Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/524 E. 2021/1122 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI :……
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 10/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 29/05/2016 tarihinde, davalı …’nın sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan araç ile müvekkilinin evinin bahçe duvarına çarparak zarar verdiğini, bir adet çam ağacı, bahçe demirleri, 10 adet mazı ağacı yeşil elma ağacı ve vişne ağacının zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, davacının müvekkilinin zararını karşılamadığından yaptıramadığını, ayrıca müvekkilinin meydana gelen hasar nedeniyle işleri ile ilgilenmediğini, tahribatın etkilerini gidermek için yoğun çaba harcadığını, bu nedenle manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 2.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’dan, kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 4.838,00 TL olarak belirlemiştir.
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğu, davacının hasarını kanıtlaması gerektiğini, ayrıca talebin fahiş olduğunu, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davaya cevap vermemiş yargılama sırasında, tutanakta hasar gören yerin 86 ve 88 no’lu binaların bahçe duvarı olduğunun ve çam ağacının kırıldığını, davacının zarar iddiasının tutanağa uygun olmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi zarara ilişkin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek davacıya ait binanın bahçe duvarına çarparak bahçe duvarına ve bahçe bitkilerine zarar verdiği, bilirkişiden alınan rapora göre davacının bahçe duvarının yıkılması nedeniyle yaptırdığı 3.835,00 TL giderin ve dekorasyon için yaptığı 1.003,00 TL giderin meydana gelen zarara uygun olduğu, zarar gören yerin davacının mülkiyetinde olduğu, davalıların meydana gelen maddi zarardan sorumlu olduğu, ayrıca davacının bahçe duvarının yıkıldığı ve yetiştirdiği bahçe bitkilerinin zarara uğradığını, bunların tamir ve ihyası için zaman harcadığı nazara alındığında 2.000,00 TL manevi zararın uygun olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 4.438,00 TL maddi tazminatın davalılardan, (davalı sigorta şirketinden dava tarihinden olmak üzere) kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile, müştereken ve müteselsilen tahsiline, 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının maddi zararının hatalı hesaplandığını, kaza tespit tutanağında, bahçe duvarının ve bir adet çam ağacının hasarlandığının belirtildiğini, mahkemece tutanağın aksine davacının 10 adet mazı ağacının, 1 adet çam ağacının, yeşil elma ağacının ve vişne ağacının kullanılamaz hale geldiğinin ve bahçe duvarının yıkıldığını iddia ettiğini, meydana gelen hasarın ihtilaflı olduğunu, ayrıca manevi tazminatın da şartlarının oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi hasar nedeniyle, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ile belirlenen maddi zararların davalılardan, ayrıca kaza nedeniyle meydana gelen manevi zararların da davalı …’dan talep edebileceği kabul edilerek, davacının taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Haksız fiil sorumluluğunda, zarar veren kusuru oranında meydana gelen zararın tazmininden sorumludur. Bu nedenle, tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin mal varlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda mal varlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin mal varlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin mal varlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir.
Buna göre, haksız fiil nedeniyle eşyaya ilişkin zararlarda, zarar verenin sorumluluğu, haksız fiil tarihi itibariyle zarar görenin mal varlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden aynı nitelikte bir değer konulmasının mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değerdir. Bu nedenle zararın belirlenmesinde, eşyanın kazadan önceki mevcut durumu nazara alınarak zarar miktarı belirlenmeli, ayrıca tazminatın belirlenmesi sırasında, hasarlanan malzemeler nedeniyle hurda tenzili gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir.
