Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/477 E. 2021/658 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: davacıların oğlu müteveffa …’ın, davalı … şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı, diğer davalı … …’in işleteni ve sürücüsü olduğu araçta yolcu konumunda bulunduğu esnada 23.10.2016 tarihinde gerçekleşen kazada vefat ettiğini, müteveffanın kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığını, davalı … şirketine yapılan müracaata rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … şirketinden 23.12.2016 temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalıdan ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini istemiş; 27.11.2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile; davacı … için 44.746,71 TL, davacı … için 52.884,64 TL’nin davalılardan tazminini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, davacıların desteği …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı tek taraflı kaza sonucu desteğin hayatını kaybetmesi nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğu, kusura ilişkin raporda, Müteveffanın trafik kazasının oluşumunda kusursuz olduğu, davalı … …’in kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, aktüer bilirkişi raporunda davacı-baba …’ın 44.746,71 TL, davacı-anne … için 52.884,64 TL destek zararı hesaplandığı, davacıların oğlu müteveffa …’ın, davalı … şirketine trafik sigortalı, diğer davalı … … idaresindeki araçta yolcu olarak seyahat ettiği esnada 23.10.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında vefat ettiği, müteveffanın kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığı, davacılar tarafından iş bu davanın açılmadan önce davalı … şirketine yapılan müracaata rağmen ödeme yapılmadığı, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davacı-baba … için 44.746,71 TL, davacı-anne … için 52.884,64 TL destek zararı hesaplandığı, kazanın gerçekleştiği 2016 yılı itibariyle, belirlenen bu tutarın teminat limiti dahilinde bulunup, tazminat miktarından davalı … şirketinin ZMMS sigortacısı, diğer davalının ise haksız fiil hükümleri doğrultusunda sorumlu olduğu, dava tarihinden önce davalı … şirketine 08.12.2016 tarihli başvuru dilekçesi ile müracaat edildiği, dilekçenin 12.12.2016 tarihinde davalıya teslim edildiği anlaşılmakla, davalının 12.12.2016 tarihinden 8 iş günü sonrası olan 23.12.2016 tarihinde temerrüde düştüğü, buna göre davalı … …’in kaza tarihinden, davalı … şirketinin ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu, kazaya neden olan aracın ticari nitelikte olmadığı, buna göre faizin yasal faiz olarak belirlenmesi gerektiğinden bahisle, davacı … yönünden davanın kabulü ile 52.884,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı … yönünden davanın kabulü ile 44.746,71TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … …’den 23.10.2016 kaza tarihinden, davalı … Kooperatifinden ise 23.12.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili ile davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur bilirkişi raporuna itirazları olmadığını, aktüer bilirkişice düzenlenen 03.08.2018 tarihli kök rapora müteveffanın gelirinin hatalı belirlendiği, gerçek gelirinin esas alınmadığı, müteveffanın aylık ücret gelirinin bordrolarda belirli olduğu, her gün işverence karşılanan yol ve yemek giderlerinin de gelire katılması gerektiği hususunda itiraz ederek ek rapor alınmasını talep ettiklerini, Müteveffanın işvereni …. Ltd’nin göndermiş olduğu 06.06.2018 tarihli cevabi yazılarında ekli 6 aylık(05-10 /2016 ayları) bordrosunda, Evli ve eşi çalışmayan AGİ’li asgari ücretin(148,23TL+1.177,46TL=1.325,69TL) aylık ücretinin gösterildiğini, bilirkişi raporunda ise bilinen işlemiş dönem ile işleyecek aktif dönemde AGİ’li…’nin 1.300,99 TL geliri esas alarak hatalı ve eksik hesap yapıldığını, ayrıca dosyada mevcut bulunan nüfus kaydında açıkça görüldüğü üzere müteveffanın ölümünden sadece 4 gün sonra 27.10 2016 tarihi itibariyle müteveffanın … adlı oğlunun dünyaya geldiğini ve