Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/536 E. 2021/1191 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat (Protez Gideri)
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 02/10/2014 tarihinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken, kavşak noktasına geldiğinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, müvekkilinin sağ bacağını kaybettiğini, yaşam boyu protez kullanması gerektiğini, …’nun … kapsamında belirleyeceği protezi kabulün mümkün olmadığını, …’nun sağladığı protezin sadece müvekkilinin ayakta durmasını sağladığını, bu nedenle … tarafından sağlanan protezi kullanmasını beklemenin hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının poliçe kapsamında tedavi giderlerinden sorumlu olduğunu, protez giderlerinin de bu kapsamda olduğunu, davalıya müracaat etmesine rağmen zararının karşılanmadığını belirterek, müvekkilini eski yaşamına yaklaştırabilecek nitelikte kullanacağı protezin öncelikle tespitine ve protez ömrünün, müvekkilinin ömrü boyunca kaç kez aynı protezden kullanacağının ve kaç kez bakım ve tamir göreceğinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL’nin sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 21/09/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 175.000,00 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının zararının zamanaşımına uğradığını, bu nedenle reddine karar verilmesini, esas yönden ise kazaya karışan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğu, davacının kusuru, zararı kanıtlaması gerektiğini, davacının talep ettiği protez giderinin, tedavi gideri olduğu ve 6111 Sayılı Yasa ile değişik KTK’nın 98. Maddesi gereğince … sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle müvekkilinden talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, davanın trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının meydana gelen kaza neticesinde, bacağını kaybetmiş olması nedeniyle, protez kullanması gerektiğinden bahisle protez bedelini talep ettiğini, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiğini bilirkişi heyeti raporunda; davacının meydana gelen kaza nedeniyle sağ bacağını kaybetmiş olmasına göre … 04/07/2017 tarihli ve … numaralı heyet raporuna göre diz düzeyinde travmatik ampütasyon tanısı ile (…) … hidrolik kontrollü monosentrik diz dezartikülasyon eklemli aktif vakum sistem modüler diz dezartikülasyon protezi –sağ kullanması gerektiğinin ve Sağlık Uygulama Tebliğine göre bedelinin 17.500,00 TL olduğunun ve 5 yılda bir değiştirilmesi gerektiğinin, davacının muhtemel yaşam süresine göre 10 kez protezin değişeceğinin, buna göre talep edebileceği tazminat miktarının 175.000,00 TL olduğunun belirtildiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 175.000,00 TL’nin 19/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Verilen kararın hatalı olduğunu, yerel mahkemece kusur durumunu tespit etmeden karar verildiğini, kusur durumu belirlenmeden karar verilemeyeceğini, kusur durumunun belirsiz olduğunu, kaza ile malüliyet arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının taleplerinin teminat dışında olduğunu, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının bacağının kaza sonrası yanlış tedavi nedeniyle kesildiğini, zira davacının …’ın yanlış tedavi uygulaması nedeniyle bacağının kesildiği gerekçesi ile tedavi yapan …’ın mesleki sorumluluğu nedeniyle … de 18/09/2017 tarihinde başvurduğunu buna ilişkin dilekçenin de dosyada mevcut olduğunu, davacının hekim hatası nedeniyle tazminat talep etmesine rağmen müvekkili şirketten tazminat talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, kaza ile maluliyet arasında illiyet kurulmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, talep edilen protez bedelinin de fahiş olduğunu, yine 6111 Sayılı Yasa ile Değişik KTK’nın 98. maddesi gereğince de müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının eksik evrak ile müracaat etmesine göre temerrüt tarihinin 19/10/2017 olarak kabulünün de hatalı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, protez giderinden kaynaklanan tazminatın ZMMS sigortacısı davalı … şirketinden tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından karar istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf talebinde, esasa ilişkin itirazlarının yanı sıra husumete ilişkin itirazlarını da ileri sürdüğünden öncelikle husumete ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesi gerekmiştir.
Davalı vekilinin hüküm altına alınan protez bedeli giderinin teminat kapsamında olmadığından sorumluluklarının bulunmadığına dair istinaf sebebinin değerlendirilmesinde; Davacının, trafik kazası neticesinde sağ bacağını diz altından kaybetmiş olması nedeniyle protez giderlerinin karşılanması istemli açtığı davada mahkemece, davacının kaza sonucu meydana gelen yaralanma neticesinde, … tarafından verilen 04/07/2017 tarihli … protokol sayılı heyet raporu ile “Diz düzeyinde travmatik ampütasyon tanısı ile (…) … hidrolik kontrollü monosentrik diz dezartikülasyon eklemli aktif vakum sistem modüler diz dezartikülasyon proyezi –sağ kullanması gerektiği,” hususunun tespit edilmesi, sonrasında ise davacının … protezin satın alınması sonrasında, Bilirkişi heyetinde alınan raporda; … alınan 04/07/2017 tarihli … protokol sayılı heyet raporu, rapor kapsamında yapılan 28.000,00 TL işlem bedelini incelediklerini, 01/10/2014 tarihinde yenilenen …’a göre … Kodu: … olan tıbbi malzeme alan: … eklemli, …. sistem modüler diz dezartikülasyon protezinin yenileme süresinin 5 yıl olduğu, özel koşullar olarak aktivite skoru ile uyumlu olan karbon ayak ve bir çift liner fiyata dahil olan protez ücretinin 17.500,00 TL olarak tanımlandığını, davalının 02/04/2014 kaza tarihinde 16 yaş 11 ay 28 günlük olduğunu, PMF1931 yaşam tablosuna göre beklenen yaşam süresinin 48 yıl 7 ay 16 gün olduğu, süre zarfında 10 kez protez değişeceği, toplam protez giderinin 175.000,00 TL olduğunun belirtilmesi üzerine, mahkemece davalının itirazları yönünden ve kusur durumuna ilişkin değerlendirme de yapılmaksızın davalının protez giderlerinden sorumlu olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiştir. Somut olayda davaya konu kaza 02/10/2014 tarihinde meydana gelmiş olup, kaza tarihi itibariyle yürürlükteki bu yasa maddesinde “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın … tarafından karşılanacağı” öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir.
Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bir kısım tedavi giderleri yönünden yükümlülüğü , 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş, 6111 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 25/02/2011 tarihinden itibaren 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk …’na geçmiş bulunmaktadır. Buna karşın gerek söz konusu madde kapsamında olmayan tedavi giderlerinden gerekse belgesiz tedavi giderlerinden … sorumlu olmayıp, sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Somut olayda davacı tarafından yaptırmak istediği ve yargılama sırasında yaptırdığı protez bedelleri davalıdan talep edilmiştir. Davacının dava tarihinde protez ihtiyacı ile ilgili henüz yapılmamış olup ileride gideri sarfı lazım gelecek bedellerin, belgesiz tedavi gideri sayılıp sayılmayacağı ve buna göre anılan madde kapsamındaki tedavi giderlerinden olup olamayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Belgesiz tedavi giderleri, …’nun ödemekle yükümlüğü olmayacağı, yaralanma ile ilgili, bağlantılı, hayatın olağan akışına uygun, olağan nitelikteki ulaşım, yiyecek, konaklama ve sair giderler olup, bu tür giderler poliçe teminatı kapsamında kaldığından sigorta şirketi bu zararlardan sorumludur. Bu hali ile henüz yapılmamış protez gideri, belgesiz tedavi gideri kapsamında olmayıp, davacının yaşamı boyunca ihtiyaç duyacağı protez ve protez yenileme ve bunlarla ilgili sair giderlerin zaman içinde harcanmasına müteakip belgelendirilmek koşulu ile … tarafından karşılanacağı, bu hususun da …’nun sorumluluğunda bulunduğu 6111 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi hükmü karşısında kuşkusuzdur.
Öte yandan 6111 Sayılı Yasada … sorumlu olduğu giderlere yönelik olarak, miktar açısından bir limit konulmamış iken 27.08.2011 tarihli ….. sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde, tedavi giderlerinin Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (…) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı belirtilerek, tedavi giderlerinin ödenmesi konusunda Kanunda yer almayan bir kısıtlama getirilmiş ise de; bahsi geçen Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinin iptali için açılan davada Danıştay 15. Dairesinin 16/03/2016 tarih … K sayılı kararı ile 2918 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin … tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır gerekçesi ile Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (…) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş olmakla davacının protez ihtiyacı ile ilgili gerek belgeli gerekse henüz yapılmamış olup ileride gideri sarf edildiğinde belgelenecek bedellerin kısıtlama olmaksızın tamamını …’dan talep edebilmesinde de yasal bir engel kalmamıştır.
Yine her ne kadar 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinin 1. fıkrasına 6645 Sayılı 04/04/2015 tarihli yasa ile … sorumluluğu açısından “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” sorumlu olacağı eklenmiş ise de, sorumluluğun belirlenmesinde kaza tarihindeki kanun hükümleri nazara alınması gerektiğinden, 6645 Sayılı düzenleme ancak yürürlük tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarında uygulanacağından, öncesinde meydana gelen kazalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Davaya konu kaza 02/10/2014 tarihinde meydana geldiğinden, davacının bu madde hükmü gereğince … tarafından karşılanmayan gider olarak talep edebileceği bir zararı da bulunmamaktadır.
Bu bağlamda 6111 Sayılı Yasa ile değişik 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi gereğince, protez giderleri ister belgeli olarak sarf edilmiş olsun ister tedavi süresince yapılması muhtemel olup dava tarihi itibariyle fatura vb. bir belge ile belgelendirilmemiş olsun tamamı sağlık hizmet bedeli kapsamında …’nun sorumluluğunda olduğundan, bu giderlere yönelik davacının davalı … şirketinden bir talepte bulunamayacağından, sigorta şirketine karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmekle, istanaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK.353/1-b/2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurularak, davalının sorumluluğu kaza tarihindeki yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğinden, kaza tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nın 98. Maddesi gereğince de protez giderlerinden … sorumlu olmasına göre davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/10/2018 tarihli, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 31,40 TL peşin ve 598,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına, fazladan alınan 570,10 TL’nin isteği halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekil ile temsil edildiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7. maddesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
İstinaf Harç ve Yargılama Giderleri Yönünden:
II-Davalı tarafça yatırılan 2.988,56 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 36,80-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 134,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
IV-Ankara 4. İcra Müdürlüğünün … E. Dosyasına depo edilen 245.500,00 TL teminat mektubunun yatırana iadesine
V-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VI- Kararın taraflara usulüne uygun tebliğine
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 17/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.