Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/439 E. 2021/694 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2018
NUMARASI : …
VEKİLLERİ :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 27.08.2011 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, 4 ay çalışamadığını, bakım altında olduğu dönmede masrafları olduğunu,… alınan sağlık kurulu raporuna göre %9,2 maluliyetinin bulunduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 38.823,00 TL. ödeme yapıldığını, davacının bakiye zararı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik sürekli iş göremezlik için 100,00 TL, geçici iş göremezlik için 100,00 TL, tedavi giderleri için 100,00 TL, bakıcı giderleri için 100,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 10.064,11 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davalının sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, dava öncesinde davacı tarafa 50.028,87 TL ödeme yapıldığını, ödeme tarihi verilerine göre hesaplama yapılması gerektiğini, meydana gelen kazada, davacı tarafın araçta yolcu olarak bulunduğunu hatır taşıması söz konusu olduğunu, davacının emniyet kemeri takmadığından müterafik kusuru bulunduğunu, belirterek; davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ……. Başkanlığından alınan raporda davacının çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybının %9,2 olduğu, bakıcı ihtiyacı süresinin 2 ay olduğu, 4 ayda iyileşeceği, davalı … Sigorta A.Ş sigortalısı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacı…’nin müterafik kusuru bulunmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından 50.028,87 TL ödeme yapıldığı, PMF 1931 tablosu ve %10 artırım ve %10 iskonto metodu ile yapılan hesaplamada 58.219,03 TL ile 2.779,15 TL bakıcı gideri ve ulaşım gideri olmak üzere toplam 60.193,03 TL tutardan güncellenen 52.908,11 TL mahsup edildiğinde 7.284,92 TL bakiye zarar hesaplandığını, TRH 2010 Tablosu ve aktüeryal irat formülü metodu ile yapılan hesaplamada 52.604,94 TL ile 2.779,15 TL bakıcı gideri ve ulaşım gideri olmak üzere toplam 55.384,09 TL tutardan güncellenen 52.908,11 TL mahsup edildiğinde 2.475,98 TL bakiye zarar hesaplandığını, davacının maluliyet oranı gözetilerek 7.284,92 TL sürekli iş göremezlik, bakıcı ve ulaşım gideri, 2.779,15 TL geçici iş göremezlik gideri olmak üzere toplam 10.064,11 TL olan meblağdan %20 oranında hatır taşıması indirimi uygulandıktan sonra bulunan 8.051,31 TL tazminat hesap edildiği, iş bu tazminatın ödenmesinden davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğu gerekçesi ile, 7.284,92 TL sürekli iş göremezlik, bakıcı ve ulaşım gideri, 2.779,15 TL geçici iş göremezlik gideri olmak üzere toplam 10.064,11 TL.den %20 oranında hatır taşıması indirimi uygulandıktan sonra 8.051,31 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının gerçek zararı ödemekle yükümlü olup, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat miktarının hesaplama hatası nedeniyle davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak nitelikte fahiş olduğunu, davalı tarafından dava öncesi yapılan ödeme 50.028,87-TL. olduğunu, her ne kadar davacı tarafça ve bilirkişi ek raporunda dava öncesi ödemenin 38.823,00-TL olarak gerçekleştiği belirtilmiş ise de davacıya yapılan gerçek ödemenin 50.028,87-TL. olduğunu, bu durumunda ödemenin ek rapor düzenlenme tarihine kadar işleyen yasal faizinin 4.255,88-TL. olduğunu, 54.284,75-TL.nın tazminattan mahsubu gerektiğini, ödeme tarihinde davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının tespit edilmediğini, poliçe tanzim tarihi itibariyle eski genel şartlara tabii olunmak üzere meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre maluliyet tespiti ve PMF tablosuna göre aktüer hesabı yapılması gerektiğini, ancak mahkemece bilirkişi raporunda TRH tablosuna göre yapılan tazminat hesabı hükme esas alınmış ve bu durum da davacı lehine fahiş oranda tazminat hesaplamasına sebebiyet verildiğini, mahkemece itirazlarının değerlendirilmediğini, geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve ‘ulaşım giderinin sigorta şirketi teminatı kapsamında olmadığını, 6111 sayılı yasa ile trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.3.m. maddesine göre dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacının kaza esnasında emniyet kemerlerinin takılı olup olmadığı konusunda araştırma yapılmadığını, davacı yan, dava dilekçesinde kazada yaralanan davacının yolcu konumunda bulunduğundan herhangi bir kusurunun bulunmadığını beyan etmekle birlikte, kazada yaralanan davacının, emniyet kemerinin bulunmadığı ve bu sebeple de müterafik kusurunun bulunduğu hususlarının da araştırılması gerektiğini, davacı yana SGK tarafından yapılan rücuya tabi herhangi bir ödeme olup olmadığının araştırılmadığını, tazminata dava tarihinden yasal faiz uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek sürekli iş göremezlik geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri talep etmiştir.