bu durumda Aktüer hesabın bilinen işlemiş ve bilinmeyen aktif dönem için evli ve bir çocuklu AGİ’li asgari ücretin(1.344,22TL) esas alınarak hesaplama yapılması ve yıllara göre güncellenmesi gerektiği bildirilmesine rağmen alınan ek raporlarda bu hataların düzeltilmediğini, İşveren …. Ltd.’nin göndermiş olduğu 06.06.2018 tarihli cevabi yazılarında çalışan işçilerin yemek ve işe gidiş-dönüş servislerinin işverence karşılandığının açıkça belirtildiğini, buna rağmen bilirkişinin müteveffanın gelirine bir öğün yemek ve gidiş ve geliş olarak günlük servis ücretini eklemeden hesaplama yaptığını, İşverence gönderilen bordrolarda, müteveffanın ölüm tarihinde henüz çocuğu doğmadığından, evli ve çocuksuz AGİ’li ücretin bildirildiğini, müteveffanın ölümünden 4 gün sonra doğan çocuğun varlığının dikkate alınarak evli, 1 çocuklu, AGİ’li asgari ücretin dikkate alınması gerektiğini Bordrolarda bildirilen ücretin işçiye ödenen net ücret olduğunu,Yemek ve servisin işverence karşılandığı belirtildiğinden, bu hizmetlere ilişkin işçinin kazanç sağladığının açıkça belirli olup bu kazandırmalara ilişkin olabilecek günlük bir öğün yemek ve gidiş dönüş servis bedelinin kazanç olarak gelire eklenmesinin zorunlu olduğunu, mahkemece bu taleplerinin ret edildiğini, dosyada müteveffanın vukuatlı nüfus kaydı, işverence dosyaya gönderilen 06.06.2018 tarihli cevabi yazı ve ekinde maaş bordroları mevcut olmasına rağmen hiç incelenmeden aktüer raporu hazırlandığını, maaş bordrosunda müşterek çocuğun, müteveffanın ölümünden 4 gün sonra doğduğu için görünmediğini, Destekten Yoksunluk tazminatında esas alınması gerekenin “destek ölmese idi elde edeceği, ölüm nedeni ile de yoksun kalınan gelir olduğunu, aktüer hesaplamada bilinen işlemiş ve işleyecek aktif dönem için kesinlikle evli ve bir çocuklu AGİ’li gelirin esas alınması gerektiğini (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi…. K.nolu kararı, 17. Hukuk Dairesi…..K. nolu kararı), Somut olayda, davacının desteğinin tazminata esas gelirinin, asgari ücret olarak kabul edildiğini ve aktif devre zararı hesabında esas alındığını, sadece pasif dönemde AGİ’nin hesaba katılmayacağını, bir öğün yemek ve gidiş dönüş yol ücretlerinin tesbiti için …,…. Ltd.’ne müzekkere yazılarak vefat tarihinde ve günümüz itibariyle miktarının sorulması ve hesaba katılması talep edilmiş ise de; 27/11/2018 tarihli celsede bu taleplerinin tekrar reddine karar verildiğini, artırma dilekçesi ve eksik harcın ikmali için iki haftalık kesin süre verildiğini, bu nedenle aynı gün duruşma sonrasında aynı itirazlar ve yeni bilirkişi raporu alınması yönündeki talepleri tekrar edilerek ve itirazları saklı kalmak kaydıyla mecburen artırım dilekçesi verildiğini, gelir belirlenirken hüküm tarihine en yakın asgari ücretin esas alınması gerektiği bildirilmesine rağmen 2019 yılı asgari ücretinin belirlendiği günlerde 25.12.2018 tarihinde hüküm kurmaya elverişli olmayan eksik ve hatalı aktüer raporlara göre karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında davalı şirket tarafından vefat eden …’ın eş ve cocuğu için tazminat ödemesi yapıldığını, işbu kararda poliçe limitleri dikkate alınmadan limit üzerinde tazminata karar verildiğini, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacılara ayrılan destek payının oranının, başka destek olunacak kişiler olup olmamasına göre değişeceğini, bilirkişi tarafından bu husus tespit edilmeksizin yapılan hesaplamanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteveffa …’ın eş ve çocuğunun talepleri doğrultusunda açılan hasar dosyası kapsamında 29.09.2017 tarihinde 236.524,00 TL’nın vekil… hesabına ödendiğini, yapılan bu ödeme ve poliçe limiti dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, poliçe kapsamında yapılan işbu ödemeler için poliçe limiti 290.000,00 TL olup, 29.09.2017 tarihinde yapılan 236.524,00 TL ödeme mahsup edilmeden 97.631,35 TL tazminata hükmedildiğini, bu miktarın poliçe limitlerini aştığını, davalı şirketin poliçe limitleri dahilinde sorumlu olacağına hükmedilmemesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, söz konusu kazada vefat eden müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını iddia eden birden fazla sayıda kişi bulunduğundan garamaten paylaşım/proporsiyon uygulanması gerektiğini, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumlululuk sigorta poliçesi ile sigortalı olup kaza tarihi itibariyle kişi başına azami limitin 290.000,00 TL olduğunu, müteselsil sorumluluk hükümlerine göre karar verilse dahi davalı şirketin sadece azami limite kadar sorumlu tutulabileceğini, 29.09.2017 tarihinde ödenmiş olan tutarın eş ve çocuk için 236.524,00 TL olup, işbu istinaf konusu karar ile müteveffanın anne ve babası için 97.631,35 TL hesaplanarak 290.000,00 TL’lik limitin aşıldığını, bu sebeple kaza sonucu meydana gelen vefat olayı nedeniyle davalı şirkete yöneltilen tüm taleplerin kişi başına teminat limitini aşmamak üzere birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, dosya üzerinde garameten paylaşım/proporsiyon uygulanması gerektiğini, bu kapsamda vefat eden kişinin tüm mirasçıları dikkate alınarak hesaplama yapılması, kaza nedeniyle davalı şirkete dava açan davacılar yönünden proporsiyon hesaplaması yapılması gerektiğini (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 13.06.2011 tarih, 2011/6445 E., 2011/8586 K. sayılı ilamı, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin….5 K. numaralı ilamı), davalı şirketin bakiye teminat limiti ile sorumlu tutulabileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan yapılan inceleme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, davacıların oğlu … yolcu konumunda bulunduğu, davalı … …’in işleteni ve sürücüsü olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu vefat etmiştir. Diğer davalı da kazaya karışan aracın ZMSS şirketidir.
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. 6098 sayılı TBK 53. maddesi ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda davaya konu trafik kazası 23.10.2016 tarihinde meydana gelmiş, destek evli olup, ölümünden 4 gün sonra 27.10.2016 tarihinde dava dışı oğlu … dünyaya gelmiştir. Desteğin çalıştığı şirketten 2016 yılı Mayıs ayından Ekim ayına kadar maaş bordroları getirilmiştir. Bu dönemde müteveffanın oğlu henüz doğmadığından, bordrolarda çocuk yardımının gösterilmesi fiilen imkansızdır. Mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporunda destek tazminatı hesaplanırken, desteğin çalışmış olduğu şirketten elde ettiği gelire ilişkin getirtilen söz konusu maaş bordroları dikkate alınıp, bilinen ve işleyecek aktif dönem için asgari ücret düzeyinde aylık gelir elde ettiği değerlendirilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapıldığı belirtilmiş ise de, desteğin evli ve eşinin ev hanımı olduğu, çalışmadığı ve ölümünden 4 gün sonra çocuğunun doğduğu gözetilerek, tazminat hesabı yapılan tarihler itibari ile geçerli, evli(eşi çalışmayan) ve bir çocuklu çalışanın hak kazandığı AGİ’li asgari ücretin müteveffanın gerçek geliri olduğunun kabulü ile destek tazminatı hesabı yapılması gerekirken (bilinen dönem yine 2018 yılında sonlandırılarak), bu hususlar gözönüne alınmadan, yazılı olduğu biçimde eksik gelire göre destek tazminatı hesaplanması doğru görülmemiştir.
2-Davalı … A.Ş. vekilinin istinafına gelince; sigorta şirketleri gerçek zarar miktarından poliçe limiti oranında sorumludur. KTK’nın 96. maddesinde ise garameten ödeme ilkesi düzenlenmiş olup,buna göre “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerin tazminat taleplerinin, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerektiği” hükme bağlanmıştır.
KTK’nun 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Somut olayda kaza tarihinde ZMMS poliçe limiti kişi başına ölüm için 310.000,00 TL’dir. Bu şekildeki sınırlama kazada bir kişinin ölümü halinde, bu kişinin tüm mirasçılarının toplam olarak sigorta şirketinden isteyebileceği destekten yoksun kalma tazminatının azami olarak 310.000,00 TL ile sınırlı olacağı anlamına gelmektedir.
