Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/573 E. 2021/725 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya trafik sigortalı aracın sürücüsünün, yaya olan davacıya 10/02/2018 tarihinde çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek şimdilik 3.650,00 TL sürekli ve 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı toplamı 3.750,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve esastan reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, aracın kaza tarihini de kapsar şekilde davalı nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğu, davalı vekilinin yetki itirazının sigorta poliçesinin Ankara’da düzenlenmesi nedeniyle yerinde görülmediği, … C.Başsavcılığı’nın dava konusu kaza nedeniyle yürütülen…soruşturma … karar sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekinin … olduğu, şüphelinin … olduğu, yapılan uzlaşma görüşmeleri neticesinde tarafların uzlaştığı, uzlaşma raporunda davacı müştekinin, şüpheli ile herhangi bir alacağı vereceği kalmadığını beyan ettiği, uzlaşma nedeniyle şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği,
Tüm dosya kapsamına göre; davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının yaralandığı iddiası ile maddi tazminat talep edildiği, ancak olay sonrası … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sırasında tarafların uzlaşması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, CMK’nun 253/19 maddesinde “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir…. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır…” hükmünün bulunduğu, belirtilen yasa hükmü gereğince tarafların uzlaşması ve davacının uzlaşma sırasında herhangi bir alacağının kalmadığını beyan etmesi nedeniyle davacının tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 10.02.2018 tarihinde dava dışı sürücü …’ın kendi sevk ve idaresindeki aracın, …. istikametinde ters yönde seyir halinde iken davacı yaya …’e çarpması sonucu tek taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının kaza sonucu sakatlanması nedeniyle oluşan maddi zararın karşılanması amacı ile davalı … Sigorta Anonim Şirketi’ne 28.03.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, davalı … şirketine 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağının ihtar olunduğunu, yazılı başvuruya sigorta şirketi tarafından talebi karşılayacak cevap verilmemesi ve davacının mağduriyetinin giderilmemesi nedeni ile iş bu davanın açıldığını, davanın usulden reddine karar verildiğini, maddi tazminat talebinin, trafik kazasında kusurlu olan sürücünün kullanmakta olduğu aracın ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta Anonim Şirketi’ne yöneltildiğini, dava dışı sürücü …’a karşı yöneltilmiş bir tazminat talebi bulunmadığını, trafik kazalarının 2918 sayılı kanuna tabi olduğunu, kusuruyla kazaya sebebiyet verenin yanında kusursuz sorumlu olan sigorta şirketleri ve işletenlerin de bulunduğunu, kusurlu sürücü ile uzlaşırken tereddüte yer vermeyecek şekilde sigorta şirketi ve araç işleteninin sorumluluktan kurtulacağı, tazminat davası açılmayacağının açıkça belirtilmesi gerektiğini,
Hukuk güvenliği ilkesi “hukuk devleti” hak arama özgürlüğü “hukuki belirlilik” ilkesi dikkate alınarak genel bir ifade ile tazminat davası açılamaz şeklindeki ifadenin geçerliliği olmadığını (Antalya Bölge İdare Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2017-1440 E. ve 2018-53. K.) Ayrıca … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…soruşturma, … karar no.lu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında da belirtildiği üzere 03/05/2018 tarihli uzlaştırma raporuna göre taraflar arasında uzlaşmanın edimsiz olarak sağlandığını, davacının trafik kazasına bağlı maddi ve manevi zararının tazmin edilmediğini, olay günü … İlçesi D-100 kara yolu üzerinde ters istikamette seyir halinde bulunan şüpheli …’ın bilinçli taksirle hareket ettiğini, davacının kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını, oluşan kemik kırığının hayati fonksiyonlarına etkisinin (3.) derecede olduğunu, sonrasında davacı … ile şüphelinin yapmış olduğu görüşmeler neticesinde davacının Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek şikayetinden vazgeçtiğini beyan ettiğini, soruşturma dosyasının savcılık tarafından uzlaştırma bürosuna gönderildiğini, davacının esas iradesinin, olaya konu suç ile ilgili şikayetinden vazgeçmek iken dosyanın uzlaştırma kapsamında değerlendirilerek, taraflar arasında edimsiz şekilde uzlaştırma sağlanmasının davacıya uzlaşmanın mahiyetinin, uzlaşmanın kabul ve reddedilmesinin hukuki sonuçlarının yeterli şekilde anlatılmadığını açıkça ortaya koyduğunu,