Somut olayda; davalının aracı ile , davacıya ait bahçe duvarına çarpması neticesinde korkuluk demirlerini yıkmak suretiyle aracın bir kısmının davacıya ait bahçeye girdiği kaza tespit tutanağı ve dosyada mevcut fotoğraflardan anlaşılmaktadır. Davacı, kaza nedeniyle bahçe duvarına verilen zararları ve bahçe içerisindeki ağaçlara verilen zararı talep etmiş olup, davalının sorumluluğu, bahçe duvarının eski haline getirilmesi ve bahçe içerisindeki ağaç ve bitkiler kullanılmaz hale gelmiş ise kaza tarihindeki değeri ile sınırlıdır. Mahkemece, mahallinde keşfen alınan bilirkişi raporunda ise, davacının kaza sonrası yaptırdığı 6,45 m. uzunluğunda, 0,33 mt genişliğindeki beton duvarın ve duvar üzerine yapılan ferforje demir korkuluk imalatının maliyeti ile davacının kazadan sonra bahçe içerisinde yaptırdığı peyzaj çalışmasının maliyeti üzerinden, zarar ve tazminat miktarı belirlenmiştir. Keşif sırasında çekilen fotoğraflara ve kaza sonrası çekilen fotoğraflara göre kazadan önce yıkıldığı iddia edilen bahçe duvarının yüksekliği, hesaplamaya esas alınan kadar olmadığı gibi, aracın da sadece ön kısmı ile araç genişliği kadar olan alandan bahçeye giriş yaptığı halde davacı tarafından yapılan 6.45 m. İmalat bedeline göre zarar hesap edilmiş, bahçe içerisindeki peyzaj giderleri meydana gelen hasar çerçevesinde değerlendirilmemiştir.
Davalının sorumluluğu eşyaya verilen hasarın kazadan önceki haline getirilerek giderilmesi ile sınırlı olup, davacının hasarlı alanda yaptığı, eski hale getirilmesine yönelik imalatları aşan yenileme ve iyileştirme giderlerinden davalı sorumlu tutulamaz. Kaza tarihinde, davalının araç ile çarptığı bahçe duvarı, yapılan imalat ile yükseltilerek ve mevcut demir ferforjeler değiştirilerek yenilenmiş ve kazadan önceki mevcut haline göre iyileştirilmiş olmasına göre, davalının sorumluluğu, davacının yaptığı imalat bedeli ve peyjaz bedeli üzerinden hesap edilemeyeceğinden, bilirkişilerden ek rapor, yahut yeni seçilecek uzman bilirkişilerden oluşacak heyetten, davacının kazadan sonra yaptığı imalat ve giderlerden bağımsız olarak, meydana gelen kaza nedeniyle, kaza tarihi itibariyle bahçe duvarının hasarlanan kısmının eski hale getirilmesi bedelinin ne kadar olduğu, yeniden bahçe duvarı imali gerekip gerekmediği, bahçe duvarında mevcut ferforjelerin onarılarak kullanılmasının mümkün olup olmadığı ve onarılmasının mümkün olmaması halinde eski haline uygun bahçe duvarının maliyetinin ne kadar olacağı, hasarlanan demir ferforje ve diğer malzemelerinin kullanılmaması halinde, hurda tenzili gerekip gerekmeyeceği, bahçeye verilen zarar miktarının, dosya kapsamındaki delil durumuna göre ne kadar olacağı hususunda denetime ve hüküm kurmaya elverişi rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına ve gerçek zararın belirlenmesi uygun olmayan rapora göre davacının maddi tazminata ilişkin taleplerinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; haksız fiil nedeniyle TBK’nın 56. Maddesinde bedensel zarar meydana gelmesi halinde hakimin zarara görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği düzenlemiştir. Maddi hasarlı kazalar açısından kanunda özel bir düzenleme bulunmadığından, ancak meydana gelen, maddi hasar nedeniyle kişilik haklarının zedelendiğinin kanıtlanması halinde manevi tazminat talep edebilir. Kişinin, bahçe duvarının yıkılması, davacının meydana gelen zararın karşılanması için çalışması, kişilik hakkını zedeleyecek boyutta olmadığından, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı … … vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmekle, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek delillerin toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi, gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemece rapor alınan bilirkişilerden ek rapor yahut yeni bilirkişilerden, meydana gelen kaza nedeniyle davalının sorumlu olduğu, davacının gerçek zararının belirlendiği rapor alınarak, kararın sadece davalı … … vekili tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle ilk verilen karardaki usulü kazanılmış haklar da korunarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, davalının sair istinaf taleplerinin kaldırma sebebine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/11/2018 tarihli …. Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırlan 65,55 TL ve 44,40TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.