Somut olayda iş bu davanın davacıları desteğin anne ve babasıdır. Destek evli olup, 27.10.2016 doğumlu … isminde oğlu vardır. İş bu dava 17.08.2017 tarihinde açılmıştır. Dava açılmadan önce davacılar …, … ile dava dışı eş … ile … … adına vekilleri Av. … tarafından davalı … şirketine 08.12.2016 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunularak hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatlarının ilgililere ödenmesi talep edilmiş, dava dışı eş ve çocuk bilahare kendilerini bir başka vekil ile temsil ettirmişler, eş ve çocuğu temsil eden vekil tarafından da 14.03.2017 tarihli dilekçe ile davalı … şirketine müracaat edilerek 310.000,00 TL poliçe teminatının ödenmesi talep edilmiştir. Daha sonra … ve … … için 05.04.2017 tarihinde sigorta tahkim komisyonuna başvurularak destek tazminatının davalı sigortacıdan tazmini istenmiş, 11.09.2017 tarihli…. Karar sayılı karar ile sağ eş … yönünden 186.770,27TL, … için 49.754,42 TL (toplam 236.52,.00TL) destek tazminatının sigorta şirketinden 30.03.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Tahkim dosyasında hükme esasa alınan hesap bilirkişi raporunda müteveffanın sağ anne ve babasına da pay ayrılmış, tazminatların toplamı, poliçe limitini aştığından garame hesabı yapılarak sigorta tahkim komisyonundan tazminat talebinde bulunan davacılar lehine söz konusu tazminatlara hükmedilmiştir. Davalı … şirketi tarafından ibraname, makbuz, feragatname başlıklı belgeye istinaden, sağ eş ve çocuk için toplam 275.612,00 TL tazminat (asıl alacak ve faiz, masraf vb. ferilerle birlikte) ödemesi yapılmış, eş ve çocuğun vekili tarafından sigorta şirketi, araç işleteni ve sürücü ibra edilmiş, alacakta ödenen miktarla sınırlı olarak sigorta şirketine temlik edilmiştir. 29.09.2017 tarihinde asıl alacak miktarı 236.524,00TL’nın vekilin hesabına yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … şirketi tarafından sigortalanan aracın sebebiyet verdiği kazada destek …’ın vefatı nedeniyle birden çok kişi zarar görmüş, sigorta tahkim komisyonunda ve iş bu dosyada birden fazla davacı tarafından dava açılmış bulunmasına göre, davalı sigortacının olayda zarar görenlere karşı sorumlu olduğu teminat limitinin garame hesabı ile zarar görenlere paylaştırılması, ondan sonra davalı … şirketinin davacılara garameten ödemekle yükümlü olduğu tutarın hüküm altına alınması gerekir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle yukarıda 1 numaralı bentte açıklandığı şekilde müteveffanın gerçek gelir durumuna göre davacılar için destek tazminatı hesaplanması, yerleşik Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen pay oranlarına göre dava dışı eş ve müteveffanın oğluna da gelirden pay ayrılması, davacılar ve dava dışı mirasçı eş ile küçük çocuk için hesaplanan toplam tazminatın kaza tarihinde geçerli olan ZMMS poliçesindeki kişi başına ölüm teminat limitini aşması halinde, garame hesabı yapılarak ve davalı … şirketi tarafından dava dışı mirasçılara ödenen toplam 236.524,00 TL asıl alacağın poliçe limitinden mahsubu ile bakiye poliçe limiti ile davalı … şirketinin sorumluluğuna karar verilmek üzere, önceki bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; İş bu davanın yargılaması sırasında alınan aktüer bilirkişi raporunda davacı anne, baba ve dava dışı eş ile çocuk için hesaplanan destek tazminatı toplamı poliçe limitini geçtiğinden, garame hesabı yapılarak davacı anne yönünden 51.023.00 TL (garame hesabı yapılmadan önce 52.884.64 TL iken), davacı baba yönünden 43.171.54 TL(garameden önce 44.746.71 TL iken) tazminat hesaplanmış ise de, raporun sonuç kısmına yine davalıların sorumlu olduğu tazminat olarak 52.884,64 TL ve 44.746,71 TL belirtildiğinden, davacılar vekili tarafından sonuç kısmında belirlenen tazminatlar artırım dilekçesi ile talep edilmiş olup, mahkemece davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu gözetilmeden, poliçe limitini geçecek şekilde tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi de doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın sonucuna ve esasına bire bir etkili olan bu hususlarda inceleme yapılmadan yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacılar vekili ile davalı … şirketi vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına(hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tarihe göre usulü kazanılmış haklar korunarak) ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekili ile davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli, …Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekili ile davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davacılar tarafından yatırılan 44.40 TL maktu, davalı … şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 1.660,00 TL nispi istinaf karar harcının talepleri halinde ilgililerine iadesine,
3-İstinafa gelen davacılar ve davalı … şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç iadesi işlemlerinin ilk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.