Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/640 E. 2021/1243 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvuru şartların yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, davalıların sürücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu trafik kazasında kaldırımda işçi olarak bulunan davacıların murisine çarparak önce yaralanmasına akabinde ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan (sigorta şirketi teminat limiti ile sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında verdiği dilekçe ile maddi tazminat taleplerinin destekten yoksun kalma ve murisin kazanç kaybı taleplerine yönelik olduğunu, davacı eş için 20.000 TL, davacı çocuklar için 15.000’er TL olarak kuruşlandırdıkları manevi tazminat isteminin davalı sigorta şirketine karşı yöneltilmediğini beyan etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekili, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; dava konusu hakkında evvelce davanın reddine dair karar verilmiş olan davanın kesin hüküm oluşturduğu gerekçesi ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kesin hüküm kabul edilen davadaki taleplerin cismani zarar sebebiyle sürekli işgöremezlik, geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve manevi tazminat istemine yönelik olup davanın … tarafından açıldığını, eldeki davanın ise … mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, iki davanın konusu ve tarafları aynı olmadığından kesin hükmün şartlarının gerçekleşmediğini ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, olaya ilişkin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … karar sayılı hükmün eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Kesin hükmün amacı, kişiler arasındaki uyuşmazlıkların kesin biçimde çözümlenmesidir. 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde kesin hükmün unsurları ile tarafları ve üçüncü kişiler açısından sonuçları düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında “bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir” denilmek suretiyle genel olarak kesin hükmün şartları belirlenmiş; aynı maddenin 2.fıkrasında “bir hükmün, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil edeceği”; 3.fıkrasında “kesin hükmün, davanın taraflarından başka onların küllî halefleri (örneğin; mirasçılar) bakımından da geçerli olduğu” belirtilmiş, aynı maddenin 5. fıkrasında ise “müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm diğerleri hakkında geçerli değildir” denilmek suretiyle, müteselsil sorumluluğun geçerli olduğu hallere ilişkin olarak kesin hükmün şartları belirlenmiştir.
6100 sayılı HMK`nın 114/1-i maddesi gereğince dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile çözümlenmemiş olması dava şartı olup, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi için, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş olan davanın tarafları, dava sebebi ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davanın talep sonucunun aynı olduğu ikinci bir dava açılması gerekmektedir. Böyle bir halde, mahkemenin kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözeterek, davayı esasa girmeden (usulden) reddetmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemenin kesin hüküm olarak kabul ettiği dava, davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, diğer davalıya ait aracın 27/02/2014 tarihinde karıştığı kazada, kaldırımda işçi olarak bulunan … yaralanmasından kaynaklı, kazanç kaybı, işgücü kaybı, tedavi giderleri sebebi ile maddi tazminat ile cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Yargılamanın devamı sırasında davacı …’un vefatı sebebiyle mirasçılarının davaya dahil edildiği, mahkemece kusur durumunun ispatı zorunlu olup delil avansının yatırılması için verilen kesin sürede avans yatmadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava ise, aynı kazada yaralanan ve 26/07/2014 tarihinde vefat eden …’un trafik kazasına bağlı öldüğü iddiasıyla, davacı eş ve çocuklarının, kaza gününden ölüm gününe kadar murisin kazanç kaybı ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır. Bir başka ifade ile eldeki dava, ölenin yakınlarının ölüm sebebiyle TBK’nun 53/2, 53/3 maddeleri gereğince maddi tazminat ve TBK 56/2 maddesi gereğince manevi tazminat istemli; mahkemenin kesin hüküm olarak kabul ettiği dava ise, cismani zarar sebebiyle cismani zarara uğrayan tarafından açılmış ve vefatı üzerine mirasçılarının dahil edildiği TBK’nun 54/1-2-3 bentlerine dayalı maddi tazminat ile TBK 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir. Bu haliyle kesin hüküm sadece murisin kazanç kaybı talep sonucu açısından gerçeklemiş olup, diğer talep sonuçları açısından kesin hükmün şartları gerçekleşmemiştir.
Bu durumda davanın, mahkemece kesin hüküm olarak kabul edilen Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Karar sayılı dosyasındaki dava ile murisin kazanç kaybı istemi dışındaki talepler yönünden dava sebeplerinin farklı olduğu ve kesin hükmün şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek işin esasına girilip yapılacak yargılama sonunda bir karar verilmesi gerekirken tüm talepler yönünden yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması yerinde görülmediğinden HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde davacılar vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan gerekçelerle kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince KABULÜ İLE, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2018 tarihli …….Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinafa gelen davacı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.