Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/479 E. 2021/697 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2018
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 15.05.2016 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı küçük …’e çarpması sonucu yaralandığını, geçici ve sürekli maluliyetinin meydana geldiğini, davalı sürücünün olay yerini terk ettiğini belirterek, HMK.nın 107. Maddesi gereğince geçici işgücü kaybı için 250,00 TL, kalıcı işgücü kaybı için 250,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle; maddi tazminat istemini sigorta şirketi 31.162,00 TL’sinden sorumlu olmak üzere 44.969,70 TL olarak belirlemiştir.
Davalı … sigorta şirketi vekili, davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığını, bu nedenle yasal faiz talep edilemeyeceğini, kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ve …’a usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, savunma yapmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığından alınan raporda: sürücü belgesiz … yönetimindeki … plakalı aracın yolun sağ tarafından yola giren yaya davacı …’e çarpması olayında %50 oranında, yayanın ise %50 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği,…. Başkanlığından alınan raporda davacının yaralanmasından dolayı vücut genel çalışma gücünden %8.1 oranında kaybettiği ve 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının tespit edildiği, yeni ZMSS genel şartları nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre, davacının kalıcı işgücü zararının kusur oranı da nazara alınarak 31.162,01TL olduğu gerekçesi ile davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 31.162,01 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL’nin manevi tazminatın davalı… ve davalı …’tan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; maddi tazminat yönünden 11.05.2018 tarihli hesap bilirkişi raporunda da maddi zararın 44.969,70 TL olarak tespit edildiğini, davalı sigorta şirketinin bu zararın 31.162,01 TL’sinden sorumlu olduğu, diğer davalıların ise tamamından sorumlu olduklarına ilişkin bilirkişi görüşünün raporda belirtildiğini, mahkemece bu husus göz ardı edilerek tüm davalılar açısından 31.162,01 TL tazminata karar verildiğini, araç maliki ve sürücüsünün zararın tamamından sorumlu olduğunu, davacıda oluşan sürekli iş gücü kaybının dikkate alındığını, ancak 3 ay geçici iş göremezlik süresi için efor tazminatı hesaplanması gerektiğini, gerekçeli kararda ise bu talebe hiç değinilmediğini, manevi tazminat yönünden ise mahkemece takdir edilen miktarın oldukça düşük kaldığını, davacının yaşı , ömrü boyunca kalıcı maluliyeti olduğu, yaralanmanın yüzünde olduğu ve bu sebeple yaşıtları tarafından dışlandığı, alaya alındığı uzun süre evden çıkmak dahi istemediği dikkate alındığında sosyal hayatının bu kaza dolayısı ile derinden etkilendiğini, 10,000 TL manevi tazminata hükmedilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı küçüğün yaralanması nedeniyle %8,2 maluliyet oranına göre aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen …. yaşam tablosu esas alınarak %1,8 teknik faiz kullanılarak yapılan hesaplama yöntemine göre 31.162,01 TL, Yargıtay tarafından kabul edilen…. yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplama ya göre 44.969,70 TL tazminat belirlenmiş, davacı vekili talep arttırım dilekçesinde davalı sigorta şirketi 31.162,01 TL tazminattan sorumlu olmak üzere 44.969,70 TL tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece tüm davalılar yönünden zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre yapılan hesaplamaya göre 31.162,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, olay tarihinde davacının 4 yaşında olması nedeniyle geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir.
Davacının sair istinaf nedenlerinin incelenmesinde; Dava konusu olay 15.06.2016 tarihinde meydana gelmiş, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 13.12.2015 – 2016 tarihlerini kapsayacak şekilde davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde….. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde …. Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir ve tüm davalıların buna göre belirlenen tazminattan sorumlu tutulması gerekir ise de mahkemece alınan bilirkişi raporuna davacı tarafından itiraz edilmemiş olması ve bu miktara göre talepte bulunulmuş olması nedeniyle davacı talebi ve istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak değerlendirme yapılmıştır. Ancak davalı işleten ve sürücü yönünden tazminat hesaplanmasında Yargıtay tarafından benimsenen hesaplama yöntemine göre 44.969,70 TL belirlendiğine göre davacının talebi de dikkate alınarak davalı sürücü ve işletenden bu miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Dava konusu olayda, olayın meydana geliş şekli, somut olayın özellikleri, davacının olay tarihindeki yaşı, yüzünde kafa kemiğinden burnuna kadar 9 cm ameliyat izi kalması, maluliyet oranı, tedavi süreci, zararın ağırlığı, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı yönünden belirlenen tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar işleten ve sürücüden tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekili bedel arttırım dilekçesinde sigorta şirketinin 31.162,00 TL’sinden sorumlu olduğunu belirterek 44.696,70 TL.nın davalı işleten ve sürücüden tahsilini, talep ettiğinden talebi ile bağlı kalınarak 44.696,70 TL tazminatın davalılar işleten ve sürücüden tahsiline, sigorta şirketi yönünden ıslah dilekçesi ile talep edilen miktar ile bağlı kalınmasına, istinafa başvuran davacı lehine oluşan kazanılmış haklar dikkate alınarak hüküm kurulmasına, davacı küçük için belirlenen manevi tazminatın somut olayın özelliklerine göre bir miktar daha yüksek olması gerektiği kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kesinleşen yönler korunarak HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1- Davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile; 44.696,70 TL maddi tazminatın sigorta şirketi 31.162,01 TL.den sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı sigorta şirketi yönünden 24/06/2016 temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden 15/05/2016 kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2- Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 15/05/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… ve …’tan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.077,80-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 70,02-TL ile ıslah harcı 151,89-TL toplamı 221,91-TL’nin mahsubu ile kalan 3.855,89-TL harcın davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 2.128,67-TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir olarak kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan Tebligat ve posta gideri 427,30 TL, Adli Tıp masrafı 400,00 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 1.427,30 TL yargılama gideri ile 29,20 TL başvurma ve 221,91 TL peşin harç toplamının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 6.610,57 TL vekalet ücretinden sigorta şirketi 3.739,44 TL vekalet ücreti ile sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar… ve …’tan dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı … yargılamada vekil ile temsil edildiğinden reddine karar verilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ödenmesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 56,88 TL. yargılama giderlerinin davalılar … ve …’tan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.