Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/539 E. 2021/931 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 05.02.2011 tarihinde davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı dava dışı … idaresinde bulunan aracın yoldan çıkarak park halindeki araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in yaralandığını, özürlü raporuna göre %28 oranında maluliyetinin bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile maluliyet nedeniyle 100,00 TL maluliyet tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 144.451,32 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu kazaya karışan aracın 07.09.2010 – 2011 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, anılan poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere poliçe teminat limiti olan 200.000,00 TL ile sınırlı bulunduğunu, kusur ve maluliyet oranlarının Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla tespit edilmesi gerektiğini, hatır taşıması nedeniyle hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının müterafik kusuru olup olmadığının araştırılmasını, tespiti halinde hesaplanacak tazminattan bu nedenle de indirim yapılmasının zorunlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; meydana gelen trafik kazasının oluşumunda sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğu, İstanbul ATK Genel Kurul’dan alınan raporda davacının %23,2 meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve 9 aya kadar geçici iş göremez halinde kalabileceğinin bildirildiği, davacının talep edebileceği maddi zararının 144.451,32 TL olarak hesaplandığı, dava dışı sürücü …’ün kullandığı araç içerisinde yolculuk yapan davacının hatır için taşındığı değerlendirildiğinden tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne, 115.561,06 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının 16.10.2012 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusu kazada hatır taşıması bulunmadığını, davacı ile içinde bulunduğu araç sürücüsünün arkadaş olup kazanın düğüne beraber giderken meydana geldiğini, araç sürücüsünün düğüne giderken davacıyı da davet ettiğini, birlikte yola çıktıklarını ve düğün dönüşü ise kazanın meydana geldiğini, taşımanın sürücünün menfaatine olduğunu, sürücü yalnız yola çıkmamak ve masrafı tek başına karşılamamak için arkadaşlarına beraber gitmek için ısrarda bulunduğunu, davacının bu taşımada hiçbir menfaati bulunmadığını, masrafları ortak karşıladıklarını, sürücü, davacı olmasa da düğüne gideceğini, davacı yararına yapılmış bir taşıma olmadığını, hatır taşımasından bahsedebilmek için işleten veya sürücünün zaman açısından veya mali açıdan (yahut herhangi bir şekilde) bir harcamada bulunması ve bu harcamanın ayrıca işleten veya sürücü için “fazladan” bir nitelik taşıması yani “herhalde yapılacak olmaması” gerektiğinin doktrinde kabul edildiğini, bu sebeple, bir otostopçuyu aracına alan yahut komşusunu şehir merkezine kadar kendisiyle gelmesine izin veren bir kişi “hatır taşıması” iddiasında bulunamayacağını, doktrine göre “Hatır için taşınan veya kullandırılan kimseyle işletenin menfaatleri eşit derecede ortaksa mesela ava veya eğlence yerine gitme hallerinde ortada hatır ilişkisinin olmadığını, (Eren, sh.677; H. Yılmaz, sh.47; Çeliktaş, sh.105-106; Z. Yılmaz, sh.121. İyimaya, sh.254.) hatır indirimi yapılması yanlış olmakla birlikte, kısmen reddedilen kısım için davalı vekiline vekalet ücretine hükmedildiğini, BK. 43 ve 44. maddeye göre kısmen red durumunda, davalı lehine ücreti vekalete hükmedilmesi mümkün olmadığının Yargıtay 17 Hukuk Dairesi tarafından da kabul edildiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in yaralandığını belirterek tazminat talep etmiş, mahkemece davacının maluliyet oranına göre belirlenen tazminattan araçta hatır için taşındığı kabul edilerek %20 oranında indirim yapılmıştır.
Hatır için taşıma 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 87/f.1 maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere tabidir.” Hatır taşımaları, bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz edebilmek için, zarar görenin karşılıksız taşınmış olması ve taşımanın taşınanın yararına olması gerekir. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde, taşımanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ahlaki ya da ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşımada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemez.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Hatır için taşıma ve aracın hatır için verilmesinde işletenin sorumluluğunun genel hükümlere tabi tutulmuş olması nedeniyle her olayda hâkim işinin özelliğini göz önünde tutarak işleteni tamamen sorumluluktan kurtarabileceği gibi, tazminattan indirim de yapabilir. Hatır taşıması hakim tarafından re’sen gözetilemez. Bu nedenle hatır taşımacılığını işletenin, sürücünün ve işletenin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinin ileri sürmesi gerekir. Hatır taşıması olduğunu ispat yükü iddia edene ait olup, bu taşımanın bir hatır için yapıldığını veya aracın hatır amaçlı olarak verildiğini ispat etmekle yükümlüdür.
Dosya kapsamı ve …. Cumhuriyet Başsavcılığının Hazırlık Soruşturma dosyasında alınan ifadelere göre davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın araç sürücüsü tarafından araç sahibinden düğüne gitmek için emanet olarak alındığı, davacı, araç sürücüsü ve diğer iki arkadaşının araç ile düğüne gittikleri ve dönüşte kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının araçta hatır için taşındığını kabulü ile tazminattan %20 oranında indirim yapılmış olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak davacı lehine hesaplanan maddi tazminattan hatır taşıması nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı … şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de Yargıtay uygulamalarına göre TBK’nun 51 ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği göz önüne alınması gerekirken davalı … şirketi yararına hatır taşıması indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kesinleşmiş yönler korunarak HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince hüküm fıkrasının 6. bendinin hükümden çıkarılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 115.561,06 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının 16/10/2012 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 7.893,98 TL harçtan peşin alınan 516,15 TL harcın (ıslah harcı dahil) mahsubu ile bakiye 7.377,83 TL. harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 11.994,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.603,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 1.282,88 TL’si ile 21,15 TL başvurma, 516,15 TL peşin harç toplamı 1.820,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1- Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 33,38 TL. yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 20.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.