Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/625 E. 2021/1041 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı …’a velayeten … ve … …. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/08/2016 günü davacı …’nın yolcu konumunda olduğu, davalıya trafik sigortalı, dava dışı sürücü … idaresinde bulunan aracın seyir halinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu oluşan tek taraflı kazada küçük …’ın ağır şekilde yaralandığını, davalı … şirketinin ZMMS poliçesi ile sigorta teminatı kapsamında bulunan zarardan sorumlu olduğunu belirterek geçici ve kalıcı iş göremezlik nedeni ile şimdilik 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın başvuruda bulunmadığını, temerrüde düşmediklerini bu nedenle kaza tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, haksız fiil ve ZMMS poliçe kapsamında geçici-sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebine ilişkin olduğu, toplanan delillerden; davacı küçük …’ın yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün tam kusurlu hareketi ile yaptığı kazada … Vücut Genel Çalışma gücünden kaybetmediği, (kalıcı maluliyeti olmadığı) sağ ön kol kırığı yaralanması nedeni ile 3 ay süre ile geçici iş göremezlik halinde kaldığı, adı geçen davacı olay tarihi itibari ile 15 yaşında olup, dosyaya ibraz edilen öğrenci belgesinden 10. Sınıf öğrencisi olduğu, çalışma hayatı ve kazanç kaybı olmadığı (17 HD’sinin …. karar sayılı ilamı) bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı …’ya velayetten … ve … … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …’ya velayetten … ve … …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; küçük …’ın 07.08.2016 günü saat 12.00 sıralarında yolcu konumunda bulunduğu, sürücü … sevk ve idaresinde bulunan araç ile seyir halindeyken; sürücünün Kızılcahamam-Güdül yokuşunun 7 km ilerisinde tedbirsizlik ve dikkatsizliği neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle trafik kazası meydana geldiğini, küçük …’ın ağır biçimde yaralandığını, trafik kazasına karışan aracın kaza tarihi itibariyle …. davalı …nin sigorta teminatı kapsamında olduğunu, davacının 09.08.2016 tarihinde… Hastanesi’nde yapılan tedavi neticesinde sağ ön kol hareketlerinin ağır ve kısıtlı olduğunun görüldüğünü, 28.09.2016 tarihinde sigorta şirketine başvuru yapıldığını, şirketin taraflarına geri dönüş yapmaması üzerine iş bu tazminat davasının açıldığını, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 23.03.2018 tarihli raporda sürücü …’nın %100 oranında kusurlu bulunduğunu, ……alınan 05.04.2017 tarihli raporda davacı …’ın 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kalacağının belirtildiğini, yine dosyada mevcut 18.07.2018 tarihli raporda … için 3.902,97 TL geçici iş göremezlik tazminatı belirlendiğini, bilirkişi raporuna ‘’dava dilekçesinde tedavi giderleri, bakım ücreti ve ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı kayıpların da talep edildiği, bilirkişi raporunda bu hususların dikkate alınmadığı ve hesaplama yapılmadığı, ayrıca raporda kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi istenmesine rağmen faiz yönünden bir hesaplama yapılmadığı, davacının kaza tarihinde 15 yaşında ve …. öğrenim hayatına devam ettiği, verilen bilgilere göre trafik kazası sebebiyle eğitim ve öğretim hayatından yaklaşık 2 ay uzakta kaldığı, sağ kolunun kırılmış olması ve yazı yazarken sağ kolunu kullanması sebebiyle eğitim hayatının ciddi şekilde etkilendiği, bu anlamda eğitim hayatında 1 yıl kaybettiğinin kıstas olarak alınmasının hakkaniyete aykırı olduğu, davacı yıl kaybetmese dahi eğitim hayatındaki performansının sağ kolunun kırılmış olması gerekçesiyle ciddi derecede etkilendiği ve genel eğitim başarısının düştüğü, bu hususta kıyas yapmak gerekirse öğrenci olan davacının sağ kolunun kırılmış olmasının, bir futbolcunun bacağının kırılmış olmasından farkı olmadığından, eğitim başarısının düşüşüyle orantılı bir tazminata hükmedilmesi gerektiği, bakım, tedavi ve faiz giderleri yönünden bilirkişi kurulu tarafından hesaplama yapılmadığı belirtilerek, yeniden farklı ve alanında uzman bilirkişiden itiraz ettikleri hususlar da gözetilerek yeniden rapor alınması gerektiğinden bahisle itiraz edildiğini, Mahkemece yeni rapor alınması talebinin ve davanın aynı celsede reddedilerek, hüküm kurulduğunu, gerekçeli kararda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin….. karar