Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/591 E. 2021/845 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması sonucunda … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda olan davacının ağır şekilde yaralanarak malul kaldığını, … plakalı karşı aracın davalı … şirketine trafik sigortalı olduğunu, davacı yolcu konumunda olduğundan olayda her hangi bir kusuru bulunmadığını, davalı … şirketine karşı maddi zararların tazmini için Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin…..Karar sayılı dosyasında açılan davanın yargılaması sonucu davacı için 60.158,54-TL zarar belirlendiğini, bu hususun mahkeme ilamıyla sabit hale geldiğini, maddi tazminat miktarı ıslah değerini aştığı için ıslah edilen miktar yönüyle davanın kabulüne karar verildiğini, bakiyesi için iş bu ek davanın ikame edildiğini, davalı … şirketinin kaza tarihi itibarıyla 75.000,00-TL kişi başına sakatlık teminatı limiti ile sorumlu olduğunu, teminat limiti dahilinde olan iş bu davadaki meblağın davacıya ödenmesi gerektiğini, davalı … … A.Ş’ye sakatlık teminatının tahsili amacıyla gönderilen ihtarname ve eklerinin 01/10/2010 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 8 iş günü geçmesine rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığını, belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.730,62-TL’si maddi tazminatın 14/10/2010 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/07/2014 tarih ve … Karar sayılı ilamı ile 08/09/2010 tarihinde meydana gelen kazada davacı …’nun yaralanması sebebi ile yapılan yargılama sonucunda, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 19.927,92-TL tazminatın 14/10/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … … A.Ş.’den tahsili ile davalı …’na verilmesine karar verildiği,hükmünYargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 04/05/2017 tarih ve… Karar sayılı ilamı ile onandığı, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce aldırılan bilirkişi raporunda davacının maluliyeti ve iyileşme süreci gözetilerek zararının 60.158,54-TL olduğunun bildirildiği, iş bu dosyada ilk dosyaya ilişkin ikinci ıslah talebinde bulunulamadığından bahisle, ek dava ile ıslahı aşan kısım için tazminat talep edildiği,Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin anılan dosyasında kusur ve iş göremezlik raporu alınmış olması ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olması dikkate alınarak tekrar bu hususlarda bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, hesap bilirkişisinden bakiye zararın hesaplanması konusunda aldırılan 08/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda, Yargıtay kararında belirtildiği üzere ilk yargılamada sunulan hesap raporunda toplama hatası olduğu belirlenerek, zarar miktarının 30.950,02-TL olduğu, ilk yargılama sonucu hüküm altına alınan 19.927,92-TL tutar mahsup edildiğinde bakiye zararın 11.022,10-TL olduğuna dair rapor düzenlendiği, yargılamanın iş göremezlik tazminatına yönelik olması sebebiyle mevcut yargılama tarihi dikkate alınarak hesap yapılmasının istenildiği, raporda ilk yargılamada hükmedilen tutara faiz işletilerek zarardan düşülmesi sonucu bakiye zararın 24.967,01-TL olduğunun belirlendiği, mahkemece ilk yargılama sonucu hükmedilen tazminat ilama dayalı icra tehdidi altında yapılan bir ödeme olduğundan ve bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarının davacının güncel olarak hak kazanacağı miktar olduğu göz önünde bulundurulduğunda daha önce yapılan ödemeye faiz uygulanması yerinde görülmeyerek, bilirkişi tarafından hesaplanan tutar üzerinden yine raporda indirim konusu edilen 6.898,88-TL faizin tazminata eklenmesi ile toplam 31.865,89-TL’nin 14/10/2010 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulü ile 31.865,89 TL nin 14/10/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili ile istinaf dilekçesinde özetle; tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde hüküm kurulduğunu, bu hususun maddi hatadan kaynaklanması sebebiyle mahkemeden tavzih talebinde bulunulmuş ise de, yasal süre işlediğinden hak kaybı olmaması için bu maddi hatayı istinaf sebebi yaptıklarını,eksik bilirkişi ek raporuna göre hüküm kurulduğunu, itirazlarının değerlendirilmediğini, kök davanın kesinleşmesi ile birlikte kesinleşen hususların ek raporda dikkate alınmadığını, güncel zarar hesabı yapılması gerektiğini, iş bu davada karşılanmayan bakiye zararın talep edildiğini, miktar bakımından kesinleşmeden söz edilemeyeceğini, karar tarihine en yakın verilere göre tazminat hesaplanması gerektiğini, asgari ücrete ilişkin veriler kamu düzenine ilişkin olduğundan asgari ücret