddi ile talepleri doğrultusunda kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacı vekilinin … Şirketinin istinaf talebine ilişkin cevap dilekçesinde kararın kendi istinaf talepleri doğrultusunda bozulmasını talep etmiş olması nedeniyle katılma yolu ile istinaf kabul edilerek süresinde olduğundan istinaf taleplerinin esastan incelenesi gerekmiş ise de, diğer davalıların karara yönelik istinaflarının bulunmaması, davalıların ihtiyari dava arkadaşı olması ve davaların birbirinden bağımsız olması nedeniyle, davacının diğer davalılar hakkındaki karara yönelik istinaf hakkı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmiştir.
Buna göre davacının, kararı istinaf etmeyen davalılar hakkındaki karara yönelik istinaf talebinin incelenesinde; Mahkemece, 08/11/2008 günlü kararı ile davanın kısmen kabulüne, davalıların itirazının kısmen iptali ile icra takibinin 5.665,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından reddedilen 2.496,30 TL’lik kısma ilişkin olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.nın 341/2 maddesinde 6763 Sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile miktar veya değeri 3000,00 TL’sini geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş; Yasa’ya eklenen EK madde-1 ile de söz konusu kesinlik sınırının her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Buna göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 341/2. maddesinde öngörülen malvarlığına yönelik istinaf kesinlik sınırı 2018 yılı için 3560.00 TL olup, HMK’nın 341/4. maddesi gereğince, alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda kararda asıl talebinin kabul edilemeyen bölümü bu miktarı geçmeyen taraf istinaf yoluna başvuramaz. HMK’nın 346. maddesi gereğince istinaf dilekçesinin, kesin olan karara ilişkin olması halinde ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesi reddedilebileceği gibi HMK’nın 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin (dilekçesinin) reddine karar verilebilir.
Mahkemece verilen karar davacı vekili tarafından , davalı … … AŞ yönünden katılma yolu ile diğer davalılar açısında ise doğrudan istinaf edilmiş olup, mahkemece reddedilen tazminat miktarı 2.496,30 TL olmasına göre hükmün verildiği tarih itibariyle davacı açısından karar miktar itibariyle kesin olduğundan, davacının … … AŞ açısından kararı katılma yolu ile istinaf etme hakkı olmakla birlikte kararı istinaf etmeyen diğer davalılar hakkındaki karara ilişkin olarak, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin olması nedeniyle HMK’nın 341/2. ve 352. maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
Davalı … … AŞ vekilinin istinaf talebinin ve davacının bu davalı açısından katılma yolu ile istinaf talebinin incelenmesinde;
Davacı 06/02/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında aracının hasarlandığından bahisle Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. dosyasından hasar bedelinin ve onarım süresinin tespiti için delil tespitinde bulunmuş, mahallinde araç üzerinde inceleme yapılarak alınan bilirkişi raporunda davacının aracındaki parça ve işçilikten kaynaklanan onarım bedelinin KDV dahil 3.566,00 TL olacağı, aracın 5 gün içerisinde onarılacağı ve 590.00 TL araç mahrumiyet zararının olduğunun tespit edilmesi üzerine, delil tespit talep eden davacı araç onarım bedeline ilişkin tespite itiraz ederek aracın 6.500,00 TL’ye onarıldığından bahisle faturayı dilekçesi ekinde ibraz etmiş, akabinde kaza nedeniyle Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün ……E. Sayılı dosyası 6500,00 TL fatura bedeli, 590,00 TL kazanç kaybı bedeli 1071,30 TL delil tespit giderleri olmak üzere 8.161,30 TL toplam alacak üzerinden davalılar …, … …, … … AŞ hakkında alacağın tahsili için icra takibinde bulunmuş, davalıların yasal süresi içerisinde icra takibine itirazda bulunması üzerine istinafa konu itirazın iptali davası açılmıştır.
Haksız fiil sorumluluğunda TBK’nın 50/1. maddesindeki “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” maddesi gereğince, haksız fiil nedeniyle zarara uğradığını iddia eden tarafın kusuru, zararı ispatlamakla yükümlü olduğu belirtilmiş olup, zararı ispat yükü TBK’nun 50. maddesi gereğince zarar görene ait olduğundan davacı, dava dilekçesinde talep ettiği zararları ispatlamakla yükümlüdür. Diğer yandan, davacı tarafında haksız fiil sonucunda hasara ilişkin tanzim edilen fatura, zararın belirlenmesi açısında kesin delil değil niteliği bulunmadığından, zarar miktarı, araçta kaza neticesinde meydana gelen hasar durumuna göre kaza tarihindeki onarım ve işçilik piyasa rayiçlerine göre bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden, davalıların kabulünde olmayan ve/veya bilirkişi tarafından hasara uygunluğu tespit edilmeyen fatura bedeli tazminat miktarına esas alınamayacağından, davacı vekilinin fatura çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmesini ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Yine davacı vekili tarafından istinaf talebinde, icra takibine konu edilen delil tespit giderlerini icra takibi ile talep edebileceği halde, mahkemece takibe konu miktardan düşülerek, yargılama gideri çerçevesinde değerlendirilmesinin hatalı olduğu ileri sürmüş ise de; geçici koruma tedbiri olan delil tespiti HMK’nun 400. Maddesi gereğince, davadan önce talep edilmesi halinde ileride açılacak davada ileri süreceği bir vakanın tespitine ilişkin olduğundan, delil tespitine ilişkin giderler HMK’nın 323/1-ç maddesi gereğince yargılama gideri olarak ileride açılacak davada değerlendirilir ve tespit giderinden sorumluluk davadaki haklılık durumuna göre belirlenir. Bu nedenle mahkemece, icra takibinde alacak kalemi olarak talep edilen delil tespit giderlerinin, yargılama gideri kapsamında değerlendirilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı … vekili tarafından KTK’nın 104. Maddesi gereğince zarardan sorumluluğu olmadığı iddia edilmiş ise de, araç sahibinin beyanlarına göre aracın, onarım sonrası sürücüye emaneten bırakıldığının belirtilmiş olmasına göre davalı … vekilinin husumete yönelik istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir.
