Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/484 E. 2021/1069 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2018
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde;12/03/2015 tarihinde davalı tarafından sigortalanan aracın, sürücüsünün park ettiği yol kenarından yola devam etmek için hareket ettiği esnada müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu araca çarpması neticesinde müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu ve müvekkilinin maluliyetinin meydana geldiğini, zararlarından davalının sorumlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunu ve müvekkilinin çalışma gücünü kaybettiğini, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 09/11/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 37.717,40 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, süresi içerisinde davaya cevap vermemiş; sonrasında verdiği beyan dilekçesi ile; davanın yeni genel şartlara tabi olduğunu, davacının eksik evrakla müvekkiline müracaat ettiğinden dava şartının yerine getirilemediğinden reddine karar verilmesini, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde müterafik kusurunun da bulunduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre yapılarak, %1,8 teknik faiz uygulanması gerektiğini, belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının meydana gelen çift taraflı trafik kazasında yaralandığından bahisle tazminat talep ettiği, alınan trafik kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan aracın %85 oranında, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın ise %15 oranında kusurlu olduğu, … Başkanlığından alınan rapora göre davacının kaza nedeniyle %31,2 oranında maluliyetinin meydana geldiğinin ve 9 ay iş göremez kaldığının belirlendiği, aktüer bilirkişiden alınan rapora ve %85 kusur durumuna göre davacının geçici iş göremezlik zararının 6.807,29 TL, sürekli iş göremezlik zararının 31.010,11 TL olduğu ve davalının zarardan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 37.817,40 TL’nin 13/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Maluliyet raporundaki çelişkilerin giderilmediğini, davacının….. alınan 10/07/2017 tarihli maluliyet raporunda davacının kaza ile illiyet bağı kurulamayan rahatsızlıklarının tespit edildiğini, ancak mahkemece hükme esas alınan ve 3 uzmandan tarafından tanzim edilen raporda ise sol tibia kırığına bağlı diz eklem fleksiyon kaybı nedeniyle %31,2 maluliyet ve 9 aylık geçici iş göremezlik tespit edildiğini, çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca geçici iş göremezlik zararının sigorta teminatı kapsamında olmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının 12/03/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde başından ve sol bacağından yaralandığından bahisle, davalıdan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır.
Cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi ve meydana gelen maluliyetinin kaza ile illiyet bağının tespit edilmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, Maluliyet ile kaza arasında illiyet bağında veya maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilemez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi….
Davacının kaza sonrası alınan tedavi evraklarına göre; başından ve sol bacağından yaralandığı, bilirkişi tarafından incelenen davacıya ait 12/03/2015 tarihli iki yönlü grafisinde ise “tibia şaftta nondeplase kırık” görümünü izlendiği tespit edilmiştir. Tedavi evraklarında davacının sol dizinden yaralanmasına ilişkin açıklık bulunmamaktadır.
İlk derece Mahkemesi tarafından ….. 100. Yıl Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre davacının meydana gelen kaza nedeniyle %31,2 oranında malul kaldığının tespit ediliği belirtilmiş ise de, 02/04/2018 Tarihli …. Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı cevabi yazısında, başkanlıklarında tek uzmanın bulunduğundan ve işlerin yoğunluğundan istenilen hususta rapor verilemeyeceği belirtilerek, raporun Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden veya özel bilirkişilerden alınmasının uygun olacağının belirtilmesi üzerine, Van Adli Tıp Şube Müdürlüğünden Adli Tıp Uzmanı, ….. uzmanından oluşturulan heyetten alınan raporda, “sol tibia kırığına bağlı diz ekleminde fleksiyon kaybı” oluştuğundan bahisle maluliyet oranın %24, E Cetveli uygulandığından ise %31,2 oranında olduğu, iyileşme süresinin 9 ay olacağının tespit ediliği görülmüştür.
Diğer yandan davacı tarafından, dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulan 10/07/2017 tarihli…., davacının %12 oranında işitme özürü olduğu tespit edilmiş, kaza ile illiyetinin tespiti açısından kaza öncesi odyometri testinin gerekli olduğu belirtilmiştir. Davacıda başkaca bir patoloji saptanmadığı, ilgili rapor içeriğinden anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan rapor ile davacının sunduğu engelli raporu arasında açıkça bir çelişki bulunduğu gibi, hükme esas alınan raporda davacıda meydana gelen sol tibia kırığının “non deplase (ayrılmamış) tibia şaft kırığı” olmasına, maluliyetin ise sol diz eklemindeki fleksiyon kaybına bağlı olmasına göre kaza ile maluliyet arasında illiyet bağı kurulmaksızın düzenlenmiş olması nedeniyle de rapor karar vermeye yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece bu durumda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine uygun çelişkiyi giderecek, meydana gelen kaza nedeniyle davacının sürekli ve geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının maluliyeti bulunması halinde ise davacının öyküsü ve yaşı değerlendirilerek, kaza ile maluliyeti arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, maluliyeti mevcut ise meydana gelen yaralanmanın mevcut maluliyeti meydana getirip getiremeyeceği, tedavi ile iyileşme imkanı olup olmadığı, özür oranının kalıcı olup olmadığı, maluliyetinin çalışma gücü ve meslekte kazanma gücünü ne oranda etkileyeceği hususunda maluliyet raporu alınarak, buna göre maluliyet durumunun tespit edilmesi halinde, belirlenen maluliyet oranına göre yapılacak hesaplama çerçevesinde belirlenecek tazminat miktarına göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklik ikmal edilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından içtihat değişikliği ile tazminat hesaplamasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve “progresif rant” yöntemi uygulanarak tazminat hesaplanması gerektiği kabul edildiğinden (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ….., Yargıtay tarafından benimsenen yöntem ile hesaplama yapılarak, ancak kararın davalı tarafından istinaf edilmiş olmasına göre usulü kazanılmış haklar da korunarak, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 28/11/2018 tarih,….. Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 44,40 TL ve 601,43 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden tarafından Ankara 16. İcra Müdürlüğünün …… Sayılı dosyasına depo edilen 60.000,00 TL teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.