Oysa CMK 253. Madde 19. Fıkrası gereğince “uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturmaya konu suç hakkında tazminat davası açılmaz.” ise de bu hukuki sonucun doğmasının aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince “uzlaşma teklifinde bulunulması halinde , kişiye uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul ve reddedilmesinin hukuki sonuçları anlatılır.” koşulunun gerçekleşmesine bağlı olduğunu, dolayısı ile savcılık tarafından verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar’ın şikayet yokluğu sebebi ile verilmesi gerekirken, zaten hukuki sonuçları doğmamış uzlaşma sebebi ile verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava yaralanma ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kazanın 10.02.2018 tarihinde meydana geldiği, davacı …’in kaza sonucu kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, kazaya karışan aracın sürücüsü … ile davacı … arasında, uzlaştırmacı huzurunda yüz yüze görüşme ve uzlaşma müzakeresi yapıldığı, uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarını anladıklarına dair uzlaşma teklif formlarının adı geçen davacı ve dava dışı sürücü tarafından imzalandığı, davacıya maddi, manevi zararı olup olmadığı, varsa ne kadar olduğu, karşı taraftan zararın tazmini için bir talebi olup olmadığı, varsa zararın ne şekilde karşılanmasını istediği, maddi ve manevi zararı yoksa karşı tarafın eylemlerinden dolayı talebi olup olmadığı hususlarının sorulduğu, davacının bu sorulara karşı “şüpheli ile her hangi bir alacak vereceğimiz kalmadı, anlaştık, uzlaştık, şüpheliden her hangi bir talebim olmaksızın anlaştık, uzlaştık, uzlaşmanın hüküm ve sonuçlarını anlayarak kendi hür irademle uzlaşma teklifini ve uzlaşmayı kabul ediyorum” şeklinde cevap vermesine, yine dava dışı araç sürücüsünün de “müştekinin benden her hangi bir talebi olmaksızın anlaştık, uzlaştık, uzlaşmanın hüküm ve sonuçlarını anlayarak kendi hür irademle uzlaşma teklifini ve uzlaşmayı kabul ettiğine” dair imzalı ifade verdiği, uzlaştırmacı tarafından 03.05.2018 tarihli uzlaşma raporunun düzenlendiği, tutanak düzenlendiğinde davacının yaralanma durumunu bildiği, bir başka ifade ile davacının uğranılan cismani zararın farkında iken araç sürücüsü ile uzlaşmayı kabul ettiği, … Cumhuriyet Başsavcılığının 17.05.2018 tarihli…. soruşturma, … karar nolu kararı ile CMK’nın 253 maddesi gereğince uzlaşma nedeniyle KYO kararı verildiği, 27.04.2018 tarihli uzlaşma teklif formunda CMK’nın 253. Maddesinde düzenlenen uzlaşmaya ilişkin hükümlerin yazılı olduğu, … uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarını anladığı, formun bir örneğini aldığına dair tutanakta imzasının bulunduğu, imza inkarında bulunulmadığı anlaşımıştır.
CMK’nın 253/19 maddesinde; “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlendiği, CMK gereğince Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 20. Maddesinde(05.08.2017 tarihli değişiklikle 33. maddesi) şüpheli tarafından yerine getirilebilecek edimlerin konusunun belirtildiği, aynı maddenin 20/d bendinde mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesinin dahi edimler arasında sayıldığı, tarafların uzlaşması için mutlaka maddi karşılık ödenmesi şartının dahi ön görülmediği, bu anlamda uzlaştırma tutanağının geçerli ve bağlayıcı olduğu, ceza soruşturması kapsamındaki uzlaştırma faaliyetlerinde, davacının özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzaladığı, kaza tarihi ile uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarih arasında geçen süre ve soruşturma kapsamında davacının durum hakkında bilgi sahibi olduğunun anlaşıldığı, özgür iradesi ile davacının imzaladığı uzlaşma tutanağının CMK’nun 253/19. maddesi gereği ilam niteliğinde olduğu, araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortası şirketi arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisi bulunduğu, kendi aralarındaki iç ilişki de(rücu) şartları varsa zararın en son haksız fiil faili olan araç sürücüsü üzerinde kaldığı anlaşmıştır.(TBK’nın 162,163.vd mad.),
TBK’nın 166 maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluların da borçtan kurtulmasına, aynı kanunun 168/2 fıkrası gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanmasının gerekmesine, ZMSS şirketinin araç işleteninin 3. kişilere olan hukuki sorumluluğunu, sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesine, haksız fiil faili olan araç sürücüsü ile yapılan uzlaşmanın dolayısı ile davalı … şirketine sirayet etmesine ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara (vekillere) tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere oy birliği ile 08.04.2021 tarihinde karar verildi.

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.