Dava konusu kaza 27.08.2011 tarihinde meydana gelmiş, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası 15.11.2010 – 2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde (1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar: a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini. b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini. c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri. ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini. d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını. e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi. (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile sürekli iş göremezlik için 100,00 TL, geçici iş göremezlik için 100,00 TL, tedavi giderleri için 100,00 TL, bakıcı giderleri için 100,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL maddi tazminat talep etmiş ıslah dilekçesi ile her hangi bir ayrım yapmadan ve talep ve miktarlarını belirtmeden talebini 10.064,11 TL olarak ıslah etmiş, mahkemece bu miktar üzerinden %20 hatır taşıması indirimi yapılarak hüküm verilmiş ise de, hükmün sonuç kısmında, davacının hangi talebinin ne miktarda kabul edildiği anlaşılamadığı gibi, sigorta şirketinin dava dilekçesi ile talep edilen zarar kalemleri yönünden zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde ayrı ayrı teminat limitleri bulunduğundan hüküm altına alınan zarar kalemleri ayrı ayrı belirtilmemesi infazda tereddüt yaratacağı gibi kesin hüküm açısından da tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, hüküm fıkrasının HMK.nın 297/2. maddesine uygun şekilde hükmün sonuç kısmında, davacının, taleplerinden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmemesi nedeniyle hükmün denetlenmesi mümkün olmadığı gibi talep edilen hangi zarar kalemleri ile hangi miktar tazminata hükmedildiği anlaşılamadığından mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlendiğinden davacı tarafa ıslah dilekçesi açıklatılarak talep edilen zarar kalemleri ile tazminat miktarlarının ayrı ayrı belirtilmesinin istenmesi ve sonucuna göre her zarar kalemi ve miktarını gösterir şekilde denetlemeye uygun hüküm kurulması gerekir.
Kabul şekline göre; davacı vekili tarafından dava dilekçesinde dava açılmadan önce sigorta şirketi tarafından 38.823,00 TL ödeme yapıldığı iddia edilmiş, sigorta şirketi ise ödemenin 50.028,87 TL olduğunu belirtmiştir. Mahkemece ödemeye ilişkin belgeler getirilmeden hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme faiz ile güncellenerek belirlenen tazminattan mahsup edilmiş ise de raporda ödeme miktarı ve faiz uygulanan ana para ve faiz miktarı denetlemeye uygun olarak belirtilmemiştir.
Mahkemece öncelikle sigorta şirketi tarafından davacıya dava açılmadan önce yapılan ödemeye ilişkin belge, aktüer hesap raporu, hasar dosyası varsa ibraname, banka dekontu gibi belgeler getirilerek ödeme miktarının net olarak belirlenmesi, ondan sonra ödeme miktarına göre bilirkişi raporu ile belirlenen miktar ödendiği iddia edilen miktara yakın olması nedeniyle ödeme tarihinde zararın karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak hesaplama yapılması, ödeme ile zararın karşılanmadığının tespiti halinde rapor tarihi verilerine göre hesaplama yapılarak ödenen asıl alacağa ilişkin miktarın yasal faiz ile güncellenerek belirlenen zarardan düşülmesi, ayrıca dava konusu olayın 27.08.2011 tarihinde meydana gelmesi ve zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin 15.11.2010 tarihinde düzenlenmiş olması nedeniyle davalı sigorta şirketi vekilinin de talep ettiği gibi olay tarihinde Yargıtay tarafından kabul edilen hesaplama yöntemine göre hesaplama yapılması hususunda aktüerya konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve denetlemeye uygun şekilde rapor alınması gerektiği halde bu hususa ilişkin hiç bir değerlendirme yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, HMK.nın 31. maddesi gereğince davacıya ıslah dilekçesi açıklatılarak talep ettiği zarar kalemleri ve miktarlarının belirlenmesi ondan sonra hüküm fıkrasının HMK.nın 297/2. maddesine uygun şekilde hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, talep edilen tazminat kalemlerinin ayrı ayrı gösterilerek, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde yeniden karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 3. İcra Dairesinin… sayılı dosyasına yatırılan 17.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.