sayılı ilamının dayanak gösterildiğini, karar eksik araştırma ve incelemeye dayandığından, mutlak hukuka aykırılık içerdiğini, kararın Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına, tazminat ve sorumluluk hukukunun genel prensiplerine aykırı olduğunu, mahkemenin dava sürerken Yargıtay 17. Hukuk Dairesi kararının somut davaya uyup uymadığını dahi gözetmeksizin, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarını kendi sürekliliği ve bütünlüğü içerisinde yorumlamaksızın, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı ile ilgili itirazları dışında tedavi, bakım, ekonomik geleceğin sarsılması ve faize ilişkin hesapların yapılmadığı, sağ kolunu kullanan davacının eğitim hayatında başarısının düşmesine ve ciddi bir biçimde olumsuz etkilendiğine dair hususlar yönünden hiçbir biçimde yeniden araştırma ve bilirkişi raporu alınması ihtiyacı duymadığını, Kişinin eğitim hayatının sekteye uğraması ve genel başarısının düşmesiyle ilgili yaşadığı her olumsuz durumun aynı zamanda maddi bir kazanç kaybı oluşturduğunu, Sorumluluk hukuku insanı mekanik bir biçimde algılayan ve salt para kazancını aritmetik olarak hesaplayarak zarar görene bunun verilmesini içeren bir dal olmayıp, hukukun genel ilkeleri çerçevesinde kişinin yaşadığı mağduriyeti ve zararları, hayatında meydana gelen aksamayı her yönüyle telafi etmese de en azından maddi ve manevi zararların giderilerek, kişinin hayatındaki aksamanın en azından maddi boyutuyla giderilmesini ve hafiflemesini esas alan bir hukuk dalı olduğunu, Bu hususun öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında da böyle mütalaa edildiğini ve uygulandığını, davacının eğitim hayatına devam etmesi ve somut olarak çalışmaması sebebiyle tazminat isteminin reddinin, kusurlu olanı ödüllendirici ve zorunlu sorumluluk sigortasının varlık amacına aykırı nitelikte olduğunu, öğrenci belgesinden de anlaşılacağı gibi davacının kaza tarihinde …’nde öğrenci olup, sağ kolunu kullanan bir öğrencinin bu kolunun kırılmasının kendisinde ciddi bir güç ve efor kaybı yaratacağının açık olduğunu ayrıca miktarı ve tek yanlı tazminat takdirini yeterli bulmamakla ve bilirkişi raporuna dair itirazları baki kalmak kaydıyla, bilirkişi raporunda dahi davacının 3.902,97 TL geçici iş göremezliğe dayalı talep edilebilir nitelikte alacağı olduğunun hesaplandığını, …’in, tazminat hukukunda kazanç kaybı anlayışının ilkel ve aşılmış bir anlayış olduğunu, kişinin gerçek zararının güç kaybının da esas alınarak tüm yönleriyle belirlenmesi gerektiğini ifade ettiğini, sakat kalan kişilerin kazançlarında bir azalma olmasa bile aynı kazancı elde ederlerken sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları nedeniyle güç kaybı tazminat isteyebileceklerini, bir işi ve kazançları olmayanların, yaşlılık ve emeklilik çağını yaşayan kimselerin, henüz çalışma yaşına gelmemiş çocukların, kendi ev hizmetlerini yapan kadınların günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları nedeniyle “güç kaybı tazminatı” isteyebileceklerini ve buna ilişkin Yargıtay kararlarının göz önünde tutulması, tazminat hesapları ve hukuksal değerlendirmelerin buna göre yapılması gerektiğini, Yargıtayın eğitim hayatında meydana gelen performans düşüşü, yıl kaybı gibi hususlarda yıllara yaygın bir biçimde istikrarlı olarak geçici ve kalıcı göremezlik tazminatının yanında, tedavi, bakım, faiz giderleri ve güç kaybı tazminatına hükmedilmesi gerektiğine dair kararlar verdiğini (…,yerel mahkemenin dayanak aldığı Yargıtay kararında talepte bulunan çocuğun 6 yaşında olup, hali hazırda devam ettiği ve aksayan bir eğitim hayatı bulunmadığını, Oysa davacı …’ın kaza tarihinde Anadolu Lisesi’nde okuduğunu, kaza sonucu kullandığı eli kırılmış olup bu hususun davacının eğitim hayatında ciddi bir aksama meydana getireceği, eğitim hayatında bir efor kaybı meydana getireceği, eğitim hayatında her aksamanın aynı zamanda iş yaşamına geç atılma ve maddi harcama ile sonuçlanacağı açık olup, aynı zamanda bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde beyan ettikleri hususlar da gözetilerek geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik, güç kaybı tazminatı, tedavi-bakım giderleri ve faiz yönünden yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken, eğitim hayatının ortasında uğradığı bu kazanın hayatında kazanç kaybına yol açmadığı gibi ve niteliği davaya uygun