İstinaf edenlerin hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik istinaf talepleri yönünden ise; Mahkemece, hasar miktarının ve onarım süresi ile onarım süresine göre araç mahrumiyeti zararının belirlenmesine ilişkin olarak makina mühendisi bilirkişiden rapor alınmış 28/02/2018 tarihli raporunda bilirkişi tarafından davacının aracında meydana gelen parça ve işçilik onarım bedelinin KDV dahil 5065,00 TL olduğu, araç onarım süresinin ise 8 gün olacağı ve araç mahrumiyet bedelinin günlük 90,00 TL’den 720,00 TL olacağının tespit edilmesi üzerine, davacı vekili ve davalı … Şirketinin itirazı üzerine aynı kişiden ek rapor alınmış, bilirkişinin 24/04/2018 tarihli raporunda, kök raporunda hata olmadığı ve görüşünde değişlik olmadığının belirtilmesi üzerine, alınan rapor ile değişik iş dosyasında alınan rapor arasında çelişki olması, ayrıca davacı vekilinin hasar bedelinin daha fazla olduğuna ilişkin, … şirketinin ise delil tespitinde tespit edilen hasar bedelinin daha düşük olması iddiaları nedeniyle raporlar arasında çelişki olduğundan bahisle itirazları yerinde görülerek, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 24/05/2018 tarihli celsede davacı vekiline yatırılması gereken eksik bilirkişi ücretini yatırması hususunda süre verilerek ve HMK’ın 324. maddesine uygun ihtarat yapılmış, davacı vekilinin bir sonra ki celse ücreti yatırmayarak, 13/09/2018 tarihli celsede takibe konu ettikleri fatura bedeli üzerinden davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmesi üzerine, mahkemece bu kez rapora davalı … Şirketinin de itiraz ettiğinden bahisle eksik bilirkişi ücretini ikmal etmesi için … şirketine süre vererek, HMK’nın 324. maddesi gereğince ihtarat yapılmış, bir sonraki celse davalı tarafında ücreti ikmal etmemiş olmasına göre, mahkemece alınan rapora göre hasar bedeli belirlenerek davanın kısmen kabulü ile, davalının icra takibine itirazının kısmen iptaline takibin 5065,00 TL hasar bedeli, 590,00 TL kazanç kaybı olmak üzere 5.655,00 TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
HMK’nın 324. Maddesi gereğince ” (1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.” Bu nedenle mevcut delil durumuna göre karar verilmesinde isabetsizlik yok ise de; gerek mahkemece, gerekse de rapora itiraz eden taraflarca, mahkeme tarafından alınan rapor yeterli görülmemiş, bu nedenle yeniden rapor alınmasına karar verilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere kaza nedeniyle meydana gelen zararı ispat yükü davacıya ait olup, alınan raporun yeterli olmamasına göre davacının söz konusu rapora göre davasını ispatladığının kabul edilmesi yerinde değildir. Ne var ki TBK’nın 50/2 maddesinde ” Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmüne yer verilmiş olup, davacının aracının meydana gelen kaza neticesinde zarar gördüğü, delil tespiti ile sabit olduğundan, hakim tarafından zarar hakkaniyete göre belirlenebilir. Bu durumda, mahkemece alınan raporun karar vermeye elverişli olmamasına, davacı tarafında da, bilirkişi ücretinin yatırılmamasına göre gerçek zararın tam olarak belirlenmemiş olması karşısında TBK’nın 50/2 maddesi nazara alınarak ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde delil tespitinde keşfen belirlenen onarım ve işçilik hasar bedeli 3.566,00 TL kabul edilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, mahkemece de yeterli görülmeyen rapora göre onarım ve işçilik hasar bedelinin belirlenmesi yerinde görülmediğinden, davalı … vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin kabulüne, davacının istinaf talebinin ise netice itibariyle reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin, araç mahrumiyetinden sorumlu olmayacağına ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesinde; davalı … şirketi hakkında dava ZMMS kapsamındaki sorumluluğuna istinaden açılmış olup, sigortanın sorumluluğu KTK’nın 91, 92 ve … Genel Şartlarına göre belirlenir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından araç hasarından kaynaklanan zararlardan, sigortanın sorumluluğu bizzat araçta meydana gelen zarar ile sınırlı tutulmuş, aracın hasarlanması nedeniyle hasarlı araç için yapılması gereken giderler ve araçta oluşan kayıplar (onarım bedeli ve değer kaybı gibi) … teminatı kapsamında kabul edilmiş, araç mahrumiyeti nedeniyle uğranılan zararlar, ticari kayıplar gibi zararlar dolaylı zarar kabul edilerek … teminatı kapsamında değerledirilmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/6083 E. -2020/4887 K. sayılı; 2018/848 E. – 2019/11453 K. ; 2016/3933 E – 2019/796 K. Sayılı ilamları), hal böyle iken sürücü ve işletenin sorumluluğunda olan araç mahrumiyeti zararlarından davalı … şirketinin de sorumlu olduğu kabul edilerek karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir
Sonuç olarak; davacı vekilinin diğer davalılar sürücü ve işleten hakkındaki istinaf talebinin (dilekçesinin), kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine, davalı … hakkındaki istinaf taleplerinin ise yerinde görülmediğinden esastan reddine, davalı … şirketinin ise sair istinaf taleplerinin reddi ile yukarıda açıklandığı üzere araç mahrumiyeti zararlarından … şirketinin de sorumlu tutulmasının isabetli olmamasına ve araç hasarına ilişkin ispat yükünün davacıda olmasına göre mahkemece yeterli görülmeyen bilirkişi raporuna göre … aleyhine karar verilmeyecek olması nedenleriyle istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf eden davalı … şirketi yönünden kaldırılmasına, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, kanun uygulamasında hata edilipte, yapılan hatanın yeniden yargılamayı gerektirmemesine göre, davalı … Şirketi hakkındaki kararın HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesine karar vermek gerekmiş, bu çerçevede ilk derece mahkemesi kararında diğer davalılar ve istinaf edilmeyerek yahut istinaf edilmekle birlikte yerinde görülmeyerek kesinleşen yönler korunarak, davalı … şirketi hakkındaki itirazın iptali talebine ilişkin olarak, davanın kısmen kabulü ile davalı … şirketi hakkındaki icra takibinin 3.566,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararı aşağıdaki şekilde düzeltilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin, davalılar … ve … … hakkındaki karara ilişkin istinaf talebinin (dilekçesinin) HMK.nın 341/2 ve 352. maddeleri gereğince miktar itibariyle REDDİNE,
II-Davacı vekilinin davalı … hakkındaki katılma yolu ile İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
III-Davalı … … AŞ (… … AŞ) vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Kayseri 1. Asliye Ticaret mahkemesi tarafından verilen 08/11/2018 tarihli,…..
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında davalıların vaki itirazlarının kısmen iptali ile, 5.065,00 TL hasar bedeli, 590,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 5.655,00 TL üzerinden (davalı … … AŞ 3.566,00 TL araç hasar bedeli ile sınırlı sorumlu olmak üzere) icra takibinin devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşullar oluşmadığından reddine,
3-Davalı … … AŞ (… … A.Ş.) vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
4-Alınması gereken 386,29 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 98,57 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 287,72 TL harcın (Davalı … … AŞ 145,02 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan alınarak HAZİNE’YE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 98,57 TL peşin harç ile 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 127,77 TL harcın davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tespit dosyası toplam masrafı 677,90 TL, bilirkişi ücreti 350,00 TL, 18 tebligat gideri 194,00 TL, 6 müzekkere gideri 60,60 TL, ATK posta gideri 35,50 TL ve ATK fatura gideri 210,00 TL olmak üzere toplam 1.528,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.058,75 TL’sinin (davalı … … AŞ, 733,61 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … … AŞ (… … A.Ş.) tarafından yapılan 4 tebligat gideri 50,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 21,85 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … … AŞ (… … A.Ş.)’ye verilmesine, artan kısmın davalı … … AŞ (… … A.Ş.)’nin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … … tarafından yapılan 3 tebligat gideri 42,00 TL’nin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 12,89 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … …’ya verilmesine artan kısmın davalı … … üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … … tarafından yapılan 5 tebligat gideri 50,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 15,35 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … …’ya verilmesine, artan kısmın davalı … … üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
11-Davalı … … AŞ (… … A.Ş.) tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan bir kısım bulunmadığından iadesi konusunda mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
12-Davalı … tarafından yatırılan gider avansından varsa kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı … …’ya iadesine,
13-Davalı … … tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan bir kısım bulunmadığından iadesi konusunda mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
14-AAÜT’ye göre hesap edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
15-AAÜT’ye göre hesap edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı (… … A.Ş’ (… … A.Ş.)’ye verilmesine,

İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
IV- İstinaf talebi reddedilen davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
V-İstinaf talebi reddedilen davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
VI-Davacı … … AŞ tarafından yatırılan 96,57 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı … … AŞ’ye iadesine,
VII-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … … AŞ tarafından yapılan 98,10 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 5,45-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 103,55 TL’nin davacıdan alınarak davalıya … … AŞ’ye verilmesine,
VIII-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
IX-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.