Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/645 E. 2021/992 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … … eşi, diğer davacı …’in babası ve fiili desteği olan …’in kullandığı tescilsiz motosiklete, 24/07/2014 tarihinde davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı …’ın kullandığı araç ile tam kusurlu olarak çarparak yol açtığı iki taraflı trafik kazası sonucu davacıların desteğinin ölümüne yol açtığını belirterek, davalı şirketin ZMMS poliçesi kapsamında desteğin yitirilmesi nedeni ile şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere 2.000,00 TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 07/09/2017 tarihli bedel artırım dilekçesi ile toplam 167.491,15 TL tazminat talep edilmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, destek yönetimindeki araçla trafik kazasına karışan aracın kaza tarihi itibari ile davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının öncelikle kazanın meydana geldiğini ve zarar göreninde kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, ZMMS meblağ sigortası olmayıp, zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları ayrıca ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı sorumlu olduğunu, koşulları oluşur ise aktüer hesabının kullanılan yaşam tablosuna göre, bakiye ömür, bilinen dönem, aktif ve pasif dönemin ayrı ayrı ve denetime elverişli biçimde hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş ve ayrıca yetki itirazında bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, davacıların desteğinin ölümü ile sonuçlanan iki taraflı kazanın oluşumunda, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu iddiasına dayalı olarak destekten yoksunluk nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı şirketin Ankara’da bölge müdürlüğü şubesi bulunmakla yetki itirazının haklı görülmediği, ….. Daire Başkanlığınca verilen müzekkere cevabından, davacılara desteklerinin ölümü nedeni ile rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığının anlaşıldığı, Gelire ilişkin davacı tarafça gösterilen tanıkların dinlendiği, delillerin toplandığı, kusur ve aktüerya bilirkişisinden gerekçeli ve denetime elverişli olarak rapor ve tarafların itirazlarını karşılar şekilde ek rapor aldırıldığı, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %75, davacıların desteği motorsiklet sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, kusur oranı, desteğin yaşı, geliri, destek ile davacılar arasındaki yakınlık derecesi, davacıların bakiye ömrü ve diğer unsurlar bütün olarak değerlendirilmek sureti ile desteğin hayatını yitirmesi nedeni ile davacı eş … … talep edebileceği maddi tazminat tutarı 139.995,02 TL, davacı çocuk …’in ise talep edebileceği maddi tazminat tutarı 27.496,13 TL olmak üzere toplam 167.491,15 TL olarak hesaplandığı, teminat limitinin 268.000,00 TL olup, temerrütün dava tarihi itibari ile oluştuğu, yasal faiz talep edilebileceğinin belirlendiği,Davacılar vekilince bu rapor doğrultusunda 07/09/2017 tarihli dilekçe ile dava ıslah edilerek, istemin 167.491,15 TL’ye yükseltildiği, 2018 yılında davalı itirazları üzerine düzenlenen ek raporda, aşamalı olarak yapılan her iki hesapta da davacının talep edebileceği tazminat miktarının daha yüksek bulunduğu, Kusur ve buna bağlı olarak aktüerya hesabı yönünden ön görülen tüm unsurlar dikkate alınmak sureti ile kök raporda yapılan hesaplama özellikle, itirazlar ek raporda karşılanmış olmakla hükme esas alınmak sureti ile davanın kabulü ile, 167.491,15 TL maddi tazminatın (… için 139.995,02 TL, … için 27.496,13 TL olmak üzere ) 20/02/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hiçbir somut delil bulunmamasına karşın müteveffanın inşaat kalıpçı ustası olduğu kabul edilerek asgari ücretin 1,58 katı üzerinden tazminat hesabı yapıldığını, müteveffa daha evvel iş kazası geçirmiş olup Ankara 4. İş Mahkemesi’nin …E sayılı dosyasında müteveffanın maluliyetinin tespit edildiğini, mahkemece itirazları nazara alınmadan bu dosyadaki maluliyet durumu değerlendirilmeden tazminat hesaplandığını, müteveffanın daha önce geçirdiği iş kazası nedeniyle maluliyet oranı tekrar çalışamayacak kadar yüksek ise asgari ücretin 1,58 katı üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, söz konusu iş kazası nedeniyle müteveffanın bakiye ömründen maluliyet oranına karşılık gelen kısmın müteveffaya ödendiğini, bu hal karşısında müteveffanın malul değilmiş gibi destek tazminatının hesaplanmasının, aynı minvaldeki bir zarar için birden fazla tahsilat anlamına geleceğini, tazminat hesabında bu hususun da göz önüne alınması gerektiğini, müteveffanın maaşını çekmek için bankaya gittiği iddiaları olduğunu, müteveffanın gerçek gelirinin tespiti için banka kayıtlarının celp edilmediğini, yine aktif olarak çalışan birinin köyde ikamet etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müteveffanın kaza tarihinde 51 yaşında olduğunu, bu yaşta bedeni çalıştırmanın üst düzey olduğu inşaat işinde müteveffanın, üstelik daha önce iş kazası da geçirmesine rağmen, çalışmaya devam etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağını, bilirkişinin …’in ifadelerini de hatalı yorumladığını, tanık …’in kazadan çok önce bir dönem müteveffa ile birlikte çalıştıklarını, kazadan