Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/626
KARAR NO : 2021/1183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2018
NUMARASI : 2016/157 Esas 2018/941 Karar
…
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/07/2021
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 14.10.2014 günü sürücü …’nın sevk ve idaresindeki kamyon ile seyir halinde iken sürücü … sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza neticesinde davacının yaralandığını, davalı … … Sigorta A.Ş. nin … sevk ve idaresindeki aracın ZMM sigorta poliçesini düzenlediğini, davacının kaza nedeniyle maluliyetinin bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25,00 TL geçici iş göremezlik, 25,00 TL sürekli iş göremezlik, 50,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 100.00 TL maddi tazminatın müracaat tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 100,00 TL değerindeki davasını harca esas değer olan 76.924,26 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde, dava dosyasına konu aracın davalı şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca; sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporunun dikkate alınması gerektiğini, işbu raporda trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağının tespit edilmiş olmasının gerektiğini, oranın tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, alanında uzman, aktüerler siciline kayıtlı aktüer tarafından söz konusu hususlar dikkate alınarak hazırlanan rapor doğrultusunda 09.02.2016 tarihinde 25.249 TL ödeme yapıldığını ve davacı tarafın bütün haklarından gayri kabili rücu olmak üzere davalıyı ibra ettiğini, şirket tarafından sorumlu olunan miktarın ödendiğini, poliçe teminatı dahilinde başkaca hiçbir sorumluluğu bulunmadığını bu sebeple talep edilen tazminat miktarının teminat dışı olduğunu belirterek davanın esastan ve usulden reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davanın kabulü ile geçici ve daimi iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı olan 77.024,26 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 14/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararda gelir asgari ücret üzerinden kabul edilerek tazminata hükmedildiğini, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davacının elektrik işi ile uğraştığını ve şirket sahibi olduğunu, şirketin sahibi olması nedeniyle elde edilecek kazancın asgari ücretin üzerinde olduğunu, buna ilişkin “… Mal. Taah. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne” ait kurumlar vergisi beyannamesini de dosyaya ibraz ettiklerini, davacının hem elektrik işiyle ilgili olarak çalıştığını hem de şirketin idaresini ve yönetimini sağladığını, bu sebeple asgari ücretin en azından iki katı hesap edilerek tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca sürücü …’nın sevk ve idaresindeki kamyonu ile seyri sırasında kavşağa geldiğinde kendi seyrine göre sağından geçiş yapan sürücü … sevk ve idaresindeki aracın sol ön ve orta yan kısımlarına aracının ön orta kısımlarıyla çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı kazanın meydana geldiği, kazanın oluşumunda sürücü …’nın kusurlu, sürücü …’in kusursuz olduğunun belirlendiği, mahkemece alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sürücü …’nın % 100 oranında kusurlu olduğu, sürücü davacı …’in kusursuz olduğunun belirlendiği, … Başkanlığı’ndan alınan rapora göre davacının 14.10.2014 tarihinde uğradığı trafik kazası neticesinde, vücut genel çalışma gücünden % 18,2 oranında kaybettiği, 1 ay süresince iş göremezlik halinde kaldığı, bu süre zarfında bakıcıya ihtiyaç duyacağının belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapora göre davacı için; 63.435,80TL bakiye sürekli sakatlık tazminatı, 891,03TL geçici iş göremezlik tazminatı,1.134,00TL bakıcı gideri tazminatı hesaplandığı, itirazlar üzerine alınan ek raporda ise davacı için; 74.999,23TL bakiye sürekli sakatlık tazminatı, 891,03TL geçici iş göremezlik tazminatı,1.134,00TL bakıcı gideri tazminatı hesaplandığı, davacı vekili tarafından dosyaya, davacının sahibi olduğunu iddia ettiği … Malzemeleri Ltd Şti’ye ait kurumlar vergisi beyannamesinin ibraz edildiği ancak mahkemece … Müdürlüğünden davacının şirket yetkilisi olup olmadığı araştırılmadığı gibi bilirkişi tarafından da ana ve ek raporda bu husus nazara alınmadan davacının gelirinin asgari ücret olarak kabul edilmesiyle tazminat hesabı yapıldığı, mahkemece anılan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasıyla davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
İş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin doğru biçimde belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli yer tutmaktadır. Zarar görenin herhangi bir işi yoksa geliri asgari ücret kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplanacaktır. Zarar gören kişi, gelirinin asgari ücret üzerinde olduğunu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup, yerel mahkeme de bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu bağlamda, gerçek zararın hesaplanmasında, zarar görenin kaza tarihindeki ve hesap tarihine kadar ki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise zarar görenin hesap tarihinde bilinen son geliri nazara alınarak muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek aktif dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, mahkemece öncelikle ilgili … Müdürlüğü’nden davacının sahibi olduğu iddia edilen … Malzemeleri Ltd Şti’ye ait kayıtlar getirtilerek davacının kaza tarihinde şirket yöneticisi olup olmadığının araştırılması, kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile şirketin faaliyet alanı ve boyutu nazara alınarak şirkette davacının bedeni çalışmasının değerlendirilmesi ile elde ettiği gelirin belirlenmesi ve akabinde aktüer bilirkişiden anılan ilkelerin uygulandığı ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hesap içeren bilirkişi raporuna göre ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yukarıda açıklandığı üzere davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.11.2018 tarihli, 2016/157 Esas, 2018/941 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafça yatırılan 44,40TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinafa gelen tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf gider avansından, kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK’nın HMK.353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.