değişikliklerinin mahkemece resen dikkate alınması gerektiğini, asıl dava dosyasında yapılan emsal gelir araştırmasına göre tazminat hesaplandığını, bu hususun yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, buna karşın iş bu davada asgari ücretten hesaplama yapıldığını, itirazlarının dikkate alınmadığını, davacının maluliyet oranı, tarafların kusur durumları gibi olguların taraflar yönünden kesinleştiğini ve bağlayıcı olduğunu, ek raporda hesaplanan bakiye tazminat miktarını kabul etmediklerini,karar tarihine en yakın verilere göre tazminat hesabı yapılması gerekirklen, bu hususun taraflar bakımından kesinleştiğinden bahisle bilirkişi ek raporunda hesaplanan bakiye 24.967.01TL maddi tazminatı kabul etmediklerini, davacı zararının daha fazla olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan bakiye cismani (maddi) tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafın tavzih talebi üzerine mahkemece duruşma açılarak 05.12.2018 tarihli tavzih kararı ile hükümde yapılan maddi hatanın düzeltildiği, tavzihe ilişkin kararın taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın davaya konu trafik kazası nedeniyle davalı aleyhinde Ankara 6. ATM’nin….Karar sayılı dosyasında kısmi dava açarak 8.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalıdan tazminini istediği, o dosyada hükme esas alınan raporlarda davacının %2.1 oranında sürekli maluliyeti bulunduğu, 3 ayda iyileşebileceği belirtilmiştir. Yine olayda davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün şeride tecavüz etme kuralını ihlal etmekten %100 oranında kusurlu olduğu, davacının içinde yolcu konumunda bulunduğu araç sürücüsü olan babası … olayda kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. 10.02.2014 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda davacının öğrenci olduğu dönem için asgari ücretten, sonrası için … mezunu olduğunun kabulü ile Maliye Bakanlığınca bildirilen emsal ücret ortalaması esas alınıp 19.927,92 TL iş göremezlik tazminatı hesaplanmış, davacı vekili bu rapor doğrultusunda fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talebini 19.927,92 TL olarak ıslah etmiş, tarafların itirazı üzerine bir başka aktüerden alınan 04.06.2014 tarihli raporda davacı zararı 30.949,82 TL olduğu halde, toplama hatası yapılması nedeniyle 60.658,54 TL olarak belirtilmiş, davalı tarafın toplama hatası yapıldığına vb. itirazlarına rağmen mahkemece bakiye zarar miktarı gösterilmeden dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde bildirilen taleple bağlı kalınarak 19.927,92 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekili ile katılma yolu ile davacı vekilinin hükmü temyizi üzerine Yargıtay 17. HD’nin 04.05.2017 tarihli,…..Karar sayılı ilamı ile mahkemece ıslah talebi dikkate alınarak karar verildiği, bilirkişi raporundaki toplama hatasının ek davada değerlendirilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
İş bu dava 23.09.2014 tarihinde açılmış, davacı taraf hesap bilirkişi raporunda toplama hatası (maddi hata) yapılmamış gibi bakiye 40.730,62TL tazminatın davalıdan tazminini talep etmiş, 08.12.2017 tarihli aktüer raporunda davacının talep edebileceği tazminat miktarından, mahkemece hükmedilen tazminat miktarının mahsubu ile bakiye 11.022,10 TL tazminat bulunmuş, davacı tarafın itirazı nedeniyle alınan 21.05.2018 tarihli ek raporda, rapor tarihindeki veriler esas alınarak yapılan hesaplama sonucu davacı için 51.793.81 TL iş göremezlik tazminatı bulunmuş, bu tazminattan kesinleşen ilk hükümde davacıya ödenmesine karar verilen tazminatın güncellenmiş değeri olan 26.826,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 24.967,10 TL tazminat hesaplanmış, mahkemece davacıya ödenmesine karar verilen ve kesinleşen hükme konu tazminatın güncellenmiş değerinin mahsubunun dahi doğru kabul edilmeyip, 51.793,81 TL tazminattan doğrudan 19.927,92 TL tazminatın mahsubu ile bakiye 31.865,89 TL tazminata karar verilmiş, önceki hükümle kesinleşen hususlara aynen riayet edilmiş, bakiye tazminat davasında, önceki dava dosyasında tazminata esas alınan verilerin hesaplamada gözetilmesinin daha adil ve hakkaniyetli olacağının, aksinin kabulünün tazminat miktarının sürekli değişmesine ve davalı taraf aleyhine suistimale yol açabileceğinin göz önünde tutulmakla, istinafa gelenin sıfatı dikkate alındığında bu hususa girilememesi ve mahkemenin gerekçesine göre (HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı tarafın istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35.90TL’nın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan 100,00 TL gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.