Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/578 E. 2021/1240 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2018
NUMARASI :……
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ve davalı … … Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 23/09/2014 tarihinde davacı … ‘ın içinde bulunduğu davalı … ….. Ltd. Şti. adına kayıtlı, diğer davalı … tarafından servis işletmeciliği yapılan, davalı … sevk ve idaresindeki okul servisinin davacı evi önüne geldiğinde davacı küçüğün, servis görevlisi …’ın yardımı olmaksızın araçtan indiğini ve davalı şöför …’ın geç işareti ile karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan aracın çarpması sonucu davacı küçüğün yaralandığını, olayda araç sürücüsü servis görevlisi, işleten ve servis işletmecisi ile diğer araç sürücüsünün kusurunun bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacı … …’e ödenmesine, ayrıca davacılar yönünden 5.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacı … … ve … …’in bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, davacının ağır şekilde yaralanmadığını, olay günü araçta görevli olmadığını, evine gitmek amacıyla aracına bindiğini, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili husumet itirazında bulunmuş, kazaya karışan araçlar ve sürücüleri ile davalının ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, asli kusurlunun dava dışı araç sürücüsü olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunmuş, olayda kusuru olmadığını araçta görevli rehber personelin bulunduğunu, yönetmeliğe uygun olarak sürüş yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde, servis aracının sahibi olduklarını, olayın meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunmadığını, davacının kalıcı iş gücü kaybına uğramadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılamayı takiben, davanın kısmen kabulüne,davacı … …’in maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı … …’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan …, … ve … …. ….den 23/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacı … …’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …, … ve … …. ….den 23/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacı … …’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …, … ve … …. ….den 23/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili ve davalı … … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde; davanın kısmi kabul edilmesi ya da reddedilmesi halinde, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı her birey ya da tüzel kişilik lehine reddedilen miktar üzerinden avukatlık vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkemece yazılan gerekçeli kararda, diğer davalılar lehine avukatlık vekalet ücretine hükmolunduğunu, ancak kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, davacılardan … …’in maddi tazminat talebinin reddedilmesinden ötürü ve manevi tazminat taleplerinin kısmi kabul edilmesinden ötürü, ayrı ayrı iki avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Davalı … … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, karar tarihinde uygulanması gereken AAÜT’nin manevi tazminat davalarında ücret başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğinin düzenlendiğini, aynı tarifenin; tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret başlıklı 13. maddesinin 2. fırkasında ise hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinin düzenlendiğini, buna göre davacı … … ve … … lehine hükmedilen 1.000,00 TL.lik vekalet ücretleri için hükmedilecek vekalet ücretinin bu miktarı (1.000,00 TL.) geçmemesi gerektiğini, tavzih talebinin mahkemece reddedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir
Sigortanın sorumluluğundan kaynaklanan davalarda ve dolayısı ile bu davalar ile birlikte haklarında dava açılan ihtiyari dava arkadaşları hakkında açılan davalarda kural olarak Ticaret Mahkemeleri görevli ise de, sözkonusu durum bir kısım davalılar yönünden genel mahkemenin, bir kısım davalılar yönünden ise özel görevli mahkemenin görevli olması durumuna münhasır bir durumdur.
Davalıların bir kısmı hakkında farklı bir özel görevli mahkemenin, bir kısmı hakkında ise başkaca farklı bir özel mahkemenin görevli olması durumda ise bu durumun kural olarak uygulanması düşünülemez, bu durumda kanunda yasal bir düzenleme yoksa uyuşmazlığı meydana getiren asıl olaya ve davalara bakarak mahkemenin belirlenmesi düşünülmelidir.
Somut olayda, davacı …, taşımacısı … olan servis aracında yolcu iken kontrolsüz şekilde araçtan inmesi ile seyir halinde olan ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMM sigortası yapılan bir başka aracın çarpması neticesi yaralanması nedeniyle servis aracı kayıt maliki, işleteni, sürücüsü, servis görevlisi ve çarpan araç ZMM sigortacısı olan sigorta şirketi olan davalılar aleyhine tazminat talep etmiş olup, taraflar arasında temelinde taşımacılık sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusudur. Araç sürücüsü, İşleten ve ZMMS sigortasına da bu kapsamda dava açılmış olup dava tarihi 12.11.2014 tür. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkında Kanun yürürlükte bulunduğu döneminde uyuşmazlık Taşıma Sözleşmesinden ve Sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından Ticaret Mahkemelerinin görevli kabul edilmesi gerekir ise de, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa ile Tüketici işlemlerinin kapsamı genişletilerek yasanın 3/ı maddesinde Tüketici İşlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi…” olarak tanımlanmış, Taşıma sözleşmesi kapsamında, tüketici olan kişilerin Tüketicinin Karunması Hakkında Kanun çerçevesinde hak ve sorumluluklarının değerlendirilmesi yolu açılmıştır.
Öte yadan yasanın 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemesi ile taraflardan birisi yönünden tüketici işleminin söz konusu olması durumunda görev ve yetkinin belirlemesinde 6502 Sayılı Yasadaki görev ve yetkinin uygulanacağı düzenlemesine yer vermiş, Yasanın 73 maddesinde ise “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” kabul etmiştir.
ZMMS sigortası yönünden de, zararın sigorta teminat kapsamında kabul edilmesi halinde işletenin sorumluluğunu üstlendiğinden bu davalı hakkındaki davanın da dosyadan tefriki mümkün değildir. Bu durumda uyuşmazlığın tüm davalılar yönünden Taşıma sözleşmesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, davacının davalılar …, …, … … Ltd. Şti. ve …’dan almış olduğu hizmet tüketici işlemidir. Zorunlu Taşımacılık Sigorta sözleşmesi ise tüketici nam ve hesabına dayalı yapılan işlemden kaynaklanmakta olup tüketici işlemi olduğu gibi, ZMM Sigortası ise işletenin sigorta kapsamında sorumluluğunu üstlenmiş ise de, tüketici işlemine istinaden davanın açılmış olması ve taraflardan birisinin tüketici olması durumda tüketici mahkemesinin görevli olması karşısında ve ayrıca davanın tüm davalılar yönünden Ticaret Mahkemelerinde görülmesini sınırlayan 6502 Sayılı Yasanın 83/2 maddesi karşısında, davada tüm davalılar yönünden Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan dava dilekçesinin, mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, aksine değerlendirme ile yargılama yapılarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mevcut davada taraflar arasındaki hukuki ilişki 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından ve davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, HMK’nın353/1-a-3 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … vekili ve davalı … … Ltd. Şti. vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekili ve davalı … … …. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/07/2018 tarih …. Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davaya bakma görevi tüketici mahkemesine ait olmakla HMK’nun 114/1-c ve 115. maddelerine göre görev konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre istinafa gelen davalıların sair istinaf sebeplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan 75.85 TL ve davalı … … Ltd. Şti. tarafından yatırılan 75.85 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden ilgilisine iadesine,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.