düşmeyen Yargıtay kararının olaya uygulanarak eksik araştırma ile davanın reddine karar verilmesinin öncelikle Anayasa ve AİHS açısından davacının adil yargılanma hakkının, mülkiyet hakkının, etkili başvuru hakkının ve maddi-manevi bütünlüğün korunmasına dair hükümlerinin ihlali anlamına geldiğini, bu nedenle kararın yalnızca kanunun ve sorumluluk hukukunun genel prensiplerini değil, uluslararası sözleşmeler ve Anayasal hakları da ihlal eder konumda olduğunu, bu sebeple Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde bireysel başvuru usulüne başvurulduğunda davacının çocuk olması da göz önünde bulundurulduğunda bu faktörün de çocukları koruyan uluslararası sözleşmeler gözetildiğinde nazara alınacağını, AİHM ve AYM nezdinde ihlal kararı verilerek dosyaların derece mahkemelerine iade edildiğini, usul ekonomisi gereğince derece mahkemeleri nezdinde ihlalin sonuçlarının giderilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan ….. düzenlenen 05.04.2017 tarihli raporda, davacının kalıcı maluliyeti bulunmadığı, 3 ay süre ile geçici iş göremezliği bulunduğu, bu süre için aktüer bilirkişi tarafından 3.902,97TL geçici iş göremezlik tazminatı belirlenmiş ise de, olay tarihinde davacı 15 yaşında öğrenci olup, fiilen çalışmadığı, dolayısı ile kazanç kaybı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde açıkça davacı küçüğün trafik kazasında yaralanması, geçici ve sürekli iş göremezliğe maruz kalması sebebiyle şimdilik 1.000,00TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 26. Maddesi hükmü gereğince “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” Bu durumda mahkemece dava dilekçesinde talep edilmeyen tazminatlar yönünden karar veremez, aksinin kabulü usul ve yasaya açıkça aykırılık oluşturacaktır.
Somut olayda, davacı … kaza tarihinde 15 yaşında lise öğrencisi olup hükme esas alınan … Başkanlığınca düzenlenen rapora göre davacı küçüğün sürekli maluliyetinin olmadığı, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük için kaza tarihinden itibaren 3 ay geçici işgöremezlik tazminatı hesabı yapılmış ise de; davacı çocuğun kaza tarihindeki yaşı, lise öğrencisi olması, davacı ve ailesi yönünden yapılan SED araştırmasına göre kazanç getiren herhangi bir işte çalışmasının söz konusu olmaması, davacı küçüğün gelir getiren bir işte çalıştığının davacı tarafça iddia ve ispat edilmemesi, küçüğün tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmaması nedeniyle bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden, davacı çocuk için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Kaldı ki kabule göre de; hesap bilirkişi raporunda, davacı küçüğün 3 ay geçici iş göremezlik süresi için, şartlarının bulunması halinde talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı miktarı hesaplanmış olup, bu tazminatın talep edilip edilemeyeceği hususu, hakimin yetkisinde bulunan hukuki nitelendirme ve değerlendirme ile belirlenecektir. Nitekim bu konuda HMK’nın 279/4.maddesinde düzenlenen “bilirkişi, çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hakim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz.” hükmü ve aynı yasanın 282. Maddesinde düzenlenen “Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmü gereğince, hakimin sadece bilirkişi raporunda belirtilen oy ve görüş ile bağlı olmadığı, bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirme, hukuki nitelendirme ve değerlendirme yetkisine haiz olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükme esas alınan raporların yöntemine uygun düzenlenmesine, denetime ve hükme elverişli olmasına, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmamasına, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmamasına, istinaf sebepleri çerçevesinde kararın usul ve esas yönünden yasaya uygun olmasına ve mahkemenin gerekçesine göre davacı …’a velayetten … ve … … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı …’a velayetten … ve … …. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı taraftan alınması gereken 59.30 TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 44.40TL harcın mahsubu ile bakiye 14.90 TL harcın davacı yandan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan 150.00TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Kararın taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL olmak üzere 03/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.