Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/541 E. 2021/831 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 31.07.2007 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı yaya …’e çarptığı, davacının ağır yaralandığını, kısmi olarak iş göremez hale geldiğini, beyin kanaması geçirdiğini, uzun süre yoğun bakımda yattığını belirterek, HMK.nın 107. Maddesi gereğince 500,00 TL geçici 2.000,00 TL kalıcı işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile tazminat tutarını 147.644,27 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, kazanın 31.07.2007 tarihinde meydana geldiği, uzamış ceza zamanaşımı süresinin 31.07.2015 tarihinde dolduğunu, davanın 17.02.2017 yılında açıldığı, 8 yıllık ceza zaman aşımını süresinin dolduğu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınması ve davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın öncelikle zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava dışı araç sürücüsü …’nın %62,5 oranında, yaya …’in ise % 37,5 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, …, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen raporda davacının 9 ay süre ile geçici işgöremezlik halinde kaldığı vücut genel çalışma gücünden daimi olarak %35.2 oranında kayba uğradığının tespit edildiği, aktüer raporu ile davacının zararının 147.644,27 TL olarak hesaplandığı gerekçesi ile davanın kabulü ile, 3.683,84 TL geçici ve 143.960,43 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 147.644,27 TL tazminatın 23.01.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, dava konusu olayın 31.07.2007 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 8 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 17.02.2017 tarihinde açıldığını, davacının maluliyetinde değişen gelişen bir durum olmadığını, tedavilerinin ne zaman tamamlandığı, maluliyetinin ne zaman saptanabilir hale geldiğinin ve bu tarih itibariyle zamanaşımı süresinin geçip geçmediğinin değerlendirilmediğini, değişen ve gelişen durum yok ise zamanaşımı başlangıç tarihinin hastalığın seyrini tamamladığı değil olay tarihinden başlatılması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı yayaya çarpması sonucu yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesi ile davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece ara karar ile ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı belirtilerek zamanaşımı definin reddi ile yargılamaya devam edilerek esastan karar verilmiştir.
Dava konusu kaza; kaza tespit tutanağına göre 31.07.2007 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu meydana gelmiş, yaralamalı kazada geçici ve sürekli iş göremezlik talepli bu dava 17.02.2017 tarihinde açılmıştır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 60. Maddesinde “Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Tehlike sorumluluklarında uygulanan 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi olay tarihinde yürürlükte bulunan Türk Ceza Kanunu hükümleridir. Dava konusu olay 31.07.2007 tarihinde meydana gelmiş olup davanın açıldığı 17.02.2017 tarihinde 5237 Sayılı TCK’nın 89 ve 66. maddelerinde belirtilen 8 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. 2918 sayılı KTK.nın 109. Maddesinde düzenlenen 10 yıllık sürenin uygulanabilmesi için davacının yaralanması nedeniyle tedavisinin devam ettiği ve gelişen durumunun mevcut olduğu iddia edilmediği gibi olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 133. Maddesinde belirtilen zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı da iddia ve ispat edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının 31.07.2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, bu kaza nedeniyle uygulanacak zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, davaya konu kaza ve yaralanma nedeniyle davanın 17.02.2017 tarihinde açıldığından ceza zamanaşımı süresinin dolduğu, zamanaşımı süresini kesen veya durduran herhangi bir sebebin bulunmadığı gibi davacı tarafın gelişen durum iddiası da olmadığı, davalı tarafından süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğunun anlaşılmasına göre zamanaşımı süresi içerisinde açılmayan davanın bu nedenle reddi gerekirken esasa girilerek karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2. maddesi gereğince davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmamış olması nedeniyle reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı … vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davacının yaralanması nedeniyle açılan geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı davasının zamanaşımı süresi içinde açılmamış olması nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL. karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL. harcın mahsubu ile kalan 27,90 TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden maddi tazminatın reddine karar verilmesi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4. Maddesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1- Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 37,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 22.04.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.