önce ne iş yaptığını bilmediğini beyan ettiğini, müteveffanın yurtdışına gittiğinin yalnızca bir duyum olduğunu, bu duyum gerçek ise müteveffanın pasaport kayıtlarının celbi ile hangi tarihlerde yurtdışına çıktığının tespitini talep ettiklerini, davacılar tarafından müteveffanın çalıştığı hiçbir inşaat kaydı sunulmadığını, bilirkişinin tanık ifadelerini hatalı olarak davacı lehine yorumladığını, …’in 2006 yılında müteveffayla birlikte çalıştıklarını söylediğini, hala birlikte çalıştıklarına ilişkin bir ifadesi olmadığını, bilirkişinin müteveffanın vefat etmeden önce inşaat işlerine gittiği yönündeki ifadeyi esas aldığını, ancak …’in “vefat etmeden önce aralıklı olarak inşaat işlerine giderdi” ifadesini dikkate almayarak, müteveffanın 12 ay çalıştığını dikkate aldığını, müteveffanın dizlik, kolluk gibi hiçbir koruyucu ekipman kullanmadan; ışık donanımı çalışmayan motosiklet ile gece 1 sıralarında yol aldığını,bu halde sigortalı aracın müteveffayı görme imkanı bulunmadığını,müteveffanın ağır kusuru olduğunu, davacı eşin tekrar evlenip evlenmediği araştırılmadan hüküm kurulduğunu, tazminat hesabının işleyecek döneme ilişkin kısmı davacıların gelecekte uğrayacağı müstakbel destek tazminatı olduğundan, ileride doğacak bir zarar için bugünden faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazasının 24.07.2014 tarihinde saat 00:30 da, davalıya trafik sigortalı dava dışı … yönetimindeki özel otomobilin, davacıların eş ve babası olan müteveffa … yönetiminde bulunan ve aynı yönde ön ilerisinde seyreden motosiklete arkasından çarpması şeklinde gerçekleştiği, KTT’de motosikletin arka ışık tertibatının ve arka park ışıkları yanmadığından müteveffanın ışık donanımı bozuk araç ile seyretmesi nedeniyle, davalıya sigortalı araç sürücüsünün takip mesafesini korumaması, hızını mahal, yol, hava, trafiğin gerektirdiği şartlara uygun şekilde ayarlamaması, azaltmaması nedeniyle kusurlu bulunduklarından kusura ilişkin alınan rapor ve ek raporda da aynı trafik kurallarının ihlali nedeniyle müteveffanın %25 oranında tali, davalının sigortalısının %75 oranında asli kusurlu oldukları, kusur durumunun dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun bulunduğu, raporun denetime ve hükme elverişli olduğu, hatta hazırlık soruşturması sırasında alınan bilirkişi raporunda davalının sigortalısının olayda %100 oranında kusurlu bulunduğu, ceza davasında yapılan yargılama sonunda sanık sürücünün hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
Desteğin primleri kendisi tarafından ödenerek tarım sigortası yaptırdığının anlaşılması, desteğin sağlığında ne iş yaptığına ilişkin dinlene tanıkların, evvelinde destekle birlikte inşaat işlerinde çalıştıklarını, desteğin vefatından önce de aralıklı olarak inşaat işinde çalıştığını, kalıpçılık ve demircilik işi yaptığını, 2006 yılında birlikte …’ya gidip, inşaatlarda demircilik yaptıkları, aylık 1400-1500USD ücret aldıkları, desteğin Bolu ve Düzce’de çalıştığı dönemde ekip başı olması sebebiyle işçilerden de sorumlu bulunduğu ifade edilmiş, Ankara 4. İş mahkemesinin 15.01.2014 tarihli,… Sayılı dosyasında, davacı desteği…… aleyhinde iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açması, davalı … vekilinin yurt dışı menşeili (…) şirket olduklarını belirtmesi, davalılar arasında alt-üst işveren ilişkisi bulunduğunun, desteğin ilgili yurt dışı inşaatında usta olarak çalıştığı, işi sırasında merdivenden düşerek yaralandığı, iş kazası geçirdiği, kaza nedeniyle maluliyeti mevcut ise de sonrasında da inşaat işlerinde çalıştığı, geçimini bu işle temin ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmış, yurt dışındaki inşaat işlerinde çalıştığının da iş mahkemesi dosyası ile sabit olup, destek lehine iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminata karar verildiği görülmüştür.
İlgili bakanlık, Tüik, inşaat mühendisleri odası gibi mercilerden kaza tarihi itibari ile inşaat ustasının (kalıpçı ve demirci) aylık gelir araştırmasının yapılması, tazminata ilişkin raporda desteğin ayda 26 gün çalıştığının kabulü ile destek tazminatı hesaplanması, kaldı ki küreselleşme, değişen iklim koşulları, teknolojik gelişmeler, hazır beton imalatı vb. sebeplerle inşaat işlerinin her mevsimde yapılabilir hale gelmesi, tazminata esas gelir ve asgari ücrete oranlanmış katının makul olması, davacı eşin evlenme ihtimalinin raporda değerlendirilmesi, reşit olmayan diğer davacı çocuğu nedeniyle evlenme ihtimalinin bulunmaması, davacı eşin rapor tarihi itibari ile de halen evlenmediğinin anlaşılması, davalı … şirketinin itirazlarının ek raporda değerlendirilmiş olması, gelir araştırmasının yöntemine uygun şekilde yapılması, tazminat raporunun denetime ve hükme elverişli olması, yargılamada ileri sürülmeyen hususların istinaf sebebi yapılamaması, tazminatların trafik poliçesi teminatı kapsamında bulunması ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı … A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı … şirketinden alınması gereken 11.441,32 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.860,33TL harcın mahsubu ile bakiye 8.580,99 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL olmak üzere 27. 05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.